tatlidede

Hendekler ve Yıkımlar

Hendekler ve Yıkımlar

Malumunuz sadece Mardin’in ilçelerinde değil bölge genelinde açılan hendeklerin kapatılması, oluşturulan barikatların kaldırılması ve güven ortamının tekrar tesis edilmesi için 5442 sayılı İl İdaresi Kanunun ilgili maddeleri gereğince sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. 


  Yasak sonrasında yaşanan çatışmalar genelde bölgeyi özelde Mardin’i tam bir yangın yerine dönüştürmüş durumda. Nusaybin gibi nüfusunun yoğunlukta olduğu ilçede sokağa çıkma yasağı sürecinde şiddetli çatışmalara sahne olurken ilçe adeta harabeye dönmüş, altı ve üst yapının büyük bölümü tahrip olmuştur. Birçok masum insan hayatını kaybetti. Halk ise göç ediyor. 


          Olaylarda en çok mağdur olan esnaf ise çek ve senetlerini ödemediklerini, büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya olduklarını belirtiyorlar. Aslında çok uzun bir zaman öncesinden sokak ve ana caddelere barikat ve hendekler kurulmuştu. Ara sokaklara araçların girmemesi ambulans vb. temel ihtiyaçların giderilmesinde araçların kullanılmaması sıkıntılara sebep oldu. Bu öyle bir seviyeye geldi ki artık yol kesmeler, kimlik kontrolleri ve yer yer silahlı çatışmalara kadar vardı. İlk başta yaşananlara göz yumulması olayları bu seviyeye getirdi. Yani olaylar adeta ‘GELİYORUM’ dedi. Halkta bunun farkındaydı, ancak ciddi tepki veremedi. 


 Peki, sadece halk mı? Hükümette ciddi bir tepki vermedi. Bugün olup bitenler barış süreci denilen karanlık sürecin bir meyvesidir. Hükümet, barış süreci adına bölgeyi PKK’ya teslim edince halk ne yapsın ki… Tüm zulümlerine, şehir merkezilerini cephaneye çevirmesine hükümet sessizken halk ne yapsın öyle değil mi? PKK, karanlık süreçte şehirlerde ellerini kollarını sallayarak örgütlendi. Yollara, caddelere, sokaklara, camilerin ve tarihi mekânların altına patlayıcı yerleştirdi. Bomba ve mayın yerleştirdi. Binlerce evi silah deposu haline getirdi. Güvenlik güçlerinin gözleri önünde binlerce genci pikniğe götürür gibi dağa götürdü. Hükümet tüm bunları gördüğü halde sesini çıkarmadığından bugün bölge yangına yerine döndü. Şehirlerimiz, cadde ve sokaklarımız, ev ve işyerlerimiz ve hatta camilerimiz harabeye dönmüş durumda. 


       PKK, çatışmaları sivil halkın içine taşımakla yetinmeyerek tüm halkı da savaşın içine çekmek istiyor. Derik'te her evden bir militan istiyor. İsmini vermek istemeyen bir Derikli, yaşanan bu olayı şöyle anlatıyor; “PKK’liler Derik ilçesinde ev ev dolaşıp her evden kız olsun erkek olsun bir kişiyi dağa çıkarmak ve şehir merkezlerindeki olaylarda kullanmak için ailelere baskı uyguluyor. Bunu kabul etmeyen aileleri ise tehdit ediyorlar. Aileler de çocuklarını PKK’ya kaptırmamak için ilçeden başka yerlere göndermek zorunda kalıyor. Bazıları da göç ediyorlar. Biz bunları 90’yıllarda da gördük. Özellikle kırsal kesimlerdeki köylere inen PKK’liler her evden bir kişiyi dağa götürmek için halka baskı uyguluyordu. Çocuklarını vermeyenlere ise hepinizi öldürüp evinizi yakacağız diye tehdit ediyorlardı. PKK’lilerin çatışmayı şehir merkezlerine taşımasıyla beraber şimdi de şehir merkezlerindeki evlere gidip her aileden bir kişiyi istiyor. Özellikle kendilerince Aşiretsiz sahipsiz gördüğü ailelere çok baskı uyguluyorlar. Anladığımız kadarıyla PKK dağda ciddi manada sıkışıp güç kaybetmiş çatışmaları şehir merkezine taşımasının sebebi ise halkı ayaklandırmak istiyor ama gördüğümüz kadar halktan ciddi manada destek görmedikleri için dağdan silahlı grupları şehir merkezlerine getiriyorlar.” 


 Sokağa çıkma yasaklarına ve operasyonlara sebep olarak gösterilen bu hendekler tüm bölge halklarına büyük zarar verdi, vermeye devam ediyor. Bölge ekonomisi durma noktasına geldi. Allah aşkına nedir bu hendek, bu yıkım ve perişanlık?

Yorum Yaz