tatlidede

ARAYI GERMEK

ARAYI GERMEK

Bu yazıdaki yer, kişiler, konu ve değerlendirmeler tamamıyla sanal olup herhangi bir şahısla uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Zaman orta çağın son dönemleri. Yer arazilerin dümdüz ovalardan oluştuğu, mısırların insan boyunu aştığı, buğday başaklarının altın sarısı ve değerinde olduğu, pamukların yumuşak ama üretiminin zor olduğu, insan ilişkilerinin geleneksellik ve modernite arasında altüst olduğu, çıkar ilişkisinin eksen olduğu, tarihe tanıklık ve annelik eden wastanistan.

Karşılıklı şu an büyük anne olmuş kızlar alınıp verilir. Yeğenler olur, erişkin çağına gelirler, ellerinden iş gelir. Somut ilişkinin üzerinden yarım asır geçmişti. Hacı Yücel’in ailesi Koca ailesine nispetle maddi durumları daha iyidir. Karşılıklı fedakarlıklar için herkes seferberdir. “Kendisi için istediğini ötekisi için isteme” anlayışı uygulamadadır.

Yücel ailesinin büyüğü Faruk bulduğu iş imkanına Koca ailesindeki dayı çocuğunu çağırarak çalışmak üzere “gelire ortak” eder. Bu iş için dostlukları, arkadaşlıkları ve oluşturduğu saygın ilişki kredi olarak devrededir. Koca ailesinden iş ortaklığı için çağırdığı dayısının oğlu Güzel sıradan bir işle meşguldür. Yeni işi saygın olmasının yanında kariyer ve toplumsal statü olarak da yadırganacak bir yerde değildir.

İki aileden kişiler omuz omuza verip işe koyulurlar. Hatta Faruk’un bir kardeşi işletmenin selameti için gelirinin dondurulmasına rağmen kurumunu değiştirmek durumunda kalır.

Kişisel itibarlar, iyi ilişkiler, verilen çabaların birleşmesiyle ortaya çıkan sinerji ile artı değer oluşur. Sekiz yıl sonra ortaya çıkan katma değer tarafların memnuniyetine vesile olur. Sektörün Pazar payı ve iş hacmi artmıştır. Bu nedenle işi temin eden Faruk’un kardeşi firmanın önerisi üzerine işini büyütmek ister.

Çağrılan, istediği gibi hareket serbestisi olan, aynı zamanda işsiz çocuğunu da ücreti karşılığı yanına alan Koca ailesinin Güzel’i itiraz eder. Açılan yeni yere de ortak edilmesini, zira mevcut yerin de ortağı olduğu retoriğiyle tepkisini koyar.

Bu imkan için saygınlığını ortaya koyan, yararlı bir iş yaptığını düşünen, en az beş aileye ekmek kapısı olmuş bu işletmeyi sağlayan Faruk şaşkındır. Bir tarafta fedekarlığı, emeği, işletmenin devamı ve açık kalması için araya koyduğu dostlarını düşünürken, diğer tarafta karşılaştığı tepki içinde fırtınaların kopmasına, iyiliğine pişman edilmesine dönük tutumlar ruhsal dinginliğini sarsar. Stresten yüzünde uçuklar çıkar, iştahı kesilir, uyku düzeni alt üst olur. İdealleri/hayalleri olmanın ağır bir bedeli olduğu gerçekliğiyle bir daha yüz yüzedir.

İşe başlamada Güzele ne söylediği sorulur. İsmi gibi işletmeden gelecek “gelire ortak” olarak çağırdığını ve bunu söylediğini hatırlamakta ve bilmektedir. Ancak Güzelin sekiz yıldır dürüst çalışması, sorun çıkarmaması ve kutsal saydığı emek uğrunu konuya girmemekte ısrarla mevcut işine devam etmesini ister.

Ancak Güzelin abesi bastırılan ve geçmişe ait bazı negatif diyaloglar nedeniyle bir fırsat yakalamış gibidir. Kendilerini işletmenin tümüne ortak kabul edilmesini, aksi takdir o dönemin toplumsal kuralları gereği örfe gitmeyi dikte eder. Faruk’a yarı tehditle yemin ettirilebileceği belirtilir. Bir kargaşa olması durumunda ne yapacağı kulağına fısıldanır.

Faruk şaşkındır ama örfü ret etmek gibi bir lüksü yoktur. Zira elli yıldır mücadelesini verdiği, zihnini ve gönlünü kodladığı hakkı gözetme hayatının eksenidir. Ama halen Güzel’in işini kaybetmemesi için çabalamakta, ehlini bu yönde etkilemeye çalışmaktadır. Ne tuhaftır ki bütün ehli de bu görüşe destek vermektedir.

Farukların yeğeni, aynı zamanda koca ailesinden eğitimli, akademik ve bürokratik kariyer sahibi Müeyyet konudan haberdar olur. Bir tarafta kaybetmek istemediği dayılar, diğer tarafta ailesi, amca çocukları vardır.

Çözüm odaklı yoğun bir çaba içinde olur. Birilerinin hakemliğine gitmekten ise “kendi aramızda çözelim” der. Bu formül iki alenin toplumsal saygınlığına uygun bir tarz olduğu için makul karşılanır.

Geliştirdiği her çözüm önerisi Faruk tarafından kabul görür. Zira haksız duruma düşme veya insanlar arasında haksız görülme hiç razı olmadığı bir durumdu. Kendini rehine gibi görüyordu. Hiçbir çıkar gözetmeden sağladığı bu iş imkanından dolayı, cemaate gitme, yemin ettirilme, çaktırmadan kargaşa tehdidiyle karşı karşıya olması ruhunu incitiyordu.

Çözümün maddi maliyeti onun için fazla bir anlam ifade etmiyordu. Yeter ki ödenebilir bir meblağ olmalıydı. Bu kapsamda yalnız ödeme planının uygulanabilir olmasını istemişti. Geçmişin hukuku hatırına aranın daha da gerilmesini istemiyordu. Bu nedenle inisiyatifi vicdanına ve anlama yeteneğine itimat ettiği Müeyyet’e bırakmıştı.

Herkesi memnun etmek mümkün olmamakla birlikte, Müeyyet’in öngördüğü meblağ ve Güzelin de rızası alınarak ödeme takvimi oluşturulmuştu. Karşılıklı halalık belirtilerek kucaklaşılır. Birilerinin duası kabul olmuş şimdilik bir badire atlatılmıştı.

Faruk’un temennisi işin sonunun hayırlı olması ve taahhüt ettiği meblağı süresinde ifa edebilme imkanının olmasıydı.

Konunun sosyolojik analizi;

İş ilişkilerinde mümkünse taahhütler ve vaatler yazılmalıdır. Şahitler olmalıdır.

Karşısındakine iyilik ettiği algısı ileride bir kıymeti harbiyesi olmayabilir.

Arabalık ilişkileri girift bir oluşum olarak değerlendirip, toplumsal hareketliliğin olduğu her zamanda üçüncü şahısların aktif olabileceği değerlendirilmelidir.

Her süreçte adalet ve hakkaniyet konusunda duyarlılık üst düzeyde olmalıdır.

Araya menfaat girince insanların bilinen tutumlarında farklı bir profil çizebileceği unutulmamalıdır.

Her durumda vicdan ve izan sahibi insanlara ihtiyaç vardır.

Taahhütler insanın konforunu bozan enstrümanlardır.

Yorum Yaz