tatlidede

Yabani Kalbin Yakınlarında - Clarice Lispector Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yabani Kalbin Yakınlarında kimin eseri? Yabani Kalbin Yakınlarında kitabının yazarı kimdir? Yabani Kalbin Yakınlarında konusu ve anafikri nedir? Yabani Kalbin Yakınlarında kitabı ne anlatıyor? Yabani Kalbin Yakınlarında PDF indirme linki var mı? Yabani Kalbin Yakınlarında kitabının yazarı Clarice Lispector kimdir? İşte Yabani Kalbin Yakınlarında kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 02.02.2023 06:00
Yabani Kalbin Yakınlarında - Clarice Lispector Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Clarice Lispector

Çevirmen: Başak Bingöl

Orijinal Adı: Perto do Coraçao Selvagem

Yayın Evi: Monokl Yayınları

İSBN: 9786055159962

Sayfa Sayısı: 176

Yabani Kalbin Yakınlarında Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İçine bakarak yeniden sustu. Hatırladı: denizden başka alanı olmayan hafif dalgayım, tartışıyor, kayıyor, gülüyor, veriyor, uyuyorum ama ah benim, hep içimde, hep içimde. Bu ne zamandandı? Çocukken mi okumuştu? Düşünmüş müydü? Birden anımsadı: şimdi düşünmüştü bunu, belki de kendi kolunu Otávio’nunkinin yanına koymadan önce, belki de çığlık atmak istediği o anda… Her şey gittikçe geçmişte kalıyordu… Ve geçmiş gelecek kadar gizemliydi… Evet… sessiz bir arabanın hızlanması gibi, görmüştü ki, bazen sokakta rastladığı adam… sessizlikte ona bakan adam, bir bıçak gibi ince ve keskin. O gece onu hafifçe hissetmişti, farkındalığına bir toplu iğnenin başı gibi dokunarak… bir ikaz gibi… ama hangi anda? Rüyasında mı? Gece uyuyamadığında mı? Yeni bir ağrı dalgası ve yaşam fışkırıyor, onu boğuyordu, hapis endişesiyle. Yumuşak bir mutluluk ve şükranla gözleri yaşardı. Konuşmuştu… sözcükler dilden önce geliyordu, kaynaktan önce, kaynağın kendisinden. Otávio’ya yaklaştı, ona ruhunu vererek ve yine de adeta bir dünyayı içmiş gibi sarhoş, tamamlanmış hissederek. Bir kadın gibiydi. Bahçedeki karanlık ağaçlar gizlice sessizliği seyrediyordu, biliyordu sadece, biliyordu… Uyuyakaldı.

Yaşamı nasıl bir şiir üzerine kurulu olabilirdi? Lídia’nın içinde duyduğu o mırıltı ne söylüyor olabilirdi? Sesi olan kadın sayısız kadınla çarpıldı… Ama son kertede neredeydi kutsallıkları? En zayıfında bile zeka ile elde edilmemiş bilginin gölgesi vardı. Kör şeylerin zekası. Devrilince, denize düşüp bir balığı öldürecek olan diğer taşa vuracak bir taşın gücü. Bazen aynı güç sadece biraz anne ve eş olan kadınlarda da görülebilir, erkeklerin utangaç dişileri, yengesi gibi, Armanda gibi. Yine de o güç, zayıflıktaki birlik… Ah, belki de abartıyordur, kadınların kutsallığı kendine özgü bir şey değildir de var oluşlarında bulunuyordur sadece.

Clarice Lispector

“Lispector 20. Yüzyılın saklı dehalarından birisi. O, Pessoa, Borges ve Flann O’Brien ile aynı lige ait: feci derecede orijinal, parlak ve düşündürücü.” Colm Tóibín

“Gerçekten inanılmaz bir yazar.” Jonathan Franzen

“Lispector, yatağın başucundaki İncil ya da I Ching etkisi yapıyor: hem çok eski hem çok yeni.” Valeria Luiselli

“Nabokov ile aynı düzeyde bir dahi.” Jeff VanderMeer

“1940’da Kafka’nın yapıtları çevrildiğinde Amerika’da ne etki yaptıysa şimdi de aynısını Clarice Lispector’un eserleri yapıyor.” Flavorwire

(Tanıtım Bülteninden)

Yabani Kalbin Yakınlarında Alıntıları - Sözleri

  • Hatta daha iyisi: benim hakkımda ne düşündüğünü anlat. Korkmadan söyle. Onu çok mu mutsuz ediyorum? ---Bilmiyorum senin adın hiç geçmedi.
  • ...bir noktanın, boyutları olmayan tek bir noktanın en büyük yalnızlık olduğu geldi mi hiç aklına?
  • Duyguları kelimelerden ayıran mesafe.
  • Ama korkma, mutsuzluğun kötülükle ilgisi yok
  • - Peki ya çocuk? diye sordu. Bu bilgece düzenlemede o zavallının rolü ne olacak? - Ah, o yaşayacak diye yanıtladı. - O kadar mı? diye üsteledi. - Başka ne yapılabilir ki? - Mutlu olunur, mesela.
  • -İnsan olanı aşağılamak zordur, diye devam etti, bu başarısız isyandan -ergenlik-, elde etmekten aynı şekilde aciz insanlarla dayanışma havasından kurtulmak zordur. Ama o saf ve o sahte yüceltilmiş aşktan, sevmeme korkusundan azade bir şey inşa etmek ne kadar da güzel olurdu...
  • Yaşam ânı bittiğinde, ona karşı gelen gerçek de tükenir.Biçimlendiremem onu, onun gibi başka anlara esin olmasını sağlayamam. Yani hiçbir şey yıkmıyor beni.
  • . Birisi bir süredir yaşadığı gizemli sislere hafifçe dokunmuş ve aniden katılaşmış, birlik oluşturmuş, var olmuşlardı. Şimdiye kadar tek eksiği birinin onu tanıması, kendini tanımasıydı. ...
  • “Çiçek şöleni Sessiz bir deniz, Ay parlak…”
  • . Kulağın ötesinde bir ses var, görüş uzaklığında bir manzara, parmak uçlarında bir nesne, işte oraya gidiyorum. ...

Yabani Kalbin Yakınlarında İncelemesi - Şahsi Yorumlar

His, insanın yaşadığı evin hatırası gibi değişken.: DİPÇE: Bu kitap yazarın ilk eseri. ‘’Yalnızdı. Terk edilmişti, mutluydu, yakındı yaşamın yabani kalbine.’’  Joyce'a ait bir epigrafla başlıyor eser. Kitaba başlamadan epigrafın muhtevası büyülüyor okuru. Hem zorlu bir okuma düşüncesi  hem yaşamın yabani kalbine çekimin cazibesi  karşı karşıya geliyor. Daha önce eserlerini okuyanlar bilir Lispector'un  uyarısı tanıdıktır: Deneysel imla ve noktalama  yanı sıra dokunulmaması gereken bir cümle yapısı. Bu yazım tarzı, karakterle öyle bütünleşiyor ki  bitmiş sanılan cümleye yapılan her eklenti, anlamı değiştiriyor. Okuru anında farklı bir yola sokuyor bu durum. Duygudan duyguya sıçratıyor adeta. Tıpkı Joana’nın hayatı gibi. Kadın Joana'ya varmak için dolambaçlı yollardan geçiriyor yazar. Çocuk Joana, ergen Joana ve bütünlemek istediğimiz Joana. Joana'ya giden yollar ise; Otavio, Lidia, Baba, Yenge ve Öğretmen'den geçiyor. Ne var ki bu karakterlere de Joana'nın gözünden ulaşıyoruz sadece. "Şimdi elim beni nereye götürse öyle yazacağım: ne yazacağını kurcalayacak değilim." der Yaşam Suyunda. Hakikaten yazmaya böyle başladığını düşünüyorum Lispector'un. Dili ters yüz ederek yazdığı gibi zihinsel yolculuğunda da kurcalamıyor karakterini. Salıveriyor ortaya. Joana’nın kalbi ve zihni  nerede çatışıyorsa oradan birkaç kırıntı toplayabiliyor okur. Sonsuzluğa yayılıyor bu çarpışma sanki. Kendi kendini var eden bir anlatı Lispector'unki. Yaşamın yabani kalbi...Yalnız  yakalanan mutluluğa açılıyor belki sadece... Okunmalı Esen kalın. (Gncokuyor)

“Yalnızdı. Terk edilmişti, mutluydu, yakındı yaşamın yabani kalbine.” James Joyce’un bu dizelerinden yola çıkıyor Lispector. Joana’ yı konuşturuyor sonra. Joana’nın kalbini yabanileştiriyor, sonra ehlileştiriyor, Otavio’ya veriyor, parçalatıyor, üzerine basılıyor o kalbin. Bizse artık biçimini kaybetmiş ama sesini yitirmemiş kalbin yakınlarında dolanıyoruz. O kalp; acı yüklü, hayallerle çevrili, deli atıyor. Joana mutluluklarıyla, geçmişiyle, arada kalışlarıyla ilerliyor. Ağır aksak.. . Clarice Lispector; Yaşam Suyu ve Yıldızın Saati’nden sonra yine etkiliyor beni. Puslu ruhuyla.. . ‘Yabani Kalbin Yakınlarında’ deneysel cümle yapısına sahip, noktalama işaretleri, duyguların ardışıklığı oldukça iç içe ve birbirinden ayırması güç. Başak Bingöl Yüce ise çevirisiyle; eseri okumayı daha da keyifli hale getiriyor~ Sancar Dalaman’ın kapak çalışmasıyla . Ve altını çizdiğim onca cümleden birisini ekleyeyim: “Bazı şeyleri görebilmek için bir miktar körlük gereklidir.” (Hülya Açılan)

57 yaşında vefat etmiş bir Brezilyalı’nın 23 yaşında kaleme aldığı ‘ilk’ roman bu. Yazarının da yayımcısına belirttiği gibi ‘deneysel’ bir eser. Üslubu, noktalaması ve belki konusu. • Bir kadın, bir kadını yazıyor. Güçlü bir kadın, güçlü kalmaya çalışan bir kadını. Lispector ve Joana. Elbette bir erkek ve bir kadın daha olacak. Otavio ve Lidia. Hayır hayır. Brezilya dizisi okumayacaksınız! • “... anlaşılmamaktan çekiyordu en çok, yalnız, şaşkın.”(s.83) Böyle bir kadın Joana. Anlaşılmadığı için sitem etse de bunun için adımlar atmak da istemeyen bir kadın. • Ama asla duyarsız değil; kendine, çevresine. “Neydi yani? Neden her canlının ona söyleyecek bir şeyi vardı ki? Neden, neden? Ne istiyorlardı, hep kanını emerek.”(s.52) Duymak, görmek isteyen aslında. • Ama fısıldar yazar bizlere: “... eğer olacak şeyi beklerse, hiçbir şey olmazdı, anladın mı?”(s.14) • Oldurmak için midir roman? Olamayacak olanı yazacaktır belki de Lispector. • Onun kalemiyle tanışmak için doğru bir başlangıç kanımca. Mutlu ayrıldık. Buyurun. (Adem Kara)

Yabani Kalbin Yakınlarında PDF indirme linki var mı?

Clarice Lispector - Yabani Kalbin Yakınlarında kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yabani Kalbin Yakınlarında PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Clarice Lispector Kimdir?

Brezilyalı romancı ve kısa öykü yazarı Clarice Lispector, 10 Aralık 1920 tarihinde Chechelnyk, Ukrayna'da dünyaya gelmiştir. Yazar Franz Kafka'dan sonra en önemli Yahudi yazarlar arasında yer almıştır.

Yenilikçi romanları ve kısa öyküleri ile uluslararası alanda ün yapan Clarice Lispector, yazarlığın yanı sıra gazetecilik mesleğini de sürdürmüş ve eserlerinde Yahudilikle ilgili temalara pek az yer vermiştir.

Eserlerinden bazıları beyaz perdeye uyarlanan Clarice Lispector'un eserleri Brezilya edebiyatında yaygın bir şekilde tanınmakta ve müziklerinde kullanılmaktadır. Kitapları prestijli dizler arasına giren ilk Brezilyalı yazar sıfatını kazanan Clarice Lispector, 9 Aralık 1977 yılında Rio de Janeiro, Brezilya'da hayatını kaybetmiştir.

Clarice Lispector Kitapları - Eserleri

  • Yıldızın Saati
  • Yaşam Suyu
  • G.H.’ye Göre Çile
  • Yabani Kalbin Yakınlarında
  • Kuşatılmış Kent

Clarice Lispector Alıntıları - Sözleri

  • Bir kadının kaderi kadın olmaktı. (Yıldızın Saati)
  • - Peki ya çocuk? diye sordu. Bu bilgece düzenlemede o zavallının rolü ne olacak? - Ah, o yaşayacak diye yanıtladı. - O kadar mı? diye üsteledi. - Başka ne yapılabilir ki? - Mutlu olunur, mesela. (Yabani Kalbin Yakınlarında)
  • Aslında, işin doğrusu anlamamaktı. Kendi sevincini bile anlamamak. (Kuşatılmış Kent)
  • Mücadele ediyordum çünkü meçhul bir mutluluk istemiyordum. Bu gelecekteki kurtuluşum tarafından murdar edilen hayvan kadar yasak olur- ve ben de yardım istemek için bir işkence gibi ağzımı açıp kapıyordum ama o zaman hâlâ elimi tutsun diye şimdi icat ettiğim bu eli icat etmek aklıma gelmemişti. (G.H.’ye Göre Çile)
  • Usulca benim için de yeni olan bir gerçekle temasa geçiyorum ve hâlâ buna karşılık gelecek sözcüklerim yok. Bu daha çok düşüncenin ötesinde bir duygu gibi. Bunu nasıl açıklayabilirim ? Deneyeceğim. Sanki çarpık bir gerçeklik algılıyorum. (Yaşam Suyu)
  • "Bedenimde ruhumun koyduğu yasaya aykırı bir yasayı duyumsuyorum..." (Kuşatılmış Kent)
  • Kendini anlamdan yoksun, gözlerini bomboş görmek istiyordu, sanki kendini daha gerçek görmenin tek yolu buymuş gibi. Görüntüsünün gerçek­liğiyle büyülenmiş kendine ulaşamıyordu bir türlü. (Kuşatılmış Kent)
  • Nasıl bir ateş: yaşamayı durduramıyorum. (Yaşam Suyu)
  • Ah yaşamak çok rahatsız edici. Her şey acı veriyor: beden talep ediyor, ruh durmak bilmiyor, yaşamak sanki çok yorgun olmak ama uyuyamamak gibi (Yaşam Suyu)
  • Yemin ederim ki bu kitap kelimelerden yapılmadı. Bu sessiz bir fotoğraf. Bu kitap sessizlik. Bu kitap bir soru. (Yıldızın Saati)
  • Kendime soruyorum: karanlığa büyüteçle bakarsam karanlıktan fazlasını görür müyüm? cam karanlığı dağıtmaz, daha da ortaya çıkarır sadece. Ve aydınlığa bir büyüteçle bakarsam donakalıp daha büyük bir aydınlık göreceğim. (G.H.’ye Göre Çile)
  • Hatta daha iyisi: benim hakkımda ne düşündüğünü anlat. Korkmadan söyle. Onu çok mu mutsuz ediyorum? ---Bilmiyorum senin adın hiç geçmedi. (Yabani Kalbin Yakınlarında)
  • Günlerim yalnızca bir zirve: yamacında yaşıyorum. (Yaşam Suyu)
  • Tamamen canlı olan bir dünyanın Cehennem gibi bir gücü var. (G.H.’ye Göre Çile)
  • “Bulmanın bir yolu da aramamak, sahip olmanın bir yolu da talep etmemek.” (Yıldızın Saati)
  • Gerçek bir yazar gibi dürüst olmak gerekirse, dünyayı alıntılıyorum, defalarca alıntıladım onu, çünkü ne bendi ne benimdi. (G.H.’ye Göre Çile)
  • ...bir noktanın, boyutları olmayan tek bir noktanın en büyük yalnızlık olduğu geldi mi hiç aklına? (Yabani Kalbin Yakınlarında)
  • Kısaca ifade edemiyorum kendimi,çünkü bir sandalyeyle iki elmayı toplayamazsın. Ben bir sandalyeyim ve iki elma. Toplanamıyorum yani. (Yaşam Suyu)
  • Demek ki onu yalnızca karanlıkta görebilecekti. (Kuşatılmış Kent)
  • -İnsan olanı aşağılamak zordur, diye devam etti, bu başarısız isyandan -ergenlik-, elde etmekten aynı şekilde aciz insanlarla dayanışma havasından kurtulmak zordur. Ama o saf ve o sahte yüceltilmiş aşktan, sevmeme korkusundan azade bir şey inşa etmek ne kadar da güzel olurdu... (Yabani Kalbin Yakınlarında)

Yorum Yaz