Hanspeter Tiefenbach kimdir? Hanspeter Tiefenbach kitapları ve sözleri
İsviçreli Yazar Hanspeter Tiefenbach hayatı araştırılıyor. Peki Hanspeter Tiefenbach kimdir? Hanspeter Tiefenbach aslen nerelidir? Hanspeter Tiefenbach ne zaman, nerede doğdu? Hanspeter Tiefenbach hayatta mı? İşte Hanspeter Tiefenbach hayatı...
Doğum Tarihi: 1958
Doğum Yeri: Zürih, İsviçre
Hanspeter Tiefenbach kimdir?
1958’de İsviçre’nin Zürih kentinde üç çocuklu bir ailede üçüncü oğul olarak doğdum. Henüz küçük yaştayken babamızı kaybettik ve annem bizi tek başına büyüttü. Okuldan sonra havaalanında uçak teknisyeni olarak çalışmaya başladım. Yirminci yaş gününe yaklaşırken ağır motosikletimle bir kaza geçirdim. Hayatımın her an sona erebileceğini bu kazayla fark ettikten sonra bir karar verdim. Bundan böyle sadece ismen Hıristiyan olmayacaktım ama İsa Mesih’in İncil’de sunmuş olduğu daveti dört elden kabul edecektim; nitekim Mesih’e o ana kadar yüreğimde yer yoktu. İki yıl sonra Kutsal Kitap’ı daha iyi öğrenmek için bir İncil okuluna kayıt olup üç yıl sonra mezun oldum. Daha önceleri bir motosiklet gezisi sırasında uğradığım Türkiye’ye yerleşmeye karar verdim. O sıralarda eşimle tanışıp evlendim ve birlikte 1984’te İstanbul’a yerleştik. O dönemde Türkçe öğrenmeye başladık ve bazı İsviçre gazeteleri için makaleler yazmaya başladık. Daha sonra ailecek Antalya’ya yerleşip halıcılık ve turizm sektörlerinde çalıştık. Bu arada Antalya’da oluşan bir kiliseye katılıp, kilise ortamında gelişen dostluk çerçevesinde Türkçemizi gitgide geliştirdik.
Hanspeter Tiefenbach Kitapları - Eserleri
- Melekler ve Biz
- Anadolu'nun Azizleri
- Nerede Yaşadığını Biliyorum!
Hanspeter Tiefenbach Alıntıları - Sözleri
- Şeytan zaman zaman gazetelerde ve dergilerde olduğu gibi,boynuzlu nallı ve elinde 3 çatallı figür olarak karşımıza çıkmaz. "Şeytan görünür bir şekilde dünyaya gelse onu gece kulüplerinde veya gazinolarda bulamazdın.Ama daha ziyade onu ilahiyat fakultesinde,ekmeğini bu yolla kazanan bir profesörün koltuğunda bulabilirdin . (Melekler ve Biz)
- Ünlü yazar ve edebiyat profesörü C.S.Lewis, "İnsanın şeytanlar hakkında düşebileceği iki eşit hata vardır" demiş. "Birincisi onların varlığına inanmamak, diğeri ise onlara inanıp fazlaca ve sağlıksız bir ilgi duymaktır. Onlar her iki hatadan da eşit derecede memnun olurlar ve bir materyalisti veya bir büyücüyü aynı zevk ve sevinçle selamlarlar." (Melekler ve Biz)
- Dr. David Jeremiah hizmet ettiği kilise topluluğunda bu konuyu işlerken cemaatle küçük çapta bir yarışma düzenlemişti. Siz de buna katılmak isterseniz, verilen her bir sözcüğün zıt anlamlısını düşünüp belirtiniz: Büyük (küçük) iyi (kötü) Karanlık (Aydınlık) Gece (Gündüz) Gök (Yer) TANRI (.......) Eğer son kelimenin zıt anlamlısı olarak 'Şeytan'ı düşündüyseniz, yarışmayı kaybettiniz. Şeytan, Tanrı'nın zıttı değildir, olamaz da. Aslında böyle düşünmenizi çok istiyor. Tanrı gibi olmak istiyor, ama o Tanrı'yla aynı seviyede değildir. Tanrı ile kıyaslanamaz. Belki onu Mikail'in zıttı veya rakibi olarak görebiliriz, ama kesinlikle Tanrı'nın değil, çünkü Şeytan da yaratılmış bir varlıktır. Batıda birçok kişi onun peri masallarındaki efsanelere ait bir karakter olduğunu düşünürler. Daha önce de belirtildiği gibi, Şeytan bundan rahatsız olmaz. Tam tersine, bir materyalisti veya bir büyücüyü aynı zevk ve memnuniyetle selamlar. C.S.Lewis 'Screwtape Letters' adlı eserinde buna değinmiş ve "Şeytanlar hakkında insanların düşebileceği yanlış olmaları açısından eşit ama içeriği bakımından zıt iki hata var" diye yazmıştır. "Birincisi onların varlığına inanmamaktır , diğeri ise inanmak ve onlara fazlaca ve sağlıksız bir ilgi duymaktır." Düşman Şeytan zaman zaman gazete ve dergilerde çizildiği gibi boynuzlu, nallı ve elinde üç çatallı figür olarak karşımıza çıkmaz. Dance Havner'in dediği gibi, "Şeytan görünür bir şekilde dünyaya gelse onu gece klüplerinde veya gazinolarda bulamazdın. Dünya ve eski benliğimiz o tür yerleri arar. Ama onu daha ziyade bir ilahiyat fakültesinde, ekmeğini bu yolda kazanan bir profesörün koltuğunda bulabilirdin. Onun için, bugün bu kadar çok insan yanlış düşünüyor, yanlış inanıyor." (Melekler ve Biz)
