tatlidede

Van’da itikaf sünneti yaşatılıyor

Van’ın 457 yıllık tarihi Hüsrev Paşa Cami ve Külliyesi’nde her yıl itikaf sünneti icra ediliyor. Ramazanın son 10 gününde itikafa giren vatandaşlar, zaruri ihtiyaçları hariç cami dışına çıkmadan ibadetlerine yoğunlaşıyor.
  • 05.04.2024 13:06
Van’da itikaf sünneti yaşatılıyor

Tarihi ve mimarisi ile dikkat çeken Hüsrev Paşa Camii ve Külliyesi, Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından 1567 tarihinde Mimar Sinan'a yaptırıldı. İtikafa giren vatandaşlar yıllardır bu camiyi tercih ediyor. Gece ve gündüzlerini ibadetle geçirmek isteyenler, camide yatıyor ve yemek ihtiyaçlarını da burada gideriyor. Vatandaşlar, itikaf kapsamında sohbet halkalarına katılıyor, Kur'an-ı Kerim okuyor, tespih çekiyor, geceleri ise teheccüd namazı kılıyor.

16. yüzyıldan kalma camide, uzun yıllardır hatimle teravih namazı kıldırma ve mukabele geleneğinin de sürdürüldüğünü anlatan Hüsrev Paşa Camii İmam Hatibi Ahmet Hüsrev Koyuncu, “Camimiz 2011 Van depreminde zarar gördüğü için restorasyon yapıldı. Restorasyondan hemen sonra buraya görevlendirildim ve o tarihten itibaren her Ramazan ayında hatimle teravih namazı kılınıyor, itikafa giriliyor. Son 10 gün itikafa başlanıyor. Yaz aylarında itikafa girenlerin sayısı bazen 200’ü geçiyordu. Şuan azaldı ama bugün 12 kişi itikafta. Ağrı’dan, Batman’dan başka şehirlerden daha önce gelenler vardı. Bu sene de bizi aradılar, gelebileceklerini söyledik. İtikafla beraber iftar, sahur ve aynı zamanda teravihten sonra çay ikramımız devam ediyor. Herkesi teravih namazları ve itikaf için bekliyoruz.” dedi.

"Dünyadan el çekip kendilerini ibadete veriyorlar"

İtikafa girenlerin kendileriyle baş başa kalarak tefekkür yaptıklarına değinen Koyuncu, "İtikaf, peygamber efendimizin sünnetidir. 10 gün içerisinde dünyayı düşünecekler, ahireti düşünecekler, dünyadayken ahireti nasıl kazanacaklarını düşünecekler. Çok okuyacaklar. Kur’an-ı Kerim’i okuyacaklar, tefsirini okuyacaklar, kitapları okuyacaklar. Velhasıl dünyadan el çekip, telefonlarını kapatıp tamamıyla kendilerini ibadete verecekler. Çocuklarımızı nasıl böyle bir ortama hazırlayabiliriz, dışarıdaki hengâmelerden uzaklaştırabiliriz, kendimizi nasıl muhafaza edebiliriz? İslam âlemini düşünerek neler yapılabilir? Onların dertleriyle dertlenebilmek için bütün bu itikaf süresi içerisinde düşünülen ibadetlerdir. Evveli rahmettir sürekli rahmet yağar. Ortası mağfirettir. Af ile mağfiret ayrıdır. Mağfiret, kötü defteri kapatmak demektir. Af ise tamamıyla bağışlanmak demektir. Sonu ise cehennemden azad olmaktır, cehennemden kurtuluştur. İtikaf günlerinde kendilerini ibadete adayan bir insan umulur ki Cenab-ı Hakk onu bütün günahlardan bağışlar. 'Cenab-ı Hakk tertemiz bir şekilde bütün günahlardan, cehennemden azad eder' diye peygamber efendimizin hem hadisi hem de tavsiyesidir. Bu vesileyle herkesi davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"İtikaf ameli de bu toplumda canlanırsa toplumun dirilmesine vesile olur"

Vakit buldukça itikafa girdiğini belirten Diş hekimi Salih Merdivan ise, "Bu itikafımızın temel mantığında olan şey; Rabbimizin indirdiğine iman ettik, Resulüne tabii olduk artık bizi şahitlerle beraber yaz. Allah resulünün hayatında itikaf, Medine’ye hicret ettikten sonra hiç ara vermediği bir sünnet. İtikaf amelinin faydalarını saymakla bitiremeyiz. Ama şunu tavsiye ederim peygambere hangi boyutuyla tabii olursak o amel bizi kurtuluşa götürecek. İtikaf ameli de bu toplumda canlanırsa, diriltilirse Müslümanlar için güzel bir nimet ve toplumun dirilmesine vesile olur. Manevi boyutunu herkes kendi ölçeğinde bir şeyler almaya çalışır ama kim Allah’a yakınlaşmak için gayret gösterirse Allah’ın ona vaadi, eğer siz yürüyerek gelirseniz ben koşarak gelirim diyor. Biz gayret gösterdiğimizde Allah’ın kapıları açacağını, Allah’ın bize yakınlaşacağını, istediğimizi gerçekleştireceğini ümit edebiliriz. Bu noktada peygamber efendimiz nasıl yapmışsa öyle yapmaya çalışmak, amellerimizin tümünün eksenini peygamberin adımlarına tabii olma şeklinde yapmaya çalışırsak makbul bir amele dönüşür. İtikaf ameli de bu amellerden bir tanesi. Bir insanın yaptıklarını ve yapacaklarını tefekkür etmiş olması, tezekkür ettiği ve Allah’la irtibatını güçlendirmeye çalıştığı, kendiyle Allah arasındaki engelleri kaldırmaya çalıştığı bir süreç. Allah’tan taraf bir engel yok ama bizim günahlarımızdan dolayı oluşan engellerimiz var. O engelleri kaldırmak için zamanı daha iyi kullanmaktır, yiyeceklerimize daha dikkat etmektir, vakti iyi kullanmaktır bu noktalarda gayret edilecek. Bugünkü literatürde kamp tarzı bir amel olarak düşünülebilir. Bu boyutuyla Müslümanlar için bir nimettir." şeklinde konuştu.

İLKHA

Yorum Yaz