matesis
dedas

Mardin Müftüsü Çelik, din görevlilerinin 'Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nı kutladı

Mardin İl Müftüsü Ali Hayri Çelik, din görevlilerinin 'Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nı tebrik ederek yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
  • 04.10.2021 15:59
Mardin Müftüsü Çelik, din görevlilerinin 'Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nı kutladı

Müftülük konferans salonunda düzenlenen programda konuşan Çelik, camilerin hayatın bütün alanlarına yönelik değerlerin topluma aktarıldığı mekanlar olduğunu söyledi.

Çelik, yaptığı konuşmada şöyle dedi;

"Camiler ve Din Görevlileri Haftası 1986 yılından beri kutlanmaktadır. Geçmişten günümüze dini insanlara anlatan alimler milletimizin yüreğinde en müstesna yerini almıştır. İslam’ın güzelliklerini topluma aktarma ve imanın ahlaka dönüştüğü hasletleri yaşatma öncelikle peygamber varisi alimler ve din görevlileri marifetiyle olmuştur.

İslam kültür ve medeniyetinin oluşmasında ve gelişmesinde önemli rol oynayan camiler, tarih boyunca dini hayatın ve Müslümanlar tarafından kurulan şehirlerin merkezinde yer almıştır. Camiler, hayatın bütün alanlarına yönelik değerlerin topluma aktarıldığı mekanlar olmuştur.

Hazreti Peygamber’in Medine’de inşa ettiği Mescid-i Nebevi’nin, bir ibadet yeri olmasının yanında bir çok işlevi de vardı. “Mescid-i Nebevi, sorunların çözüme kavuşturulduğu, fakir ve kimsesizlerin himaye edildiği, sevgi, saygı, edep, ilim ve irfanın aşılandığı önemli bir merkez haline gelmiştir. Peygamber Efendimiz, İslam’ın en güzide topluluğu olan sahabe neslini de Mescid-i Nebevi’de yetiştirmiştir.

Camileri inşa ve imar etmekten maksadın sadece fiziki yapısını ortaya çıkarmak değildir. Cami imarı aynı zamanda camilerin temsil ettiği tevhid, kulluk, özgürlük, barış, kardeşlik, beraberlik, yardımlaşma, dayanışma, kaynaşma gibi değerleri koruma, yaşama, onarma ve yaşatma sorumluluğunu da gerekli kılmaktadır. İslam tarihi boyunca bu gereklilik dikkate alınmak suretiyle yerleşim mekânları cami merkezli planlanmıştır.

Camideki nizamın iş hayatına, merhametin aile hayatına, şefkatin insan ilişkilerine yansıdığı dikkat alınarak cami, şehrin merkezini belirlemiş; şehir planlarının kurucu öğesi olarak şehirler, caminin etrafında şekillenmiştir. Caminin bireye kazandırdığı ahlaki değerler şehrin huzurunu ve güvenini sağladığından, caminin çevresinde yaşanan şehir hayatı, caminin bir devamı olarak gelişmiştir.

Mardin Ulu Cami şehrin merkezinde inşa edilerek mabed merkezli bir şehri kuran ecdadımız cami kapısının karşısına bedestenleri ve çarşıları inşa ederek caminin temsil ettiği değerler olan dürüstlük, ölçü ve tartıda adaletli olma prensibi uygulamalı olarak caminin bir çevresindeki alanda İslam’ın öngördüğü erdemli ve ahlakı hayat yaşam alanı bulmuştur.

Mardin ‘den Ulu Cami’yi kaldırırsanız ortada ne şehir kalır ve medeniyet kalır. İlmik ilmik nakış nakış işlenen Resûlüllah (SAV)’in teşvik ve tavsiyelerini takip eden Müslümanlar, coğrafyalarını mimarî ve sanatsal özelliklere sahip muhteşem camilerle donatmışlardır.

Estetik, mimari ve işlevsel özellikleri ve eşsiz güzellikleriyle yüzlerce yıldır varlığını devam ettiren pek çok camimiz, manevî yönden İslam’ın gücünü; biçimsel açıdan sağlamlık ve kusursuzluğu; sanatsal açıdan da özgünlüğü yansıtan şaheserler olarak hayranlık uyandırmaya devam etmektedir.

Mardin’de camilerimiz şehre kimlik ve ruh vermiştir halen de yaşayan insanlara ve ziyaretçilere ruh vermeye devam etmektedir. Yeni dönemde yapılan camilerimiz de şehrin ruhuna ve görünüşüne güzellik katacak şekilde planlanmış aynı zamanda modern dönemin mimari özellikleriyle özgünlüğünü korumuştur. Bu açıdan Mardin’de yapılacak yeni binalar da bu topraklarda İslam’ın bin yıllık ruh köklerine ve şehre hayat veren manevi dokunun uygunluğuna dikkat ederek yapılmalıdır.

Camilerimiz artık modern çağın meydan okumaları karşısında onlara manen destek olabilmek için cami müştemilatında 4-6 Yaş Kur’an kurslarına ve Gençlik Merkezlerine duyulan ihtiyaç zaruret erz etmektedir. Bundan dolayı cami müştemilatında Gençlik Merkezi ve Kuran kursu bizim olmazsa olmazımızdır.

İlimizdeki 4-6 yaş Kuran kurslarını çoğaltmak hatta her mahalleye bir 4-6 Yaş Kuran Kursu açmak istiyoruz. Bu konuda müteahhitlerimizden ve sivil toplum kuruluşlarından destek bekliyoruz. Zaman zaman bir çok mahallede kurs açmak istediğimiz halde yer bulamıyoruz. Hatta kimi zaman cami müştemilatında Kuran kursuna yer bulamıyoruz. Her caminin altına taziye evi yapma kültüründen vazgeçmeliyiz. Zira ölümüze üç gün ağlayacak çadırda da yer buluruz ama nesiller heba olursa ömür boyu ağlamak zorunda kalırız. Bugün çocuklarımız ve gençlerimiz dinsizlik cerayanı tehlikesi ile karşı karşıyadır. Zira bugün teknolojik aletleri yöneten zihin ve karanlık odaklar çocuklarımızın manevi dünyasında büyük yıkımlar gerçekleştirmektedirler.

 “Vaaz, hutbe, sohbet; Kur'an öğretimi, çocuklar ve yetişkinler için dini bilgiler kursu gibi etkinlikleriyle camiler, yaygın din eğitimi kurumlarının başında gelmektedir. Bu nedenle camilerimizin, ihtiyaca göre Kur’an kursu, aile ve dini rehberlik bürosu, kitabevi, gençlik merkezi, çocuk oyun alanı, konferans salonu, aşevi ve bunun gibi alanlarla bir külliye şeklinde imar edilmesine önem veriyoruz.

Peygamberimizin sahabeyi yetiştirdiği mescitler hem namaz kılınan hem ilim tahsil edilen hem sohbet edilen hem de önemli kararların alındığı toplumun kalbi olmuştur. İslam toplumlarının kimliği, hem de İslami düşüncenin, hayatın ve medeniyetin merkezi olmuşlardır. Camiler, aynı zamanda edep, ahlak, ilim ve irfanın aşılandığı birer yaygın eğitim merkezleridir. Sevgi, saygı ve kardeşlik ekseninde ibadetin yapıldığı muhabbet membalarıdır. Hüzünlerin ve sevinçlerin paylaşıldığı; toplumsal dayanışma, yardımlaşma, kaynaşma ve huzurun yaşandığı sekînet limanlarıdır. Büyükle küçüğün, yönetenle yönetilenin, zenginle fakirin, köylüyle şehirlinin aynı safta buluştuğu vahdet mekânlarıdır.

Din görevlisi, görev mahallinde -camiye gelen ya da gelmeyen- herkesin hocasıdır. Dolayısıyla o, hiç kimseye karşı ön yargılı davranamaz, söz ve davranışlarında kırıcı ve yıkıcı olamaz. Gördüğü yanlışları uygun bir metod ve yapıcı bir üslupla düzeltmeye çalışır. Din görevlisi, çevresindeki herkesle ünsiyet kuran ve kendisiyle de ünsiyet kurulabilen kimsedir. İnsanlarla ilişkilerinde dinin ve dini değerlerin izzetini korur. İtidali hiç bir zaman elden bırakmaz. Her zaman ve her yerde inancının kendisine kazandırdığı olgunluk ve vakarı muhafaza eder. Hocalarımız, kendisini itibarsızlaştıran ve din hizmetlerini aksatan üç büyük hatadan mutlaka uzak durmalıdır. Birincisi, söylem ve eylemlerinde tutarsızlık; ikincisi, temel dini ilimlerde yetersizlik; üçüncüsü ise toplumsal sorunlara karşı duyarsızlıktır.”

Topluma din hizmeti sunan kimselerin medeniyetimizde “iyiliklerin hizmetkârları” anlamına gelen “hademe-i hayrat” olarak ismi kullanılmıştır. “Hademe-i hayrat olmaya gönül vererek ümmetin ve insanlığın geleceğine rehberliği gaye edinmek, her şeyden önce sağlam bir usul, sahih bir bilgi ve temiz bir üslup sahibi olmayı; çağın ihtiyaç ve beklentilerini hesaba katarak hizmet üretmeyi gerekli kılmaktadır.”

Milletimizin ve insanlığın derdi ve sıkıntısı bizim derdimiz olarak görüyoruz. Çevremizde din ve dini değerlerden uzak kalan kimselere ulaşmak, onların hakikatle buluşmasına vesile olmak, bizim en temel görevimizdir. Nebevi bir yöntem takip ederek toplumun tüm kesimleriyle iletişim içerisinde olmak, inancımıza, vazifemize ve milletimize vefamızın bir gereğidir. Bu sebeple samimi ve içten davranışlarımızla vefayı temsil etme önceliği, hademe-i hayrat olarak bizlere düşmektedir. Kendisine düşmanlık yapanlara bile vefada kusur etmeyen rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa’yı ve onun hayatında sergilediği vefa örneklerini halkımızın gündemine taşımak mecburiyetindeyiz.

Biz Mardin’imizde bağımlılıkla mücadele anlamında çaresizlik ve yalnızlık karşısında bu derde müptela olmuş kardeşlerimizle de ilgileniyoruz. Engellilik koordinatörlerimizle onları ziyaret edip onların dertleriyle de dertleniyoruz.

Fakir ve ihtiyaç sahibi insanları din görevlilerimiz kendi görev yaptıkları mahallelerde tespit ederek bizlere yönlendirmekte bizler de müftülüğümüz altında açmış olduğumuz Hayır Çarşısından onların ihtiyaçlarını karşılamaktayız.

Gençlerimizle zaman zaman sabah namazı buluşmaları, liseli ve üniversiteli öğrencilerimizle özel programları gerçekleştiriyoruz. Kırsal mahallelerimizde de “Çağırın Gelelim” projesiyle kendi aralarında toplanan gençlerle sohbet programları planlamaktayız.

Bu bağlamda büyük bir şükran duygusuyla ifade etmek isterim ki; Camilerimizi tek başlarına yaptıran hayırsever kardeşlerimiz var. Onlara teşekkür ediyoruz. Rabbim say’lerini meşkur eylesin. Rabbim cennet onlara bir köşk nasip eylesin. Hayatta olanlara sağlık afiyet ihsan eylesin. Ahirete irtihal edenlere gani gani rahmet eylesin mekanları cennet olsun.

Son zamanlarda ülkemizde yaşanan doğal afetlerde ve pandemi sürecinde on binlerce görevlimizin milletimize hizmet noktasında ön saflarda yer alması, bizleri fevkalâde memnun etmiştir. İnancına ve milletine duyduğu vefanın bir gereği olarak üzerine düşen vazifeleri gece gündüz demeden ve bıkkınlık göstermeden yerine getiren bütün mesai arkadaşlarımı huzurlarınızda bir kez daha tebrik ediyorum. Allah hepinizden razı olsun.

Bu vesileyle, söz ve davranışlarıyla camilerimizde halkımızın dini hayatına rehberlik eden imam-hatiplerimizin, ezan nidalarını ülkemiz semalarında yükselten müezzinlerimizin, Allah’ın kitabını severek öğreten ve sahih bilgilerle zihinleri aydınlatan Kur’an kursu öğreticilerimizin, Hakkın ve hakikatin sesini kürsülerden duyuran vaizlerimizin, şehrimizde hizmet veren müderris ve seydalarımızın “Camiler ve Din görevlileri Haftası”nı tebrik ediyorum. Haftamızın hayırlara vesile olmasını Cenabı Hak’tan niyaz ediyor; hepinizi tekrar muhabbetle selamlıyorum.” ifadelerini kullandı.

Yorum Yaz