tatlidede
tatlidede

Seyahat Jurnali - Âli Bey Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Seyahat Jurnali kimin eseri? Seyahat Jurnali kitabının yazarı kimdir? Seyahat Jurnali konusu ve anafikri nedir? Seyahat Jurnali kitabı ne anlatıyor? Seyahat Jurnali PDF indirme linki var mı? Seyahat Jurnali kitabının yazarı Âli Bey kimdir? İşte Seyahat Jurnali kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 31.05.2022 19:00
Seyahat Jurnali - Âli Bey Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Âli Bey

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786052959688

Sayfa Sayısı: 144

Seyahat Jurnali Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tanzimat Dönemi’nde değişmeye başlayan mizah anlayışının seçkin ve dikkate değer kalemlerinden Âli Bey’in Düyûn-ı Umûmiye müfettişi olarak 1885-1888 yılları arasında çıktığı seyahatin güncesi olan Seyahat Jurnali gördüğü yerlerin coğrafi, demografik ve kültürel özelliklerini aktaran önemli bir tanıklıktır. Kendisinin, “Bu jurnalin içeriği sadece gözlemlerden oluşmaktadır. Bir meziyeti varsa o da Irak gibi uzak memleketlerin ve özellikle Hindistan şehirlerinden bazılarının buralarca bilinmeyen durumlarına ve âdetlerine dair genel bir fikir vermesinden ibarettir,” diye tanıttığı Seyahat Jurnali elbette mizahi vurgudan çok da uzak değildir.

Seyahat Jurnali Alıntıları - Sözleri

  • ... İçi ne kadar kasvetliyse dışı da o kadar hoş ve gönül alıcıdır.
  • "Gölge etme, başka ihsan istemem."
  • Ağalarla biraz sohbet ettim.Doksan yaşında bir ağanın üç karısı varken o hafta içinde on sekiz yaşında bir kız daha aldığını yeri gelip anlatmaları beni hayrete düşürdü .
  • Bir delikanlı bir kızın ırzına saldırırsa ikisini birden öldürürler.
  • Banyanlar sabahleyin evlerinde çıktıklarında yol üzerinde bir ineğin sidiğiyle yüzlerini yıkamadıkça mağaza ve dükkanlarını açıp da sanat ve ticaretlerine başlamazlar.Bu nedenle her sabah Banyan mahallelerinin sokaklarında boynuzları kırmızı renge boyalı inekler gezdirirler ve bu ineklerin etrafında işemelerini bekleyen birçok adam dolaşır.
  • Gariptir ki yine kendi aralarında "Diyarbakır'ın evleri köpekleri ve ahalisinin kalpleri karadır." diye meşhur bir söz vardır. Gerçekten de sokak köpeklerinin hemen hepsi siyahtır.
  • Kürt kadınları ev işlerini gördükten sonra tarlalarda kocalarıyla beraber çalışırlar ve erkeklerinden çok iş görürler.Bu kadınlar tesettüre dikkat etmezler.Bununla birlikte ırz ve namuslarını korumak çok önemlidir.Bir delikanlı bir kızın ırzına saldırırsa ikisini birden öldürürlermiş.Delikanlı kızı kaçırıp derhal başka bir köyde nikah etmedikçe .
  • Bağdat'ta yazları pek çok leylek bulunur.Bunların gelme zamanında beş,on,yirmisi birden geçerken çocuklar "Vak!" diye bir ağızdan bağırmaya başlarlar."Vak"ın yere düşmek anlamında olduğu malumdur.Bu feryadı işitince leylekler dengelerini kaybeder ve içlerinden birkaçı mutlaka yere düşer ki hakikaten gariptir.
  • Siirt'in garip hallerinden biri olarak minare dilenciliği gördüm. Şöyle ki : Elbise veya toplu bir para veyahut bir baş inek büyük bir şey dilemek isteyen fakir, bir minareye çıkarak sabahtan akşama kadar , "Yarabbi! bana falan şeyi ver," diye günlerce bağırıp dua ediyor ve bazısının da isteğinin hayır sahipleri tarafından karşılandığı oluyor.

Seyahat Jurnali İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap, Ali beyin görevinden ötürü gittiği yerleri bize aktarımından oluşuyor. O dönemde , gittiği şehirlerin kültürünü , insanını , yaşayışı hakkında bilgiler vermiş. Keşke imkan olsa da bütün dünyayı biz de gezebilsek , görebilsek.. (R)

Yazarımız işi dolayısıyla 4 yıl boyunca gezdiği yerlerin jeolojik yapıları, sosyo-ekonomik durumlarını, kültürlerini, insanlarını ve yaşam tarzlarını etkileyici bir şekilde tek tek kaleme almış.Yolculuklarında yaşadığı zorlukları ve her gittiği yerde saygıyla karşılanmasını, gördüğü hürmeti anlatmış. Açıkçası romansever biri olarak bu günlük tarzındaki seyahat yazısı pek bana hitap etmiyor diyebilirim (üzülerek). Gerçekten Ali Bey'in kalemi, anlatıları, betimlemeleri çok etkileyici fakat fazla düz. Seyatah notları okumayı severlere tavsiye edebilirim. Keyifli okumalar diliyorum :) (ғ.ᴋ ü ʙ ʀ ᴀ)

Ali Bey Düyun-i Umumiye Müfettişi olarak 1885-1888 yılları arasındaki zaman aralığında geçen, çıktığı yoldaki gezip gördüğü şehirleri anlatmış olduğu bir eser. Gezip gördüğü yerlerin coğrafi, demografik ve kültürel özelliklerini aktarmış kitapta bize. Deniz yolu ile başladığı seyahatinin ilk durağı Midilli Adası. Daha sonra Ayvalık, İzmir, Mersin, İskenderun, Halep, Kilis, Antep, Birecik, Siverek ve sonra esas durak Diyarbakır'a varış. Diyarbakır görevinden sonra Bağdat'a görevlendirilince Bağdat'a varmak için Siirt, Bitlis, Muş, Mardin, Hasankeyf, Cizre, Musul ve Bağdat'a gezip oralar hakkında bize bilgiler vermiş. Şehirler içinde en dikkatimi çeken ise Bağdat oldu. Bağdat o zamanki yıllarda bile 2 milyon nüfusu ile insanlar tarafından tercih edilen bir şehir olmuş. Sonrasında ise Hindistan görevi. Hiç değişmeyen Hint kültürü. Kadınların ellerinde Hint kınaları, üzerlerinde sariler. Hindistan'dan sonra Kahire, Mısır üzerinden İstanbul'a dönüş. Ayrıca Ali Bey bizlere bazı şehirlerin fotoğraflarını paylaşmış. Şehirler ve Tanzimat Dönemi hakkında bilgi edinmenizi sağlayacak şahane bir eser. (Esra TOPAL)

Seyahat Jurnali PDF indirme linki var mı?

Âli Bey - Seyahat Jurnali kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Seyahat Jurnali PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Âli Bey Kimdir?

Direktör Ali Bey (d. 1844 - ö. 3 Şubat 1899), Tanzimat dönemi tiyatro yazarı. 1844'te İstanbul'da doğdu. Kapu Kethüdalarından Yusuf Cemil Efendi'nin oğludur. Babasının 1863 Eylül'ünde Şam ve Halep ve Urfa Sancağı Kapu Kethüdalıği'na atandığı belgelerden anlaşılmaktadır. Kethüdalığın Tanzimat yıllarındaki görevi, illerle hükümet merkezi arasındaki haberleşmeyi sağlamaktır. Âli Bey, küçük yaşta Fransızca öğrendi. Müfettiş, mutasarrıf, vali olarak da Irak, Varna, Elâzığ, Trabzon bölgelerini dolaştı, Direktör Ali Bey lâkabı ile anılmasına neden olan Düyûnu Umumiye Direktörlüğünde bulundu. Teodor Kasap'ın yayımladığı Diyojen mizah gazetesine yazdığı mizahi yazılarla, tiyatro çalışmaları ile tanındı. 3 Şubat 1899'da İstanbul'da öldü. Mezarı Anadolu Hisarı'nda Göksu mezarlığında, babasının ya­nındadır. Şiirleri de vardır. Âli Bey; Tanzimat Tiyatrosu'nda, halk kaynaklarımızdan yararlanan ilk oyun yazarlarımız arasındadır. Gedikpaşa Tiyatrosu 'na çeviri oyunlar hazırlamış, Namık Kemal'le birlikte Diyojene yazılar yazmış, birçok eserin sahneye konulmasına büyük emeği geçmiştir.

Âli Bey Kitapları - Eserleri

  • Seyahat Jurnali
  • Ayyar Hamza
  • Lehçetü'l Hakayık
  • Letafet
  • Eski Türk Oyunları 6

Âli Bey Alıntıları - Sözleri

  • Bir delikanlı bir kızın ırzına saldırırsa ikisini birden öldürürler. (Seyahat Jurnali)
  • Timsah: tohuma kaçmış kertenkele (Lehçetü'l Hakayık)
  • Yaş (insanın yaşı) : kadınların saklamaya muktedir olabildikleri tek sır. (Lehçetü'l Hakayık)
  • Dert: Merhamet öğreticisi. (Lehçetü'l Hakayık)
  • Asi: Kuvvetsiz Düşman (Lehçetü'l Hakayık)
  • Dostluk: Fırtınalı havada içi dışına dönen bir şemsiye. (Lehçetü'l Hakayık)
  • Lâkin küçüklükten beri işitirim, erkek kısmında kadınlar kadar sevgiye bağlılık yok derler. (Ayyar Hamza)
  • Sevmek tatlı şey ama birbirine bağlanmak isteyen iki gönlün arasına birtakım engeller girmese! (Ayyar Hamza)
  • "Ya ben yüreğimin acısıyla ne yaptığımı biliyor muyum?" (Ayyar Hamza)
  • Gözyaşı: yüreğin nemi(ıslaklık) (Lehçetü'l Hakayık)
  • Gariptir ki yine kendi aralarında "Diyarbakır'ın evleri köpekleri ve ahalisinin kalpleri karadır." diye meşhur bir söz vardır. Gerçekten de sokak köpeklerinin hemen hepsi siyahtır. (Seyahat Jurnali)
  • Bağdat'ta yazları pek çok leylek bulunur.Bunların gelme zamanında beş,on,yirmisi birden geçerken çocuklar "Vak!" diye bir ağızdan bağırmaya başlarlar."Vak"ın yere düşmek anlamında olduğu malumdur.Bu feryadı işitince leylekler dengelerini kaybeder ve içlerinden birkaçı mutlaka yere düşer ki hakikaten gariptir. (Seyahat Jurnali)
  • Görünüşte memnunum, çünkü tabiatım şendir, lâkin pek çok kere gülerken ağlarım. (Ayyar Hamza)
  • Siirt'in garip hallerinden biri olarak minare dilenciliği gördüm. Şöyle ki : Elbise veya toplu bir para veyahut bir baş inek büyük bir şey dilemek isteyen fakir, bir minareye çıkarak sabahtan akşama kadar , "Yarabbi! bana falan şeyi ver," diye günlerce bağırıp dua ediyor ve bazısının da isteğinin hayır sahipleri tarafından karşılandığı oluyor. (Seyahat Jurnali)
  • Banyanlar sabahleyin evlerinde çıktıklarında yol üzerinde bir ineğin sidiğiyle yüzlerini yıkamadıkça mağaza ve dükkanlarını açıp da sanat ve ticaretlerine başlamazlar.Bu nedenle her sabah Banyan mahallelerinin sokaklarında boynuzları kırmızı renge boyalı inekler gezdirirler ve bu ineklerin etrafında işemelerini bekleyen birçok adam dolaşır. (Seyahat Jurnali)
  • Nakre (gamze): öpücük yuvası (Lehçetü'l Hakayık)
  • Kürt kadınları ev işlerini gördükten sonra tarlalarda kocalarıyla beraber çalışırlar ve erkeklerinden çok iş görürler.Bu kadınlar tesettüre dikkat etmezler.Bununla birlikte ırz ve namuslarını korumak çok önemlidir.Bir delikanlı bir kızın ırzına saldırırsa ikisini birden öldürürlermiş.Delikanlı kızı kaçırıp derhal başka bir köyde nikah etmedikçe . (Seyahat Jurnali)
  • Ağalarla biraz sohbet ettim.Doksan yaşında bir ağanın üç karısı varken o hafta içinde on sekiz yaşında bir kız daha aldığını yeri gelip anlatmaları beni hayrete düşürdü . (Seyahat Jurnali)
  • Araba kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur. (Ayyar Hamza)
  • Gerçi içi boş ama gösteriş lazım ya... (Ayyar Hamza)

Yorum Yaz