diorex
sampiyon

Destana Memê Alan / Meme Alan Destanı

Sözlü Kürt edebiyatının en eski örneği olan Memê Alan Destanı, Kürt halkı arasında yüzyıllardan beri dengbêjler tarafından söylenegelen, kuşaktan kuşağa aktarılan ünlü bir destandır.

  • 08.06.2021 15:11
Destana Memê Alan / Meme Alan Destanı
Sözlü Kürt edebiyatının en eski örneği olan Memê Alan Destanı, Kürt halkı arasında yüzyıllardan beri dengbêjler tarafından söylenegelen, kuşaktan kuşağa aktarılan ünlü bir destandır.

Memê Alan Destanı, Kürt Padişahı Mem ile Kürt Miri Ezdi’nin kız kardeşi Zîn arasında geçen aşkın, dramın, ihanetin, kahramanlığın kaleme alındığı tarihi bir kitaptır. Dengbêjlerin (kürt ozanı) klamlarından (şarkılarından) derlenerek kaleme alınan bu efsanevi kitap Kürt edebiyatının eşsiz manzumelerinden biridir.

1942 yılında Fransız Yazar Roger Lescot tarafından derlenen Memê Alan destanı, denilebilir ki bir Kürt klasiğidir. Memê Alan, Mem û Zîn’den hatırlayacağımız Mem’dir. Ancak Ahmedî  Xanî ile Loger Lescot ‘un kaleme alış şekillerinde farklılık vardır. Lescot 20 tane Dengbêjden derleme yapmıştır, Xanî ise bilindik hikâyeye kendi şairsel hünerini katmıştır.

Zîn dedi:
“Yaralı gönlüm sızlayıp durmakta ah ah ey Mem, Erkeklerin sözüne kulak vermiyorsun sen ki madem. Bilir misin öteden beri biz kadınlara, Eksik bir kaburga kemiği gibi bakmıştır dünya âlem, Nitekim derler “kadın yüzkarasıdır ana babasının”
Hadi ver elini elime ve kaçır beni, 
Al beni atın olan Bozê Rewan’ın terkisine,
Gidelim senin ülken olan Mağribiler kentine, 
Ulaşalım güvenebileceğimiz o yerlere,
Dedikodulardan kurtulalım, bırakarak arkamızda,
Böylece hem birilerinden zarar görme korkumuz,
Hem de bizim zarar verme ihtimalimiz başkalarına,
Söz konusu bile olmaz varırsak senin diyarına
Varırsak senin diyarına ne hoş bir dalgalanma olur!
Bir söz dolaşacak büyük-küçük herkeste dilden dile,
Diyecekler o zaman:
“Memê Alan gelmiş gördünüz mü?
Tam da padişahlara layık bir armağanla dönmüş,
Cizîra Botan ülkesinden bir kız getirmiş ki,
Zînê Zêdan’mış adı, öyle diyorlar.”
Canından çok sevdiğin kardeşin Bengîn gelecek,
Ve Mağripliler kentinin bütün kızları-gelinleri saracak etrafımı,
Hepsi dua edecekler evliliğimizin tamamlanması için,
Diyecekler;
“kader açılırsa böyle güzel açılmalı işte,
Gelin de, damat da kutlu olsun sahiplerine!”
Mem dedi:
“Zalim, yanasıca şehriniz Cizre’nin yapısı;
Sokakları, dik bayırları, sağda-solda karşılaşılan dereleri,
Ovaları, dağları bir tuhaf!
Ki bir kadınla karşılıklı sevgili olunca burada,
Kişi yorgun düşer her zaman el altında, gözaltında,
Ben sana küçük bir dileğimi aktardım,
Sense şimdiden olacakların en sonundan dem vuruyorsun,
Yoksa yalanlarla beni mi deniyorsun, bilmem ki…
Benim dediğim şuydu:
“Yanına bir nedime al, çık sokağa,
Çarşaf giy, beyaz alnın ve her iki güzel gözün görünmesin,
Tanınmadan gel bir tas su ver bana,
Kim bilir, belki içimdeki yangınların yetişir imdadına,
Allah yazmışsa zaten olacak olan odur, dediğin gibi, o saat,
Birlikte gideriz, sen gelin olursun, bense damat…”

Memê Alan destanı, ilk önce 1890 yılında, A. Socın (Sosen tarafından) Almanya’nın  Petresburg, şehrinde toplanır.

1903 yılında Almanya’da A. Von Le Coq tarafından derlenir.

1906-1909 Oscar Mann tarafından Berlin’de, 1926 yılında Hugo Makas (Makaş) tarafından Leningrad’da derlenerek Avrupa okuyucularına sunulur.

1936 yılında Erivan da Kürtçe bilen sanatseverler sayesinde Kürtçeye çevrilir.

1942 yılında Fransız yazar Roger Lesgot, Mir Celadet Bedirxan’ın yardımıyla Memê Alan’ı  Beyrut’ta Fransızca’ya çevirir. Roger Lesgot, dengbêjlik geleneğine oldukça değer verir. Roger Lesgot’a göre Dengbêjlik yani sözlü sanat, zamanla ortadan kalkacak, beraberinde folklor ve değerler de yok olacaktı. Bu düşünceyle, detaylar atlanmadan edebi ve şiirsel bir tarzla kaleme aktarmış olduğu bu eşsiz destan, okunmaya değerdir.

Memê Alan kitabının önsözünde (peşgotin) Nurettin Zaza’nın kaleme almış olduğu değerlendirmeler oldukça önemlidir. Nurettin Zaza, Memê Alan destanını geniş bir şekilde incelemiştir.

Memê Alan Kitabını incelerken, Nurettin Zaza’nın önsözünü de değerlendirmekte fayda vardır çünkü kitap hakkında okuyuculara çok çarpıcı bilgiler vermektedir. Nurettin Zaza’nın değerlendirmelerine göre; Memê ismi Muhammed isminden gelir. Destanın kaynağı Rojava’dır. Destanda iyiler ve kötüler, haklılar ve haksızlar karşı karşıya gelmiştir. Savaşlar, kılıç ile at üstünde gerçekleşir. Destan’ın kahramanı olan Zîn hakkında yeterince bilgi yoktur. Bu anlamda araştırma yapılmasını edebiyatçılara bırakmıştır. Memê Alan destanını, Ahmedî  Xanî’nin Mem û Zîn, William Shakespeare’in Romeo ile Juliet, Homartes’in Zariadres ve Odatis destanlarına benzetir. Ortak özelliklerini inceler.

Nurettin Zaza, Memê Alan destanında yer alan kahramanları ayrı ayrı inceler, kahramanlara biçilen roller üzerinde çarpıcı bilgiler verir. Aynı zamanda kitap aracılığı ile Cizre’nin tarihi yaşamını, Kürtlerin Müslüman olduktan sonra Arap kültürünün Kürt insanı üzerindeki etkilerini inceler.

Memê Alan Destanındaki tekerleme şeklindeki anlatı, hayal dünyasındaki mübalağa, efsanevi benzetmeler, geniş hayal gücüne eşlik eden cin, peri, hızır, uçan at, geleceği gösteren rüyalar gibi betimlemeler okunmaya değerdir. İnanıyorum ki, Memê Alan kitabının dilinizde bırakacağı tadı unutamayacaksınız.

LEYLA MİHRİNAZ ENGİN

Yorum Yaz