tatlidede

Patricia Highsmith kimdir? Patricia Highsmith kitapları ve sözleri

Amerikalı polisiye yazarı Patricia Highsmith hayatı araştırılıyor. Peki Patricia Highsmith kimdir? Patricia Highsmith aslen nerelidir? Patricia Highsmith ne zaman, nerede doğdu? Patricia Highsmith hayatta mı? İşte Patricia Highsmith hayatı... Patricia Highsmith yaşıyor mu? Patricia Highsmith ne zaman, nerede öldü?
  • 13.07.2022 08:00
Patricia Highsmith kimdir? Patricia Highsmith kitapları ve sözleri
Amerikalı polisiye yazarı Patricia Highsmith edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Patricia Highsmith hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Patricia Highsmith hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Patricia Highsmith hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Mary Patricia Plangman

Doğum Tarihi: 19 Ocak 1921

Doğum Yeri: Fort Worth, Teksas, Amerika Birleşik Devletleri

Ölüm Tarihi: 4 Şubat 1995

Ölüm Yeri: Locarno, İsviçre

Patricia Highsmith kimdir?

Patricia Highsmith (19 Ocak 1921 - 4 Şubat 1995) daha çok psikolojik gerilim romanlarıyla tanınan, kitapları 20'den fazla filme kaynaklık etmiş Amerikalı polisiye yazarı.

Hayatı

19 Ocak 1921'de Mary Patricia Plangman olarak Teksas'ta doğdu. Altı yaşında ailesiyle birlikte New York'a geldi, orada eğitim gördü. Yazar olmaya 16 yaşındayken karar verdi. İngilizce kompozisyon, dramaturji ve kısa hikâye yazımı dersleri aldığı Barnard College'den 1942 yılında mezun oldu. 1942 ve 1948 yılları arasında New York ve Mexico'da yaşadı, çizgi romanlar için hikâyeler yazdı.

İlk romanı Strangers on a Train (Trendeki Yabancılar) 1950'de yayımlandı ve ses getirdi. Alfred Hitchcock'un 1951'de bu romanı aynı isimle filme uyarlaması ile büyük ün kazandı. Peşisıra diğer romanları da sinemaya uyarlandı. The Blunderer (Becerksiz) 1954'te, This Sweet Sickness (Tatlı Hastalık) 1960'ta, The Talented Mr. Ripley (Becerikli Bay Ripley) 1955'te, Ripley's Game (Ripley'nin Oyunu) 1974'te sinemaya uyarlandı.

1991'de yazdığı Su Altında Bir Ripley Serüveni adlı kitabını, Filistin intifadasına ve Kürtlerin mücadelesine adadı. İthaf sayfasına şu notu düştü: "İntifada’nın ve Kürtlerin ölülerine, ölenlerin, hangi ülkede olursa olsun baskıyla mücadale edenlere, yalnızca sayılmak için değil de vurulmak için ayağa kalkanlara… " Ne var ki, bu ithaf yazısı İsrail ve Türkiye edisyonlarında yer almadı.

1963 yılında Avrupa'ya taşındı, ömrünün son 12 yılını İsviçre Locarno'da geçirdi. 4 Şubat 1995'te lösemiden hayata veda etti.

Ödüller

1946 : O. Henry Ödülü, En İyi İlk Hikaye, "The Heroine"

1951 : Edgar Ödülü, En İyi İlk Roman Adayı, Strangers on a Train

1956 : Edgar Ödülü, En İyi Roman Adayı, The Talented Mr. Ripley

1957 : Grand Prix de Littérature Policière, Uluslararası Ödül, The Talented Mr. Ripley

1963 : Edgar Ödülü, En İyi Kısa Öykü Adayı, "The Terrapin"

1964 : Dagger Ödülü İngiliz Polisiye Yazarlar Derneği En İyi Yabancı Roman Ödülü, The Two Faces of January

1990 : Chevalier dans l'Ordre des Arts et des Lettres Fransa Kültür Bakanlığı

Patricia Highsmith Kitapları - Eserleri

  • Yetenekli Bay Ripley
  • Kadın Düşmanlığı Üstüne Küçük Öyküler
  • Trendeki Yabancılar
  • Carol
  • Ripley Yeraltında
  • Ripley'nin Oyunu
  • Fidyecinin Peşinde
  • Cam Hücre
  • Su Altında
  • El Sürçmesi
  • Ripley ve Peşindeki Çocuk
  • Ocak Ayının İki Yüzü
  • Derin Sular
  • Tatlı Hastalık
  • Beceriksiz
  • Baykuş Çığlığı
  • Merhameti Ertelemek
  • Küçük G: Bir Yaz Masalı
  • Carol
  • Sokakta Bulundu
  • Edith'in Güncesi

Patricia Highsmith Alıntıları - Sözleri

  • Erkekler bütün kadınların birbirine benzediğini söylerlerdi, oysa ona sorsanız erkeklerin hepsi birbirine benzerdi. Hepsinin istediği tek bir şeydi. Kadınlar hiç değilse, kürk mantolar, pahalı kokular, Bahamalar'da tatil, lüks deniz gezileri, mücevher isterlerdi, kısacası bir sürü şey. (Kadın Düşmanlığı Üstüne Küçük Öyküler)
  • Acı hızla azalmaya başladı, çekilen bir taşkın gibi, kuruyan bir okyanus gibi. Cennet gibi. Hoş, tatlı bir dalgalanma kapladı başını yavaşça dans edermişçesine, hafif bir müzik gibi. (Cam Hücre)
  • Polisiye romanlar iyidir. Her çeşit insanın cinayet işleyebileceğini kanıtlarlar. (Trendeki Yabancılar)
  • Yağmurlu günlerde odasında oyalanmaktan ve şiirleri üzerinde çalışmaktan hoşlanırdı Rydal. (Ocak Ayının İki Yüzü)
  • "Sana göre günler çabucak geçip gidiyordur, ama burada bitmek bilmiyor." (El Sürçmesi)
  • Kimi kızların hüzün ve ölüm anlamına gelmesi çok garip. Kimileri de güneş ışığına benzer, yaratıcılığı ve neşeyi çağrıştırır ama aslında anlamları ölümdür. (Ripley ve Peşindeki Çocuk)
  • -Bazen belirli bir zaman ister. İnsanlara ikinci bir şans tanımak gerektiğine inanmıyor musun? -Ama neden? Zevk almıyorum. Üstelik onu sevmiyorum. -Bu sorunu çözersen belki de onu sevebileceğini düşünmüyor musun? -İnsanlar yatma meselesini çözünce mi aşık oluyorlar? (Carol)
  • Güven duygusu sıradan bir hayal olabilirdi ama devam ettiği sürece diğer her şey kadar gerçek değil miydi? Başka ne vardı? Mutluluk, bir zihinsel davranış biçiminden başka neydi ki? (Ripley'nin Oyunu)
  • "do people always fall in love with things they can't have?" "always," carol said. (Carol)
  • “Başına geleceklerden hiç korkmaması,inişe geçtiğinin en önemli kanıtı değil miydi,daha iyi bir kanıt bulabilir miydi arasa?” (Trendeki Yabancılar)
  • "Bugüne kadar birçok kez yalnız olduğumu sanmıştım, ama buradaki yalnızlık bambaşka." (El Sürçmesi)
  • bu dünyada her şey mümkün, öyle değil mi? (Beceriksiz)
  • Habersizlik iyi haberdir derler ya, (Ocak Ayının İki Yüzü)
  • Zaman zaman, çoktan ölmüş biri gibi hissediyorum kendimi. İşin ilginç yanı benliğimin parçalara ayrıldığını, kişiliğimin yok olduğunu anlayacak kadar bir ben kalmış bende. (Ripley Yeraltında)
  • "İnsanlar hep elde edemeyecekleri şeylere mi aşık olurlar?" Carol gülümsedi. "Hep," dedi. (Carol)
  • Benimle tanıştı, kör talih işte. (Su Altında)
  • “Perhaps it was freedom itself that choked her.“ "Belki de onu boğan, özgürlüğün kendisiydi." (Trendeki Yabancılar)
  • “Benliğindeki kötülüğün bütünlüğüne inanıyorsa, bunu açığa vurmaktan kaçınmanın da doğal olduğuna inanması gerekiyordu.” (Trendeki Yabancılar)
  • Her kuşak bir şeylerin işlevini yitirmesini yaşıyor, sonra da umutsuzca sarılacak yeni bir şey arıyorlardı. (Ripley ve Peşindeki Çocuk)
  • Tom, "yerdeki bir adama asla vurma" diye düşündü ve Pritchard'ın bu kez tam karnına şiddetli bir tekme daha indirdi. (Su Altında)

Yorum Yaz