tatlidede

İnsanlık Komedisi - William Saroyan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İnsanlık Komedisi kimin eseri? İnsanlık Komedisi kitabının yazarı kimdir? İnsanlık Komedisi konusu ve anafikri nedir? İnsanlık Komedisi kitabı ne anlatıyor? İnsanlık Komedisi PDF indirme linki var mı? İnsanlık Komedisi kitabının yazarı William Saroyan kimdir? İşte İnsanlık Komedisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 17.06.2022 23:00
İnsanlık Komedisi - William Saroyan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: William Saroyan

Çevirmen: Beril Eyüboğlu

Editör: Aziz Gökdemir

Tasarımcı: Aret Gıcır

Yayın Evi: Aras Yayıncılık

İSBN: 9789757265498

Sayfa Sayısı: 216

İnsanlık Komedisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsanlık Komedisi, 20. yüzyıl Amerikan edebiyatının kısa öykü, roman ve oyun türlerinde en iyi yazarlarından biri olarak kabul edilen William Saroyan'ın en sevilen romanlarından biri. Olaylar, İkinci Dünya Savaşı yıllarında ABD'de, Kaliforniya Eyaleti'ne bağlı Ithaca kasabasında yaşayan Macauley ailesinin etrafında geçiyor.

Neredeyse her aileden bir ferdin bilfiil savaşın içinde olduğu bu küçük Amerikan kasabasının savaştan ne şekilde etkilendiği, bu sıradışı koşulların yarattığı insanlık halleri, eserin baş kahramanı olan yeniyetme Homer Macauley'in büyüme sancılarıyla harmanlanarak anlatılıyor. Saroyan, kendine özgü naif bakışıyla, savaşın içindeki sıradan insanın nabzını tutmayı başarırken, bir yandan da "savaşın kaçınılmaz olarak içerdiği barbarlık", "savaş suçunun sorumluluğunu 'düşman' belletilen varlıkla sınırlamamak" gibi kavramlar üzerine sorular sordurmayı amaçlıyor.

(Arka Kapak)

İnsanlık Komedisi Alıntıları - Sözleri

  • Insan ne yapar bu durumda ? Kimden nefret edeceğimi bilmiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Nasıl yaşamaya devam eder insan ? Kimi sever ?
  • Hayatımda ilk kez bir yere ait hissediyorum kendimi.
  • ...Gerçekten insan olmaya ancak, birbirinize beslediğiniz doğal nefrete rağmen, birbirinize saygı gösterdiğiniz zaman başlayacağınızı bilmenizi isterim.
  • Bana kalırsa hayattan keyif almak da hakkımız.
  • "Yalnızlık duyuyorum ama nedenini çıkaramıyorum bi türlü."
  • Merhamet duygusu olmayan insan has insan olamaz. Bir insan dünyanın ıstırabına göz yaşı dökmemişse yarım insandır.
  • Hiçbir düşmanı insan olarak kabul etmiyorum, zira insan olan hiç kimse benim düşmanım olamaz.
  • Savaşlara hiç inanmadığm, gerekli olduklarında bile saçma bulduğum halde, şimdi orduda olmaktan onur duyuyorum
  • Her şeyi anlamak kolay değildi doğrusu.
  • Hiçbir düşmanı insan olarak kabul etmiyorum, zira insan alan hiç kimse benim düşmanım olamaz. O her kim olursa olsun, benim dostumdur. Benim kavgam onunla değil, ancak kendi içimde yok etmeğe çalıştığım, o bahtsız yanıyladır.
  • Merhamet duygusu olmayan insan has insan olamaz. Bir insan dunyanın istirabına göz yaşı dökmemişse, yarım insandir. Yeryüzünden ıstırap hiç eksilmeyecek. Bunu bilmek yeise kapılmayı gerektirmez. lyi bir insan acıları hafifletmeye çalışır. Akılsız insan kendi acılarından başkasını fark etmez bile. Zavallı, talihsiz, kötü insan ise acıyı her gittiği yere yayarak daha da derinleştirir. Ama, bana kalırsa her insan suçsuzdur aslında, çünkü kimse dünyaya kendi isteğiyle gelmiş, yokluktan ya da hiçlikten varolmuş değildir. Insanların arasından çıkıp gelmiştir herkes. Kötülerin, kötü olduklarının bilincinde olduklarına inanmıyorum ben. Sadece kör talihleri bu onların, başka bir şey değil.
  • "Neler oluyor ya da bunlar neden oluyor anlayamıyorum ama her ne olursa olsun, hiçbir şeyin seni bu şekilde incitmesine izin verme"
  • Mutlu ol! Mutlu! Ben mutsuzum, ama sen mutlu olmalısın.
  • "Okullar sadece çocukların sokağa çıkmasını önlemek içindir; ama eninde sonunda, hoşlarına gitsin gitmesin, sokağa çıkmak zorunda kalırlar. Ana babaların, dünyanın haline bakıp çocukları için kaygılanmaları doğaldır; ama aslında korkulacak bir şey yoktur. Dünya korku içinde küçük çocuklarla dolu, kendileri korktuğu için birbirlerini de korkutuyorlar. Anlamaya çalış. Karşılaştığın herkesi sevmeye çalış. Seni her gece bu odada bekleyeceğim. Ama canın istemediği zaman içeri gelip konuşman gerekmez. Yüreğinden geçenleri ifade etmekte dilinin aciz kalacağı zamanlar olacağını biliyorum"

İnsanlık Komedisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Savaşların saçmalığını ince bir mide bulantısı eşliğinde kırmadan üzmeden anlatan şahane kitap. Tıpkı tangerines filmi gibi. Kim olursan ol, insan kalabilmenin insan olabilmenin dünyadaki en paha biçilemez şey olduğunu hissediyorsunuz her sayfada. Saroyan belgeselini izlemiştim orada da bundan bahsediyordu. Sürülmüş insanların savaşmayan bağırmayan suçlamayan bakış açıları beni derinden etkiliyor. Çünkü hepimiz sürgünüz dünyaya, hepimiz göçmen. (pelin)

En kucaklanıp sineye sineye sokulası 4 yaşındaki Ulysses'in okunmayıp da karşıdan izlendiği bir güzel kitap bu. İthaca isimli kasabanın fertlerinin iyi yürekliliği o kadar göze çarpıyor ki insan yaşamak istiyor orada. Savaş zamanında Amerika'daki bir telgrafhanenin ana mekan olduğu ve işe yeni başlayan Homer Macauley'in yaşadıklarını ve çevresinde oluşan olayları çok sade ve akıcı bir biçimde okumak çok tat verdi bana. ** Bir trende şarkı söyleyerek evine giden bir zencinin Ulysses'e tren gözden kaybolana kadar el sallamasının küçük çocukta oluşturduğu mutluluk ah bu ne kadar saf bir masumiyet Bayıldım. (Burcu Bergen)

İnsanlık komedisi William saroyan Ben bir öykücüyüm ve tek bir hikayem var: insan.” William Saroyan Uzun zamandır hiç bir kitap üstüne düşündüğüm etkinlendiğim,umutlandığım ve ağlamaklı olduğum etkiyi bırakmadı. Elimi aldığım andan bitene kadar bırakamadım. William Saroyan 31 Ağustos 1908’de Amerika’da dünyaya gelir. Ailesi 1905 yılında Bitlis’ten Amerika’ya göç ettiği için ailesinin Amerika’da doğan ilk üyesidir. Saroyan’ın asıl adı Aram Karaoğlanyan’dır. Aram ismini bırakarak William ismini kullanması da ailesinin Amerika’ya göç etmelerinde yardımcı olan William adındaki bir doktora duydukları minnetin göstergesidir.‘Yaşamak Vakti’ Pulitzer Ödülü’ne layık görülse de yazar eserlerini ve yaratım sürecini paradan daha kıymetli olduğunu belirterek ödülü reddeder. İnsanlık Komedisi kitabındaki Homer karakterinin Saroyan olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Kendisi de Homer gibi hem okuyup hem de çeşitli işlerde çalışan, geçim sıkıntısı çeken bir ailenin ferdidir.İnsanlık Komedisi Kaliforniya’ya bağlı İthaka kentinde geçer.Roman 39 bölümden oluşur. Bölümlerde ağırlıklı olarak Homer ön planda olsa da aile bireylerinin başından geçenlere de tanıklık ederiz. Bu romanın çıkış hikayesi bir hayli ilginçtir. MGM film şirketi Saroyan’dan savaşın insan üzerindeki etkisini öykü olarak yazmasını ister. Saroyan’ın asıl amacı savaşın olumsuz etkilerini anlatarak savaşın ‘insanlık dışı’ durumlarına dikkat çekmektir. Ancak öykü Howard Estabrok tarafından senaryolaştırılır hatta senaryolaştırılırken de öykünün asıl amacından uzaklaştırılır. Savaşın olumsuz yanlarına dikkat çekme unsuru yok edilerek adeta savaşın hizmetine sunulan bir yapıt olur. Saroyan öyküsünün değiştirilmesi nedeniyle filmin bütün haklarını satın almak ister ancak film şirketi buna engel olur. Tanışmanız gereken eşsiz bir aynadır Saroyan’ın eserleri öyküleri kitapları her biri okunmayı hakediyor. İlk cümleden son söze kadar insan odaklı,savaş karşıtı ve birbirinden güzel betimlemelerin,figürlerin olduğu bu kitabı okunacaklar listenizde en başa alın derim. Kitabın içinden, Her hangi bir alıntı sunmadım bu sefer yazının içeriğine bunun nedeni her sayfa her söz o kadar kıymetliki hiç birine özel yaftası takıp,siz kitapsever okurlara sunamadım umarım edinir ve okursunuz. Dostlukla kalın Gürbüz DENİZ (Gürbüz Deniz)

İnsanlık Komedisi PDF indirme linki var mı?

William Saroyan - İnsanlık Komedisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İnsanlık Komedisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı William Saroyan Kimdir?

Bitlis'ten Amerika'ya göç etmiş Ermeni bir ailenin, orada doğan ilk ferdi olarak 31 Ağustos 1908'de 'de Kaliforniya eyaletinin Fresno kasabasında dünyaya geldi. Bir Presbiteryen rahibi olan babası, Saroyan üç yaşındayken ölünce, annesi Saroyan'ı ve üç kardeşini yetimhaneye vermek zorunda kaldı. Yetimhanede geçirilen beş yıldan sonra çocuklar annelerine kavuşarak Fresno'da bir araya geldiler. Resmi eğitimle bir türlü yıldızı barışmayan Saroyan on beş yaşında okulu terk etti. Çeşitli işlerde çalıştı. Asıl hedefi yazar olmaktı. Bunun için bir yandan da öyküler yazmayı sürdürüyordu. İlk öyküsü Story dergisinde 1933 yılında yayınlandı. 1934 yılında ise Randon House yayınevi tarafından The Daring Young Man on the Flying Trapeze and Other Stories isimli kitabı yayınlandı ve o yılın en çok satan öykü kitabı oldu. Bundan sonra artık hep yazdı. Yazmaktan ve gezmekten başka bir iş yapmadı. İçki ve kumar alışkanlığı yüzünden inişli çıkışlı bir grafik gösterse de elli seneyi aşan başarılı ve üretken bir kariyer ortaya koydu. 1939 yılında The Time of Your Life oyunuyla Pulitzer Ödülü'nü kazandı, ödülü reddetti. Saroyan hayatı boyunca altmışı aşkın kitap -öykü, oyun ve roman yazdı. Düzyazıda kendine özgü bir tarz yarattı. Akıcı, konuşur gibi, coşku dolu bu tarz kendi adıyla "Saroyanesque" olarak anılır oldu. Kendisinin de söylediği gibi, Saroyan, öykülerinde tek bir şeyi anlatır: insanı. Yazarken içten ve yalındır. Onun eserlerinde süslü tabirler, söz oyunları aramak boşunadır. Öykünün bütünü ve konu esastır. William Saroyan, klasik tabirle hızlı bir hayat yaşadı, dünyayı ve bu arada ata yurdu Bitlis'i gezdi, evlendi, boşandı, sonra aynı kadınla tekrar evlendi, sonra yine boşandı. 18 Mayıs 1981 tarihinde doğduğu yerde öldüğü zaman adı amerikan edebiyatının en iyi kısa öykü yazarları arasına çoktan yazılmıştı bile. UNESCO 2008 yılını Saroyan Yılı ilan etmiştir. Köklerine ve atalarının kültürüne bağlılığıyla, Saroyan, daha 1935'te Avrupa gezisinin bir durağı olarak Sovyet Ermenistanı'nı ziyaret eder. Üçüncü ve 1978'deki son ziyaretinde, yetmişinci yaş gününü de dostlarıyla birlikte orada kutlar. Vasiyeti üzerine, naaşının bir bölümü Ermenistan'a götürülerek Erivan'daki ünlüler panteonuna gömülür.

Kısa öykü ve oyunları ile tanınmıştır. Özellikle Ermeni göçmen çocuklarının yaşadıkları zorluklar ile ilgili yazmıştır.

William Saroyan Kitapları - Eserleri

  • Ödlekler Cesurdur
  • İnsanlık Komedisi
  • Yetmiş Bin Süryani
  • Aram Derler Adıma
  • Yoksul İnsanlar
  • Ben Annemi Seviyorum
  • Yüreğim Dağlardadır
  • Tracy'nin Kaplanı
  • Paris-Fresno Güncesi 1967-68 Ölüm Dirim ve Aya Kaçış
  • Dünyanın Bir Öğle Sonrası
  • Altın Çağ
  • Uçan Trapezdeki Cesur Genç Adam
  • En Güzel Günlerin
  • İstiridye ile İnci
  • Plays
  • Uçan Trapezdeki Cesur Genç Adam

William Saroyan Alıntıları - Sözleri

  • Bundan kırk yıl önce San Francisco’dayken, sanki asıl mesleğimmiş gibi kumara dadanmıştım, başka hiçbir şekilde ulaşamayacağım bana özel bir cennette yaşıyordum sanki. (Paris-Fresno Güncesi 1967-68 Ölüm Dirim ve Aya Kaçış)
  • " Çocuklar,nasıl çocuk olunur bilmezler ki. " (Dünyanın Bir Öğle Sonrası)
  • " Bir yazarın karısı olmak,göründüğü kadar kolay değildir. " (Dünyanın Bir Öğle Sonrası)
  • Eğlence eğlencedir, ama insana yarayan, sağlığını geliştiren bir eğlence ile aşkın ayrılığını da bilirim, hani aşk bana, benim gibilere göre değil. Fazla güzel bir şey bizim için. Uçamam, şarkı söyleyemem, üstelik mideme de pek düşkünümdür. Hiç değilse günde bir kere, şöyle az kızarmış, kanlı kanlı bir biftek yemeliyim; oysa aşık olunca hiçbir şey koyamıyorum ağzıma. (Yoksul İnsanlar)
  • ara sıra onu ne kadar çok sevdiğimi unutuyorum, sonra birden hatırlayıveriyorum. bu beni şaşırtıyor bir o kadar da mutlu ediyor. (Ben Annemi Seviyorum)
  • " Samimiyet,kırgınlıktan,kızgınlıktan her zaman daha iyidir. " (Dünyanın Bir Öğle Sonrası)
  • Yeni bir ev yaptırdı, elektrik getirtti, bir gramofon aldı, bir de otomobil: Karısını, çocuklarını içine doldurduğu gibi şehre dondurma yemeğe, soğuk bir şey içmeye, ya da sinemaya gidiyorlardı. Yıllar akıp gitti böylece. Büyük oğlu liseyi bitirdi, diploma töreninde bulundu Serkis, yaşlı gözlerle oğlunu seyretti. Her şey iyiydi, güzeldi, hoştu. Yine büyük oğlu California'da doğmuş bir Ermeni kızıyla evlendi, düğünde Ermeni, Türk, Kürt havaları çalındı, şarkılar söylendi, danslar edildi; oğlu bir küçük bağ edindi, çiftine çubuğuna dört elle sarıldı. Bu da güzeldi, hoştu, iyiydi. İkinci oğlan birinciden daha yaman çıktı, liseyi bitirmekle kalmadı, Berkeley'e gitti, ordan da diploma aldı. Bu da çok iyiydi tabii. Her şey, her şey olağanüstüydü. Dünya, gözleri önünde durmaksızın değişiyor, yenileniyordu. Telefon. Otomobil. Traktör. Biçerdöver. Aspiratör. Buzdolabı. Radyo. Oğulları, kızları çatır çatır İngilizce konuşuyorlar, İngilizce yazıp çiziyorlardı, daha da bir yığın şey öğrenmişlerdi. Zamanlar değişmişti artık, çağ başka bir çağdı. Hâlâ yaslıydı Serkis, üzgündü. Niye, bunu bilmi yordu. Gultik'te de burdaki gibi her şey iyiydi, güzeldi, hoştu. Tek tek insanları tanırdı, ayrı ayrı dillerini konuşurdu onlarla. Arapla Arapça, Türkle Türkçe, Kürtle Kürtçe. Her birini yüzüyle gözüyle kaşıyla, huyuyla suyuyla bilirdi. Babaocağıydı orası, herkes lâfını anlardı; o onların dediğinden, onlar onun dediğinden. Amerika neydi ki? Amerika, dünya bir araya gelse Gultik'i unutturamazdı ona, hiç bir şeyi unutturamazlardı. (Altın Çağ)
  • "Hiçbir şey söylemedik, çünkü söylenecek o kadar çok şey vardı ki, hiçbir dil buna yeterli gelmezdi." (Aram Derler Adıma)
  • Bundan yüz yıl önce olmuş olayların aynıları yaşanıyor gene: insanlar böyle. Her zaman olanlar bundan ibaret. (Paris-Fresno Güncesi 1967-68 Ölüm Dirim ve Aya Kaçış)
  • Neden nefret ettiğimi bilmiyorum ama nefret ettiğim bir şey olduğunu biliyorum. (Uçan Trapezdeki Cesur Genç Adam)
  • Sabahları o soğukta yataktan kalkmak canıma okuyordu. (Altın Çağ)
  • Annemin elini sıktım, baktı: "Ne o Kurbağacık?" "Arıkuşu. Bak!" "Nerde?" "Na, şurda, sarı zambakların yaprakları arasında." Annem de baktı, gördü arıkuşunu: "Ay, ne güzel şey değil mi? Bayıldım doğrusu." "Biraz kafadan kontak galiba..." "Ne demekmiş o?" "Baksana, hiçbir yerde, hiçbir çiçekte durduğu yok. Pırrr diye fırlıyor, sonra iniyor, azcık durup kokusunu alıyor çiçeğin, sonra yine pırr diye uçuyor. Gören de; ürktü, kaçtı sanacak, oysa değil. Bir o çiçeğe konuyor, bir bu çiçeğe. Ne diye birinde karar kılıp yapacağını yapmaz?" "Onun huyu böyledir de ondan." dedi annem. Uzun uzun arıkuşunu seyretti: "Onun huyu böyle, n'apsın!" dedi yeniden. "Çok mu üzgünsün, anne'cim?" "Yok, hayır, değilim Kurbağacık. Hem böyle bir anda üzgün olmak çok ayıp bir şey. Ya sen?" "Ben de değilim." "Güzel! Üzgün değil, mutlu, neşeli olmanı istiyorum senin. Söyle bakalım, şimdi istediğin nedir?" "Üzgün olmak." (Ben Annemi Seviyorum)
  • Ölüm her insan için kişisel bir zafer olurken eder mantık ve anlamı gibi nedenler başarısızlığın kalıplar haline geliyor. Boşverin başarıya... (Paris-Fresno Güncesi 1967-68 Ölüm Dirim ve Aya Kaçış)
  • Dünya, masumların faziletini, huzurunu ve parasını çalmak için planlar yapan kafalarla doluydu. (Yetmiş Bin Süryani)
  • - Konuşmak için mutlaka kelimelere ihtiyaç yoktur. Çok defa kelime kullanmadan konuşuruz. - Öyleyse kelimelerin ne lüzumu var? - Çok kere yoktur. Umumiyetle asıl söylemek istediğin şeyleri veya açığa vurmak istediklerini saklamaya yarıyor. (Aram Derler Adıma)
  • ...Gerçekten insan olmaya ancak, birbirinize beslediğiniz doğal nefrete rağmen, birbirinize saygı gösterdiğiniz zaman başlayacağınızı bilmenizi isterim. (İnsanlık Komedisi)
  • Kendi kafanda kurduğun şeylere kendin inanıyorsun sonunda. (Yoksul İnsanlar)
  • <Dünyanın Bir Öğle Sonrası)
  • "... Düş nedir anneciğim?" "Oo, bu anlatamayacağım bir şey, Kurbağacık. İnsan düş görmeye başladığından bu yana hep bu sorunun karşılığını bulmaya çalışmıştır." "Ne zaman düş görmeye başlamışlar?" "Pek emin değilim, fakat her şeyi daha değişik ya da daha iyi olarak görmeyi istediklerinden bu yana." (Ben Annemi Seviyorum)
  • Ben hayallere istatistikten daha çok inanı­yorum. (En Güzel Günlerin)

Yorum Yaz