tatlidede

Karar Anı - Jonah Lehrer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Karar Anı kimin eseri? Karar Anı kitabının yazarı kimdir? Karar Anı konusu ve anafikri nedir? Karar Anı kitabı ne anlatıyor? Karar Anı PDF indirme linki var mı? Karar Anı kitabının yazarı Jonah Lehrer kimdir? İşte Karar Anı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 29.01.2023 06:00
Karar Anı - Jonah Lehrer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Jonah Lehrer

Çevirmen: Ferit Burak Aydar

Yayın Evi: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi

İSBN: 9786054238408

Sayfa Sayısı: 302

Karar Anı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsanlar karar aldıkları ilk günden beri nasıl karar aldıkları konusunda kafa yormuşlardır. Yüzyıllar boyunca insan davranışlarını dışarıdan gözleyerek, karar alma üzerine incelikli teoriler geliştirmişlerdir. Beyin tam bir kapalı kutu olduğu için bu düşünürler insanın kafasının içinde gerçekte neler olup bittiği hakkında fiilen sınanamayan bazı varsayımlara dayanmak zorunda kalmışlardı.

Bu kitapta Jonah Lehrer, sinirbilimin bulguları ışığında kararlarımızı nasıl verdiğimizi inceliyor. Karar öncesinde beynimizin içinde neler olup bittiğini aydınlatmaya çalışıyor. Uçak pilotlarının, oyun kurucularının, dizi yönetmenlerinin, poker oyuncularının, profesyonel yatırımcıların, seri katillerin günlük hayatta aldıkları kararları irdeliyor.

Beyin açısından bakıldığında, iyi bir kararla kötü bir karar arasında ince bir çizgi vardır. Bu kitap işte bu ince çizgiyi ele alıyor.

Jonah Lehrer Lisans eğitimini Columbia Üniversitesi'nde tamamladı ve Oxford Üniversitesi'nde çalışmalar yaptı. Nobel ödüllü sinirbilimci Eric Kandel'in laboratuvarında ve Le Cirque 2000 ve Le Bernardin restoranlarının mutfaklarında çalıştı. Boston Globe ve Washington Post gazetelerinde, Nature, The New Yorker ve Seed dergilerinde yazıları yayımlanmaktadır; ayrıca NPR radyosuna da katkıda bulunmaktadır. İlk kitabı Proust Bir Sinirbilimciydi 2009'da yayınevimizce basılmıştı.

Karar Anı Alıntıları - Sözleri

  • Aut Yunancada "kendi" anlamına gelir ve autism'in anlamı da "insanın kendi kendine olma durumu"dur.
  • Kesinlik önyargısına karşı durmanın tek yolu, bir iç uyumsuzluğu cesaretlendirmektir. Kendimizi düşünmek istemediğimiz bilgi hakkında düşünmeye, köklü inançlarımızı rahatsız eden verilere odaklamaya zorlamalıyız.
  • İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD ordusunda tuğge­neral olan S. L. A. Marshall muharebeden yeni çıkmış binlerce Amerikan askeriyle bir araştırma yapmış ve şoke edici bir sonuca ulaşmıştı: Saldırı altında oldukları dönemde dahi askerlerin en çok yüzde 20'si gerçekyen düşmana ateş ediyordu. "Bire­yin muharebe alanındaki başarısızlıklarının en yaygın nedeni öldürülme korkusundan ziyade öldürme korkusudur" diyor Marshall.
  • " 'Gereğinden fazla tahlil' adında bir durum vardır. Yanlış zamanda gereğinden fazla düşündüğünüzde, gerçek tercihlerinizi değerlendirmek konusunda çok daha iyi olan duygularınızın bilgeliğiyle bağlarınızı koparırsınız. Gerçekten ne istediğinizi bilme yeteneğinizi kaybedersiniz."
  • İşin sırrı para harcadığınızda para harcadığınızın farkına varmaktır. Tüm şu küçük şeyler mi? Zaten her şey bunlardan çıkıyor.
  • Dostoyevski'nin sözleriyle, “Eğer Tanrı olmasaydı, ahlaki bir karmaşa içine düşerdik. O zaman her şey caiz olurdu.”)
  • Bilgi zenginliği dikkat fukaralığı doğurur.
  • "Kart saymaktan öğrendiğim ilk şey şu" diyor Binger. "Kazan­mak için aklınızı kullanabilirsiniz. Kuşkusuz şans her zaman bir faktördür, ama uzun vadede galip gelmeniz için doğru düşün­meniz gerekir. Öğrendiğim ikinci şey ise, çok akıllı olmamaktır. Kumarhanelerde sizin bahislerinizi otomatikman görüntüleyen algoritmalar vardır ve eğer bahislerinizin çok doğru olduğunu tespit ederlerse, masadan kaldırırlar." Bu demektir ki Binger'ın ara ara bilerek kötü tahminlerde bulunması gerekiyordu, yani para kazanabilmek için kasıtlı olarak para kaybediyordu.
  • "Deli, aklını kaybetmiş olan kişi değildir; aklı dışında her şeyi kaybetmiş olan kişidir."
  • Insan olarak her zaman nasıl düşündüğümüz hakkında düşünmeye ihtiyaç duyarız.

Karar Anı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çok farklı ve etkileyici: Yazarın önceki kitabı "Proust Bir Sinirbilimciydi" yi okuyup çok etkilenmiştim, öyle ki bir kez daha okudum. Bu kitabında da yine doğa bilimleriyle sosyal bilimleri birleştiren o bütünsel bakış açısına sahip. İnsanın karar verme sürecinde etkilendiği dinamikleri inceleyen bu kitap, bana çok şey öğretti. Nöroanatomi derslerinde gördüğüm çoğu bölgeyi tekrar ettim:) Önemini bilmediğim yeni yapılar öğrendim. Beni poker masasına, kaza yapmanın eşiğindeki bir uçağın kokpitine, amerikan futbolu sahasına, rüzgarla şiddetlenen bir orman yangınının ortasına götürdü. Her yolculuğumdan kendi hayatıma bizzat uygulayabileceğim dersler çıkardım. Kitabı çok beğendim ve ayırdığım zamandan son derece memnunum. Yazarın en son çıkan kitabını da satın aldım, yüksek ihtimalle oradaki incelememe de şahit olursunuz :) Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim, iyi okumalar. (Cem Ménalque)

Karar Anı: Kitap, Amerikalı bir sinirbilimci olan Jonah Lehrer tarafından yazılmış ve ilk olarak orijinal dilinde 9 Şubat 2009 tarihinde yayınlanmıştır. Kitapta cevaplanması amaçlanan asıl soru, kitabın ön yüzünde de yer alan “Beynimiz karar vermemizi nasıl sağlıyor?” sorusudur. Çevirisi Ferit Burak Aydar tarafından yapılan bu kitap, Türkçe olarak ilk kez Ağustos 2010 yılında basılmıştır. Yazar, her ne kadar bilimsel bir konuyu ele almasından dolayı bilimsel terimlere yer vermiş olsa da konuya ilgisi bulunan herkes tarafından rahatlıkla anlaşılabilecek bir anlatım tarzı kullanmıştır. Eserin popüler-bilim kitabı niteliğinde olması göz önünde tutulduğunda bu tercihin yerinde olduğu söylenebilir. Ayrıca anlatım farklı örnekler kullanılmak suretiyle çeşitlendirilerek okuyucunun merak duygusu başarılı bir şekilde diri tutulabilmiştir. Çok yüzeysel bir şekilde kitapta bahsedilen konulara değinmek gerekirse, kitap temel olarak toplamda 8 olay etrafında bölümlere ayrılmış durumdadır: >İlk bölümün adı “Cepteki Oyun Kurucu” olup bir Amerikan futbolu oyuncusunun, önemli bir karşılaşmadaki karar verme süreci üzerine odaklanılmış. >İkinci bölümün adı “Dopamin Tahminleri” olup bir savaş gemisinde radarları izleyerek tehlikeli bir durumun var olup olmadığını kontrol etmekle görevli bir askerin, görevi esnasında verdiği kritik bir kararı incelenmiş. >Üçüncü bölümün adı “Hisler Tarafından Tufaya Düşürülmek” olup Parkinson hastası bir kadının, kumar bağımlısı olma durumuna evrilme süreci incelenmiş. >Dördüncü bölümün adı “Aklın Faydaları” olup Amerika’daki bir grup itfaiyecinin, çok büyük bir yangının ortasında kalmalarını ve içlerinden kurtulmayı başaran kişinin verdiği hayatî karar incelenmiş. >Beşinci bölümün adı “Düşüncelere Boğulmak” olup icra ettiği sanatıyla alakalı obsesyonları ortaya çıkan bir opera yıldızının, şarkıcılar tarafından “boğulma” diye tabir edilen duruma gelmesindeki sebepler incelenmiş. >Altıncı bölümün adı “Ahlaki Zihin” olup otuz üç çocuğu öldüren bir psikopat özel olarak ele alınmak üzere, tüm psikopatların aldıkları ahlâkî kararlar ve düşünme biçimleri incelenmiş. >Yedinci bölümün adı “Beyin Bir Tartışma Alanıdır” olup 2008 yılındaki Amerika başkanlık seçimlerinden önce gerçekleştirilen, Demokratik Parti’de Hillary Clinton ile Barack Obama arasında yaşanan aday belirleme yarışı incelenmiş. >Son yani sekizinci bölümün adı ise “Poker Eli” olup bir profesyonel poker oyuncusunun, Las Vegas’taki bir kumarhanede düzenlenen Dünya Poker Turnuvası’ndaki oyunları ve bu oyunlarda verdiği birtakım kararlar incelenmiş. Genel hatlarıyla değinilen konuların bunlar olmasına karşın bahsedilen ve incelenen konular, bunlarla sınırlı değildir. Evvela kitabın ismi ile içeriğinin ne derece uyuştuğuna bakmalıyız. “Karar Ânı” şeklinde Türkçeye çevrilmiş bu kitabın orijinal adı “How We Decide”dır ve Türkçeye tercüme edecek olursak, “Nasıl Karar Veririz” şeklinde bir çeviri elde edebiliriz. İsim olarak belirlenen bu soru cümlesi, girişte de belirtildiği üzere yazarın kitapta cevap aradığı ana sorudur. Bu sebepten ötürü hem Türkçe basımındaki isminin hem de özgün isminin kitaba son derece uygun olduğu söylenebilir. Yazar, genel olarak bakıldığında, kitap boyunca yeni bir fikir ortaya atmaktan ziyade, bir anlatıcı durumunda ve anlaşılmayan kısımları açıklayıcı bir rol üstlenmiştir. Örneğin sinirbilimiyle alakalı bir terimden bahsedildiğinde veya deneylerin sonuçlarını karşılaştırmada oldukça başarılı açıklamalar yaptığı söylenebilir. Ayrıca terimlerin çok sık olmayıp gerektiği ölçüde kullanıldığı da söylenmelidir. Hitap ettiği okuyucu kitlesinin sinirbilimcilerden ziyade, bu alana ilgi duyan herkes olduğu için bu tercihin yerinde olduğu söylenmelidir. Aksi bir durumda, yani terimlerle dolu bir kitap olsa idi, terimlerin ne anlamlara geldiğini öğrenmek için farklı kaynaklara da yönelmek zorunda kalacak olan okuyucuların, kitaptan kopmayacaklarını düşünmek mümkün değildir. Yazarın cevap aradığı ana soruya tekrar dönecek olursak yazar, bu soruyu bilimsel bir şekilde inceleyerek ele almakta. Bunun için çeşitli deneyler, laboratuvar araştırmaları gibi bilimsel yöntemlerden ve kişilerle yapılan birebir görüşmeler gibi diğer yöntemlerden de yararlanmıştır. Örneğin kitabın 50. sayfasında, bir fare üzerinde yapılmış dopamin ile ilişkili bir deneyden bahsedilmiş, kitabın 35. sayfasında da Herb Stein’le yapılmış 15 Ekim 2007 tarihli bir telefon görüşmesi metni bulunmaktadır. İnsanların karar verdikleri ânı iyi analiz edebilmek adına ondan fazla olay ele alınarak konuya farklı açılardan bakma imkânı tanınmıştır. Bunun ise konunun anlaşılmasına oldukça katkı sağladığı söylenebilir. Yazarın, tamamen olmasa da önemli ölçüde güncel kaynaklardan yararlandığı söylenmelidir. Kitabın ilk olarak 2009 yılında yayımlandığını göz önünde bulundurursak, örneğin 63. sayfanın 18 numaralı dipnotunda bulunan Ulusal Bilimler Akademisi’nin 2005 tarihli bir dergisinin kaynak gösterilmesi, yazarın yeni kaynaklardan yararlandığını kanıtlar niteliktedir. Ayrıca kullanılan kaynakların, az önceki örnekte de belirtildiği üzere güvenilir olduğu söylenmelidir. Bir Türk sinirbilimci olan, yani kitabın yazarıyla aynı mesleği paylaşan Prof. Dr. Sinan Canan’ın, “Sadece bir litre su, 160 gram yağ, 110 gram protein ve 10-15 gram civarında da tuz ve şekerden ibaret, 1.5 kilodan daha hafif bir et parçası…” olarak kısaca tanımladığı beyni anlamak noktasında, konuya uzak kişiler açısından oldukça faydalı bir eser olduğu kanaatindeyim. (Soner Kurnaz)

Karar Anı PDF indirme linki var mı?

Jonah Lehrer - Karar Anı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Karar Anı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jonah Lehrer Kimdir?

1981’de Amerika’da doğdu. Columbia Üniversitesi’nde sinirbilim okudu. Sinirbilim alanında yazılar ve kitaplar kaleme aldı. The New Yorker, Nature, Seed, The Washington Post gibi mecralara düzenli olarak yazılar yazmaktadır.

Jonah Lehrer Kitapları - Eserleri

  • Karar Anı
  • Proust Bir Sinirbilimciydi
  • Hayal Gücü
  • Hayal Et
  • How We Decide

Jonah Lehrer Alıntıları - Sözleri

  • Alışıldık olan şeyler düşüncelerimize pranga vurur. (Hayal Et)
  • Kimi zaman en büyük potansiyeli taşıyan deneyler henüz kanıttan yoksun olanlarıdır (Hayal Gücü)
  • Bod Dylan'ın kendisini yeniden bulması, kariyerinin en iyi müzik eserlerini üretmesi için, öncelikle söylenecek hiçbir söz kalmadığına inanması gerekiyordu. (Hayal Et)
  • Olgunluk çağının mücadelesi, bir çocuğun oyun oynarkenki ciddiyetini geri kazanmaktır (Hayal Gücü)
  • Insan olarak her zaman nasıl düşündüğümüz hakkında düşünmeye ihtiyaç duyarız. (Karar Anı)
  • Hiçliğin hiçliğe bağlandığı yere cehennem denir. (Hayal Gücü)
  • Bilgi insanın başına bela da olabilir. Dünya hakkında bilgi sahibi olduğumuzda, dünyanın neden değiştirilemeyeceğine dair tüm sebepleri de öğrenmiş oluruz. (Hayal Et)
  • Merak, hassas bir şeydir. (Hayal Gücü)
  • Hepimiz kendi çemberimizi kurarız,kendimiz gibi insanlarla zaman harcamayı tercih ederiz. (Hayal Et)
  • Herkes büyük bir sanatçı olamaz, ama büyük bir sanatçı her yerden çıkabilir... (Hayal Et)
  • Nietzsche'nin dile getirdiği üzere, "Herhangi bir şeyin bellekte kalması için acı vermesi şarttır; yalnızca sürekli acı veren şeyler bellekte kalır." (Proust Bir Sinirbilimciydi)
  • İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD ordusunda tuğge­neral olan S. L. A. Marshall muharebeden yeni çıkmış binlerce Amerikan askeriyle bir araştırma yapmış ve şoke edici bir sonuca ulaşmıştı: Saldırı altında oldukları dönemde dahi askerlerin en çok yüzde 20'si gerçekyen düşmana ateş ediyordu. "Bire­yin muharebe alanındaki başarısızlıklarının en yaygın nedeni öldürülme korkusundan ziyade öldürme korkusudur" diyor Marshall. (Karar Anı)
  • Herkes büyük bir sanatçı olamaz, ama büyük bir sanatçı her yerden çıkabilir. (Hayal Gücü)
  • Eliot şöyle yazıyordu: " Tarihin önemli dönemleri belki de bizimkinden çok daha fazla yetenek üretmemistir . Ama daha az yeteneği çarçur ettiği kesindir (Hayal Gücü)
  • Hiçliğin hiçliğe bağlandığı yere cehennem denir. (Hayal Et)
  • ''Her şey kelimeler, kelimeler ve yine kelimeler tarafından sınırlanmıştır, ta ki özgün nesne sıfatlar, zarflar ve yancümlelerin dumanı altında kaybolana dek.'' (Proust Bir Sinirbilimciydi)
  • Jamison'un verilerine göre, ünlü yazarların depresyona yakalanma olasılıkları insanların geneline kıyasla sekiz kat daha fazlaydı. (Hayal Et)
  • Başarılı yazarlar devamlı darbe yiyen, ama bir türlü düşmeyen boksörler gibidir. Amaca ulaşana kadar yılmadan devam ederler. Ruhsal bozuklukların yardımcı olduğu kısım da herhalde burasıdır. (Hayal Et)
  • "Kart saymaktan öğrendiğim ilk şey şu" diyor Binger. "Kazan­mak için aklınızı kullanabilirsiniz. Kuşkusuz şans her zaman bir faktördür, ama uzun vadede galip gelmeniz için doğru düşün­meniz gerekir. Öğrendiğim ikinci şey ise, çok akıllı olmamaktır. Kumarhanelerde sizin bahislerinizi otomatikman görüntüleyen algoritmalar vardır ve eğer bahislerinizin çok doğru olduğunu tespit ederlerse, masadan kaldırırlar." Bu demektir ki Binger'ın ara ara bilerek kötü tahminlerde bulunması gerekiyordu, yani para kazanabilmek için kasıtlı olarak para kaybediyordu. (Karar Anı)
  • "Deli, aklını kaybetmiş olan kişi değildir; aklı dışında her şeyi kaybetmiş olan kişidir." (Karar Anı)

Yorum Yaz