matesis
dedas

Dora ( Tel-ışki ) Köyünde Sosyal Hayat! Dora Köyü Nerede? Nasıl bir köy? Dora Köyü nereye bağlı?

Timur Çiftiği Köyü'nden hareketle geride bıraktığımız Ulaşlı'nın ardından, buğday tarlaları ve bu tarlaların paralelinde uzanarak yükselen ağaçların tarifsiz bir güzellikle gizlediği dere yatağına tanıklık ederek girdik Dora'ya.
  • 09.08.2021 15:55
Dora ( Tel-ışki ) Köyünde Sosyal Hayat! Dora Köyü Nerede? Nasıl bir köy? Dora Köyü nereye bağlı?

   Hocaköy tarafından gelindiğinde ilçe merkezine 16 kilometre mesafesi olan köye, aslında ters taraftan gelmiştik ama karşılaştığımız bu manzara, dağ köylerinde bile bulmakta güçlük çektiğimiz bir güzellikteydi. Köye ait arazideki bu güzellik ile birkaç kerpiç evden müteşekkil olan köyün görüntüsü arasında ise, tam anlamıyla ters bir orantı vardı.

   Yıkılmış vaziyette bulduğumuz kerpiç köy odasından yansıyan terkedilmişlik havasına, etrafta bulunan ve bir elin parmak saysından az olan betonarme evler de ilaç olamamıştı.

   İşte bu betonarme evlerden birinde ikamet eden 45 yaşındaki Bülent Abdioğlu'yu, köy girişindeki evinin bahçesinde bulduk.

   Aslında bir üniversite mezunu olduğunu bildiğimiz ve yakından tanıdığımız Bülent Abdioğlu'nun evine konuk olarak, onun ağzından dinledik Dora'yı.

    Her zaman muhalefet anlamındaki Tel-ıcac'dan gelen Tel-ışki ismiyle kurulan köy, yaklaşık olarak 300 yıllık bir geçmişe sahip.

    300 yıl önce Muş tarafından gelerek köyü kuran Remme adlı şahıs ise, yöremizde Amereki olarak bilinen kabilenin mensubu ve büyüğüdür.

   Günümüz itibarı ile; Ulaşlı, Timurçiftliği, Cantaşı, Çanaklı, Oda, Otluk ve Çakır Köylerine yayılmış olan Amerekilerin ana merkezi olan Dora, 1917 yılında muhtarlık olur. ( Çakır ve Çakır'dan göçenlerin kurduğu Oda ve Otluk Köyleri'nin Amereki oluşları, sonradan oluşan kan bağına dayanmaktadır.)

     Daha önceleri çok kalabalık olan köy, çevreye verdiği göçlerle büyük bir nüfus kaybına maruz kaldığından, şimdilerde çok sakin.

Kala kala 6 hanesi ve 40 kişilik nüfusu kalan Dora'da okul yok ve zaten az sayıda olan çocuklar, okul için Yolaldı Köyü'ne gidiyor.   

     %95'i okur yazar olan, tarım ve kısıtlı ölçülerdeki hayvancılıkla

geçinen günümüz köy halkı, misafire acı kahve ikramı gibi geçmişten gelen göreneklerini günümüzde de sürdürüyor.

     Bülent Abdioğlu'ndan son dinlediğimiz konu ise, bir hayli şaşırtmıştı bizleri. Anlatılan şey Mustafa Kemal Atatürk'ün Dora Köyü'ne gelişi olunca,  bizlere düşen görev can kulağıyla dinlemek oldu tabiî ki…

     Mustafa Kemal'in 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak Şam'a atandığını biliyoruz. Mustafa Kemal Şam'dan dönerken, Bülent Abdioğlu'nun dedesi ve Amerekilerin ağası olan Abdi Ağa'nın yaşamakta olduğu Dora'ya, bir bölük askeri ile beraber gelir.  

   Kendisini büyük bir sıcaklıkla karşılayıp yemek hazırlığına başlayan Abdi Ağa'nın fazla zarar görmesini istemez ve aralarında şu diyalog geçer;

      Mustafa Kemal;

   ''Askerin kumanyası var, yemeği sadece bizler için yapsınlar'' der.

     Abdi Ağa;

    ''Dora'ya gelen misafirler mevkilerine göre oturur ama herkes aynı yemeği yer'' diyerek bütün askerler için de yemek hazırlatır.

     Mustafa Kemal, Abdi Ağa'yı çok sever ve günün birinde lazım olabilir diye kartını vermek ister. Abdi Ağa ise, yaptığı yemeğe bir karşılıkmış gibi yorumladığı bu kartı reddeder.

     Geceyi bir bölük askeriyle beraber Dora'da geçiren Mustafa Kemal, ertesi sabah köyden ayrılır.

     Belgeye dayalı bir dayanağı olmayan bu ziyaretin babadan oğula anlatılmasıyla bilindiğini dinledikten sonra esinleştiğimiz Bülent Abdioğlu ile beraber, Dora'yı da gerimizde bırakarak dönüş yoluna koyulduk. 

MEHMET BEDİ DEMİR / MARDİN LİFE

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz