matesis
dedas

Paul Veyne kimdir? Paul Veyne kitapları ve sözleri

Fransız Tarihçi ve Arkeolog Paul Veyne hayatı araştırılıyor. Peki Paul Veyne kimdir? Paul Veyne aslen nerelidir? Paul Veyne ne zaman, nerede doğdu? Paul Veyne hayatta mı? İşte Paul Veyne hayatı...
  • 04.08.2022 14:00
Paul Veyne kimdir? Paul Veyne kitapları ve sözleri
Fransız Tarihçi ve Arkeolog Paul Veyne edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Paul Veyne hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Paul Veyne hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Paul Veyne hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 13 Haziran 1930

Doğum Yeri: Aix-en-Provence, Fransa

Paul Veyne kimdir?

Antik çağ Roma tarihi uzmanı. Ecole Normale’de okurken Fransız Komünist Partisi’ne yazıldıysa da 1956’da Macaristan Ayaklanması üzerine partiden ayrıldı. Antikçağ tarihinde, özellikle düşünce ve inanç tarihinde uzmanlaştı. Özgün çalışmaları dolayısıyla 1975’te Collège de France’ta Roma Tarihi kürsüsüne profesör olarak seçildi. Burada filozof Michel Foucault ile işbirliğine girdi, Cinselliğin Tarihi’ne katkıda bulundu.

Paul Veyne Kitapları - Eserleri

  • Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?
  • Foucault Düşüncesi Kişiliği
  • Tarih Nasıl Yazılır?

Paul Veyne Alıntıları - Sözleri

  • Kendinde şeye yalnızca fenomen olarak erişebiliriz, çünkü kendinde şeyi içine girdiği söylemden ayıramayız. (Foucault Düşüncesi Kişiliği)
  • "...zira "insanoğlunun merakının tek amacı doğa yasalarının ve güçlerinin incelenmesi değildir; bu merak dünyanın temaşasıyla, onun bugünkü yapısını ve geçirmiş olduğu altüst oluşları bilmek arzusuyla çok daha kolay tahrik olur." (Tarih Nasıl Yazılır?)
  • "Öldüğümüzde gökteki yıldızlar gibi olacağımız söyleniyor." (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)
  • Her dönemin insanları, akvaryumlar gibi, söylemlerin içine kapanmışlardır. Bu akvaryumların ne olduğunu bilmedikleri gibi, akvaryum olup olmadığını da bilmezler. Sahte genellikler ve söylemler zaman içinde değişirken, bu söylemler kendi dönemlerinde doğru kabul edilir. Öyle ki hakikat, doğruyu söylemeye, doğru olduğu kabul edilen ve bir yüzyıl sonra alay edilecek şeye uygun konuşmaya indirgenir. (Foucault Düşüncesi Kişiliği)
  • "Kendi kendini başkalarının kendini göreceği gibi görüyor: Çünkü kafasından geçen tüm şeylere ilk inanacak kişi kendisidir." (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)
  • "Gerçekliğin bir anlamı yoktur ayrıca geçmiş ya da uzak olanın güncel ve yakın olana benzermiş gibi tasarlanması da gerekmiyor." (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)
  • Jean-Maria Schaeffer'in söylediği gibi, bilgi mekansal-zamansal iki gerçeklik arasındaki etkileşimdir. Bilgi, göksel bir ayna değil, ampirik bir süreçtir. Kendinde şeyler, onları kendi imgelerine göre şekillendiren "söylemlerimizden" kurtulduğunda, bu kendinde şeyler ancak insani olmanın ötesine geçen bir zeka tarafından erişilir olur. Alexandre Koyre'ye kulak verirsek, insan hakikat fikrini kavrayabilir ama muhtemelen hakikatin kendisine erişemez. (Foucault Düşüncesi Kişiliği)
  • Bu nesnenin biçimsiz konturları, anlamlı bir şeye denk düşmez ve vaktiyle giydikleri bol ve soylu elbiseyi dolduramazlar; bu nesne daha çok tarihin tesadüfleri sonucunda zikzak şeklinde çizilmiş ulusların tarihsel sınırlarını akla getirir, doğal sınırları değil. (Foucault Düşüncesi Kişiliği)
  • Hata, hakikatten çok farklı değildir. Hata, deneyimin çürüttüğü bir hipotezden başka bir şey değildir; rasyonel kesinlik yoktur. (Foucault Düşüncesi Kişiliği)
  • "Hareket kabiliyeti olmayan bir inanç samimi olabilir mi?" (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)
  • Dingin, çok okumuş ve derin bir eleştiri, büyük harflerle İktidar ya da Aşk genellemelerinin hakikatinden kuşkuya düşürür. (Foucault Düşüncesi Kişiliği)
  • Çokluk, ''bir''in eksik ifadesidir. (Foucault Düşüncesi Kişiliği)
  • "Tarihçiler, aktörü insan olan gerçek olaylar anlatırlar; tarih gerçek bir romandır." (Tarih Nasıl Yazılır?)
  • Hayat insanla birlikte yerini asla tamamen bulamamış bir canlıya, dolanmaya ve (sonsuzca) aldanmaya mahkum canlıya varır. (Foucault Düşüncesi Kişiliği)
  • "Bir hakikatin olmadığının hakikat olduğunu" söylemek bir çelişkidir." (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)
  • Çünkü çıkar ve para en dürüst vicdanı bile yoldan çıkarabilir. (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)
  • Hıristiyanlar hiç kimsenin artık inanmadığı mitolojik tanrıları yerle bir ettikleri halde, mitolojik kahramanlar hakkında hiçbir şey söylememişlerdir, çünkü Aristoteles, Polybios ve Lucretius da dahil olmak üzere herkes gibi bunlara inanıyorlardı. (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)
  • "Yalancının yalan söylemekten çıkarının olmadığı yerde yalan yoktur..." (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)
  • "İnsanlar her şeyi kendince kendi deneyimlerine göre yargılamak istemişlerdir. İnsanı olağanüstü ile günün gerçekliğini karşılaştırmaya iten ve başka inanç biçimlerine geçiren şey tamamen bu güncel olaylar ilkesidir." (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)
  • "Zira kültürler birbirlerini izler; ancak birbirlerine benzemezler. İnsanlar, hakikati kucaklarında bulmaz: Tarihlerini yaptıkları gibi onu da kendileri yapar..." (Yunanlar Kendi Mitlerine İnanmışlar Mıydı?)

Yorum Yaz