tatlidede

Tenin Gözleri - Juhani Pallasmaa Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tenin Gözleri kimin eseri? Tenin Gözleri kitabının yazarı kimdir? Tenin Gözleri konusu ve anafikri nedir? Tenin Gözleri kitabı ne anlatıyor? Tenin Gözleri PDF indirme linki var mı? Tenin Gözleri kitabının yazarı Juhani Pallasmaa kimdir? İşte Tenin Gözleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 02.07.2022 03:00
Tenin Gözleri - Juhani Pallasmaa Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Juhani Pallasmaa

Çevirmen: Aziz Ufuk Kılıç

Yayın Evi: Yem Yayınları

İSBN: 9789944757461

Sayfa Sayısı: 90

Tenin Gözleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mimarlık esin verir, bağlanma yaratır, yaşamı berkitir. Peki, o halde kâğıt üzerinde ya da bilgisayar ekranında iyi görünen eskizler "ten"e büründüklerinde nasıl oluyor da bu kadar düş kırıcı olabiliyor?

Juhani Pallasmaa'ya göre sorun, mimarlık pratiği ve eğitimine nüfuz etmiş olan bugünün teknoloji eksenli tüketici kültüründe görsellik alanının başatlığından kaynaklanıyor. Dünya deneyimimiz beş duyunun bileşimiyle biçimlenir, oysa çağımızda mimarlık büyük ölçüde yalnızca bir duyu -görme- gözetilerek yapılıyor. Diğer duyu alanlarının bastırılması çevremizi yoksullaştırarak yalıtılmışlık ve yabancılaşma duygusu yaratıyor.

Tenin Gözleri'nin ilk yayımlanışından bu yana, hem mimarlık felsefesi hem de mimarlık öğretimi alanında bedenin ve duyuların rolüne yönelik ilgi gitgide büyüdü. Bunun üzerine yazar, çığır açan kitabını 2005'te gözden geçirip savlarını pekiştirdi. Elinizdeki bu geliştirilmiş basım, mimarlara ve öğrencilere bütüncül bir mimarlık arayışında esin kaynağı olmayı ve genel okurun dünyayı algılama biçimini zenginleştirmeyi bugün de sürdürüyor.

Tenin Gözleri Alıntıları - Sözleri

  • Bir şehrin niteliklerinin gerçek ölçüsü, ona aşık olmayı hayal edebilip edemediğinizdir.
  • Dokunsal ve tatsal deneyimler arasında hassas bir aktarım var­dır. Görme de tada aktarılır; bazı renkler ve ince detaylar oral duyumlar uyandırırlar. İncelikle renklendirilmiş parlak bir taş yüzey bilinçdışında dil tarafından duyumlanır.
  • Bedenim ve şehir birbirini tamamlar ve tanımlar. Ben şehirde barınırım, şehir de bende barınır.
  • Elin her hareketi, yaptığı her işte, düşünme unsuruyla (the element o f thinking) kendini taşır; elin her duruşu (bearing) kendini o unsurda taşır. Heidegger
  • Her barınağın kendi bireysel ev kokusu vardır.
  • Loş ışık ve gölge imgelem ve düşlemi uyarır. Ber­rak düşünmek için görmenin keskinliği bastırılmalıdır, zira düşün­celer dalgın ve odaklanmamış bir bakışla yolculuk ederler.
  • Ontolojik anlamını yitirmiş olan pencere artık duvarın yokluğundan ibaret.
  • Dünya bedende yansır ve beden dünyaya yansır (projected). Sinir sistemimiz ve beynimizle anımsadığımız kadar bedenimizle de anımsarız.
  • Mimarlık eninde sonunda taşlaşmış sessizliğin sanatıdır.
  • Eller karmaşık bir organizma, en farklı kaynaklardan gelen haya­tın birlikte akarak büyük eylem akımını doğurduğu bir delta. Ellerin tarihi vardır; hatta kendi kültürleri ve kendi özel güzellikleri bile. Onlara kendi gelişimlerine, kendi dileklerine, duygularına, hal ve meşguliyetlerine sahip olma hakkını veririz. Rilke
  • Beden salt bir fiziksel varlık değildir; bellekle ve düşle, geçmişle ve gelecekle zenginleşir.
  • "Elmanın tadı ... meyvenin damakla temasındadır, meyvenin kendisin­ de değil; benzer biçimde ... şiir şiir ile okuyucunun buluşmasındadır, bir kitabın sayfalarına basılı simgelerde değil. Asıl olan estetik edimdir, heyecandır, her okumada oluşan neredeyse fiziksel duygudur." Jorge Luis Borges
  • "Nesneye ben bakarım, ama ses bana gelir; göz uzanır, kulak karşılar."
  • Bedene ilişkin algı ile dünyaya ilişkin imge tek bir sürekli deneyime dönüşür; mekandaki yerinden ayrı bir beden yoktur, algılayan kendiliğin bilinçdışı imge­siyle bağlantılı olmayan bir mekan yoktur.
  • Gözler diğer duyularla işbirliği yapmak ister. Görme dahil tüm duyular dokunma duyusunun uzantıları (tenin özelleşmiş halleri) olarak de­ğerlendirilebilir. Onlar ten ile çevre arasındaki, yani bedenin saydam­sız içselliği ile dünyanın dışsallığı arasındaki, arayüzlerdir.

Tenin Gözleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Duyuların mimari ile olan etkileşimini, mimarinin sadece görmeye değil tüm duyulara hizmet ettiğini güzel bir üslupla anlatıyor. Konuya ilgi duyanların okumasını tavsiye ederim. (Sait Kılıç)

Dersine girdiğim bir hoca şöyle demişti: "Herkes kitap okur; biz mimarlar ise çizimleri okuruz. Bu bizim diğer mesleklerden farkımızdır. Mimarlar içerisinde farklı olmak istiyorsanız, o zaman kitap da okumalısınız." Ve birkaç ay önce aynı hoca bu kitabı tavsiye etmişti. Okumaya hemen fırsat bulamadım; ancak okuduğum zaman hem hocanın ne kadar doğru bir tavsiyede bulunduğunu hem de kitabın içinin ne denli doldurulmuş olduğunu gördüm. Mimarlığın duyularla bağını ele almış olan bu kitabı, aynı fabrikadan çıkma binalar yapıp mimarlığı gerçek anlamından uzaklaştırmak gibi bir düşüncesi olmayan herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Pallasmaa'nın da dediği gibi: "Mimarlık soyu tükenme tehlikesi altındaki bir sanat haline gelmiş durumda." (Mavi Lotus)

Tenin Gözlerinde yazarımız, mimarinin duygulardan uzaklaşıp sadece görsel kimlik üzerine kurgulanan; yaşayan,deneyimlenen,hissedilen mekanlar olmaktan çok görsel mekanlar olmasından yakınır;Bu olgu yaşayan mekan kavramını da öldürmektedir. Juhani pallasmaa her etkileyici mimari deneyimi çok duyulu olarak ifade eder; Göz,kulak,burun,dil,iskelet,ten gibi tinsel deneyimler olmadan etkili bir mekan yaratılamayacağını, bu duyulardan eksik mekanların görsellikten ileri gidemeyeceğini söyler.Tenin Gözlerinde bir duyular mimarlığından söz ediliyor, görsel mimarinin yanı sıra tinsel bir mimarinin de olduğu dile getiriliyor. (Ağacan Kaya)

Tenin Gözleri PDF indirme linki var mı?

Juhani Pallasmaa - Tenin Gözleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tenin Gözleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Juhani Pallasmaa Kimdir?

Juhani Uolevi Pallasmaa (Finlandiya, Hämeenlinna'da doğan 14 Eylül 1936) Finlandiyalı bir mimar ve eski Helsinki Teknoloji Üniversitesi mimar ve dekan profesörüdür. Finans Mimarlık Müzesi Müdürü 1978-1983 ve Helsinki Endüstri Sanatları Enstitüsü Müdürü olan birçok akademik ve sivil tavır içinde. 1983'te Helsinki'de kendi mimar bürosunu - Arkkitehtitoimisto Juhani Pallasmaa KY'yi kurdu.

Juhani Pallasmaa Kitapları - Eserleri

  • Tenin Gözleri
  • The Eyes of the Skin
  • Architecture and Empathy

Juhani Pallasmaa Alıntıları - Sözleri

  • Loş ışık ve gölge imgelem ve düşlemi uyarır. Ber­rak düşünmek için görmenin keskinliği bastırılmalıdır, zira düşün­celer dalgın ve odaklanmamış bir bakışla yolculuk ederler. (Tenin Gözleri)
  • "Elmanın tadı ... meyvenin damakla temasındadır, meyvenin kendisin­ de değil; benzer biçimde ... şiir şiir ile okuyucunun buluşmasındadır, bir kitabın sayfalarına basılı simgelerde değil. Asıl olan estetik edimdir, heyecandır, her okumada oluşan neredeyse fiziksel duygudur." Jorge Luis Borges (Tenin Gözleri)
  • Beyond architecture, contemporary culture at large drifts towards a distancing, a kind of chilling de sensualisation and de-eroticisation of the human relation to reality. Painting and sculpture also seem to be losing their sensuality; instead of inviting a sensory intimacy, contemporary works of art frequently signal a distancing rejection of sensuous curiosity and pleasure. These works speak to the intellect and to the conceptualising capacities instead of addressing the senses and the undifferentiated embodied responses. (The Eyes of the Skin)
  • Her barınağın kendi bireysel ev kokusu vardır. (Tenin Gözleri)
  • Dokunsal ve tatsal deneyimler arasında hassas bir aktarım var­dır. Görme de tada aktarılır; bazı renkler ve ince detaylar oral duyumlar uyandırırlar. İncelikle renklendirilmiş parlak bir taş yüzey bilinçdışında dil tarafından duyumlanır. (Tenin Gözleri)
  • Memory takes us back to distant cities, and novels transport us through cities invoked by the magic of the writer’s word. (The Eyes of the Skin)
  • Beden salt bir fiziksel varlık değildir; bellekle ve düşle, geçmişle ve gelecekle zenginleşir. (Tenin Gözleri)
  • My assumptions about the role of the body as the locus of perception, thought and consciousness, as well as about the significance of the senses in articulating, storing and processing sensory responses and thoughts, have been strengthened and confirmed by other writers. (The Eyes of the Skin)
  • Eller karmaşık bir organizma, en farklı kaynaklardan gelen haya­tın birlikte akarak büyük eylem akımını doğurduğu bir delta. Ellerin tarihi vardır; hatta kendi kültürleri ve kendi özel güzellikleri bile. Onlara kendi gelişimlerine, kendi dileklerine, duygularına, hal ve meşguliyetlerine sahip olma hakkını veririz. Rilke (Tenin Gözleri)
  • In heightened emotional states and deep thought, vision is usually repressed. (The Eyes of the Skin)
  • The invention of perspectival representation made the eye the centre point of the perceptual world as well as of the concept of the self. Perspectival representation itself turned into a symbolic form, one which not only describes but also conditions perception. (The Eyes of the Skin)
  • Bir şehrin niteliklerinin gerçek ölçüsü, ona aşık olmayı hayal edebilip edemediğinizdir. (Tenin Gözleri)
  • Bedenim ve şehir birbirini tamamlar ve tanımlar. Ben şehirde barınırım, şehir de bende barınır. (Tenin Gözleri)
  • Bedene ilişkin algı ile dünyaya ilişkin imge tek bir sürekli deneyime dönüşür; mekandaki yerinden ayrı bir beden yoktur, algılayan kendiliğin bilinçdışı imge­siyle bağlantılı olmayan bir mekan yoktur. (Tenin Gözleri)
  • The main object of artistic education is not in the principles of artistic making, but in the personality of the student and his or her image of themselves and the world. (The Eyes of the Skin)
  • "Nesneye ben bakarım, ama ses bana gelir; göz uzanır, kulak karşılar." (Tenin Gözleri)
  • Ontolojik anlamını yitirmiş olan pencere artık duvarın yokluğundan ibaret. (Tenin Gözleri)
  • ... for a radical poetic of architecture, in which theory informs praxis, in which the satisfaction of function includes the awareness of the psychological dimensions of design, in which orders of material, structure, light and space accumulate towards a metaphysical experience. (The Eyes of the Skin)
  • The narcissistic eye views architecture solely as a means of self-expression, and as an intellectual–artistic game detached from essential mental and societal connections, whereas the nihilistic eye deliberately advances sensory and mental detachment and alienation. (The Eyes of the Skin)
  • ‘Our body is both an object among objects and that which sees and touches them.' (The Eyes of the Skin)

Yorum Yaz