tatlidede

Doğan Gürpınar kimdir? Doğan Gürpınar kitapları ve sözleri

Akademisyen, Yazar Doğan Gürpınar hayatı araştırılıyor. Peki Doğan Gürpınar kimdir? Doğan Gürpınar aslen nerelidir? Doğan Gürpınar ne zaman, nerede doğdu? Doğan Gürpınar hayatta mı? İşte Doğan Gürpınar hayatı...
  • 13.08.2022 12:00
Doğan Gürpınar kimdir? Doğan Gürpınar kitapları ve sözleri
Akademisyen, Yazar Doğan Gürpınar edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Doğan Gürpınar hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Doğan Gürpınar hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Doğan Gürpınar hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi:

Doğum Yeri:

Doğan Gürpınar kimdir?

Doktorasını Sabancı Üniversitesi’nde tarih alanında Tanzimat Dönemi Osmanlı Hariciye Nezareti üzerine teziyle 2010’da tamamladı. Halen İstanbul Teknik Üniversitesi’nde İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü'nde yardımcı doçenttir. Yayımlanmış ikisi İngilizce (Ottoman Imperial Diplomacy, Ottoman/Turkish Visions of the Nation,1860-1950) ve üçü Türkçe (Ulusalcılık, Düne Veda: Türkiye’de Liberalizm ve Demokratlık (1980-2010), Türkiye’de Aydının Kısa Tarihi) olmak üzere yayımlanmış beş kitabı bulunmaktadır. Çalışma alanları Türkiye’de ideolojiler, milliyetçilik, tarihyazımıdır.

Doğan Gürpınar Kitapları - Eserleri

  • Özgürlügün İdeolojisi
  • Yerli Milli
  • Kültür Savaşları
  • Komplolar Kitabı
  • Türkiye’de Özel İsimlerin Tarihi
  • Ulusalcılık - İdeolojik Önderlik ve Takipçileri
  • Türkiye'de Aydının Kısa Tarihi
  • Türkiye’de Tarih ve Tarihçilik Kavramlar ve Pratikler

Doğan Gürpınar Alıntıları - Sözleri

  • Demirel-Adalet Partisi networkü temelli geleneksel devletlu sağ bürokrasi ve bürokratik kültür aşkın ve organik bir devlete hizmet etmekteyken AK Parti bürokratları parti-devlete hizmet etmektedirler. (Kültür Savaşları)
  • Sosyal medyanın ''reel hayat''a kuşkusuz ki etkileri vardır. Öncelikle sosyal medya ''reelde'' ifade edilemeyecek, edildiğinde ise samimi olarak ya da zorunluluk gereği kınanacak birçok söylem ve algıyı normalleştirmekte ve meşrulaştırmaktadır. Makbul olmayanı normalleştirerek, alıştırarak, damıtarak reele kademeli olarak pekala bir geçiş kanalı olmaktadır. Bu durum sadece içeriğe yönelik değildir. Üslup ve dili de etkilemekte, ciddiyetten yoksun addedilebilecek gençlik argosu makulleşen ifade biçimi haline gelebilmektedir. Bununla beraber kuşkusuz bu etki ve geçiş kanallarının derinliği abartılmamalıdır. (Kültür Savaşları)
  • Şişkin egolarını tatmin etme peşinde koşan kamusal entelektüeller, Bir nevi kavgadan ve kandan beslenirler. (Yerli Milli)
  • İslam, muhafazakar söyleme göre Türklüğün ayrılmaz bir parçasıdır, Türklüğün içine, onun kimliğine içkindir. Kemalist algıda ise, Türklüğün içine mezcedilmuş olan "Arap İslam"ı değil, farklı hoşgörülü bir "Türk İslam"ıdır. (Ulusalcılık - İdeolojik Önderlik ve Takipçileri)
  • Ne var ki her yandan, "İtiraz etmeyin! Aklınızı kullanmayın!" diye bağırıldığını işitiyorum. Subay, "İtiraz etme, eğitimini yap!", vergi tahsildarı "İtiraz etme, vergini öde!", din adamı "İtiraz etme, inan!" diyor. (Özgürlügün İdeolojisi)
  • Kemalizm gerek Türkiye'de, gerek dünyada modernist/tekçil bir siyasal ve toplumsal algının egemen olduğu bir ortamda bir "kurucu proje ve projeksiyon" olarak gelişmiştir. Oysaki; ulusalcılık modernist ulus-devlet paradigmasının ciddi ölçüde aşındığı bir ortamda tepkisel bir ideoloji olarak ortaya çıkmıştır. Kemalizm "kurucu", "yapıcı" bir ideolojiydi. Ulusalcılık ise "yıkıcı", "savunmacı", ve "tepkisel" bir ideolojidir. (Ulusalcılık - İdeolojik Önderlik ve Takipçileri)
  • Türkiye bir klişe olarak tekrarlanageldiği gibi ''Doğu-Batı arasında sıkışmış olduğundan'' ya da Türkiye'nin modernlik deneyimi istisnai olduğundan kendine özgü bir siyasal kültürü deneyimlemektedir. Ne kemalizm, ne demagojik ve çirkef siyasal retorikler, ne de Türkiye'yi çatırdatan kültürel savaşlar Türkiye'ye özgüdürler. Biz bize benzemeyiz. (Kültür Savaşları)
  • Zira yarı-cahiller, cahillerden farklı olarak cahilliklerini bilmez ve ahkam kesmeye kalkarlar. (Yerli Milli)
  • Kimliğin özü itibarıyla bir ahlaki üstünluge, haklıliga ve gurur duyulacak farklılığa sahip olduğunun kabulü ve bu ön kabulleri dayalı meşrulaştırma araçlarıdır.Hamasi entellektüel kültür,atfedilen kimliğe dayalı böbürlenme ve söylemler bütünüdür. (Yerli Milli)
  • Propagandanın dışarıya dönük olması gerektiği varsayılır.birçok durumda bir hakikat rejiminin inşası için, propagandanın içe dönük olması,yani kendi propagandamıza kendimizin inanması,onu hakikatlestirmesi gerekir. başarı bu şekilde gelir. (Yerli Milli)
  • Hayal edilmiş Rumeli kimliği, modern Türk kimliğinin inşasında da, özellikle ittihatçı kadroların önemli oranda Rumelili olması ve bizzat ittihatçı kimliğinin Balkanlar'da gerilla savaşları ve etnik gerginlikler neticesinde kurulmasından dolayı dikkate değerdir. Rumelili kültüralizasyonu, cumhuriyetin "kurucu kuşak" ının ve onların tahayyülünde modern Türk kimliğinin prototipi olmuştur denebilir. (Ulusalcılık - İdeolojik Önderlik ve Takipçileri)
  • Hamasi entelektüel kültür "atfedilen kimliğe dayalı böbürlenme ve bu temelde kurgulanmış söylemler bütünü" olarak tanımlanabilir. (Yerli Milli)
  • Ahlaki bir düalizme dayalı bir şekilde, temel dikotomi halk ile halk-olmayan arasında kurulduğu için zaten sınıfsal demokrasinin bir anlamı yoktur. Mesele oligarşinin tasfiye edilerek, halkın kendi iktidarını ele geçirmesidir. Yaygın kullanıma girmiş olan faşizm ve anti-faşizm kavramları da tarihselliklerinden bağımsız olarak, halkı temsil edenlerle halkın karşısında duran oligarşi ikiliğinin sınıfsallığı da yok olmayı zorunlu kılmaktadır. (Ulusalcılık - İdeolojik Önderlik ve Takipçileri)
  • Çok ilginçtir, MHP'lilik ulusalcılaştıkça dini vurgu azalmak bir yana, artmaktadır. İslamı inanç olarak değil ama Batıya karşı mutlak karşıtlık kuran bir kimlik olarak sahiplenen ulusalcılığın kozmolojisinin bu bakımdan sağda İslami ve İslamileştirici olduğunu söylemek mümkün. (Ulusalcılık - İdeolojik Önderlik ve Takipçileri)
  • Sağ-sol ekseni Türkiye'de bugün büyük ölçüde bu kültürel-temelli ayrışma üzerinden şekillenmekte, iki kutbun siyasi mülahazaları bile ancak bu kültürel ayrışma üzerinden tanımlanmakta ve anlamlandırılmaktadır. Hatta MHP'nin hiçbir siyasi öneri ve program sunmadan %12-18 bandında bir oya sahip olması bile MHP'nin milliyetçiliğinden çok belli bir kültürel havzayı kapatmasıyla(AK Parti'ye oy vermek istemeyen görece seküler sağ) açıklanabilir. (Kültür Savaşları)
  • Putin, Sovyet otokrat Leonid Brejnev'in tam zıddıdır. Asık suratlı, kilolu, iri yarı, sert hatlı, kalın kaşlı bezgin Brejnev'in aksine Putin hayat dolu, havalı, neşeli, cool ve seksidir. Bir gay ikonudur. Helikopter kullanır, judo yapar, karada ve denizde avlanır, TV programlarına çıkar, hatta romantik bir erkek olarak canlı performansla Blueberry Hill'i söyler, piyano çalar. Putin bir postmodern otokrattır. Bir alfa erkek celebrity'dir. Popüler kültür çağının otoriteryenizmi neşeli, televolelidir. Çağımızın otoriteryenizmi George Orwell'ın 1984'ü değil, Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sıdır. (Kültür Savaşları)
  • Halil İnalcık'a göre ''Atatürk'ün tezi, Türkiye'de, ortak bir tarihi bilinçlenmeyle kenetlenmiş, birbirine bağlı üniter Batılı bir millet yaratmaktı... Şimdi tam tersi bir politika var; Huntington da bunu belirtiyor, artık milliyetçilik ve milli devlet zayıflamıştır, diyor. Şimdi bizde birçokları bu görüşü benimsemekte[.]'' (Kültür Savaşları)
  • Tarih her zaman kendi üstünlüğümüzü sadece kanıtlayan değil aynı zamanda ezeli ve ebedi iyileştiren aynı şekilde öz sertleştiren bir mekanizma olarak işlevsellesir. (Yerli Milli)
  • Popüler kültür, gülünüp geçilecek sabun köpüğünden ibaret değildir. Bu magazin ve popüler kültür mecraları tam tersine en yoğun ve en şeytani siyasetin yapıldığı mecralardır. (Yerli Milli)
  • Topluma dokunmadan, onun kılcal damarlarına nüfuz etmeden yapılacak akademik üretim eksik kalacaktır. (Yerli Milli)

Yorum Yaz