tatlidede

Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler - Oktay Rifat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler kimin eseri? Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler kitabının yazarı kimdir? Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler konusu ve anafikri nedir? Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler kitabı ne anlatıyor? Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler PDF indirme linki var mı? Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler kitabının yazarı Oktay Rifat kimdir? İşte Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 20.03.2022 16:00
Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler - Oktay Rifat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Oktay Rifat

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 978-975-08-4548-2

Sayfa Sayısı: 80

Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Akşamla dönerdi güzel günler geri

Sıcak sahillere martılar uçardı

Rengârenk şalında Hint kuşları vardı

Ve yelpazesinde Japon dilberleri

Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler Alıntıları - Sözleri

  • O güller kadar taze Ben ona deli gibi aşık !!!!
  • Ve onu düşünerek uyuduğum geceler Üstünü örterim rüyada Acap o da beni düşünür mü Benim onu düşündüğüm gibi
  • Çıkar beni gündüze bıktım artık gecenden
  • Üstünden hasretligi atamıyorum..... Sensiz döşeklerde yatamıyorum!!!?
  • Halimden belli değil mi? Zihnim hep seninle meşgul!!!!!
  • "Güzel şeyler düşünmeme rağmen Durmadan ağlamak geliyor içimden..."
  • Güzel seyler düşünmeme rağmen Durmadan ağlamak geliyor içimden !!!!
  • üstümden hasretliği atamıyorum
  • Güzel şeyler düşünmeme rağmen Hep ağlamak geliyor içimden
  • Ve küçük dalgalar Getirdiği vakit cesetlerimizi yan yana Vücudunda başlayan kan deveranı Vücudumu dolaşıp Yine sana dönecek
  • En büyük günü bitmek üzredir bahtın Bak rahat ve sakin yaklaşıyor gece Ben ki senincin yazmak isterim sade Ebedi olsun şiirimde saltanatın !!
  • Pencerede saksılarım var benim de Kurulmuş asma bahçem göğün maviliğinde Sanki neden sade yaz günleri taşır Bir demet çiçek gibi sevgilim Çiçekli bir şemsiye elinde Güzel şeyler düşünmeme rağmen Durmadan ağlamak geliyor içimden
  • Sana eski güneşleriyle bahçeni Uzak günleri bulsam istemez misin Al işte çocukluğun sevincin sesin Bebeklerin desem ve götürsem seni Çiçek topladığın vadiye bir anda Ben hikâyeler ve hoş şeyler bilirim Dallardan sürüyle kaldirabilirim Hatıralar ki kuşlardır hafızanda Sen yalnız dinle dinle yalnız sevgilim Ölümsüz kılmak güzelliğini benden Duruşundan gülüşünden sana senden Bahsedeceğim avuçlarında elim
  • Halimden belli değil mi? Zihnim hep seninle meşgul!

Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir "Garip" Adam Oktay Rifat: İncelemeye benim aklımda oluşan "Garip" bir çağrışıma değinerek başlamak istiyorum. Hepimiz duymuşuzdur, okumuşuzdur bir yerlerden, "Mustafa Kemal ve silah arkadaşları" tabirini. Ben de bizim Garipçi şairlerimizi, "Orhan Veli ve şiir arkadaşları" olarak adlandırıyorum. Nedense, bana hep bu izlenimi veriyor. Oktay Rifat, bu şiir kitabını, arkadaşları ile beraber çıkardıkları Garip'ten sonra yayınlamış. 10-15 sene savunduğu ve bunun üzerine yazdığı Garip akımının etkisinden geçen bir şiir kitabı. Kitapta, Nurullah Ataç'a, Cahit Sıtkı'ya ithaf ettiği şiirler de mevcut. Özellikle ilk eşi Türkan'a ithaf ettiği şiirler ve onun ölümünden etkilenip ölüm üzerine yazdığı, onun adına yazdığı tatlı şiirleri okuyunca kalbinize dokunacaktır diye düşünüyorum. Son iki senede birçok şiir kitabı okudum ve birçok farklı şair ile tanıştım. Bence Oktay Rifat'ın da bir Orhan Veli kadar okunması gerektiğini düşünüyorum. Garip akımında oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum ve açıkcası ikinci yeni tarzını merak etmedim değil, en kısa süre içerisinde o şiir kitaplarına da ulaşmayı düşünüyorum. Benim için bazı özel şiir kitapları vardır ve bu da onlardan biri oldu... Yalın, sade ve açık üslubundan kitaptaki en sevdiğim şiirini ve birkaç alıntısını eklemek istiyorum: "İTHAF" İşte bütün dallarda rengarenk çiçek Ve bir örtü pencerende yaseminden Sana kayıp şehirlerden sana Çin'den Bahsedeceğim elbet tahayyül etmek Yaşamaktan daha güzeldir sevgilim Düşünmek açmamış gülü yıldızları Çocuk sevinciyle düşünmek baharı Sessiz düşünmek avuçlarında elim Sana eski güneşleriyle bahçeni Uzak günleri bulsam istemez misin Al işte çocukluğun sevincin sesin Bebeklerin desem ve götürsem seni Çiçek topladığın vadiye bir anda Ben hikayeler ve hoş şeyler bilirim Dallardan sürüyle kaldırabilirim Hatıralar ki kuşlardır hafızanda Sen yalnız dinle dinle yalnız sevgilim Ölümsüz kılmak güzelliğini benden Sana kayıp şehirlerden sana senden Bahsedeceğim avuçlarında elim En büyük günü bitmek üzeredir bahtın Bak rahat ve sakin yaklaşıyor gece Ben ki seninçin yazmak isterim sade Ebedi olsun şiirimde saltanatın. ~~~ "Bu hasret ölümden beterdir Ne uyku kor ne durak Elveda dostlarım elveda Yolcu yolunda gerek" "Üstümden hasretliği atamıyorum Sensiz döşeklerde yatamıyorum" ~~~ Biraz; Cemal Süreya, Özdemir Asaf, Nazım Hikmet okumaya ara verip bu "Garip" adam Oktay Rifat'ı tanımaya ne dersiniz? Bence zamanı geldi de geçiyor.. Dipnot: Oktay Rifat, Nazım Hikmet'in kuzeni olduğunu, Nazım Hikmet'i soyadının aslında Horozcu olduğunu ama bunu kitaplarında ve yazılarında kullanmadığını da dipnot olarak meraklılarına eklemek istiyorum. Keyifli okumalar dilerim şiirseverler ve 1k ailesi... yazar/Oktay-Rifat kitap/yasayip-olmek-ask-ve-avarelik-ustune-siirler--176128 (Edip Ferhan Çiftci)

Oktay Rıfat ile Aşk ve Avarelik Üzerine bir inceleme: "Akılla yazılan şiir en kötüdür" der Oktay Rıfat. Aslında buradan bile çıkarmak mümkündür duyguların, hissetmenin; akıldan daha önemli olduğunu. Şiir bizler için hep birer sığınak olmamış mıdır? Peki bu cephede Oktay Rıfat nerededir. Şimdi lise edebiyat dersinde öğrendiğimiz bilgileri anımsayarak; Garip, Oktay Rıfat ve "Aşk ve Avarelik Üzerine" olan şiirlerini kısaca inceleyelim. İlk gençlik döneminden vefat edene kadar geçen süre zarfında edebiyatı ,şiiri hiçbir zaman hayatından çıkmamış biri Oktay Rıfat. Sürekli arayan, bulduğuyla yetinmeyip daha ötesini isteyen bir şair. Rahatlıkla üç-dört şaire yetecek kadar şiiri var. Farklıyı denemekten hiçbir zaman çekinmemiş. Bir çok edebiyat çevresine göre ikinci yeni akımına zemin hazırladığı dile getirilir. Kolay mı diye düşünmeden edemiyorum? romanları, oyunları, denemeleri ve çevirileriyle bir edebiyat insanı olmak. Hatta hayatının son dönümünde ressamlığı bile var. Galiba bu dünyaya farklı bakabilme becerisi ile vücut bulabilen insanların bir özelliği bu. Garip Akımını benimseyerek şiir hayatını sürdürenler vezin ve kafiye ile suni olarak sağlanan ahenk yerine, kelime istifinin ustalıklı yapısından doğacak ahengin önemsediklerini biliyoruz. Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne’de de bunu kolaylıkla gözlemleyebiliyoruz. Belki ilk okuduğumuzda anlamıyoruz ya da anlayamıyoruz çünkü bizler anlamın bize direkt verildiği, bizim üstüne kafa yormadığımız şeyleri daha kolay benimsiyor, sahipleniyoruz. Kelimelerin çağrışımların kullanarak anlam bütünlüğü sağlamak daha zor belki de o yüzden Oktay Rıfat'ı daha az okuyoruz. Şiirlerde ele alınan doğa konusu ve doğayla olan tutkulu duygusal bağı, renklerin yarattığı anlam dünyası, ürettiği imgelem Rıfat'ın şiirini besleyen önemli ögelerdir. Sözcüklerin doğal anlamlarını da çoğu kez hiç zedelemeden kullanır ve bizlere; bir kasabayı, bir şehrin ara sokaklarını, bir ölümün bıraktığı acıyı çoğu kez bu ve benzeri sözcükleri kullanarak anlattır. Benim yârim sırasında benden hovarda Kavuniçi mendil Markalı çanta Benim yârim çıtkırıldım Kitaptan en sevdiğim şiirlerden birkaçı ise erken yaşta ölen ilk eşi Türkan Hanım için kaleme alınan şiirlerdi. Kendilerinin hikayesi okumak isteyenler için aşağıya link bırakıyorum*. Bu şiirleri Garip akımından ziyade Halk edebiyatına benzer hatta "Türkan'a Ağıt" şirinini son dizesinde mahlası geçer. Kendi fikrimce, bazı acılar basitçe anlatıldığında daha vurucu hissediliyor, galiba bazı şeyleri sade anlatmak daha bir zor. boyun eğmiş akıntıya gidiyor gece gündüz zamanımın orası inci gibi pırıl pırıl günleri on üç şubat altı temmuz arası bir gemidir dalgalara karışır benim derdim tazelenir gelişir bana artık ölüp gitmek yaraşır kanar durur ciğerimin yarası ölen ile kolay kolay ölünmez hem ölünmez hem ölenden geçilmez benim derdim ölmeyince unulmaz ağla gözüm ağlamanın sırası oktay der ki yaralandım gaziyim nerelerde eğleneyim gezeyim gayrı rüyasını görsem razıyım yok bu derdin be kardeşler çaresi *Oktay Rıfat ve Türkan Hanımın hikayesi: https://www.pusulagazetesi.com.tr/arsiv_97240/sair-oktay-rifat-ve-esi-turkan-hanimin-hikayesi/ (Elifff)

Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler PDF indirme linki var mı?

Oktay Rifat - Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Oktay Rifat Kimdir?

Oktay Rifat (d. 10 Haziran 1914, Trabzon – ö. 18 Nisan 1988, İstanbul), Türk şair, oyun yazarı ve romancı.

Türk Şiiri’nin en büyük isimlerinden birisi kabul edilir. Orhan Veli ve Melih Cevdet'le birlikte Garip Akımı'nın kurucularındandır. 1955 yılından itibaren İkinci Yeni adlı şiir akımına yönlenmiştir. Şiir dışında roman ve oyun türlerinde de çok başarılı eserler vermiştir.

Yaşamı

10 Haziran 1914'de Trabzon'da doğdu. Babası, o doğduğu sırada Trabzon valisi olan şair ve dilbilimci Samih Rıfat, annesi Hasan Enver Paşa’nın kızı Münevver Hanım’dır. Pek çok sanatçı ve yazar içeren bir ailede yetişti. Büyük dedesi Macar Hurşid Bey, hem Türk hem batı müziği konusunda donanımlı bestekardı; dedesi Albay Hasan Rıfat Bey şiir ilgilenirdi amcası Ali Rıfat Bey değerli bir udî ve besteci, annesinin teyzesinin oğlu Ali Fuat Bey cumhuriyet devrinin ünlü asker ve siyaset adamı, teyzesi Celile Hanım bir ressam, teyzesi Celile Hanım’ın oğlu Nazım Hikmet ünlü bir şairdir.

Ortaöğrenimini 1925-1932 yıllarında Ankara Erkek Lisesi'nde yaptı. Bu okulda ünlü şair Ahmet Hamdi Tanpınar’ın öğrencisi oldu, ilk şiirlerini kaleme aldı ve ileride birlikte Garip Akımını kuracağı arkadaşları Melih Cevdet ve Orhan Veli ile tanıştı. Üç arkadaş, okul bünyesinde “Sesimiz” adlı dergiyi çıkararak şiirlerini yayımladılar.

1932-1936 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne yüksek öğrenim gördü. Edebiyata olan ilgisi ve yazma tutkusu yükseköğrenimi sırasında da devam etti. Mezun olduğu yıl, arkadaşları Melih Cevdet ve Orhan Veli ile birlikte geliştirdikleri yeni bir yazın tekniği ile kaleme aldığı şiirleri Varlık Dergisi’nde yayımlanmaya başladı.

1937 yılında Devlet sınavını kazanarak Maliye Bakanlığı hesabına Siyasal Bilgiler öğrenimi görmek üzere Paris'e gönderildi. Paris’te bulunduğu dönemde yalım bir söylemi ve bağımsız düşünceleri savunan Fransız şiirini kendisine yakın buldu ve ondan ilham aldı. Üç yıl sonra II. Dünya Savaşı nedeniyle, orada yaptığı doktora çalışmasını tamamlayamadan 1940 yılında Türkiye'ye döndü.

Paris’ten döndükten sonra bir süre Maliye Bakanlığı'nda , daha sonra Matbuat Umum Müdürlüğü (Basın Yayın Genel Müdürlüğü)'nde çalıştı. Ardından Ankara’da serbest avukatlık yaparak yaptı. Bu arada 1941 yılında Orhan Veli ve Oktay Rıfat ile edebiyat dünyasında büyük tartışmalara sebep veren “Garip” adlı şiir kitabını yayımladı. Şiirlerini "Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler"(1945), "Güzelleme"(1945) ve "Aşağı Yukarı"(1952) adlı şiir kitaplarının yanısıra "Aile" (1947), Orhan Veli tarafından çıkarılan "Yaprak (1949-1950) ve "Yeditepe" (1951-1957) gibi dergilerde yayımlamayı sürdürdü[2]. 1954 yılında yayımladığı “Karga ve Tilki" adlı şiir kitabıyla, Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazandı.

1955 yılında İstanbul'a yerleşerek avukatlığını sürdürdü. Aynı yıl yayımladığı “Perçemli Sokak” adlı şiir kitabının önsözü tartışmalara neden oldu. Bu kitap ile İkinci Yeni adı verilen şiir anlayışına yöneldi. 1958 yılında "Aşık Merdiveni" adlı şiir kitabını yayımladı. 1961 yılından itibaren avukatlık mesleğini Devlet Demir Yolları'nda sürdürdü ve 1973 yılında emekli olana dek bu kurumda çalıştı.

1960’lı yılların başında Latin ve Yunan ozanların mitoloji kitaplarının Türkçe çevirilerini yaptı. 1969 yılında yayımladığı “Şiirler” adlı kitabıyla Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’nü aldı. Bu tarihten sonra tiyatro ve roman çalışmalarına ağırlık verdi. "Oyun İçinde Oyun", "Zabit Fatma'nın Kuzusu", "Atlar ve Filler", "Yağmur Sıkıntısı","Kadınlar Arasında", "Birtakım İnsanlar" ve "Çil Horoz” adlı oyunları kaleme aldı ve her biri sahnelendi . Arkadaşı Melih Cevdet ile “Kıskançlar” adlı oyunu kaleme aldı. 1976’da ilk romanın “Bir Kadının Penceresi’nden” yayımlandı. 1980’de “Danaburnu” kitabıyla Madaralı Roman Ödülü’nü kazandı. Aynı yıl “Bir Cigara İçimi” adlı şiiri Sedat Simavi Vakfı Ödülü’nü, 1984 yılında "Dilsiz ve Çıplak” kitabıyla Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü aldı.

Fransızca çevirmeni Sabiha Rıfat ile evli olan Oktay Rıfat, yazar, çevirmen ve şair Samih Rıfat’ın babasıdır. Son günlerine dek eser vermeyi sürdüren sanatçı, “Yağmur Sıkıntısı” adlı oyununu tamamladıktan sonar 1988 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.

Oktay Rifat Kitapları - Eserleri

  • Bir Aşka Vuran Güneş
  • Bir Kadının Penceresinden
  • Elleri Var Özgürlüğün - 50 Yaşında
  • Bütün Şiirleri I
  • Perçemli Sokak
  • Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler
  • Bütün Şiirleri II
  • Seçme Şiirler
  • Bayraklarımı Çektim
  • Latin Ozanlarından Çeviriler
  • Yunan Antologyası
  • Danaburnu
  • Aşağı Yukarı
  • Şiirler
  • Karga ile Tilki
  • Aşık Merdiveni
  • Bu Dünya Herkese Güzel
  • Bütün Şiirleri III
  • Bay Lear
  • Nara Benzerdin
  • Çobanıl Şiirler
  • İkilik
  • Yunan Antologyası ve Latin Ozanlarından Çeviriler
  • Yağmur Sıkıntısı
  • Bir Cıgara İçimi
  • Koca Bir Yaz
  • Şiir Konuşması
  • Elifli
  • Elleri Var Özgürlüğün: Oktay Rifat 100 Yaşında
  • Dilsiz ve Çıplak
  • Birtakım İnsanlar
  • Gece Yazı
  • Denize Doğru Konuşma

Oktay Rifat Alıntıları - Sözleri

  • Leylasını kaybeden Mecnun mudur bilinmez. Çatlak dudaklar ile dağlara düşer yollar. Piri emretmiş gibi dağ demez tepe demez, Bir bilinmez aşk için uzayıp gider yollar (Bütün Şiirleri II)
  • kenti kaplayan sis gibi koyulaşıyor yitmişliği. (Koca Bir Yaz)
  • (...) sözde bir şarkı tutturmuş dalgın töbe töbe bir gözü kedilerde cıfıtın bir gözü bende (Karga ile Tilki)
  • "Dışardan almak içerde üretmekten ve yaratmaktan daha kolaydır." (Bir Kadının Penceresinden)
  • "Bahçe kapıları gibi yan yatmış Kırıksın biliyorum Her zaman bir aynadan baktım sana Kilitlisin bana biliyorum" (Bütün Şiirleri III)
  • İnsanların böyle içten içe konuşması keşke her zaman duyulsaydı! Bir curcuna koparmış, varsın kopsun. Bütün insanlar görünür ya! İçten pazarlıklı görünmeyen adam piyasadan kalkar ya! İyilik kötülük ortada. (Birtakım İnsanlar)
  • Ne parası pulu ne dikili ağacı yol göründü mü gidecek kendinin değil ev kiracı. (Koca Bir Yaz)
  • En çabuk eksilme bu! Ya ufalmak azar azar, ya bitmek temelli! Ve sonra yeniden, Yeniden büyümek, toprağa ve poyraz yeline aykırı!.. (Bayraklarımı Çektim)
  • Getir o eski sevincini çocukluğun (Aşağı Yukarı)
  • Onu bunu bilmem arkadaş İnsan kısmı hergele (Karga ile Tilki)
  • Bir kilim bir masa bir limon Bir ağaç Bir çocuk çizgili Bir kedi içi boş Bir kulak beşte bir (Perçemli Sokak)
  • "Korkmuyor, çünkü korku Bir hiçle başlar her akşam bir hiçle düşer avucuna," (Bütün Şiirleri III)
  • Nerdesin güzel kokularla dolu gece! (Elleri Var Özgürlüğün: Oktay Rifat 100 Yaşında)
  • "Bırakmalı bu mumları, diye düşündü, unutmalı, yağmuru güneşle ayırmalı ikiye, bir kırlangıç koyarak arasına gitmeli, nereye olursa oraya," (Bütün Şiirleri III)
  • ... "Oysa hiç gidilmemiş bir akşamüstüdür yalnızlık beni bulur sensiz" (Bu Dünya Herkese Güzel)
  • Yollar sende başlar sende biter Açık denize dökülmeden önce (Bir Aşka Vuran Güneş)
  • Öpüşmek yasaktı, bilir misiniz, Düşünmek yasak, İşgücünü savunmak yasak! (Elleri Var Özgürlüğün: Oktay Rifat 100 Yaşında)
  • Beni baştan çıkardı arabın kızı; Ölüyorum, a dostlar, Didima için! Karaysa, ne var sanki, kömür de kara; Hele bir kez tutuştur da o zaman gör: Y anar durur, ışıl ışıl, güller gibi (Yunan Antologyası)
  • Bu umut özgür olmanın kapısı; Mutlu günlere insanca aralık. Bu sevinç mutlu günlerin ışığı; Vurur üstümüze usulca ürkek. Gel yurdumun insanı görün artık, Özgürlüğün kapısında dal gibi; Ardında gökyüzü kardeşçe mavi! (Seçme Şiirler)
  • Koşuyorum yarınların çağrısına Bitimine karanlığın (Bir Aşka Vuran Güneş)

Yorum Yaz