matesis
dedas

Yaratıcı Beyin - Nancy C. Andreasen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yaratıcı Beyin kimin eseri? Yaratıcı Beyin kitabının yazarı kimdir? Yaratıcı Beyin konusu ve anafikri nedir? Yaratıcı Beyin kitabı ne anlatıyor? Yaratıcı Beyin PDF indirme linki var mı? Yaratıcı Beyin kitabının yazarı Nancy C. Andreasen kimdir? İşte Yaratıcı Beyin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 16.08.2022 02:00
Yaratıcı Beyin - Nancy C. Andreasen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nancy C. Andreasen

Çevirmen: Kıvanç Güney

Orijinal Adı: The Creating Brain: The Neuroscience of Genius

Yayın Evi: Arkadaş Yayınları

İSBN: 9789755095998

Sayfa Sayısı: 247

Yaratıcı Beyin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yaratıcılık olarak adlandırdığımız o benzersiz özgünlük nasıl ortaya çıkıyor? Herkes yaratıcı olabilir mi? Michelangelo bir taş ustasının oğluyken; Shakespeare'in babası orta sınıfa ait bir iş adamıydı. Peki, o halde bazı insanların kısacık hayatlarından sıyrılıp şaşırtıcı derecede yaratıcı şeyler ortaya koymaları nasıl açıklanabilir?

Iowa Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nde araştırmalarını sürdüren Ulusal Bilim Madalyası sahibi Nancy Andreasan "yaratıcılık" ve beyin konusundaki sürükleyici yolculuğunun deneyimlerini paylaşırken,bize yaratıcılığın, zeka ve yetenekten bağımsız olarak; yalnızca yaşamın farklı parçalarının yeni ve beklenmedik şekilde bir araya getirilmesi olduğunu gösteriyor.

Andreasen, çalışmasından resim,edebiyat,müzik ve bilim alanlarında, beynin yaratıcı fikirlere nasıll ulaştığını anlamak için; genler ve çevrenin rolünü, sıradan yaratıcılığa karşılık sıradışı yaratıcılığı, çok yönlü olmanın önemini,"standart bir eğitim görmemeiş olma"nın değerini ve "deha ile delilik" ilişkisini inceliyor. Mozart, Poincare ve Coleridge gibi sıradışı yaratıcıların yaratıcılık, yaratıcı süreç ve özel yeteneklere sahip yaratıcı insanlar hakkında söylediklerine yer veren yazar, oyun  yazarı Neil Simon ile yaptığı söyleşiden hareketle, oldukça poüler olan Amerikalı yazarın aklının ve beyninin nasıl işlediğini de anlatıyor.

Yaratıcı Beyin, yaratıcı beyni yaratan koşulları anlamanın ve hem çocuklar hem de yetişkinler için yaratıcılığı beslemenin yollarını sunuyor...

(Tanıtım yazısından)

Yaratıcı Beyin Alıntıları - Sözleri

  • Nörobilimciler beynin plastik olduğunu söylerken, polimerleri kast etmez. Beynin müthiş derecede tepki veren, uyum sağlama yeteneğine sahip ve sonsuza kadar değişen bir organ olduğunu anlatmak ister. Uyum sağlaması ve değişime, içine girdiği çevrenin talep ve baskılarına verdiği tepkiler yoluyla olur.
  • Şairlerin güçlerini bir çeşit inançtan ve Tanrı vergisi bir yetenekten, yoğun bir gizemcilikten aldığı açıktır. Birçok şairin hayatı bu türden örneklerle doludur: Shakespeare'in soneleri dizelerinin ölümsüzlüğüne duyduğu inancı ifade eden dizelerle doludur...
  • Bir şeytan, doğuştan bir şeytan, doğasına Çevrenin asla sokulamayacağı! İnsani tüm acılarımın, Hepsinin, hep birlikte, içinde tamamen kaybolduğu! William Shakespeare
  • Pek azı kendini Coleridge'nin tanımladığı anlamda birer "romantik" olarak tanımlasa da, nörobilimcilerin çoğu, yine de, Kubla Khan'ın şu son dizelerinin ruhunu ve anlamına kavrayabilmektedir... Ve yum gözlerini yüce bir korkuyla, Çünkü o çiçek özü ile beslenmiş, Ve içmiş Cennet'in sütünü. Çoğumuz kendimizi bir Xanadu arayışı içinde hissederiz. Her sabah yeniden kalkıp dünyadaki en ilginç yaratığa ait en ilginç organı inceleyebilme ve bilimin şimdiye kadar sorduğu en ilginç soruları sorabilme ayrıcalığına sahibizdir. Aslında bizde her gün çiçek özü ile beslenme ve cennet sütünden içme şansına sahibiz.
  • Dendritlerin her biri spina adı verilen küçük dikenimsi uzantılarla bilgi alışverişi kapasitesini artırır. Spinaların üstünde sinaps bulunur (Yunanca synaptein, birbirine bağlamak demektir). Sinaps sinir hücrelerinin birbirine bağlanıp bilgiyi ileri geri yolladıkları ayrı noktalardır. Beynin hem yakın, hem de uzak bölgeleriyle olan bağlantı, "beynin çalışması" için çok önemlidir. Bu bağlantı, ayrıca, hücreler arasında "yalıtılmış kablo" görevi gören ve birçok sinapsa ulaşan akson terminallerine bölünen uzantılar, yani aksonlarla da sağlanır.
  • Düşünce genelde çok hızlı ve çok boyutlu olarak hareket ediyor. Çözüm beklenmedik bir anda geliyor. Fikirler kuluçkaya yattığı bir "istirahat döneminden" sonra gelebiliyor ve bir anda köklenip filiz veriyor. Neil Simon'un omuzunda oturan ilham perisi "esinlenmek" olarak deneyimleniyor.
  • Occipital loblar görüş, temporal loblar işitsel algılama ve dil, parietal loblar uzamsal algılama ve dil, frontal loblarsa soyut düşünce, planlama ve hafızanın belli türleri gibi "yönetici fonksiyonlarla ilişkilidir. Lobların, ayrıca, daha az uzmanlaşmış olan bağlantı korteksleri (association cortex) vardır; buralarda daha özel fonksiyonlardan birçoğu aynı anda bir araya getirilebilir (yani, "birleştirilir"). Bu lobların yüzeyinde sinir hücresi tabakaları, yani nöronlar vardır. Nöron beyinde iletişimi sağlayan temel ünitedir.
  • Oturmuş defterime bir şeyler yazıyordum; ama çalışmam ilerlemiyordu. Aklım başka yerlerdeydi. Sandalyemi ateşi çevirip biraz kestirdim. Atomlar yine gözlerimin önünde dans ediyordu. Bu sefer küçük gruplar alçakgönüllülük göstererek arka planda kaldı. Bu türden vizyonlar ile keskinleşmiş olan zihin gözüm şimdi türlü şekillerde bir araya gelen daha büyük yapıları ayırt ediyordu. Yılan gibi kıvrılıp bükülen uzun dizeler bazen birbirine daha iyi uyum sağlıyordu. Ama bir dakika! O da ne? Yılanlardan biri Durmuş kendi kuyruğunu yakalamaya çalışıyor, gözlerimin önünde alay eder gibi dönüp duruyordu. Sanki beynimde şimşek çakmış gibi uyandım ve bu sefer gecenin kalanını hipotezin sonuçları üzerinde çalışarak geçirdim. Alman organik kimyacı Frederick Kekulé
  • Felsefe, politika, şiir ve sanatta öne çıkmış olanları hepsi melankoliye eğilimli insanlardır. Aristo, Problemata Çılgın, âşık ve şair, Hepsi aynı hayalden beslenir. William Shakespeare, Bir Yaz Gecesi Rüyası Büyük dehalar elbet çılgınlığa yakındır: Ve aralarındaki sınırı çok ince duvarlar çizer. John Dryden, Absolom ve Achitopel "Uzaylı yaratıklar tarafından dünyayı kurtarmak üzere görevlendirildiğinize nasıl inanabildiniz?" "Çünkü doğaüstü varlıklara ilişkin fikirler de matematikle ilgili fikirlerin geldiği şekilde geldi, o yüzden ben de ciddiye aldım." Sylvia Nasar, Akıl Oyunları
  • Bach ailesi, ailelerde yer alan yaratıcılığa belki en güçlü örnektir. Yaratıcı aile bireyleri, 1500'lerden başlayıp 1800'lere kadar süren sekiz nesillik bir döneme yayılır. En büyükleriyse, elbette Johann Sebastian Bach'ti. Ama onun dışında, Bach ailesinde yirminin üstünde tanınmış müzisyen vardı. Galton'ın Hereditary Genius'unda özetlenen diğer aileler arasında ressamlar olarak Bellini'ler, Van Eyck'ler ve Titian'lar; şairlerden Coleridge'ler ve Wordsworth'ler, romancılarda Bronte'ler vardır. Galton başka örnekler de vermiştir, ama bu aileler en tanınmış olanlarından birkaçı.
  • Esin bir şiirin başlangıcı ve nihai amacıdır. Şairin aklına gelen ilk ve sonunda sözcüklere dökmeyi başarabildiği en son fikirdir. Bu başlangıç ve bitiş çizgisi arasında zorlu bir yarış, alınteri ve zahmetli bir çalışma vardır. Paul Valery'in bir şiirin " une ligne donnée" sinden bahseder. Şaire Tanrı ya da doğa tarafından tek bir dize verilir, geriye kalan tek başına keşfetmesi gereklidir. Stephen Spender
  • Yaratıcılık tohumlarının filizlenmesini önleyen etkenler ırkçılık, önyargı, yoksulluk, savaşlar, eğitimsizlik ve daha birçoğunu da içeriyor. Bize verilen armağanları boşa harcamayı göze alamayız. Yaratıcı doğamızın nasıl besleneceğini öğrenmek zorundayız. Bu nedenle, bu kitabı gelecekte çok daha fazlasının gelişimine yardımcı olması ümidiyle, geçmişteki kayıp dehalara adamayı seçtim.
  • Dünyayı bir kum tanesinde görmek Cenneti yabani bir çiçekte Sonsuzluğu avucunda tutabilmek Ve ölümsüzlüğü bir saate sıkıştırmak
  • Şimdiye kadar kim bilir kaç dâhi doğmuş ama eğitim yetersizliğinden bu armağanın farkına varamamıştı.
  • Hayat dediğin ne ki : Yürüyen bir gölge , bir zavallı kukla bu sahnede. Bir saat boy gösterip , boyun kırıp gidecek , Bir daha da duyulmayacak artık sesi. Bir aptalın anlattığı bir masal bu : Kuru gürültüler , deli saçmalarıyla dolu.

Yaratıcı Beyin İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yaratıcı Beyin/ Dehanın Nörobilimi (Kitap hk.): Insan kendisinin aslında ne olduğunu bilmesi gerekiyor. Bu kitap bu konuda gerçekten çok yardımcı. Bir insan beynini incelediğinizde bambaşka ve çok özel olduğunuzu hissediyorsunuz. Bakış açınız değişiyor. Psikoloji seven ve bakış açısını değiştirmek isteyen, aynı zamanda kendini de keşfetmek isteyen insanlar için tavsiyemdir. (Puna Güleçöz)

Yaratıcılık dediğimiz şey tam olarak nedir? Ortaya çıktığında insan beyninde neler olur? Doğuştan gelen bir hediye mi yoksa çevre etkisiyle şekillenip gelişen bir şey midir? Yaratıcılık zihinsel rahatsızlık yaşayan bireylerde daha mı çok görünür? Bundan sonraki hayatımızda daha yaratıcı bireyler olmak için neler yapmalıyız? Bu minvalde merak edilen sorulara geçmişten günümüze sıradışı yaraticliklariyla damga vurmuş ünlü kişilerin hayatından örneklerle cevap vermiş yazar. Okunmaya değer bir yapıt olduğunu düşünüyorum (Alper Keskin)

“Nasıl bir yaratıktır insanoğlu! Ne soylu bir zeka! Ne sonsuz yetenekler! Ne anlamlı ve hayran olunası bir beden ve tavırlar! Nasıl da meleksidir davranışları! Ne tanrısal bir kavrayış! Dünyadaki güzellik, hayvanların en yücesi!” - Shakespeare Evet, incelemeye Shakespeare’in türümüzü öven cümleleriyle başladım. Bana göre tüm bu övgülere kaynak olan, insanoğlunu hayvanlar ve diğer bütün alemlerden üstün kılan ve ayrıca isminden de anlaşılacağı üzere kitabımızın konusunu oluşturan BEYİN. Şuna kesin eminim: bu kitabı, bilgi birikimi hangi seviyede olursa olsun kim okusa çok yüksek bir haz alacak, zihninde başka başka yolculuklara çıkacak, ismini ilkokul sıralarından beri duyduğumuz bazı büyük insanların yaşamlarının belli kesitlerine tanıklık edecek, daha önce hiç girmediği denizlerde kulaç atacaktır. En önemlisi de beynimizin içinde daha önce hiç deneyimlemediği eşsiz bir gezintiye çıkacaktır. Kitapla karşılaşmam şöyle oldu, tıp 2. sınıf öğrencisiyim ve 3 hafta kadar önce sinir komitesine giriş yaptık. Benim de beyne olan ilgim böyle başladı. O ilk hafta kütüphanede beyinle ilgili bir kitap aramaya çıktım. Beyni daha yakından tanıyacağım, bilimsel bir şeyler, derslere ilgimi daha da arttıracak bir şeyler. Ne aradığımı tam bilmiyordum ama sanırım bulabileceğim en harika kitaplardan birini buldum ve şu anda o kitabın incelemesini yazıyorum. Bu incelemem aceleye geldiği için (şu an zorunlu olarak katıldığım bir piknikteyim, kitabı demin bitirdim. Vakti boş geçirmemek için incelemeyi elden çıkarayım dedim) yazarla ilgili detaylı bir araştırma yapıp yazamıyorum maalesef. Sadecd şunu söyleyebilirim ki işini azimle yapan başarılı bir nörobilimci ve nörobilime de ziyadesiyle katkıları olmuş, bu bilim dalının bugün olduğu yere gelmesinde çok emek sarf etmiş birisi. Zaten gönül isterdi ki bu kitabı tekrar okuyup daha sağlıklı bir yorum yapabileyim ama hem vaktimin sıkışıklığından hem de okunmayı bekleyen onlarca kitabım olduğundan bu şimdilik mümkün değil. Kitapta beyin ile ilgili yapılmış çoğu araştırmanın sonuç ve çıkarımlarını okuyacaksınız. 6 bölümün her birinde kendinize katacak bir şeyler bulacaksınız. Okuduğunuz süre boyunca devamlı yeni şeyler öğreneceksiniz. Beyin kafatasınızın içindeki hassas bir organ olmaktan çıkacak bu mükemmel yapıyı daha yakından tanıyacaksınız. Her birimizin kafasında, şimdiye kadar tasarlanmış tüm bligisayarlar, işletimlerden daha karmaşık, daha sistemli, daha harika tasarlanmış bir organizma var. Umarım benim yaşadığım heyecanı siz de yaşarsınız. İçerikle ilgili her zamanki gibi çok güzel bir yazı yazamayacağım ama yaratıcı beyinle ilgili merakı olan, araştırmalar yapmayı, bir şeyler okumayı isteyenler için çok güzel bir yol gösterici kaynak olacaktır. Tarihte iz bırakmış Da Vinci, Einstein, Mozart, Michelangelo gibi pek çok dahinin yaşamları ve beyinlerinin işleyişiyle ilgili aydınlatıcı pek çok şey okuyacaksınız. Kitapta yazarın şöyle bir cümlesi var: “Genlerin moleküler düzeyde yaratıcı beynin yaratılmasını nasıl etkilediğine dair şuan HİÇBİR ŞEY söyleyemiyoruz.” Bu cümle bence kitaptaki en çarpıcı cümlelerden biriydi. Burayı okurken şöyle düşündüm. Biz galiba ulaşım sektörü için arabaların daha icat edilmediği, uzun yolların at, eşek, deve gibi hayvanlarla aşıldığı bir dönemi nörobilim için yaşıyoruz. Çünkü kitap, satır aralarında sürekli beyinle ilgili aslında ne kadar az şey bilindiğini yüzünüze vuruyor. Tabi beyne yönelik böyle kapsamlı çalışmalar yapılmaya başlanalı çok olmuyor bunu da unutmamak lazım. Nörobilimin köklü bir geçmişi yok, daha taze bir bilim dalı. Umarım çalışmaların ilerlediği, gizemlerin çözüldüğü dönemlere ucundan da olsa yetişiriz. (bahar)

Yaratıcı Beyin PDF indirme linki var mı?

Nancy C. Andreasen - Yaratıcı Beyin kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaratıcı Beyin PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nancy C. Andreasen Kimdir?

Psikiyatrist Nancy Andreasen 1938 yılında Amerika, Lincoln'de dünyaya geldi. Anaokulundayken yapılan IQ testinde "dahi" ilan edildi. Yaşıtlarından daha ileri düzeyde olan küçük kızlarıyla gurur duyan ailesi, kadının toplumsal rolü hakkında tutucu görüşlere sahipti. En büyük arzuları, Nancy'nin doğru bir erkeği bulup yuva kurmasıydı. Ancak, küçük Nancy'nin başka arzuları vardı.

Akşam yemeklerinde sorulan, "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" gibi sorulara "Amerika'nın ilk kadın başkanı olmak istiyorum" yanıtını veren Nancy, büyüdükçe farklı seçimler yapmaya başladı: Doktora yapabilir ve bir üniversitede profesör olabilirdi. Bir edebiyatçı ya da şair olabilir ya da gazeteci olup büyük bir gazetede dış haberler muhabiri olarak çalışabilirdi.

Yirmilerine yaklaştığında ailesinin uyarıları genç Nancy'nin kulaklarında yankılanıyordu: "Nancy doktora yaparsan kimse seninle evlenmek istemez." "George çok hoş bir delikanlı, onunla evlenip yuva kurabilirsin."

Nancy yoluna kararlılıkla devam etti. Önce Harvard'a, sonra da bir Fulbright bursuyla Oxford'a kaçıp evden ayrıldı. Ardında, gözü yaşlı bir anne bıraktı.

Sonraları Nancy, hem iyi bir anne hem de iyi bir doktor olabildiğini kanıtlayınca, anne ve babası onunla gurur duydu. Ölümünden birkaç gün önce babası Nancy'e şöyle dedi: "Paçandan tutmak için elimizden geleni yaptık ama sen asla vazgeçmedin. Yarışı kazanmaya kararlı genç bir kısrak gibiydin. Her şeye rağmen başardın." Babası Nancy'nin sırtındaki o ağır suçluluk duygusunu işte bu sözlerle kaldırıp attı.

Bilim ve tıbba duyduğu kadar sanata ve edebiyata da ilgi duyan Nancy, doktorasını İngiliz Rönesans edebiyatı üzerine yaptı. Mesleksel yaşamını tıp ve beyin araştırmalarına yönlendirmeye karar vermeden önce, üniversitelerde İngiliz edebiyatı öğretim görevlisi olarak çalıştı. Shakespeare ve Sofokles'i bilim dergilerini okuduğu kadar zevkle okudu. Tiyatro ve dansa tutkuyla bağlandı. 1940'larda şair Paul Engle tarafından kurulan ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yaratıcı yazarlık alanında doktora derecesi veren ilk program olan Iowa Yazarlar Çalışma Grubu çevresiyle içli dışlı oldu. Yaratıcı insanların psikolojisine olan ilgisi o zamanlar başladı. Bu iki bilgi alanını bütünleştirme fırsatını, Iowa'da üç yıl İngilizce okuttuktan sonra tıp okumaya karar verdiğinde elde etti.

Nancy C. Andreasen Kitapları - Eserleri

  • Yaratıcı Beyin
  • Cesur Yeni Beyin
  • Psikiyatriye Giriş Ders Kitabı

Nancy C. Andreasen Alıntıları - Sözleri

  • Zihnin yeri kendisidir ve kendi içinde cennetten cehennem, cehennemden cennet yaratabilir. John milton, paradise lost (yitik cennet) (Cesur Yeni Beyin)
  • Hayat dediğin ne ki : Yürüyen bir gölge , bir zavallı kukla bu sahnede. Bir saat boy gösterip , boyun kırıp gidecek , Bir daha da duyulmayacak artık sesi. Bir aptalın anlattığı bir masal bu : Kuru gürültüler , deli saçmalarıyla dolu. (Yaratıcı Beyin)
  • Nörobilimciler beynin plastik olduğunu söylerken, polimerleri kast etmez. Beynin müthiş derecede tepki veren, uyum sağlama yeteneğine sahip ve sonsuza kadar değişen bir organ olduğunu anlatmak ister. Uyum sağlaması ve değişime, içine girdiği çevrenin talep ve baskılarına verdiği tepkiler yoluyla olur. (Yaratıcı Beyin)
  • Beden yapısına göre değişebilecek ölçümler göz önüne alınmış, ona göre oranlandığında aynı sonuç alınmıştır (örneğin, uzun boyluların beyni büyüktür ama bu, uzun boyluların zeki olduğu anlamına gelmez. (Cesur Yeni Beyin)
  • Occipital loblar görüş, temporal loblar işitsel algılama ve dil, parietal loblar uzamsal algılama ve dil, frontal loblarsa soyut düşünce, planlama ve hafızanın belli türleri gibi "yönetici fonksiyonlarla ilişkilidir. Lobların, ayrıca, daha az uzmanlaşmış olan bağlantı korteksleri (association cortex) vardır; buralarda daha özel fonksiyonlardan birçoğu aynı anda bir araya getirilebilir (yani, "birleştirilir"). Bu lobların yüzeyinde sinir hücresi tabakaları, yani nöronlar vardır. Nöron beyinde iletişimi sağlayan temel ünitedir. (Yaratıcı Beyin)
  • Yaratıcılık tohumlarının filizlenmesini önleyen etkenler ırkçılık, önyargı, yoksulluk, savaşlar, eğitimsizlik ve daha birçoğunu da içeriyor. Bize verilen armağanları boşa harcamayı göze alamayız. Yaratıcı doğamızın nasıl besleneceğini öğrenmek zorundayız. Bu nedenle, bu kitabı gelecekte çok daha fazlasının gelişimine yardımcı olması ümidiyle, geçmişteki kayıp dehalara adamayı seçtim. (Yaratıcı Beyin)
  • Şimdiye kadar kim bilir kaç dâhi doğmuş ama eğitim yetersizliğinden bu armağanın farkına varamamıştı. (Yaratıcı Beyin)
  • Zihin ve beyin arasındaki ikilem, insanların yanlış anlaşılıp yanlış tedavi edilmesine yol açtığı için, mevcut ikilemlerin en kötüsüdür; hastalığı 'zihinsel' ve 'bedensel' veya 'nörolojik' olmak üzere iki karşıtlığa ayrıştırmaktadır. ilki yaftalanırken ikincisi belli bir saygı ile ele alınmaktadır. Daha sonra bu yafta sosyal ve ekonomik ayrımcılık haline gelmektedir. işe okula başvuru yapan insanlardan soru kağıtlarında tamamlamaları istenen sorulardan biri de zihinsel bir hastalık geçirip geçirmedikleridir. Aynı soru, sürücü ehliyeti alırken, orduya başvurulduğunda ve sigorta işlemleri sırasında da sorulmaktadır. Bu örneklerde sağlık hakkında bilgi derlenmesi elbette gerekmektedir. Sorun, tamamen zararsız ruhsal bir hastalık nedeniyle insanların dışlanmasına yol açabilecek yapay nitelikli zihin ve beden ikiliğidir. (Cesur Yeni Beyin)
  • Esin bir şiirin başlangıcı ve nihai amacıdır. Şairin aklına gelen ilk ve sonunda sözcüklere dökmeyi başarabildiği en son fikirdir. Bu başlangıç ve bitiş çizgisi arasında zorlu bir yarış, alınteri ve zahmetli bir çalışma vardır. Paul Valery'in bir şiirin " une ligne donnée" sinden bahseder. Şaire Tanrı ya da doğa tarafından tek bir dize verilir, geriye kalan tek başına keşfetmesi gereklidir. Stephen Spender (Yaratıcı Beyin)
  • Düşünce genelde çok hızlı ve çok boyutlu olarak hareket ediyor. Çözüm beklenmedik bir anda geliyor. Fikirler kuluçkaya yattığı bir "istirahat döneminden" sonra gelebiliyor ve bir anda köklenip filiz veriyor. Neil Simon'un omuzunda oturan ilham perisi "esinlenmek" olarak deneyimleniyor. (Yaratıcı Beyin)
  • Birisi 'anksiyete hissi'nden bir belirti olarak söz ettiğinde çoğu insanın ilk sorusu "gerçek mi yoksa psikolojik mi" olduğudur. Soru, "zihinsel mi bedensel mi" diye tercüme edilebilir; bedene mi ruha mı bağlı... zihne mi beyne mi bağlı... (Cesur Yeni Beyin)
  • Gen açısından "kendinden başka" her şey 'genetik olmayan' dır ve belki de bu bakış açısıyla tek doğru da budur. Çevresindeki ısıdan hücre içi beslenmeye varana dek gen, her şeyden etkilenir; onu taşıyan sahibinin içtiği tek şişe bira bile geni etkilemeye yetmektedir. (Cesur Yeni Beyin)
  • İnsanoğlunun kendiyle ve kaderiyle ilgili kavgası her zaman teknik ilerlemelerin ana konusu olmalıdır... Böylece zihnimizin yaratıları insanoğluna lanet yerine refah getirecektir. (Albert Einstein) (Cesur Yeni Beyin)
  • Bach ailesi, ailelerde yer alan yaratıcılığa belki en güçlü örnektir. Yaratıcı aile bireyleri, 1500'lerden başlayıp 1800'lere kadar süren sekiz nesillik bir döneme yayılır. En büyükleriyse, elbette Johann Sebastian Bach'ti. Ama onun dışında, Bach ailesinde yirminin üstünde tanınmış müzisyen vardı. Galton'ın Hereditary Genius'unda özetlenen diğer aileler arasında ressamlar olarak Bellini'ler, Van Eyck'ler ve Titian'lar; şairlerden Coleridge'ler ve Wordsworth'ler, romancılarda Bronte'ler vardır. Galton başka örnekler de vermiştir, ama bu aileler en tanınmış olanlarından birkaçı. (Yaratıcı Beyin)
  • Dendritlerin her biri spina adı verilen küçük dikenimsi uzantılarla bilgi alışverişi kapasitesini artırır. Spinaların üstünde sinaps bulunur (Yunanca synaptein, birbirine bağlamak demektir). Sinaps sinir hücrelerinin birbirine bağlanıp bilgiyi ileri geri yolladıkları ayrı noktalardır. Beynin hem yakın, hem de uzak bölgeleriyle olan bağlantı, "beynin çalışması" için çok önemlidir. Bu bağlantı, ayrıca, hücreler arasında "yalıtılmış kablo" görevi gören ve birçok sinapsa ulaşan akson terminallerine bölünen uzantılar, yani aksonlarla da sağlanır. (Yaratıcı Beyin)
  • gen de, beyin gibi, "esnek"tir. Genler "çevre"nin etkisi altındadır ve çevre etkisiyle davranışları değişebilmektedir (Cesur Yeni Beyin)
  • Bir şeytan, doğuştan bir şeytan, doğasına Çevrenin asla sokulamayacağı! İnsani tüm acılarımın, Hepsinin, hep birlikte, içinde tamamen kaybolduğu! William Shakespeare (Yaratıcı Beyin)
  • Felsefe, politika, şiir ve sanatta öne çıkmış olanları hepsi melankoliye eğilimli insanlardır. Aristo, Problemata Çılgın, âşık ve şair, Hepsi aynı hayalden beslenir. William Shakespeare, Bir Yaz Gecesi Rüyası Büyük dehalar elbet çılgınlığa yakındır: Ve aralarındaki sınırı çok ince duvarlar çizer. John Dryden, Absolom ve Achitopel "Uzaylı yaratıklar tarafından dünyayı kurtarmak üzere görevlendirildiğinize nasıl inanabildiniz?" "Çünkü doğaüstü varlıklara ilişkin fikirler de matematikle ilgili fikirlerin geldiği şekilde geldi, o yüzden ben de ciddiye aldım." Sylvia Nasar, Akıl Oyunları (Yaratıcı Beyin)
  • Pek azı kendini Coleridge'nin tanımladığı anlamda birer "romantik" olarak tanımlasa da, nörobilimcilerin çoğu, yine de, Kubla Khan'ın şu son dizelerinin ruhunu ve anlamına kavrayabilmektedir... Ve yum gözlerini yüce bir korkuyla, Çünkü o çiçek özü ile beslenmiş, Ve içmiş Cennet'in sütünü. Çoğumuz kendimizi bir Xanadu arayışı içinde hissederiz. Her sabah yeniden kalkıp dünyadaki en ilginç yaratığa ait en ilginç organı inceleyebilme ve bilimin şimdiye kadar sorduğu en ilginç soruları sorabilme ayrıcalığına sahibizdir. Aslında bizde her gün çiçek özü ile beslenme ve cennet sütünden içme şansına sahibiz. (Yaratıcı Beyin)
  • İşin güldüren yanı, kibar ve derli toplu bir insanın zihninden geçen düşüncelerin ne denli berbat olabileceğidir. (Cesur Yeni Beyin)

Yorum Yaz