matesis
dedas

Çukurdan Siyaset, Silahtan Barış Çıkmaz…

Çukurdan Siyaset, Silahtan Barış Çıkmaz…
         Siyasetin alanı ve argümanları elbette ki geniştir. Bunları uzun uzadıya anlatacak değilim. Ancak bir realiteyi de gün ışığına çıkartmayı kendime bir görev addediyorum. O da ; silahların barışa hizmet etmediği, silahların olduğu yerde barışın konuşulamayacağı gerçeğidir.
 Bölgemiz de kazılan çukurlar siyasetin bir aracı olmadı ve olmayacaktır. Silahın Kürt halkına zarardan başka bir getirisinin olmadığı gibi çukurların da barışa, kardeşliğe ve son olarak da siyaset kurumuna bir faydasının olmayacağı açık ve nettir. Hal böyle iken terör örgütünün kazılan çukurlar ile ova siyasetini de bitirmek istediği açıktır. Kürt halkına acıdan başka bir katkısı olmadığı gerçeğini pratik olarak gözler önüne seren, silah ve çukur siyasetinde ısrarcı olmak, bir ihanetin belgesi olarak tarihte yerini alacaktır. Son zamanlarda yaşanan bir emsal olay üzerinden örnek verecek olursak; Nusaybin’de bulunan Ahmet Kaya Köprüsü’nün sıklıkla patlatılması, köprü üzerinden geçen Kürt halkının hayatını tehlikeye atmaktadır. Bu köprü üzerinden geçer iken korku ve telaşa kapılan da yine bir başka milletin insanları değil bölgemizde yaşayan kardeşlerimizdir.
Yukarıda emsal olarak verdiğim olayın mütesebbibi yine ilçeler de kazılan çukurların eseri değil mi? Polisi, askeri ilçelere davet eden çukur siyaseti değil mi? Çeşitli platformlarda boy gösteren bir kısım yazar çizerler sokağa çıkma yasaklarını eleştirebiliyorken, sorulması ve tartışılması elzem olan bir takım konuları çukurların mütesebbibi olan terör örgütünü karşısına getirme cesaretini kendinde ya bulamıyor ya da bilinçli bir şekilde bunu yapmaktan kaçınıyorlar. 
Evet bu süreçten en büyük zararı ülke olarak görüyoruz. Ancak özele indirgendiğinde en büyük zararı her gün benzer olaylar ile yüz yüze kalan bölgede yaşayan halkın gördüğü açıktır. Devletin 1990’lı yıllardaki güvenlik konsepti ile hareket etmediği açıktır. Hukukun yok sayıldığı, faili meçhullerin olduğu yıllardan, birçok demokratik adımın atıldığı çözüm süreci ile bugünlere gelinmiş olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. 
Son yıllarda çatışma ortamının az olması demokratikleşme sürecini hızlandırmış ve yok sayılan Kürt halkı gerçeği ortaya çıkmıştır. Bu karşılaştırmayı yapmamın en önemli nedeni silahların konuştuğu yılların Kürt halkına bir getirisinin olmadığı aksine siyasetin konuşulduğu son yılların Kürt halkına katkısı olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir.
 Siyasal partilerin siyaset aracı asla illegal yollar olamaz. Bu yolun denenmesi bile ilk sırada kendi seçmenine bir ihanettir. Bu yollara başvurulmadan da düşünceler ortaya konulabilir ve mevcut düzene dair gerekli eleştiriler yapılabilir. Fakat çukur siyaseti ile hiçbir yere varılamaz.  Mal com x’in bir sözü ile yazıma son vermek istiyorum. “Gerçekle yüz yüze gelmeyecek kadar vatanseverlikle kör olamazsınız. Yanlış yanlıştır, kimin söylediği önemli değildir.”

Yorumlar

Image
Mahfuz
21.01.2016 / 10:32

Halkı rahatlatmak için halka çukurları reva gördüler.Kalemine sağlık...

Image
Cem
15.01.2016 / 14:45

Güzel yazı için teşekkürler Seyfettin Bey. zihninize sağlık.

Image
Selim
15.01.2016 / 12:33

Güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık dostum

Yorum Yaz