Raymond Carver kimdir? Raymond Carver kitapları ve sözleri
Amerikalı Kısa Öykü Yazarı ve Şair Raymond Carver hayatı araştırılıyor. Peki Raymond Carver kimdir? Raymond Carver aslen nerelidir? Raymond Carver ne zaman, nerede doğdu? Raymond Carver hayatta mı? İşte Raymond Carver hayatı... Raymond Carver yaşıyor mu? Raymond Carver ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 25 Mayıs 1938
Doğum Yeri: Clatskanie , Oregon , Amerika Birleşik Devletleri
Ölüm Tarihi: 2 Ağustos 1988
Ölüm Yeri: Port Angeles , Washington , Amerika Birleşik Devletleri
Raymond Carver kimdir?
(1938-1988) Yoksul bir çocukluk geçirdi, işçilik yaparak kasaba kasaba dolaştı. 19 yaşında evlenip iki çocuk sahibi oldu. Uzun süre alkolizmle mücadele etti. Tam anlamıyla hikâyelerindeki insanlardan biri gibi geçirdiği bu yıllardan sonra 1977’de ilk hikâye kitabı Will You Please Be Quiet, Please? (Lütfen Sessiz Olur musunuz, Lütfen?) yayımlandı. Ulusal Kitap Ödülü’nü alan bu kitaptan sonra, Carver’ın minimalist yazısında bir başyapıt kabul edilen What We Talk About When We Talk About Love (Aşktan Sözettiğimizde Sözünü Ettiklerimiz, Çev: Zafer Aracagök) yayımlandı. Yazar olarak giderek tanınan Carver, çeşitli üniversitelerde ders verdi. Cathedral (1983) ve ölümünden önceki son hikâye kitabı Where I’m Calling From (Telefon Ettiğim Yer, 1988)’in yanısıra şiirlerini Winter Insomnia (Kış Uykusuzluğu), Where The Water Comes Together With Other Water (Suyun Başka Suya Karıştığı Yer) ve Ultramarine gibi kitaplarında toplamıştır. Carver’ın Türkçe’de bundan önce çıkan kitabı hikâye ve şiirlerini biraraya getiren Ateşler adlı bir derlemedir. (Çev: Zafer Aracagök, Adam.)
Raymond Carver Kitapları - Eserleri
- Katedral
- Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz
- Fil
- Lütfen Sessiz Olur Musun Lütfen?
- Azgın Mevsimler
- Bilmezsiniz Aşk Nedir
- Yazmak Üzerine
- Ateşler
Raymond Carver Alıntıları - Sözleri
- Bazı yazarlar çok yeteneklidir; yeteneksiz yazar tanımıyorum. Ama olaylara eşsiz ve eksiksiz bir bakış tarzı ve bu bakış tarzını ifade etmek için doğru bağlamı bulmak, o başka bir şey. (Yazmak Üzerine)
- Konuştuğun insan hakkında bir sürü şeyi gözlerinden anlayabilirsin. (Fil)
- "İnanmıyorum sanırım. Hiçbir şeye. Bazen zor oluyor. Ne demek istediğimi anlıyor musun?" (Katedral)
- Yaşamın acı yüzüyle bu kadar erken tanışmasaydı, kuşkusuz yine yazar olurdu ama hiçbir zaman okurları tarafından böyle sahiplenilmezdi Raymond Carver. Gençlerin haytalık yapıp havai aşklar kovaladığı yaşlarda o evli ve iki çocuk babasıydı. Hayatı öğrenmenin yolu, bulduğu her işte çalışmaktı. Benzin- cide çalıştı, hademelik, garsonluk yaptı. Yaşananlar, kâğıda döküldüğünde bazen Çehov tadındaydı, bazen Kafka... İnsanların yaşamlarında barınan, gizlenen öyküleri, yalın, gerçekçi, acıtan şiirsel bir dille yansıttı. Yenilenler içkiye sığınırken, kısa öykü türünü yeniden var eden Carver, her başarısında içti, çok içti, ölümüne içti... (Azgın Mevsimler)
- ”bir şeylerin sonuna gelmiştik ve önemli olan, nereden yeni bir başlangıç yapacağımızı bulmaktı.” (Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz)
- "Piramitleri kar sütunlarına, bütün geçmişi ise bir âna dönüştüren o zaman dilimi." (Azgın Mevsimler)
- “İçimde bir şeyler öldü”, diyor. “Uzun zaman aldı, ama öldü. Sen bir şeyleri öldürdün, bir balta vurdun sanki. Artık her şey kirlendi.” (Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz)
- "Bir dost ölünce böyle mi olur? Geride bıraktığı arkadaşlarının talihi yaver gitmez mi?" (Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz)
- Benim kör arkadaşım yok, dedim. Senin hiç arkadaşın yok, dedi. (Katedral)
- Ama siz bilmezsiniz aşk nedir Ben anlatıyorum size aşkın ne olduğunu kalkıp buraya gelse sizi becerecek olsa biriniz bile tanıyamazsınız aşkı (Bilmezsiniz Aşk Nedir)
- Eskiden dokunabildiğin şeyler, dokunamayacağın kadar uzak. Ve bazı daha önemsiz şeyler için tam tersi geçerli. (Bilmezsiniz Aşk Nedir)
- İşler güçleşince, güçlüler işler. (Katedral)
- * ''(...)Dışarıda yağmurlar bulutlar halinde geldi, öfkeyle penceresine çarpan sayısız minik sarı böcek gibi dışarının açık sarı ışığında dalga dalga yükseliyor, atıştırıyor ve çağıldıyordu. Farrell öbür tarafa dönüp yavaşça Lorraine'e sokulmaya başladı, ta ki kadının pürüzsüz sırtı onun göğsüne değene dek. Bir an kadına nazikçe, özenle sarıldı, elini kadının boşluğuna koydu, parmakları külotunun elastik şeridinin altına kaydı, parmak uçları aşağıdaki sert, fırça gibi kıllara belli belirsiz dokundu. Derken tuhaf bir duyguya kapıldı, sıcak banyoya girip kendini yine çocuk hissetmek gibi, anılar yeniden uyandı.Elini kımıldatıp çekti, sonra yataktan yavaşça kalkıp sellerin boşandığı pencereye yürüdü. ......Dışarıda muazzam, yabancı bir rüya gecesi vardı. Sokak lambası, ucunda yanan cılız sarı ışıkla yağmura doğru uzanan çıplak, hasarlı bir dikilitaştı.(...)'' *Azgın Mevsimler öyküsünden (Azgın Mevsimler)
- Erkek hayran olduğu bir şairden, Rilke'den kadına şiirler okurken kadın başını onun yastığına koyup uykuya daldı. Erkek yüksek sesle okumayı severdi, güzel de okurdu, kendinden emin, tok bir ses, kâh pes perdeden ve ciddi, kâh coşkulu; kâh heyecanlı. Okurken bakışlarını sayfadan asla ayırmaz ve sadece komodine uzanıp sigara almak için dururdu. (Lütfen Sessiz Olur Musun Lütfen?)
- "Hayatım değişecek. Hissediyorum..." (Lütfen Sessiz Olur Musun Lütfen?)
- * ''(...)Bavuldan eşyalarını çıkarıp çekmecelere yerleştirdi.Sonra banyoyu kullandı ve dişlerini fırçaladı.Masayı doğrudan pencerenin önüne gekecek şekilde kaydırdı.Sonra kadının örtüyü sıyırdığı yere baktı.Metal sandalyeyi çekip oturdu ve cebinden tükenmezkalem çıkardı. Bir süre düşündü, sonra not defterini açtı ve boş, beyaz bir sayfanın başına şu kelimeleri yazdı: Boşluk her şeyin başlangıcıdır.Bu yazdığına baktı sonra da güldü.Tanrım, ne saçmalık! Başını iki yana salladı.Not defterini kapadı, soyundu ve ışığı söndürdü.Bir an durup pencereden dışarı baktı ve nehri dinledi.Sonra yatağa girdi(...)'' *Çıra öyküsünden (Azgın Mevsimler)
- Bir süre düşündü, sonra not defterini açtı ve boş, beyaz bir sayfanın başına şu kelimeleri yazdı: Boşluk her şeyin başlangıcıdır. (Azgın Mevsimler)
- "İfadenin temel kesinliği, yazmanın BİRİCİK ahlâkıdır." Ezra Pound. (Yazmak Üzerine)
- Günün birinde her şeyi anlayacaklar, dedim. Belki, dedi. Ama o zaman bir önemi kalmayacak. (Katedral)
- Ama siz bilmezsiniz aşk nedir bilmezsiniz çünkü hiç aşık olmamışsınızdır bu kadar basit (Bilmezsiniz Aşk Nedir)