tatlidede

Mezopotamya'nın Kumları - Fawaz Hussain Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mezopotamya'nın Kumları kimin eseri? Mezopotamya'nın Kumları kitabının yazarı kimdir? Mezopotamya'nın Kumları konusu ve anafikri nedir? Mezopotamya'nın Kumları kitabı ne anlatıyor? Mezopotamya'nın Kumları PDF indirme linki var mı? Mezopotamya'nın Kumları kitabının yazarı Fawaz Hussain kimdir? İşte Mezopotamya'nın Kumları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 05.02.2023 18:00
Mezopotamya'nın Kumları - Fawaz Hussain Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Fawaz Hussain

Çevirmen: Nilgün Diner

Orijinal Adı: Les Sables de Mésopotamie

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9786053140481

Sayfa Sayısı: 240

Mezopotamya'nın Kumları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çocukluk yıllarıyla romanına başlayan yazar, bu metninde Amûdê şehrini bir karakter olarak kurgulayıp, şehrin atmosferini olay örgüsü içinde işlemektedir. Bu şehir atmosferinde, tarihi durum okuyucuya yansıtılırken Amûdê sinemasının yakılması, öldürülen çocuklar ve viraneye dönen Cezîre'nin öyküsü akıcı bir dille anlatılmaktadır:

Ancak bir kez bizim tarafa geçtiler mi, sığırcıkların bir kısmı ya sobaya ya da şişlere geçirilip fırına girerdi. Kuşların gübreyle kamufle ettiğimiz metal tuzaklara ya da söğüt ağacından yapılan büyük sepetlerin içine girmelerine yardımcı olduk, sonra da sopanın ucuna bağlı ipi uzaktan çekerek hapsolmalarını sağlardık.

Yazar pek çok farklı karakterin gözüyle anlatır olayları. Anlatıcının, delileri birkaç sözle akıllandırmakla ünlü büyükannesi gibi karakterleri ustaca konuşturması dikkat çekici. Bir dönem anlatısı olarak da okunabilecek roman, iç içe geçmiş olaylar zinciri ve karakter tiplemeleriyle edebi bir şölen niteliği taşımaktadır.

(Tanıtım Bülteninden)

 

Mezopotamya'nın Kumları Alıntıları - Sözleri

  • Düşlerin ne kadar kırılgan olduğu, gerçeğin ise nasıl da her an can sıkıcı ve baskıcı bir cehenneme dönüşebildiği ortadaydı.
  • Ölüm, ayetlerden ve daha iyi bir hayat vaadinden daha gerçek, daha şiddetliydi.
  • Daha da kötüsü bizi, insanlığın ve Arap milettinin en büyük düşmanı olarak gördükleri ve hemen denize dökülmesi gerektiğini düşündükleri Yahudiler ve Siyonistlerle bir tuttular.
  • Anılarım gözlerimin önünde, tıpkı bir kadının dövmelerle kaplı elindeki zeytin çekirdeklerinden yapılmış bir tesbih gibi tek tek sayılıyor, soluk renkli bir filmin bölümleri gibi birbiri ardına sıralanıyorlardı.
  • "Evlerinde elektrik olmayan köylüler işkence odalarında keşfediyorlardı elektriğin ne olduğunu."
  • 13 Kasım 1960! Şehrimiz Yanık Amûdê adını hak etti.
  • Hocamız bize sık sık, ilahi cennette oturan ve oraya neşe katan meleklerden birinin varlığını aniden fark edersek şaşırmamamızı söylerdi. Bana kalırsa bu kız doğrudan gökkubeden inmişti.
  • Herşeye kadir Allah bilgeliği ve gerçeği, çocuklarla delilerin ağızlarında dillendirirmiş.
  • Wekî hemû kurdên berî xwe û paş xwe, min ê jî bidaya ser rê, nav û nasnameyên din li xwe bikirana. Lê gelo ez ê bigihîştama ku derê? Ma ez ê tenê li ser lêvên birînê ji derekê biçûma dereke din?

Mezopotamya'nın Kumları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Mezopotamya, Bereketli Hilal, Dicle ve Fırat arasında medeniyetin beşiği, insanlık tarihinin hala tam olarak çözülememiş, özellikle birçok yerin sadece %20'si yapılan kazılarla ortaya çıkabilmiş (bunlara en büyük örneklerden biri Mardin bölgesinde bulunan Dara Antik Kenti) , bölgede geçmişten geleceğe yaşayan uluslar kendisinden önce gelenlerin miraslarına saygı duyup devam ettirmek ve insanlığa hizmet etmek için elinden geleni yapmış. Mezopotamya'nın Kumları Kürt edebiyatına dair okuduğum ilk eser oldu, Kürt halkının tarihi ve kültürü açısından beni oldukça sarsan bir hikayeyi anlatıyor. Yazar Fawaz Hussain bizi ilk önce çocukluğuna götürüyor, Suriye'nin Amude şehrinde başlıyor her şey, uzun yıllar boyunca halkın tek arzusu insani şartlar altında özgür ve mutlu bir hayatı aramışken Baas rejimi ve Fransız manda yönetimi ülkenin akıbetini getirdi, Şehrezad sinemasında 280 çocuğun yakılması 60 yıldır süren kıyımlardan sadece biriydi, bu şartlar altında ülkesini terk etmiş yazarın geçmişiyle ve kendisiyle bir iç dökümünü ilk önce bir çocuğun sonrasında bölge halklarının kendi hikayeleriyle görüyoruz. (Her Bir Sayfa)

Kayıp Çocukluğumun Şehri AMÛDÊ: Bir dönem anlatısı olan, Mezopotamya'nın Kumları'nda  Fawaz Hussain, Suriye'nin Amûdê şehrinde yaşayan Kürtlerin, Ermenilerin, Arapların, Ezidilerin ve Hristiyanların yaşamlarına değiniyor. Yazar Amûdê şehrini bir karakter olarak kurgulayıp, şehrin atmosferini olay örgüsü içinde işlerken Amûdê sinemasının yakılması, öldürülen çocuklar ve viraneye dönen Cezîre’nin öyküsünü akıcı bir dille anlatıyor... Beğenerek okudum ve karakterlerin derinlemesine olarak ele alınması o coğrafya için oldukça önemlidir. Çeviri de ufak tefek sorunlar olmasına rağmen yazarın kurgulamaya çalıştığı olay örgüsü bu sorunların önüne de geçebiliyor. Ayrıntı yayınlarının 'Sarı Kitaplar' adlı çalışmaları oldukça keyifle okunacak kitaplar ve her yayınevinin bu tür çalışmalara öncü olmaları ümidiyle... Yazarın eline sağlık çok güzel bir duygular içeren bir yapıt ortaya çıkarmaya çalışmış... kitap/kitap--47658 yazar/i17294 (BERAT AYIRKAN)

Mezopotamya'nın Kumları PDF indirme linki var mı?

Fawaz Hussain - Mezopotamya'nın Kumları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mezopotamya'nın Kumları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Fawaz Hussain Kimdir?

Suriye’de Amûdê kentine bağlı bir köyde dünyaya gelen Husên, Halep’te Fransız edebiyatı okudu. 1978’de Sorbonne Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimine başladı. Fransa’da Eğitim Bakanlığı, Paris Belediyesi ve Sorbonne Üniversitesi gibi kurumlarda Fransızca öğretmenliği yaptı. Eserlerini Fransızca ve Kürtçe yazan Husên, Fransa Yazarlar Örgütü’ne üyedir.

Mezopotamya’nın Kumları eserini Fransızca’dan Kürtçe’ye romanın yazarı Fawaz Hussain'in kendisi çevirdi. Yazar, Fransızca yazdığı eserlerinde Fawaz Hussain, Kürtçe yazdığı eserlerde ise Fawaz Husên ismini kullanmaktadır.

Eserleri: Siwarên Êşê, Stockholm, Welat Yayınları, 1994; Le Fleuve, Paris, Méréal Yayınları, 1997; Amîdabad, İstanbul, Avesta Yayınları, 2001; Parîsabad, İstanbul, Avesta Yayınları, 2010; Barê Şevê, İstanbul, Avesta Yayınları, 2012.

Fawaz Hussain Kitapları - Eserleri

  • Mezopotamya'nın Kumları
  • Amidabad
  • Parisabad
  • Barê Şevê
  • Evdo û Çend Bêhnikên Şadiyê
  • Heftiyeke Direj li Amede
  • Piçek Jiyan Qetek Asiman

Fawaz Hussain Alıntıları - Sözleri

  • Ez dixwazim ku hêsirên min wek baraneke xurt bibarin da ku lehiyekê rakin û wê toz û wê germê bidin ber xwe, lê hêsirek çi ye ji çavên min nayê xwarê. (Parisabad)
  • Daha da kötüsü bizi, insanlığın ve Arap milettinin en büyük düşmanı olarak gördükleri ve hemen denize dökülmesi gerektiğini düşündükleri Yahudiler ve Siyonistlerle bir tuttular. (Mezopotamya'nın Kumları)
  • Wekî hemû kurdên berî xwe û paş xwe, min ê jî bidaya ser rê, nav û nasnameyên din li xwe bikirana. Lê gelo ez ê bigihîştama ku derê? Ma ez ê tenê li ser lêvên birînê ji derekê biçûma dereke din? (Mezopotamya'nın Kumları)
  • Lê kî li vî welatî dikare bibêje ku piştî saetekê çi ê bi serê wî bê? (Parisabad)
  • Jiyana me bi rastî ne şikestinek piçûk e: ew qada têkçûnên herî mezin e. Hayatımız küçük bir kırılma değil, en büyük yenilgilerin sahnesidir. (Evdo û Çend Bêhnikên Şadiyê)
  • Belayên ku bi serê hinan tên dikarin bibin kêfxweşî ji bo hinên din! (Parisabad)
  • Herşeye kadir Allah bilgeliği ve gerçeği, çocuklarla delilerin ağızlarında dillendirirmiş. (Mezopotamya'nın Kumları)
  • Ben ve sorular baş başa kaldık (Amidabad)
  • Ölüm, ayetlerden ve daha iyi bir hayat vaadinden daha gerçek, daha şiddetliydi. (Mezopotamya'nın Kumları)
  • Ne zaman katiller, caniler, kan dökücülerden söz edilse onların korkunç görünümlü, çirkin insanlar oldukları söylenir. Soyu tükenmiş canavarlar gibi betimlenir onlar, tuhaf yaratıklar gibi, yeraltı ve yerüstü şeytanları gibi. Bütün katillerin böyle olmadıklarını biliyorum, bir de bana sorulmalı. Çoğu kez bal damlar dillerinden, parmakları ince, uzun ve zariftir ve genellikle gülümserler. (Amidabad)
  • ... De ka bêje, gava jinek û mêrek bi tena serê xwe bin, kesê sêyem kî ye? Mislimanên te dibêjin şeytan e, lê wan tiştek ji dinyayê û ji bajarvaniyê fêm nekirine Evdo! Ew Eros e, xwedayê ganbaziyê û xweşiya rih û bedenan e, xwelîser! Ew ne mirovekî pîs e, Evdo. Ew jiyan e, jiyaaan! ... Fawaz Husên Evdo û çend bêhnikên şadiye (R:91) (Evdo û Çend Bêhnikên Şadiyê)
  • İlk günden beri tedirginim, ilk günden beri susamış. (Amidabad)
  • Saf bir adamdım ben, kolay unutur, kolay kanardım. Benimle ve beyinsiz başımla herkes eğlenebilirdi. (Amidabad)
  • Kîn bi şêweyekî dûrî aqilan xurt bûye û wek agirê ku tu berdî nava pûş, ew her tiştî dide ber xwe. (Parisabad)
  • Eger Odîseos çîroka rêwîtiya xwe şerê Troyayê digot û vedigot, ez ê jî weke wî bikim û destana Helebçeyê û derbideriya xwe birijînim guhdarên haydar. (Evdo û Çend Bêhnikên Şadiyê)
  • Canım sıkılırdı, evet; nasıl olur da etrafımda bu refah varken bana bir parçası olsun düşmüyordu? (Amidabad)
  • Düşlerin ne kadar kırılgan olduğu, gerçeğin ise nasıl da her an can sıkıcı ve baskıcı bir cehenneme dönüşebildiği ortadaydı. (Mezopotamya'nın Kumları)
  • Kurd lîstikek in di destên mezin û piçûkan de. Ew mixabin li her derê dibin berdestê berdestan, koleyê koleyan, qelsên qelsan. (Parisabad)
  • "Evlerinde elektrik olmayan köylüler işkence odalarında keşfediyorlardı elektriğin ne olduğunu." (Mezopotamya'nın Kumları)
  • Pişmanlık yolundaki bir yolcuydum, her zaman acının kısrağına binen. (Amidabad)

Yorum Yaz