Kanaat Önderi!...

    Milletçe tarihi bir süreçten geçiyoruz. Şer  odakları  ortadoğuyu ve özellikle Müslüman ülkelerini hedef seçmişler; Cezair, Somali, Myanmar, Sudan, Yemen, Libya, Mısır, Filistin, Irak ve Suriye gibi ülkeleri önce refüze edip, sonra iç savaşa sürükleyerek nihai hedef olarak Türkiye'nin kapısına dayanmış bulunmaktadırlar. Yürüttükleri vekalet savaşları, etnik ve mezhebi fay hatlarını harekete geçirme planlarına karşı, Türkiye'nin toplumsal namusu siyasi, ekonomik ve askeri alanda sahaya inip,  karşı hamle yapması ile şer ittifakının hesaplarını ve gizledikleri planlarını ters yüz edip, açığa çıkardı yani takke düştü kel göründü misali.  

     Türkiye savunmadan taarruza geçme pozisyonu ile  bir taraftan şeytanı taşlarken diğer taraftan tavafını tamamlamaya çalışıyor. Yaralarını sarmak için ARGE çalışmalarının yanı sıra, toplumsal karşılığı olan sanatçı, siyasetçi, akademisyen, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerini sürece katarak ülke sorunlarına çare aramaktadır. 

    Birey olarak düşünüyorum; sanatçı, akademisyen ve sivil toplum kuruluşlarının kategorik yapıları bellidir; Lakin kanaat önderinin tespit ve liyakat noktasında hangi ölçüleri baz aldıklarını düşünmeden edemiyorum. Kanaat ve önderlik içi dolu iki kavramdır dolayısıyla liyakat, misyon, erdem, bilgi, fedakarlık, hasbilik, cesaret vs gibi meziyetlere sahip olması lazım. Amacım kimseyi küçük düşürmek değildir, İşin hakkını verenleri tenzih ediyorum lakin bunların  bir kısmı bırakın çare bulmayı, toplumsal talebi anlamaktan aciz oldukları gibi, bölgenin akademik algısına da zarar vermektedirler. Amaç Beştepe'yi görmek ve ilerideki siyasi emellerine referans oluşturmak için sayın cumhurbaşkanı ile aynı karede görünmek, bol yıldızlı otellerde konaklamak ve topluma kanaat önderi cakasını satmak olmamalı. Dolayısı ile yöre halkının taleplerini objektif aktarabilecek kanaat önderlerini tespit etmek için, toplum katmanlarının görüşüne ivedilikle baş vurulmalı, gerekirse anket veya mülakat sonucu ile belirlenmelidir, yoksa maksat hasıl olmaz. 

       Dimağı dolu, akan kardeş kanını durdurma reçetesi  ve çabası olan, toplum taleplerine sentez oluşturabilen, toplumsal namusa sahip, güneydoğunun gerçek yansıması olanlar seçilmeli. Sayın Cumhurbaşkanımızın aradığı profil bu olsa gerek. Aksi takdirde oluşan tarihi fırsat ve sürece, toplumsal beklentiye, ülkenin muhtaç olduğu birlik ve beraberliğe, akan kardeş kanına yazık etmiş oluruz.    

    

       Nasrettin hocaya sormuşlar; hiç evde helva yaptın mı?  hoca hayır demiş nedeni sorulunca hoca; bazen  yağ, şeker vardı un yoktu bazen hepsi vardı ben yoktum. Şimdi, ustamız mevcut, yağ, un ve şekerimiz de var, KURBAN OLURUM Ne olur! Lütfen! bu millete  helva tattıralım artık. Vesselam.