matesis
dedas

Tanrı'ya ve İnsana Dair - Zygmunt Bauman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanrı'ya ve İnsana Dair kimin eseri? Tanrı'ya ve İnsana Dair kitabının yazarı kimdir? Tanrı'ya ve İnsana Dair konusu ve anafikri nedir? Tanrı'ya ve İnsana Dair kitabı ne anlatıyor? Tanrı'ya ve İnsana Dair PDF indirme linki var mı? Tanrı'ya ve İnsana Dair kitabının yazarı Zygmunt Bauman kimdir? İşte Tanrı'ya ve İnsana Dair kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 10.06.2022 08:00
Tanrı'ya ve İnsana Dair - Zygmunt Bauman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Zygmunt Bauman

Çevirmen: Akın Emre Pilgir

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9786053142560

Sayfa Sayısı: 160

Tanrı'ya ve İnsana Dair Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitap farklılıkların yok sayıldığı, egemen zihniyetin kendisinden olmayan her şeye savaş açtığı, bastırdığı, edilgenleştirdiği ya da asimile ettiği günümüz koşullarına eğiliyor. Dinsel, toplumsal ve kültürel farklılıkların tanınması için yazılmış çarpıcı bir diyalog. Farklı dünya görüşlerine sahip iki öznenin aynı meselelere başka pencerelerden baktığı, bu esnada uzlaşmalar kadar ayrılıkların da öne çıktığı; ama her durumda karşılıklı konuşmanın mümkün olduğunu gösteren bu kıymetli çalışma, birlikte yaşamak zorunda olan insanların, tüm farklılıklarına rağmen, sayesinde çok şey öğrenebileceği nadide bir kaynak.

Kitapta insanların uyumla ve anlayışla yaşayabileceği bir gelecek umuduna işaret edilirken, bu geleceğe giden yolun türlü zorluklar, başarısızlık olasılıkları ve tehlikelerle dolu olduğu da dile getirilmektedir; belirsizliğin hem özgürlük için hem de güncel bir ahlaki zemin için bir başlangıç noktası olduğunu hatırlatarak…

Tanrı'ya ve İnsana Dair Alıntıları - Sözleri

  • Sizi eylemlerle örtüşmeyen sözler gücendirmiş, beniyse sözlerle çelişen eylemler gücendirdi.
  • Özgürlüğün olduğu yerde çokça sorumluluk da vardır.
  • Her zaman başkaları olacaktır. Her zaman başka bir olasılık vardır.
  • "Kimse sizin izniniz olmadan sizi alçalmış hissettiremez." Eleanor Roosevelt
  • Birbirimizin cehennemlerine dönüşüyoruz. Jean -Paul Sartre
  • müritlerinize verdiğiniz şey hakikat değil, sadece hakikatin suretidir. Birçok şeyin işiticileri olacaklar ama hiçbir şeyi öğrenmeyecekler. Her şeyi biliyormuş gibi görünecekler ama genel olarak hiçbir şey bilmeyeceklerdir. Sinir bozucu, bezdirici insanlar olacaklar, gerçekliği olmayan bir bilgeliğin taşıyıcıları gibi davranacaklardır.
  • "Onları dehşete düşüren şey yeni inancı kabul etmelerine, eski kültün yıkılmasının eşlik etmesiydi."
  • "Hakikat" kökeni ve vazgeçilmez yapısından ötürü agonistik (çatışmacı) bir fikirdir: Sadece karşıtiyla karşılaştığında açığa çıkabilecek bir kavramdır.
  • Kader gerçekçi seçeneklerin aralığını belirlemektedir, fakat karakter bu seçenekler arasında tercih yapar.
  • Birbirimizin cehennemlerine dönüşüyoruz.
  • Söz yazıya döküldüğü an, nihai ve değişmez bir referans noktasına dönüşür:
  • Monoteizme inananların asıl sorunu şu gerçeğe dayanır: Bir yanda farklılıklara karşı hoşgörülüdürler ("benim Tanrı'ma inanan herkes kardeşim olur), ancak diğer yanda yeni duvarlar inşa ederler. Ve bu duvarlar asla yıkılamaz;
  • "Diğer yandan yasalar koyan Tanrı, yasanın gerçekleşmesine duyduğu arzusuyla, uyulmamasına duyduğu kızgınlık ve öfkesiyle ve ölümlülerin öfkesini dizginleyip dünyayı yıkmasına engel olmasına izin vermeyi istemesiyle çok ama çok insanidir."
  • Farklı noktalardan yola çıksak da, aynı yerde buluşmuş durumdayız.
  • Ahlak kolay (endişesiz, sakin) bir hayatın reçetesi değildir. Böyle bir reçete olsaydı bu ahlak olmazdı.

Tanrı'ya ve İnsana Dair İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Merhaba kitap dostları,iyi akşamlar dilerim.Bu akşam sizlere Zygmunt Bauman’ın Tanrı’ya ve İnsana Dair isimli kitabından bahsetmek istiyorum. Tevazuu ile sunduğu tartışma arasında büyük bir tezat var. İyi ki de var! Bu tartışmayı yapanlardan biri olan Stanislaw Obirek günümüz kültürlerinde din, dinler arası diyalog, dinler ve kültürler arasındaki çatışmaları aşmanın yolları üzerine düşünen ve çalışan bir teolog ve kültür tarihçisi.Zygmunt Bauman ise “1925’te Polonya’da doğmuş sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman bağımsız entelektüel kişiliğinden taviz vermemiş” bir sosyolog. Günümüzde herkesin Tanrı hakkında fikri olduğunu ya da kendisine ait bir tanrısı varmış gibi düşünmelerini göz önüne aldığımızda aslında kitabın hangi yaramıza parmak bastığını görmek zor olmuyor. Öncelikle kitabın bir yaraya merhem olma çabası olmadığını söyleyelim. Durum analizi olarak tarif edebileceğimiz iki arkadaşın mektuplaşmasıdır yalnızca. Bu yüzyıl için bir şeyler söylemediği anlamına da gelmemektedir elbette. Tanrı,teizm , politeizm , moniteizm kavramlarına değinilen, Bauman’ın genel olarak farklılıkların var olması düşüncesini yansıtan bir söyleşi kitabı.Konuşmalarında isimleri geçen fikirleri aktarılan düşünürlerinde incelenmesi ve eserlerinin okunması faydalı olacaktır. Kitapta semavî dinlerden bahislerin yanı sıra ateizme de yer yer atıfta bulunulmuş. Dolayısıyla Tanrı, inançlar ve insana bakış açısı çok yönlü. Sorgulamalar mevcut. Din ve inançlar konusunda yüksek hassasiyete sahip, anlatılana hoşgörüyle yaklaşıp anlamak yerine şiddetle karşı çıkabilecek durumdaki okurlara rahatlıkla önerebilir miyim? Açıkçası tavsiye etmiyorum (Dark Reader)

Bauman ve Obirek arasında bir sohbet havasında geçen uzun pasajların içerisinde kıyıdan kıyıya savruluyor insan. Agnostisizm diyerek geçip gitmemek lazım. Zira her iki isim de başka yazarların bu konudaki düşüncelerinden yola çıkarak aslında ateizm dahil her türden inancı (evet ateizmi de bir tür inanç olarak kodluyorlar) farklı hakikatler olabileceği noktasında bir araya getirme gayretindeler. Zaman zaman biraz da Obirek'in katolik geçmiş yaşamı sebebiyle Hıristiyanlığa dair teolojik malumatın içinde boğulabiliyorsunuz. Ancak Bauman'ın sözü aldığı bölümler gerçekten ufuk açıcı. Özellikle din ve tanrı konusunda aşırı hassasiyet gösterebilecek ve ne anlatıldığını anlamak yerine düşmanca karşı durmak isteyecek okurun uzak durması gereken bir kitap. Ancak sorgulamaya, inançların kaynağı Tanrıdan , inançları oyuncağı haline getiren insana uzanan yolculukta pek çok kavrama dair en ilgi çekici cümleleri okuyabileceğinizi iddia ediyorum. Beğenme seviyem, Zygmunt Bauman'ın diğer kitaplarını almama vesile oldu. Sanırım bu veriden yola çıkılabilir. (Tamer Sağcan)

Kitap hakkında söylemem gereken ilk şey standart bir düz yazı metni olmadığı. Kitap Bauman ve Obirek arasındaki uzun pasajlar içeren diyalogların basılmış hâli. Peki bu diyalogların, bu sohbetin konusu ne? Konu Tanrı, inançlar ve insan. Bu temellendirmeler etrafında ilerleyen diyalogda Obirek kendi bakış açısını -ki bu bakış açısında Obirek'in katolik yaşantısının etkilerini görmek mümkün- Bauman ise sosyolog kimliği ile öne çıkan kendi bakış açısını ortaya koyuyor. Tanrı'ya, insana ve inançlara bakışın çok da birbirinden aykırı olmadığı yaklaşımlarda, Obirek'in pasajlarını okurken sıkılmak mümkün. En azından benim için öyleydi. Hıristiyanlığa dair teolojik bilgilerin yoğunlukta olduğu kısımlar, konu hakkındaki bilgi eksikliğimin ve dolayısıyla kullanılan dilin yer yer benim için anlaşılmaz olması sebepleriyle sıkıcı bir hâl aldı. Fakat bu kitaba dair bir olumsuzluk değil. Benim eksik olduğum bir alan sadece. Öte yandan Bauman'ın pasajlarında algı genişlemesi yaşamak oldukça mümkün. Cümleleri doyurucu, üslubu akıcı. Kitapta semavî dinlerden bahislerin yanı sıra ateizme de yer yer atıfta bulunulmuş. Dolayısıyla Tanrı, inançlar ve insana bakış açısı çok yönlü. Sorgulamalar mevcut. Din ve inançlar konusunda yüksek hassasiyete sahip, anlatılana hoşgörüyle yaklaşıp anlamak yerine şiddetle karşı çıkabilecek durumdaki okurlara rahatlıkla önerebilir miyim? Açıkçası hayır. Bunun dışında benim çok sevdiğim, bakış açıma katkıları olan bir kitaptı. (Tuğba)

Tanrı'ya ve İnsana Dair PDF indirme linki var mı?

Zygmunt Bauman - Tanrı'ya ve İnsana Dair kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tanrı'ya ve İnsana Dair PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Zygmunt Bauman Kimdir?

Zygmunt Bauman, 19 Ekim 1925'te Polonya Poznan'da doğdu. Sosyolog ve filozoftur. Postmodern felsefenin hem sosyoloji alanında uyarlanmasını hem de genel kuramsal düzeyde sağlıklı bir şekilde değerlendirmesini ortaya koyan yapıtlarıyla tanınmaktadır.

Zygmunt Bauman, II. Dünya Savaşı patlak verene kadar, Polonya-Poznan'da yaşamını sürdürmüştür. Daha sonra Sovyetler Birliği'ne taşındı ve savaşın ardından Varşova Üniversitesi'nde doktorasını yaparak Doçentlik sınavını verdi.1954'ten itibaren aynı üniversitede Sosyoloji dersleri verdi. 1968 yılında Polonya Komünist Partisi'nden ayrıldı. Aynı yıl, politik nedenlerden dolayı sosyoloji prefesörlük unvanını kaybetti. İsaril'e göç etmek zorunda kaldı. 1971 yılında Bauman, Büyük Brintanya'nın çağrısı üzerine, Leeds Üniversitesi'nde yeniden sosyoloji kürsüsüne sahip oldu. 1990'lara kadar orada çalışmalarını sürdürdü.

Zygmunt Bauman, 1980'li yıllardan itibaren, Modernizm ile Totaliterizm arasındaki bağlantılar üzerine hem kuramsal hem de sosyolojik incelemeleriyle öne çıktı. Özellikle Almanya'daki Nasyonalsosyalizm üzerinden Holocaust hakkındaki çözümlemeleri bu bağlamda önemli bir etki yaptı. Böylelikle, Modernizme içkin kavram ve kategorilerin Totaliterlikle doğrudan ya da dolaylı ilişkileri derinlikli olarak ve disiplinlerarası bir yöntemle ortaya konulmuş olundu.

Bauman, aynı zamanda postmodernizm hakkındaki çalışmalarıyla da önemli bir yer tutmaktadır. Siyasal, etik ya da genel olarak kuramsal düzlemde postmodernizmin değerlendirilmesini yapmış ve açık anlaşılır fakat derinlikli de olan metinleriyle postmodernizmin ne olup olmadığını, ne tür olanaklar sağladığını göstermeye ve netleştirmeye çalışmıştır

1989 yılında Amalfi Ödülünü ve 1998 yılında Theodor Adorno Ödülünü almıştır.

Zygmunt Bauman Kitapları - Eserleri

  • Sosyolojik Düşünmek
  • Yaşam Sanatı
  • Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır?
  • Küreselleşme
  • Akışkan Aşk
  • Özgürlük
  • Kimlik
  • Kapımızdaki Yabancılar
  • Akışkan Gözetim
  • Bireyselleşmiş Toplum
  • Iskarta Hayatlar
  • Akışkan Modern Dünyadan 44 Mektup
  • Akışkan Modernite
  • Eğitim Üzerine
  • Modernite, Kapitalizm, Sosyalizm
  • Tanrı'ya ve İnsana Dair
  • Retrotopya
  • Yasa Koyucular ve Yorumcular
  • Cemaatler
  • Modernite ve Holocaust
  • Modernlik ve Müphemlik
  • Akışkan Hayat
  • Postmodern Etik
  • Ahlaki Körlük
  • Ölümlülük Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri
  • Sosyoloji Ne İşe Yarar?
  • Siyaset Arayışı
  • Parçalanmış Hayat
  • Edebiyata Övgü
  • Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları
  • Kuşatılmış Toplum
  • Avrupa
  • Çalışma, Tüketicilik ve Yeni Yoksullar
  • Dünyaya ve Kendimize Dair
  • Hermenötik ve Sosyal Bilimler
  • Bu Bir Günlük Değildir
  • Akışkan Modern Dünyada Kültür
  • Sosyalizm - Aktif Ütopya
  • Kriz Hali ve Devlet
  • Akışkan Korku
  • Borçlu Zamanlarda Yaşamak
  • Zygmunt Bauman ile Söyleşiler
  • Akışkan Doğanlar
  • Etiğin Tüketiciler Dünyasında Bir Şansı Var mı?
  • Kültür Teorisinde Eskizler

Zygmunt Bauman Alıntıları - Sözleri

  • Büyük servet olan yerde büyük eşitsizlik vardır. Bir kişinin çok zengin olabilmesi için en az beş yüz fakir gerekir! (Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır?)
  • Görünür olmak birey olmanın yoludur; belki de biri olmanın tek yolu. Herkes gizliden gizliye var olmadığından korkar, çünkü başkaları farkına varmadığı sürece aslında o yoktur. (Ölümlülük Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri)
  • "Dünya düşününenler için bir komedi, Hissedenler için bir trajadi." (Zygmunt Bauman ile Söyleşiler)
  • Bütün aşklar insan - yiyici bir açlık çekerler. (Akışkan Aşk)
  • müritlerinize verdiğiniz şey hakikat değil, sadece hakikatin suretidir. Birçok şeyin işiticileri olacaklar ama hiçbir şeyi öğrenmeyecekler. Her şeyi biliyormuş gibi görünecekler ama genel olarak hiçbir şey bilmeyeceklerdir. Sinir bozucu, bezdirici insanlar olacaklar, gerçekliği olmayan bir bilgeliğin taşıyıcıları gibi davranacaklardır. (Tanrı'ya ve İnsana Dair)
  • “Uzaklık coğrafi olmaktan çok zihinsel bir mesele olabilir.” . (Sosyolojik Düşünmek)
  • Eskiden uzun süreli bir aşk ilişkisinde be­lirleyici unsur seks iken, artık odak noktası güvenliğe kaymıştır. Bu yalnızlık asrında aşk bir dermandır.. (Retrotopya)
  • Robert Winder'in zekice belirttiği gibi, "İstediğimiz kadar sandalyemizi kumsala koyup, yaklaşmakta olan dalgalara bağıralım, ne gelgit dinleyecek ne de deniz geri çekilecektir." Göçmenleri "kendi arka bahçemiz'den uzak tutmak için duvarlar inşa etmek, gülünç şekilde antik filozof Diogenes'in eski Sinop'un sokaklarında içinde yaşadığı fıçıyı bir o yana bir bu yana yuvarlaması hikâyesine benziyor. Bu tuhaf davranışının nedeni sorulduğunda, Diogenes komşularının kapılarına barikat yapmak ve kılıçlarını keskinleştirmekle meşgul olduğunu gördüğünü ve Makedonyalı İskender'in yaklaşan askerleri tarafından işgal edilmesine karşı şehrin savunmasına katkı yapmak istediğini söyler. (Kapımızdaki Yabancılar)
  • "hiçbir şey bahşedilmediği" için "her şey kazanılmalıydı." (Modernlik ve Müphemlik)
  • "Cepteki ilişkiler" anlık olmanın ve fırlatılıp atılabilirliğin cisimleşmiş hâlleridir. (Akışkan Aşk)
  • Tüketim toplumunda seri imalat artık kitlesel emek gücüne ihtiyaç duymuyor ve bir zamanlar "yedek sanayi ordusu" olan yoksullar şimdi "defolu tüketiciler"e dönüştürülmüştür. (Çalışma, Tüketicilik ve Yeni Yoksullar)
  • "Geriye ya da yukarıya değil; becerinin, iradenin, gücün toplanması gereken yere, kendi içine bakmalı insan. Oradan başlamalı. Bir ‘savunma stratejisi’ olarak daima orada kalmalı." (Akışkan Modernite)
  • Göçmenler (yerkürenin uzak köşelerinden "arka bahçemiz"e boca edilen atık insanlar) ile kendi imalatımız olan dayanılmaz korkularımız arasında bir seçici yakınlık mevcuttur. (Iskarta Hayatlar)
  • Hayatının her günü kösteklenen ve hakir görülen birey kişisel narsisizmine “kolektif narsisizm” içinde barınak bulur. Bu ağır yara almış bireyselliğin kurtuluşu ne oranda aranıyorsa o derece aldatıcı olabilecek bir güvenlik vaadidir. Kefaret umudu hüsranla sona ermeye mahkumdur... (Akışkan Hayat)
  • Gezegende her şey birbirine bağlı olduğundan, yerkürenin belli bir kısmında güvenlik, ancak güvenli bir insanlık içinde temin edilebilir. İnsanların aşağılanmasına her yerde karşı çıkan, artan fırsat eşitsizliğiyle büyüyen toplumsal adetsizlik ve insani aşağılanmaları hafifletecek, etik açıdan aydınlanmış bir küresel eylem, her açıdan ortak sağ kalımımızın en temel koşuludur. (Avrupa)
  • Oxford Üniversitesi'nin saygın sosyologlarından John Goldthorpe yönetiminde on üç güçlü ekibin Ingilte­re, Şili, Macaristan ve Hollanda'da yürüttüğü bir çalışmanın bulgularına göre, kültürel seçkinlerle, kültürel hiyerarşide daha altta olanların, günümüzde artık eskiden olduğu gibi bazı işaretlerle kolayca ayırt edilemediği görülmektedir. Bu eski işaretler, düzenli olarak opera ve tiyatroya gitmek, 'yük­sek sanat' sayılan her şey karşısında her zaman duyulan coş­ku ve bir pop şarkısı ya da popüler bir televizyon dizisi gibi sıradan sayılan her şeye burun kıvırmak gibi unsurlardan oluşmaktadır. Elbette bu durum, dışarıdan kültürel seçkin­ler, gerçek sanatseverler, kültürün ne olduğu, nelerden oluş­tuğu ve bir kültür adamı ya da kadını için (comme il faut ya da comme il ne faut pas) -neyin uygun olup neyin olmadı­ğı gibi konularda, pek de o kadar kültürlü olmayan akranlarından daha bilgili kabul edilen kişilerle artık karşılaşma­ yacağımız anlamına gelmez. (Akışkan Modern Dünyada Kültür)
  • Tüketim toplumunun bir üyesi olmak göz korkutucu bir görev ve hiç bitmeyen Çetin bir mücadeledir. Ayak uyduramama korkusu yetersizlik korkusu tarafından kenara itilmiş ama rahatsız edici iliğinden bir şey kaybetmemiştir. (Akışkan Gözetim)
  • Devlet her şeyden önce bir yeniden metalaştırma aracıdır. (Yasa Koyucular ve Yorumcular)
  • "dış görünüş benim için hem gerçekleştiren hem de yaşayandır" diye yazdı Nietzsche. (Akışkan Doğanlar)
  • "Farkında olalım veya olmayalım, hoşumuza gitsin veya gitmesin, yaşamlarımız sanat yapıtıdır." (Yaşam Sanatı)

Yorum Yaz