tatlidede

27 Nisan e-muhtırası'nın yıldönümü: Tarihin karanlık sayfalarında neler oldu? e-muhtıra'nın kronolojisi

Bugün, Türkiye siyasi tarihine “27 Nisan e-muhtırası” olarak geçen Genelkurmay Başkanlığı bildirisinin yıl dönümü. Geçen Kasım ayında yaşamını yitiren eski Genelkurmaya Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın “Ben yazdım” dediği açıklamanın ardından yaşananlar hala aydınlığa kavuşmadı. 27 Nisan e-muhtırası olarak da bilinen 27 Nisan bildirisi nedir, içeriğinde neler var, kim tarafından yazıldı sorularının cevabı haberimizde...
  • 27.04.2021 00:19
27 Nisan e-muhtırası'nın yıldönümü: Tarihin karanlık sayfalarında neler oldu? e-muhtıra'nın kronolojisi

E-muhtıra, Türk Silahlı Kuvvetleri adına Genelkurmay Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı seçimi sebebi ile 27 Nisan 2007 tarihinde gece saat 23.20’de paylaştığı, lâiklikle alakalı açıklamadır. Türkiye kamuoyunda hakim olan fikir, basın açıklamasının “muhtıra” olduğu doğrultusundadır. Bildiri internet üzerinden yayınlandığı için “e-muhtıra” olarak da isimlendirilmiştir.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ ÖNCESİNDE YAYINLANDI

Genelkurmay Başkanlığı’nın 12 Nisan tarihinde, gerçekleştirilecek olan Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimleri arefesinde yaptığı ve birçok köşe yazarının dahil olduğu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “Atatürkçülüğe, laikliğe ve cumhuriyetin temel ilkelerine sözde değil özde bağlı” bir Cumhurbaşkanı adayı profilinin yer aldığı “Basın Bilgilendirme Toplantısı”nın sonrasında meydana gelen adaylık sürecinin ve rejim ile alakalı kaygıların yorumlandığı ve şimdiye dek yapılan Genelkurmay Başkanlığı Basın açıklaması metodolojisine ters düşen açıklama ile başlayan dönem.

ALIŞILMADIK BİR ÜSLUPLA YAZILDI

Açıklamanın sonrasında birçok gazeteci ve yazar tarafından gerçekleştirilen değerlendirmelerde bu açıklamanın normal bir açıklama olamayacağı; bunun Genelkurmay Başkanlığı tarafından alışılmadık bir tarz ile yazıldığı ve bir muhtıra olduğu fikri ağırlık kazanmıştır. 29 Ağustos 2011’de açıklama Genelkurmay Başkanlığı’nın sitesinden silinmiştir.

Bildiride, "Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerinin aşındırılması için bitmez tükenmez gayret gösterildiği, hatta milli bayramlara alternatif kutlamalar yapıldığı" belirtiliyordu. Siyasi tarihe "27 Nisan e-muhtırası" olarak geçen bildiri, şu uyarıyla bitiyordu: "Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk'ün, "Ne mutlu Türküm diyene!" anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir."

YAŞAR BÜYÜKANIT TARAFINDAN YAZILDI

27 Nisan gece yarısına az bir vakit kala resmi internet sitesi üstünden paylaşılan açıklamada adaylık dönemi ile 23 Nisan öncesi ülkenin birçok bölgesinde laiklik karşıtı ve din bezirganlığı olarak tanımladıkları olayların olmasının vahim seviyede olduğu ve bunun rejime meydan okuma olarak algılanması gerektiği yer almış, bununla beraber TSK’nın kanunlar ile kendine verilen vazife ve yetkileri kullanmaktan geri durmayacağını de söyleyerek dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt 2009 senesinde katıldığı bir TV programında bu internet açıklamasının kendisi tarafından kaleme alındığını ancak bunun bir muhtıra olmadığını ifade etmiştir.

27-nisan-e-muhtirasi-nin-yildonumu-tarihin-karanlik-sayfalari-nda-neler-oldu-723111-1.

‘BEN YAZDIM’

Büyükanıt, emekli olduktan 8 ay sonra ise ilk kez 32. Gün programında konuştu. Mayıs 2009’daki açıklamasında Büyükanıt, bildiriyi bizzat yazdığını şu sözlerle ifade etti: “27 Nisan bildirisi, muhtıra değil. Bunu ben, kendim yazdım. Cuma akşamıydı. Oturup bizzat kendim yazdım.”

Söz konusu bildiri, 29 Ağustos 2011'de Genelkurmay Başkanlığı'nın sitesinden kaldırıldı.

GİZLİ KALAN DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİ

Siyaseti dalgalandıran "e-muhtıra" tartışmasından yaklaşık 1 hafta sonra, 5 Mayıs 2007'de, yine siyasi tarihe geçen ünlü Dolmabahçe görüşmesi yaşandı. O dönem başbakanlık koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe'deki ofisinde, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ı kabul etti. Görüşme 135 dakika sürdü.

Görüşmenin içeriğine ilişkin taraflar açıklama yapmadı. Erdoğan, "Büyükanıt açıklarsa, ben de açıklarım" derken, Büyükanıt, "Benimle mezara gidecek" açıklamasını yaptı.

BÜYÜKANIT NE DEDİ?

Yaşar Büyükanıt, 17 Kasım 2012'de TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nda Başbakan Erdoğan'la Dolmabahçe'de yaptığı görüşmeye ilişkin şöyle konuştu:

“Tesadüfen ben İstanbul'daydım. Sayın Başbakan da İstanbul'daydı. Telefonla görüştük. 'Zaman nasıl uygunsa gelin, görüşelim' dedi. Başbakana benim diyeceğim şey 'geliyorum' demektir, başka bir cevap verecek halim yok. Böyle bir görüşmeydi.

'Ben açık söyleyeyim, 'devlet sırrıdır', 'değildir' diye bir şey söyleyemem, böyle bir değerlendirme yapamam ama bunun içinde hassas konular görüşülmüştür, bazı şeyleri Sayın Başbakan ifade etmiştir, ben ifade etmişimdir. Bunlar olmuştur, bu gayet doğal. Yani iki saat süreyle başka ne konuşacağız? Biri asker, biri Başbakan. Tabii ki, başta güvenlik konuları olmak üzere bazı şeyleri görüşmüşüzdür ama bunu başka taraflara çekenler oldu. İşin çirkin yanı budur."

27-nisan-e-muhtirasi-nin-yildonumu-tarihin-karanlik-sayfalari-nda-neler-oldu-723115-1.

GÖRÜŞMEYE DAİR İDDİALAR

İçeriği açıklanmayan bu görüşmeyle ilgili birçok iddia ortaya atıldı. Eski CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, BirGün Gazetesi’ndeki 15 Mayıs 2008 tarihli köşesinde, "Dolmabahçe görüşmesinde, Erdoğan'ın, Büyükanıt'ın önüne, eşi Filiz Büyükanıt'ın harcamalarını içeren bir dosya sunduğunu" yazdı. Hatta, Büyükanıt'ın görev süresinin uzatılması talebinde bulunmamasının altında da bu dosyanın yattığını ifade etti. Büyükanıt bu iddiayı yargıya taşıdı ancak mahkeme, yazılanları "ifade özgürlüğü" kapsamında kabul etti ve ceza talebini reddetti.

Görüşmeye dair dikkat çeken bir başka iddia da Ergenekon soruşturmasına dair.

4 Mayıs 2007’de gerçekleşen görüşmeden bir ay sonra Ümraniye’de bir gecekonduda mühimmatlar bulunmuş ve ardından Poyrazköy baskınıyla Ergenekon süreci başlamıştı. Bazı kesimler Büyükanıt'ın Dolmabahçe görüşmesiyle Ergenekon sürecine sessiz kalma sözü verdiğini iddia etmişti.

Dönemin Başbakanlık Başdanışmanı Abdülkadir Özkan da, Şubat 2019'da Habertürk'ten Kübra Par'a verdiği röportajda, Dolmabahçe görüşmesinde, Büyükanıt'ın "FETÖ tehlikesine dikkat çektiği" iddiasında bulunmuştu.

5 YIL SONRA AÇILIP 13 YIL SONRA TAKİPSİZLİKLE SONUÇLANAN SORUŞTURMA!

Büyükanıt hakkında, e-muhtıradan ancak 5 yıl sonra soruşturma açıldı. 2012 yılında yapılan şikayetler üzerine başlatılan soruşturma, dosyanın tek şüphelisi olan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın hayatını kaybetmesinin ardından kapatıldı. Büyükanıt’ın 21 Kasım 20198’da yaşamını yitirmesi ardından savcılık, 25 Aralık 2019’da dosya hakkında, ‘Soruşturma ve kovuşturma yapma olanağı kalmadığı’ gerekçesiyle takipsizlik verildi.

e-muhtıra'nın kronolojisi

27 Nisan'da TSK tarafından verilen e-muhtıra'ya giden ilk yol 28 Aralık'ta başlıyor. 29 Ağustos ise suların durulduğu tarih.

 
 
 

Editör: Mustafa Kardaş

Yorum Yaz