Mutluluğu Yakalama Çabamız

Yine yeni bir güne başladık…
Günün başı ortası veya gecesinde olsak da o gün ve onu diğer günlere bağlayacak zincirleme zaman dilimlerinin bize dayatacağı iş ve hedeflerin girdabına girmiş olacağız.
Bilerek veya bilmeyerek birçok eylem ve hedefin yörüngesinde savrulup duracağız.
İnsani yönümüzün genel hedefi olan mutluluğu yakalama çabamız, kendi sürekliliği içerisinde bir nehir gibi akar kendi ömür döngümüzde.
Bir gün mutlu olma çabamız, (artık o gün hangi günse) sürekli ona ulaşma ve yakalama çabası olarak dönme dolap misali evire çevire yaşamın oyuncağı yapar benliğimizi, zihin- beden bütünlüğümüzde.
Halledilmesi gereken bir ton iş vardır!..
Şu evin tapusunu aman bir alayım,
Çocuğun okul taksitini ödeyeyim,
Biraz daha para kazanıp işleri rayına oturtayım,
Son birkaç sorun kaldı onları da bir halledeyim,
Diyerekten her güne yüklediğimiz yaşamın ağırlıklarından kurtulup, rahata erme isteğimizin peşinde koşturup dururuz.
Oysa bu sorunlar ve mutluluğu yakalama çabamız, hiçbir zaman bugüne ait olmayacak.
Yeni engeller, yeni dertler ve yeni hedefler hep olacağından, bir şeyleri düzenleme isteğimiz bizi anı yaşamanın muhteşemliğinden ayıracak ve asla kısmi de olsa mutluluğu yakalatmayacak.
Bulunduğumuz anın değerini bilmeyip,
Şükretmenin huzuruna varmadan,
Elde etmeye çalıştıklarımızın, bir sonuç olamadan,
Yeni dert ve hedeflerin kapısı olarak açılacağını göreceğiz.
Acziyet ve faniliğin hayatın kaçınılmaz bir parçası olduğunu, kendimize itiraf etmekten kaça kaça,
Başkalarını düşünmeden,
Yalnızca kendin için yaşamalısın düsturunun zihinlere kazınıp,
Temel gerçeklik olarak dayatılmaya çalışıldığı günümüz modern dünyasında,
Biraz olsun başkalarının derdine deva olabilmenin o eşsiz ruh dinginliğiyle,
Mutluluğun yakalanabileceğinin farkına varmanın da,
Bir mutluluk kaynağı olacağını,
Unutmayacağız…
Editör: Mehmet Nezir Güneş