tatlidede

Toshihiko Izutsu kimdir? Toshihiko Izutsu kitapları ve sözleri

Japon Araştırmacı, Yazar, Profesör Toshihiko Izutsu hayatı araştırılıyor. Peki Toshihiko Izutsu kimdir? Toshihiko Izutsu aslen nerelidir? Toshihiko Izutsu ne zaman, nerede doğdu? Toshihiko Izutsu hayatta mı? İşte Toshihiko Izutsu hayatı... Toshihiko Izutsu yaşıyor mu? Toshihiko Izutsu ne zaman, nerede öldü?
  • 24.01.2023 02:00
Toshihiko Izutsu kimdir? Toshihiko Izutsu kitapları ve sözleri
Japon Araştırmacı, Yazar, Profesör Toshihiko Izutsu edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Toshihiko Izutsu hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Toshihiko Izutsu hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Toshihiko Izutsu hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 4 Mayıs 1914

Doğum Yeri: Tokyo, Japonya

Ölüm Tarihi: 7 Ocak 1993

Ölüm Yeri: Kanagava, Japonya

Toshihiko Izutsu kimdir?

Toshihiko Izutsu (井筒 俊彦 Izutsu Toshihiko?) (4 Mayıs 1914 - 7 Ocak 1993), Japon araştırmacı ve yazar.

Tokyo Keio Üniversitesi Institute of Cultural and Linguistic Studies'de (Kültür ve Linguistik araştırmalar Enstitüsünde), Tahran'da Imperial Iranian Academy of Philosophy'de (Tahran Emperyal Felsefe Akademisinde), ve Montreal McGill Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptı.

Tasavvuf, Advaita Vedanta, Mahayana Budizmi (özellikle Zen) ve felsefi Taoizm konularında önde gelen otoritelerden biri kabul edilen ve otuzdan fazla dil bilen Izutsu, İran, Hindistan, Kuzey Amerika ve Asya'da ilgilendiği alanlarda çok sayıda araştırma yapmıştır.

Toshihiko Izutsu Kitapları - Eserleri

  • Kur'an'da Tanrı ve İnsan
  • Kur'an'da Dini ve Ahlaki Kavramlar
  • İbn Arabi'nin Fusüs'undaki Anahtar-Kavramlar
  • İslam Düşüncesinde İman Kavramı
  • Tao-culuk'daki Anahtar Kavramlar
  • İslam'da Varlık Düşüncesi
  • İslam Mistik Düşüncesi Üzerine Makaleler

Toshihiko Izutsu Alıntıları - Sözleri

  • Bilimsel bir eseri çeviren bir akademisyen olarak, yaptığımız çalışmaya yazacağımız önsöze giriş yapmanın en iyi yollarından birinin, 'niçin böyle bir çalışmaya gerek duydunuz?' sorusuna açıklık getirmek olduğunu düşünüyorum. Ancak, sorunun cevabına geçmeden önce bir hususu belirtmek istiyorum. Düşünce sistemleri, insanların ufuklarının genişlemesi, meselelere tek perspektif yerine bir kaç (hatta mümkün olduğu kadar çok) perspektiften bakarak onların çok boyutlu olduklarını görebilmeleri ve bunun sonucunda da hayatlarında hem teorik hem de pratik açıdan yararlanmaları amacıyla çeşitli alternatifler sunarlar. Ancak bu son cümlede söylenenlerin insanlar tarafından gerçekleştirilmesinin ilk şartı, bu sistemlerin ve sundukları alternatiflerin tanınması ve hatta iyi bilinmesidir. İkinci olarak, iyi tanıdığımız alternatiflerden yararlanabilmeniz için, onları bir değerlendirmeye tâbi tutmanız gerekir. Çünkü insan, en olumlu değer atfettiği alternatif(ler)den yararlarıma yoluna gider. Farklı alternatifleri değerlendirebilmek ise, onları, -kendi içlerinde derinlemesine analiz etmenin yanı sıra- karşılaştırmalı bir yaklaşımla ele alıp analiz etmeyi gerektirir. İslam düşüncesi, exoterik ve esoterik boyutlarıyla insanlara, insan, evren ve bunların ilişkileri konularında -yani, insan ve evrenin mahiyetleri, insanın evrendeki yeri, insanın evren ve diğer insanlarla ilişkileri vb. gibi konularda-alternatif görüşler sunan düşünce sistemlerinden biridir. İşte çevirisini sunduğumuz bu eser, İslâm düşüncesinin esoterik (sûfî ya da mistik de diyebileceğimiz) boyutunun sunduğu alternatif görüşlerden yararlanabilmemizi sağlayacak olan -yukarıda zikrettiğimiz- şartları ihtiva eden bir çalışmadır. Yazar burada, hem mistik İslâm düşüncesinin analizini yaparak sûfî tecrübenin derûnî yapısını gözler önüne sermekte, hem de bu düşünceyi. Veda düşüncesi, Mahayana ve Zen gibi Budizm'in değişik versiyonları ve modern Batı egzistansiyalizmi gibi çeşitli düşünce sistemleriyle karşılaştırmaktadır. Böylece, okuyucuya hem mistik İslâm düşüncesini yakından tanıma hem de onu diğer düşünce sistemleriyle karşılaştırarak bir değerlendirmede bulunma fırsatı sunulmaktadır. Böyle bir kitabı okuyup oldukça da yararlanan bir kişi olarak, onu Türk bilim ve düşünce kamuoyu ve meraklı okurlar ile paylaşmak istedim. İşte bu çalışmanın arkasındaki itici güç bu paylaşma isteğidir. Kitabın içeriği hakkındaki düşüncelerimi de bir kaç cümleyle ifade etmek istiyorum. Kitapta toplanan makalelerden her biri, sûfî düşüncenin belli başa anahtar kavramlarının analizinden yola çıkarak onun iç yapısına (derûnuna) nüfûz etmeye çalışmaktadır. Böylece, parçalı analizler yapılırken bütünün gözden kaçırılması gibi bir hataya düşülmemektedir. Yazar bu analizlerinde, 'anlamanın döngüselliği' veya 'yorum dairesi' olarak bilinen hermeneutik prensibini oldukça iyi işletmektedir. Yani, bu analizlerde parça bütün içerisinde ve bütün de parça sayesinde anlaşılmakta ve anlamlandırılmaktadır. Önemli bir diğer husus da, makalelerin kitaptaki sıralanış şeklidir. Bu sıralama, okuyucunun, sûfî tecrübe düşünce sisteminin derûnî yapısını anlamasına yardımcı olacak şekilde yapılmıştır. Dolayısıyla, makaleleri baştan sona sırasıyla okuyan kişi, söz konusu yapının kuş bakışı bir fotoğrafım çekebilme fırsatını bulacaktır. Kültürümüzün belli bir boyutunun gün yüzüne çıkartılıp Türk okuruna sunulması amacıyla yaptığım çalışmayla bilim ve düşünce dünyamıza küçük de olsa bir katkıda bulunabilirsem, amacıma ulaşmış olacak ve yararlı bir birey olmanın hazzıyla yaşayacağım. RAMAZAN ERTÜRK (Erciyes Ünivertisi, İlahiyat Fakültesi. Din Felsefesi Anabilim Dalı) Yaratma ve Şeylerln zamansız Nizamı İSLAM MİSTİK DÜŞÜNCESI ÜZERINE MAKALELER (İslam Mistik Düşüncesi Üzerine Makaleler)
  • Okyanusun üzerinde coşup köpüren tüm dalgalar sakinleşip durduğu zaman ortada görünen tek şey, sonsuz sükunet içindeki sınırsız okyanustur. (İslam Mistik Düşüncesi Üzerine Makaleler)
  • Büyük insanlar veda ederek gider, basit ve küçük insanlar ihanet ederek giderler. (Tao-culuk'daki Anahtar Kavramlar)
  • Bununla beraber, ortada hâlâ hayâtî bir soru kalmaktadır: Acaba insan nefsini böylesine derinliğine bilip tanımağa gerçekten de kadir midir? Bununla beraber, bu izâfı bir sorudur. Eğer “nefsini bilmek” en kesin anlamında alınacak olursa bunun cevabı olumsuz olacaktır; ama eğer bu daha gevşek bir anlamda telâkki edilecek olursa, bu soruya olumlu cevap vermek gerekir. İbn Arabî‘nin dediği gibi: “Sen Evet de desen, Hayır da desen haklısın”. (İbn Arabi'nin Fusüs'undaki Anahtar-Kavramlar)
  • Şimdi görüyorum sadece geriye kalan belli belirsiz izleri Tıpkı kitapların yazımındaki L harfi gibi. (Kur'an'da Tanrı ve İnsan)
  • Ahlak standartları yüksek toplumlarda, ‘ütopya’ peşinde koşan akımların ortaya çıkma ihtimali artar. (İslam Düşüncesinde İman Kavramı)
  • İnsan Hakikat'ın kutsal alanına yaklaştıkça, der Lâhici, buradan sudûr eden parlak nur, gözüne siyah görünür. Ve bu parlak nur nihai derecesinde, mutlak karanlık ile özdeş hale gelir. Yani 'vücud' mutlak saflık hali içerisinde, sıradan insanın gözüne mutlak yokluk kadar görünmezdir. Bu şekilde insanların çoğu asıl hakikatı itibariyle ışık'ın farkında bile değildir. Onlar, Eflatun'un ünlü mağara misalindeki insanlar gibi, güneşin sebep olduğu gölgelere bakmakla yetinip zahiri dünya ekranı üzerine akseden zayıf ışık yansımalarını gören ve tek gerçekliğin bu yansımalardan ibaret olduğuna inanan kimseler gibidirler. (İslam'da Varlık Düşüncesi)
  • Ölüm gibi gelirdi bir günlük ayrılık bile bana Nasıl davranayım sadece dirilme (haşr) gününde tekrar görüşmekle son bulan uzun bir ayrılığa. (Kur'an'da Tanrı ve İnsan)
  • 'Vücudun Birliği', ne monizmdir ne de düalizm. Kesrette Vahdeti ve Vahdette Kesreti müşahede etmekten ibaret hususi bir varoluşsal tecrübeye dayalı bu metafizik öğreti, felsefi monizm ve dualizmden çok daha rakik ve dinamik bir yapıya sahiptir. (İslam'da Varlık Düşüncesi)
  • Rüyâda görülen bizzat Gerçek değil fakat onun var olduğu sanılan bir şeklidir. Bütün yapacağımız iş de bunu, orijinal ve hakikî durumuna rücû' ettirmektir. Ve te'vil de işte budur. Hadisdeki "ölmek ve uyanmak" ibâreleri de, Ibn Arabînin anlayışına göre, böyle bir te'vîl icrâ etmekten başka bir şey değildir. Şu hâlde buradaki "ölüm" biyolojik bir ölüm anlamında değildir. Bu, bir insânın hislerin ve aklın kösteklerini firlatıp atması, doğal olayların ördükleri ince remizler perdesinin ardın görmesi gibi mânevî bir olaya; yâni, kısacası, fenâ denilen mistik deneyime delâlet etmektedir. #164572100 (İbn Arabi'nin Fusüs'undaki Anahtar-Kavramlar)
  • " Müslümanlar cennete girmek için hüsn-ü kalb ile ümit ve dua ederken, aynı zamanda akıbetinden yana müthiş bir korku duymaktan kendilerini alamazlar. " (İslam Düşüncesinde İman Kavramı)
  • Kısaca söylemek gerekirse, "iman" kavramının semantik olarak dört referans noktası vardır: 1-Öznesi 2-Nesnesi 3-Fiil 4-Dış Tezahür Biçimleri Başka türlü söyleyecek olursak, "iman" kavramına bu dört değişik açıdan bakılabilir. (İslam Düşüncesinde İman Kavramı)
  • Yarın başına geleceğe üzülme Zira kimse bize gaybdan haber getirmemiştir. (Kur'an'da Tanrı ve İnsan)
  • Ve zaten Kur'an'da, «yeryüzünde burnu yukarıda gezen», göğsü kibirle şişip inen, sesleri kulakları tırmalayan, düşüncesizlik ve tahkir edici tutumları içinde fakiri ve zayıfı ezenler sürekli tel'in edilmektedirler. (Kur'an'da Dini ve Ahlaki Kavramlar)
  • Sarhoş olup unutalım insanların levmini Kurtulalım eğlence ve oyunla o günün fenalıklarından. (Kur'an'da Tanrı ve İnsan)
  • Gazâlî îmân kelimesinin teolojik düşüncede üç anlamını bulup çıkarıyor: 1. Kuvvetle tesis olunmuş doğal bir ispata dayalı tasdîk 2. Aslen tartışmasız bir otoriteye dayalı olup kuvvetli ve kararlı bir itikat safhasına erişmiş tasdik 3. Tasdîkin kendisince gerekli kılınan, "amel"in eşlik ettiği tasdîk. (İslam Düşüncesinde İman Kavramı)
  • Her Kur'an okuyucusu, Kur'an'ın sürekli olarak Allah'ın tek başına olabilecek kadar zengin anlamında 'gani', yani mutlak mânâda bağımsız ve kendine yeterli olduğu fikrini vurguladığını bilse gerektir. Şimdi konu insan olunca, böylesi bir kendine yeterliliğin varsayılması, yaratıldık duygusunun noksanlığını açığa vurmaktadır; bu kendini bilmezlik ve kibirlilikten başka birşey değildir, çünkü Allah'ın Yaratıcı olduğunun inkârını içermektedir. İstiğna bu tür haddini bilmezliğin adıdır. Kelime olarak mânâsı «insanın kendini zengin addetmesi» ve netice olarak «kendi gücüne hadsiz güven duymasıdır.» İddiası insan tabiatının genel yapısını betimlemek olan aşağıdaki alıntıda bu iki sözcüğün hemen hemen anlamdaş olarak yan yana gözükmesi kaydettiğimiz ilginç bir noktadır. «Yo, doğrusu insan küstahlığını ortaya koydu (tega' dan yetğa). Kendini ihtiyaçsız görüyor.» (istiğna). (Alak, 6-7) (Kur'an'da Dini ve Ahlaki Kavramlar)
  • Hakk’ın aynasında yansıyan hayâlin farklı iki vechesi vardır. Her şeyden önce bu, kendine tecellî erişmiş olanın istîdâdına uygun olarak Hakk’ın özel bir biçimdeki zâtî tecellîsidir. Fakat bu, kezâ, kendine tecellî erişmiş olanın talebiyle ne kadar fazla tafsil edilmiş olursa olsun ilâhî tecellînin sûretidir de. Alelâde bir kimsenin kalb gözünün bu vechelerden birincisine perçinlenmiş olmasından ötürü yansıyan hayâl tıpkı gizleyici bir perde gibi davranmaktadır. Ve ikinci veche de insanın bilincinde “keşif” aracılığıyla belirir; yansıyan hayâlin de bir perde olması böylece sona erer ve insan da artık yalnızca kendi hayâlini değil fakat kendisinin şeklini almakta olan Hakk’ın Sûretini de görmeğe başlar. (İbn Arabi'nin Fusüs'undaki Anahtar-Kavramlar)
  • İÇİNDEKİLER islâm'da Metafizik Düşüncenin Temel Yapısı Şebusterî'nin Gülşen-i Râz Adlı Eserinde 'Nûr-Zulmet' Paradoksu Vahdet-i Vücûd'un Bir Analizi: Bir Doğu Felsefeleri Meta-Felsefesine Doğru Aynü'l-Kudat Hemedânî'nin Düşüncesinde 'Mistisizm' ve 'Çok-Anlamlılık' Dilsel Problemi.... Yaratma ve Şeylerin Zamansız Nizâmı: Aynü'l-Kudât Hemedânî'nin Mistik Felsefesi Üzerine Bir Çalışma İslâm Tasavvufu ve Zen-Budizmi'nde 'Sürekli Yaratma' Kavramı Doğu'da ve Batı'da Egzistansiyalizm (İslam Mistik Düşüncesi Üzerine Makaleler)
  • Modern semantiğin terminolojisini kullanırsak şunu söylememiz gerekir: bu anlayışta, ilah terimi (çoğulu alihe), bizzat Allah teriminden başkasına uygulandığında , hiçbir aslı ( temel anlamı) olmayan sadece çağrışımsal yan anlama sahip bir kelimeden başka bir şey değildir. (Kur'an'da Tanrı ve İnsan)

Yorum Yaz