tatlidede

Davan Nedir, Neden Başaramıyorsun?

Davan Nedir, Neden Başaramıyorsun?

Küçük hesapların peşinde olanlar, küçük kalırlar! Hatta daha da küçülürler.

Önemli ve anlamlı olan fazla yaşamak değil, paha biçilmez anlar yaratmak ve geride hoş bir sedayı bıraktırmaya vesile olan eser(ler) bırakmaktır.

Yapamıyorsanız da vesile olun. Zira peygamberimiz (s.a.s); "Hayra vesile olan yapan gibidir." müjdesi vermiştir..

 
Belki arzu ettiklerinize ulaşıyorsunuz ama ulaştıklarınıza bir bakın ulaştıklarınız nedir?

Kölesi olduğunuz hevesinizin geçici tatları mı yoksa yaratılma amacı olan bir sonraki sonsuz hayat doğrultusunda belirlenen hedefler mi?

Bunu belirleyen başat bir etkeni dile getirmek istiyorum: DERT.

Ne güzel dile getirmiş Mevlana:dertinsana yol gösterir…” diye.

Evet, derdi olmayan merak etmez, merak etmeyen anlamaz, anlamayan öğrenmez ve bilmez. Başarıya giden bir yol isteyen dert edinsin!

Peki, neyi dert edinmeli insan? Derdi karnı olan insanın dünyası karnı kadardır, davası kendi olan cürmü kadardır, ömrü kadardır... Oysa derdi davası olan böyle mi?

Allah, insanı her şeyi altında barındıran iki temel unsura (iyiye ve kötüye) uygun ve uyumlu yarattığını söylüyor. Örneğin: Ağzıyla helal yiyebileceği gibi haramı da oradan yiyor. Diliyle zikir, ibadet yapıp Kur’an okuyabildiği gibi; dedikodu da aynı lisan ile ediliyor maalesef… Örnekler çoğaltılabilir. Siz kıyas edin…

Derdi “Dava” olanın muhatap olacağı ikinci soru da şudur: Davan nedir?

Davası hak olanın önce kendisinden vazgeçmesi gerektir. Kendi davasından büyük olan adam büyümez. Ayrıca bu büyüklük onun davasının küçük olduğunu da gösterir ki bu da; onun da öyle bilindiği kadar büyük biri olmadığının kanıtı olur.

Kimilerince “çalışma” başarıyı getiren başat sebep olmasa da hayatta başarıyı elde edenlerin; azimle, yılmadan çalışanlar arasından çıktığı görülmektedir.

Bir şiirimde şöyle demiştim:

Tembeller hep şans bekler yaratır bahaneler

Şans çalışkanı sever aşılır tüm engeller


Bu minval özere konumuzla örtüştüğünü öngördüğüm; İranlı kimyacı aynı zamanda felsefeci de olan Dr. Anooshirvan Miandji'nin (Anuşirvan Miyancı) insana ve hayata dair şu güzel tespitlerini tek tek üzerinde düşünmemiz umuduyla paylaşmak istedim:

1- Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler.
2- Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir.
3- Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var!
4- Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır.
5- Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir.
6- Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur.
7- İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz.
8- Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü.
9- Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin seni kurtarmaz.
10- Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket.
11- Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var!
12- İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz.
13- Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir.
14- Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur.
15- İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır.
16- Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız.
17- Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır.
18- Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek.
19- Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir.

Son olarak Şems-i Tebrizi diyor ki; “İnsanlar maşuk aramıyor, bencil duygularına köle arıyor. Köle buluyor ama aşkı bulamıyor.”

Editör: M.Burhan Hedbi

Yorum Yaz