tatlidede

Mustafa Güneri kimdir? Mustafa Güneri kitapları ve sözleri

Eğitimci Mustafa Güneri hayatı araştırılıyor. Peki Mustafa Güneri kimdir? Mustafa Güneri aslen nerelidir? Mustafa Güneri ne zaman, nerede doğdu? Mustafa Güneri hayatta mı? İşte Mustafa Güneri hayatı... Mustafa Güneri yaşıyor mu? Mustafa Güneri ne zaman, nerede öldü?
  • 27.11.2022 20:00
Mustafa Güneri kimdir? Mustafa Güneri kitapları ve sözleri
Eğitimci Mustafa Güneri edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mustafa Güneri hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mustafa Güneri hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mustafa Güneri hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1910

Doğum Yeri: Elbistan, Osmanlı İmparatorluğu

Ölüm Tarihi: 17 Aralık 2000

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Mustafa Güneri kimdir?

Mustafa Güneri, Elbistan 1910 doğumludur. İstanbul Öğretmen Okulu’nu 1930 yılında bitirmiş. Zonguldak merkezinde Namık Kemal İlkokulu’nda iki yıl öğretmenlik, üç yılda başöğretmenlik yapmıştır. 1941 yılında Hasanoğlan Köy Enstitüsü müdür yardımcılığına yapı sanat başı olarak atanmış ve on yıl bu görevde kurucu olarak çalışmıştır. Daha sonra 1951’de İstanbul İlköğretim müfettişliğine dönmüş, bu görevde yirmi yıl daha çalışarak 1972 yılında kendi isteği ile emekli olmuştur.

38 yıl 7 ay hizmeti sırasında yazı öğretimi ile ilgili “Yazı Haftası- Yazı Öğretiminde Denemeler ve Milli Eğitim Bakanlığı’nca ders kitabı olarak kabul edilmiş “Yazı Kılavuzu” adlı üç öğretmen kitabıyla ayrıca İlkokul öğrencileri için “Bitişik Yazı Çalışmaları” adlı kitabı yayınlanmıştır. Mustafa Güneri evli, Duru ve Ufuk isimli iki erkek çocuğu vardır. Mustafa Güneri 17 Aralık 2000’de İstanbul’da vefat etmiştir.

Ölümünden kısa süre önce oğullarının teşvikiyle Hasanoğlan Köy Enstitüsündeki görevli iken yapmış olduğu çalışmaları fotoğraf kitabı olarak “Hasanoğlan Köy Enstitüsü Kurulurken 1941- 1951 Mustafa Güneri” adıyla yayın hayatına girdirmiştir.

Mustafa Güneri Kitapları - Eserleri

  • Hasanoğlan Hatırası
  • Anadolu'nun Yitik Mirasları

Mustafa Güneri Alıntıları - Sözleri

  • Öğrencilerin yol inşaatına gidiş gelişi Hasanoğlanlılar için seyirlik bir olaydır. "Bebeler" bir imkansızı daha başarmışlardır... (Hasanoğlan Hatırası)
  • "İş içinde, iş aracılığıyla, iş için" ilkesiyle diğer okullardan ayrılan köy enstitüleri modeli, daha sonra Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından "bütün gelişmekte olan ülkelere örnek olacak bir eğitim sistemi" olarak nitelendirilecektir. (Hasanoğlan Hatırası)
  • Daha ilk günlerde öğrencileri en fazla heyecanlandıran gelişmelerden biri de, kendi gayretleriyle çalıştırdıkları radyo olur. Henüz okulda elektrik olmadığı için elle çalıştırılan bir dinamoya bağlanan radyo, öğrencilerin ülkeye ve dünyaya açılan penceresidir. (Hasanoğlan Hatırası)
  • Babama göre, köylere bilgili liderler gelecek, kalkınma köylerden başlayacaktı. Teknik tarım, makineli tarım, hayvancılık, meyvecilik, hayvana ve tarıma dönük sanayileşme yayıldıkça göç duracaktı. Okuduğunu anlayan, özümseyen, düşüncelerini anlatabilen, güvenilir kişiliği ve bilgisi ve doğru kararları ile bulunduğu yerde aranılan, sorulan liderler yetişecekti. Köy Enstitüleri sistemi uzun ömürlü olamadı. Ancak Türkiye'nin hâlâ bir eğitim sistemi arayışı içinde olduğu da bir gerçek... (Hasanoğlan Hatırası)
  • Enstitü sistemi bir kopya mıdır? Bu konu 1944, 45 ve 46 yıllarında Meclis'te yoğun olarak tartışılacaktır. Türkiye'ye özgü yapıcı ve geliştirici bir sistemin işlerliğe kavuşmasının karşısında, enstitülerin pek çok niteliği karşı propaganda konusu yapılır: Kız erkek karma eğitimin cinslerarası ilişkilerde getirdiği normalleşme, okumayı benimseyen ve ülkü birliğine sahip bir köy toplumunun yetişmekte oluşu, seküler eğitim, ziraatın bilimsel olarak yapılmaya başlanması, kalkınmanın bütün bölgelere eşit yayılması ve biraz da bütün bunların asıl sebebi olarak ileri sürülen, tüm bunların komünist fikirlerin sonucu olduğu iddiası... "Tanrı insanların evlerini başlarına yıkmak istedi mi, fitne sokar aralarına." (Eflatun, Devlet) (Hasanoğlan Hatırası)
  • Öğrenciler temelin atılmasını okulun bahçesinde halay çekerek kutlarlar. Bu şenlik havasıyla başlayan inşaat hiç hız kesmeden devam eder. (Hasanoğlan Hatırası)
  • Kuruluş sürecinde malzeme temininde yardımcı olma sözü veren Hasanoğlanlılar, bu konuda ilk yılın sonunda tavır değiştirerek fiyatları yükselteceklerdi. Öte yandan inşaat sahasında arı gibi çalışan öğrenciler ve idarecileri izlerken "bu bebeler mi inşaat yapacak?" diye şüphelerini dile getiren Hasanoğlanlılar daha ilk aylar içinde bu şüphelerinden sıyrılarak "bebelerin" nelere kadir olduğunu görecek ve hem öğretmenlerle hem öğrencilerle daha yakın ilişkiler kuracaktır.Geldiklerinde kalacak yerleri olmadığı için kapılarını açtıkları öğrencilerin toplu köy ziyaretleri,zaman içinde gündelik hayatın bir parçası haline gelir. (Hasanoğlan Hatırası)
  • Mustafa Güneri kuruluşundan itibaren on sene hizmet verdigi Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nden 12 Eylül 1951'de ayrılır. Meslektaşları, öğrencileri ve köylülerle vedalaştıktan sonra trene binmek üzere istasyona gider. İstasyonda görülmedik bir kalabalık vardır. Sadece öğrencileri değil, köy halkı da oradadır.Güneri mendiliyle gözyaşlarını silerken kompartımandaki ak saçlı sakallı bir ihtiyar yolcu sırtını okşayarak, "Ne ağlıyorsun oğul, bu kadar insanı uğurlamaya getirebilmişsin, bu herkese nasip olmaz. Sevinmelisin. Ne mutlu sana." der. Güneri trenin penceresinden on yıl boyunca öğrenci, idareci, öğretmen ve usta öğreticilerin zor şartlar altında çalışarak kurdukları ve hastaneden açık hava tiyatrosuna kadar her şeyiyle modern bir köy görüntüsünde Hasanoğlan'ı seyreder. (Hasanoğlan Hatırası)
  • Köy Enstitüleri ve Hasanoğlan yokluğun ve savaşın sürdüğü bir ortamda her şeye rağmen köylere,köylüye bir umut gibi görünür. Bu yeni eğitim kurumlar köylülere bir yük veya yükümlülük getirmediği gibi bazı inşaat malzemelerini inşaata satarak kazanç sağlamalarının da yolunu açıyordu. Devletin verdiği arazi üzerine yapılacak inşaat için kum, tuğla ,kireç,kiremit , kereste çoğunlukla devlet müesseselerinden temin edilecek, seksen binanın işçiliği minimum masrafla talebeler tarafından yapılacaktır. Sıra temel atmaya geldiğinde köylüler,dönemin yokluklarını yansıtır halde kimi yalınayak, inşaat alanına geleceklerdi. (Hasanoğlan Hatırası)
  • Kızlar da, erkekler de yemekhane işlerinin sorumluluğunu eşit derecede üstlenirler. Sofra kaldırılması, kurulması, temizlenmesi işlerini öğrenciler üstlenir ve paylaşır. Erkeklerin ev işlerine karışmadığı kırsal kesimden gelen öğrenciler için bu büyük bir değişikliktir. (Hasanoğlan Hatırası)

Yorum Yaz