diorex
Dedas

Mahmut Yesari kimdir? Mahmut Yesari kitapları ve sözleri

Türk Roman ve Oyun Yazarı Mahmut Yesari hayatı araştırılıyor. Peki Mahmut Yesari kimdir? Mahmut Yesari aslen nerelidir? Mahmut Yesari ne zaman, nerede doğdu? Mahmut Yesari hayatta mı? İşte Mahmut Yesari hayatı... Mahmut Yesari yaşıyor mu? Mahmut Yesari ne zaman, nerede öldü?

  • 01.07.2023 22:00
Mahmut Yesari kimdir? Mahmut Yesari kitapları ve sözleri
Türk Roman ve Oyun Yazarı Mahmut Yesari edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mahmut Yesari hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mahmut Yesari hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mahmut Yesari hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 5 Mayıs 1895

Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye

Ölüm Tarihi: 16 Ağustos 1945

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Mahmut Yesari kimdir?

1895 yılında İstanbul’da doğdu. Soyadı, büyük dedelerinden gelmektedir. 18. yüzyılın son yarısında şöhret bulmuş hattat Mehmet Esat Efendi, sol eliyle yazdığından dolayı 'Yesari' lakabıyla anılırdı. Ailesi de bu adı muhafaza etti. Talik yazıda üstat olup, şiirleri de vardı. Osmanlı Sultanı Üçüncü Mustafa Han, bu zatı sarayına almıştı.

İstanbul Lisesi'ni bitirdi. Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. Bu sırada Birinci Dünya Savaşı çıktı. Bunun üzerine askere alındı.

Dönüşünde Diken dergisinde karikatürist olarak gazeteciliğe başladı. Sonra Kelebek adlı edebiyat ve mizah dergisini çıkardı.

Piyesler yazmaya başladı. Daha sonra roman ve hikayeler yazdı. Bunlarda hayattan alınmış sahneler çoktur. Romanları daha romantiktir. Tiyatro sahasına trajedi yazmakla girdi, sonra komediye yöneldi. İlk romanının adı Namus’tur. Piyeslerinden çoğu Darülbedayi tarafından temsil edildi.

Anlaşılan bir dili ve usta bir anlatımı vardır. Hayatının sonuna kadar çeşitli dergi ve gazetelerde yazı hayatını sürdürdü. 1945 yılında tedavi gördüğü Yakacık Sanatoryumu’nda öldü.

ESERLERİ:

Çoban Yıldızı (roman, 1925)

Çulluk (roman, 1927)

Pervin Abla (roman, 1927)

Kırlangıçlar (roman, 1930)

Su Sinekleri (roman, 1932)

Bahçemde Bir Gül Açtı (roman, 1932)

Tipi Dindi (roman, 1933)

Yakut Yüzük (roman, 1937)

Yakacık Mektupları (hikayeler, 1938)

Bağrı Yanık Ömer

Geceleyin Sokaklar

PİYESLERİ:

Tablo

Asri Hülyalar

Bekir’in Rüyası

Ayrı Oda

Çürük Merdiven

Sancağın Şerefi

Sürtük

Telli Turna

Hanife Hanım Hizmetçi Arıyor

Serseri

Mahmut Yesari Kitapları - Eserleri

  • Bağrı Yanık Ömer
  • Sivrisinekler Kralı
  • Tipi Dindi
  • İstanbul'un Antika Tipleri
  • Çulluk
  • Su Sinekleri
  • Ölünün Gözleri
  • Bâbıâli Hatıraları
  • Bir Namus Meselesi
  • Yakacık Mektupları
  • Bir Aşk Uçurumu
  • Sürtük
  • Hanife Hanım'ın İstanbul Maceraları
  • Ak Saçlı Genç Kız
  • Bahçemde Bir Gül Açtı
  • Taş Bebek
  • Bâbıâli'den Son Selam
  • Pervin Abla
  • Hınç
  • Ölünün Gözleri
  • Kalbimin Suçu
  • Kırlangıçlar
  • Geceleyin Sokaklar
  • Çoban Yıldızı

Mahmut Yesari Alıntıları - Sözleri

  • Islanmışın yağmurdan pervası olmaz. (İstanbul'un Antika Tipleri)
  • Fakirlikten, sefaletten, yoksulluktan gözleri kararanlar, renkler arasında çok fark görmezler. Karanlık bütün ışıkların, renklerin düşmanıdır. (Tipi Dindi)
  • Eskiden her şeye omuz silken, kaygı tutmayan, kayıtsız adam, şimdi karanlık ruhlu bir bedbin oluvermişti... Bu, hayat değil, bir işkence, her gün acısı artan bir ıstıraptı. (Çulluk)
  • Mardik Efendi : Gazinomuza lütfen teşrif etmez misiniz? Mahmut Yesari :Şöyle bir lamelif çevireceğiz. (lamelif : kısa bir süre dolaşıp gelmek.) (Hanife Hanım'ın İstanbul Maceraları)
  • -için çürümüş vesselam... -ihtimal. (Çulluk)
  • Ah, bu yalnızlık saatleri... İnsanın kendini yine kendi gözüyle gördüğü, duyduğu, dinlediği saatler...Vicdan denilen insanın kendi harimindeki*, benliğindeki ebedi muammayı çözmek, halletmek için tırnaklarını geçirip didiklediği saatler... *Harim: Kişiye özel kutsal şey; bir kimse için çok özel şey (Ak Saçlı Genç Kız)
  • "Bağırmıyordu, ne sesi, ne dudakları, hiddetle titremiyordu;fakat öyle sert, öyle kırılmaz,öyle dik, öyle acı idi ki..." (Bağrı Yanık Ömer)
  • Bu açlık denilen öyle bir ihtiyaç, öyle bir mecburiyetti ki, insana ancak, ölüm,Dur! diyebilirdi. (Çulluk)
  • "Hoca Behçet'in bir tek zaafı vardı: Baharı severdi!" (Bâbıâli Hatıraları)
  • "Bizde Tanzimat'tan sonra dahi üslup sahibi tek muharrir çıkmamıştır. Üslupkâr sanılanların üsluplarındaki şahsiyet suni tertiplerden başka bir şey değildir." (Bâbıâli Hatıraları)
  • 'Günler, günlere; saatler, saatlere uymaz. Hâlbuki bazı istemediğimiz günleri, saatleri bile aradığımız olur.' (Bir Aşk Uçurumu)
  • Kaşların da hilal olmuş.Eskiden parmak yarmaktı... Kurabiyecilerin Paytak Ayşe, yeni bir icat çıkmış, ihtiyarlar genç oluyormuş diyordu.Meğer kadının hakkı varmış.Adeta gençleşmişsin Huriyeciğim! (Hanife Hanım'ın İstanbul Maceraları)
  • — Sen maalesef asrın çocuğu değilsin. Gençlik hava istiyor, yaşamak istiyor. Bırak havaya çıksın, koşsun ve yaşasın. Elinde şiir kitabı, hayalî romanlar. Nemli gözleri ufka dalmış romantik kızlar yok artık. Güneşten kararmış, sert pazılı kollar sapsarı fakrüddemli (kansız) narin kollardan elbette daha güzel... (Bahçemde Bir Gül Açtı)
  • Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez. (İstanbul'un Antika Tipleri)
  • — Melânkolik insanlar hayatın her şekil ıztırabından zevk aldıkları için kendilerini ölüme alıştırmışlardır, yarı ölü yaşarlar. Ölümü her an o kadar yakınlarında görürler ki, tecrübeye tenezzül etmezler. Belki geçici bir buhran esnasında canlarına kıyarlar. Lâkin gamsız, kasavetsiz insanların acıya, ıztıraba hiç tahammülleri yoktur. (Bahçemde Bir Gül Açtı)
  • İnsan kimde gözünü açtıysa ömrünün sonuna kadar onu düşünüyor, hayalinden çıkaramıyor. (Sivrisinekler Kralı)
  • Dünyada az paranın hesabı kitabı kadar güç bir şey yok... (Su Sinekleri)
  • Neşeli oluşunu tabii buluyordum. Bu, bütün ümitsiz hastalarda görülen anlaşılmaz, tahlil edilmez bir emniyetten geliyordu. (Yakacık Mektupları)
  • İnsan yaşlandıkça mesafeler de uzuyor. (Yakacık Mektupları)
  • "Ağır ağır yükselen aya baktıkça, geçmiş günlerin hayalleri, beyaz ışıklarla parıldayan yaprak aralarında uçuşmaya başlamışlardı." (Bağrı Yanık Ömer)

Yorum Yaz