matesis
dedas

1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri - Nejdet Sançar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri kimin eseri? 1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri kitabının yazarı kimdir? 1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri konusu ve anafikri nedir? 1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri kitabı ne anlatıyor? 1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri PDF indirme linki var mı? 1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri kitabının yazarı Nejdet Sançar kimdir? İşte 1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 02.02.2023 01:00
1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri - Nejdet Sançar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nejdet Sançar

Yayın Evi: Bozkurt Yayınları

İSBN: 9786058359550

Sayfa Sayısı: 568

1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)

1944-1945 yıllarındaki Irkçılık – Turancılık Davası’nın sanıklarından Nejdet Sançar, 07 Eylül 1944 tarihinden itibaren duruşmaların seyrini, mahkemenin safhalarını, savcı ve hâkimlerin sorularını, sanıkların cevap ve savunmalarını, küçük boy defterlere eski harflerle yazmıştır.

* * *

Olayların ve duruşmaların kahramanlarından biri ve doğrudan doğruya şahidi olan Nejdet Sançar’ın günü gününe tuttuğu notlar, Cumhuriyet tarihinin önemli bir safhası için belge niteliğindedir. Türk milliyetçiliği tarihinde “Irkçılık – Turancılık Davası” olarak bilinen duruşmaların da birinci elden kaynağıdır. Davanın ayrıntılı bir tarihini ve yargılanan kişilerin biyografilerini araştırmak ve yazmak isteyenler mutlaka bu notlara başvuracaklardır.

-Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun / Sunuş yazısından-

1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri Alıntıları - Sözleri

  • "... İste bunlardan sonradır ki, ben hakiki vaziyeti kavradım. Ve Atsız'ın Reha ile kıyas kabul etmeyecek bir adam olduğuna karar vererek Reha ile alakamı tamamen kestim." Hamza Sadi Özbek
  • Ben bir Türk milliyetçisiyim. Hayatımın manasını mensup olduğum millet uğrunda savaş diye anlayan bir kafa taşıyorum. Binaenaleyh bir hain-i vatan olmam mümkün değildir. Vatan haini diye kime denileceği yüksek makamınızca da malumdur. Bir Vahdettin, bir Damat Ferit vatan hainidir. Yüz Ellilikler, Çerkez Ethem, Kürt Şeyh Sait de vatan hainidir, çünkü hepsi vatana hıyanet etmişlerdir. Fakat kalbi Türklük sevgisiyle dolu olan bir Nejdet Sançar asla vatan haini değildir ve olamaz.
  • Hakim: “Turancılık hakkındaki düşünceleriniz?” Hüseyin Namık Orkun: “Efendim, ben bir kere Turancı değilim...”
  • Müddei Umûmi; Maznun nereye gidecekmiş? - Türkistan’a... Müddei Umûmi; Neresi burası? - Şarkî Türkistan!
  • Nihal Atsız Atsız: Askerî Tıbbiye’de üç sene okudum. Sonra 4 Mart 1925’te ihraç oldum. Hakim: Ne sebeple? Atsız: Resmî kayıtlara göre serkeşlikten, kendi kanaatime göre Türk milliyetçisi olduğum için.
  • “Ben Irkçılık ve Turancılık hususunda propaganda yapmadım. Ben ne ırkçıyım, ne de Turancıyım...” - Fazıl Hisarcıklılar
  • Efendim, milletlerin üç ülkü merhalesi vardır. Birinci merhale istiklaldir. İkincisi milli birlik kurmak, yani hainler dışındaki ırkdaşlarını kurtarmaktır. Üçüncüsü cihanı istiladır. Eğer şimdiye kadar hiçbir millet cihanı işgal edememişse, bu aynı ülküyle yaşayan başka milletlerin mukavemetiyle karşılaşmasındandır. Bu zaten biyolojik bir hadisedir. Bütün nebatlar ve hayvanlar bunu yapmak için çalışırlar.
  • Türk olmayanlardan zarar gelmiş midir? Osmanlı tarihini biraz bilen bir adam, bunların devlete ne kadar çok zarar verdiklerini bilir. Her ne kadar tarihte bize hizmet edenler de varsa da, bu kuvvetli olduğumuz zamanlara mahsustur. Çünkü o zaman zaten bir şey yapamazlar. Fakat Osmanlı İmparatorluğunun çökme devrinde bize hep hıyanet etmişler. Bugün içimizde bulunanlar fenalık yapamazlar, çünkü devlet kuvvetlidir. Fakat biraz zayıflayacak olsak bundan derhal istifade etmek isteyeceklerdir. Bu kanaat bende değişmez bir tarihî kanaat olarak mevcuttur
  • 7 Eylül 1944, Perşembe Sıra bana gelince önce soyadımı düzelttim. Hâkim “Necdet Sancar” demişti. - Soyadım Sancar değil “ç” ile Sançar! dedim. Çocuğum olup olmadığı sorusuna karşı da: - Dört gün önce bir erkek çocuğum olmuş!
  • Bugünkü hükümet hakkında düşünceleriniz nelerdir? Hangi sahadan soruyorsunuz? Mesela hükûmet başında bulunanlar hakkında, Saraçoğlu hükümeti hakkında filan? Efendim, ben bütün fikirlerimi, bir noktayı nazardan mütala ederim: Türk ülküsü bakımından. Eğer bir hükümet Türk ülküsüne hizmet ediyorsa iyi bir hükûmettir, değilse fenadır. Ben bugünkü hükümeti ülkümüzün dışında görmüyorum. Mesela Turancılık sahasında hükümet ilk adımı atmış, Hatay'ı almak istemiştir. Yarın diğer adımlarını da atabilir. Fakat ben dalkavuk olmadığım için beğenmediğim taraflarını da alkışlıyamam. Bu itibarla kabul etmediğim noktaları her zaman, her yerde tenkit ederim. Hatta neşriyatımla açıkça yapmışımdır ki o neşriyat benim nekbetime sebep olmuştur

1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hüseyin Nihal Atsız'ın kardeşi Nejdet Sançar'ın mahkemede tutabildikleri notlardan oluşuyor. Mahkemede söylenenlerin tümü yer almıyor ne yazık ki! Bazı notları yetiştirememiş, bazı savunmaları da kapalı oturumda yer aldığı için tutamamış. Mesela Reha Oğuz Türkkan 'ın bir savunması kapalı oturum olarak yapıldığı için o notlar yer almıyor. Reha Oğuz Türkkan bu yargılamada önemli bir isim Hüseyin Nihal Atsız 'dan sonra en çok ismi yer alan kişi. Sanık sandalyesinde bulunan Türkçülerce pek sevilmedigi anlaşılıyor... Sorgular boyunca adı fazlaca yer alıyor. Suçlama; Irkçılık ve Turancılık!! Saçma sapan suçlamalar ve işkenceler ile dava sürüyor. Anayasada bile yer almayan bir suçlama ile vatansever olan kişiler yargılanıyor. Kimi dimdik duruyor, kimi ise korkudan lafı evirip çeviriyor. Hücrede bulundukları bazı müddetler işkence ve tehdit tatbik ediliyor. "Tabutluk " adı verilen işkenceler en ağırlarından. Bu ülkenin iyiliğini isteyen, Türklüğü yüceltmek isteyen bu insanlar "hükümeti yıkmak" suçlaması ile bunları reva görüyor. Mahkemede işkenceden bahsettiklerinde susturulup, azarlanıyorlar!! Komünizm ile mücadele eden bu insanlar bazı çevreleri bayağı kızdırmış. Özelikle Atsız 'ın yazdığı açık mektuplar bardağı taşırmış... Ne yazık ki Atsız'ın yazdığı bu açık mektup uyarıları dikkate alınmıyor ve ilerde bunun acısını Türk milleti acı bir şekilde görüyor. Azıtan komünistler sokakları kana buluyor. Onların önüne geçen yine milliyetçiler!! Ama onlar ile bedel ödeyen yine milliyetçiler oluyor... Bu olaydan sonra Türkçülüğün dirilişi yeniden başlıyor. Her zaman olduğu gibi yine çetin bir mücadeleye giriliyor. Dönem olaylarını anlamak için okunması gereken bir kitap. Alparslan Türkeş'in sorgusu neden yer almamış onu anlamadım! Bu olaylar sonucu "3 Mayıs Türkçüler Günü" olarak anılmaya başlanmıştır. Türkçülük her zaman çetin bir mücadele içindedir. Yaşa Türk!! (Tomris Han)

7 Eylül 1944, Perşembe günü başlayan Irkçılık- Turancılık Davasının duruşmaları 29 Mart 1945, Perşembe günü bitti. 1944 Irkçılık - Turancılık davasında yargılanan yirmi üç sanığın duruşmalarını Nejdet Hoca tek tek not almış. Bu vesileyle o gün o davada yargılanan, o sözde yirmi üç Türkçü(!) bilakis hepsi değil sadece bir kaçı Türkçü olduğunu akabinde ırkçı ve Turancı olduğunu söylemiştir. O davanın duruşmalarını inceleyince bir kaç isimden başkası eğilip bükülmüş, taviz vermiş ve omurgasızlaştığını görüyoruz. Şahsiyet abidesi Nihâl Atsız beğ ve kardeşi Nejdet Sançar hoca tek taviz vermeyip, bir ömür vermişlerdir... (ATSIZ)

1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri PDF indirme linki var mı?

Nejdet Sançar - 1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de 1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nejdet Sançar Kimdir?

Ahmet Nejdet Sançar (Çiftçioğlu) (d. 1 Mayıs1910, İstanbul - ö. 22 Şubat 1975, İstanbul), Türk eğitimci ve yazar. Nihal Atsız'ın kardeşidir. Nejdet Sançar,  İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunudur. Askerlikten sonra Sivas Öğretmen okuluna edebiyat öğretmeni olarak tâyin edilmiş fakat zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel'i karşılama törenine katılmadığı gerekçesi ile bu görevden alınmış ve Balıkesir Lisesi'ne atanmıştır. Balıkesir Lisesi'nde görevine devam ederken Irkçılık-Turancılık Davası altında Mayıs 1944'te başlayan ve Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Ankara Konservatuarı Direktörü Orhan Şaik Gökyay, Hikmet Tanyu, Türk Tarihi Profesörü Zeki Velidi Togan, Reha Oğuz Türkkan gibi Türkçülerin de bulunduğu davada tutuklanmış ve Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yapılan duruşmalar neticesinde 14 aya mahkûm olmuştur. Askeri Yargıtay, Türkçüler hakkındaki kararı esastan bozmuştur. Nejdet Sançar,  1960 yılında 16 yaşındaki oğlu Afşin'i kaybetmesi üzerine felç geçirmiş, Afşin için 1962 yılında Yeni İstanbul gazetesinde "Türk Gençliği Nasıl Olmalıdır?" konulu ödüllü bir yarışma düzenlemiş, bu yarışma daha sonraki yıllarda da devam etmiştir. Sançar, Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir.

 

Nejdet Sançar Kitapları - Eserleri

  • Türkçülük Üzerine Makaleler
  • Irkımızın Kahramanları
  • Nazım Hikmet Masalı
  • 1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri
  • Afşın'a Mektuplar
  • Türk ve Yabancı Milli Destanlarından Örnekler
  • İsmet İnönü ile Hesaplaşma
  • Gizli Komünist Belgeleri
  • Makaleler 1
  • Türklük Sevgisi
  • Türk Moskof ve Komünist
  • Tarihte Türk - İtalyan Savaşları
  • Kızıl Cennet Masalı
  • Hasan Ali ile Hesaplaşma
  • Komünist Nedir?

Nejdet Sançar Alıntıları - Sözleri

  • Türk’ün düşmanı olduklarından Türk ülküsüne de düşmanlık edenler milletimizi parçalara bölmek için, dün olduğu gibi bugün de çalışmaktadırlar. Türk’ün bir vazifesi de bu hile karşısında uyanık bulunmaktır. Bu soyun evladı olmakla övünen Türkler Tanrı’nın birliğine nasıl iman ediyorlarsa, Türk birliğine ve bütünlüğüne de öyle inanmalıdırlar. Unutmamalı ki, Türk’ü, coğrafyasına ve kollarına göre parçalara ayırmak, soyumuzun kökünü kazımaya uğraşan düşmanların ekmeğine yağ sürmek demektir. Bir Türk bilerek, böyle bir alçaklığı asla yapamaz. (Türkçülük Üzerine Makaleler)
  • Türklük sevgisi ilahi bir ateştir. (Türklük Sevgisi)
  • Tarihteki düşmanlıkları yaratan, milletlerin, başkalarının topraklarında kendilerine hayat sahası aramaları­dır. (Türk Moskof ve Komünist)
  • Tutsak düşmek ve gemisini düşmana kaptırmaktansa, ölümün kucağına atılmayı daha yerinde bulan Barak Reis, ani bir kararla, ortalarında bulunduğu dört düşman gemisini neft yağı ile tutuşturdu ve kendi gemisindeki barut deposunu da ateşe verdi. (Tarihte Türk - İtalyan Savaşları)
  • Komünistler seçimden önce evlere giderek seçimde rey vermedikleri takdirde yeniden geleceklerini söylemişlerdir. Bu yeniden gelmenin ne demek olacağı kolayca anlaşılır. Bu demokratik (!) iş başına gelen komünistler ilk olarak muhalefetin temizlenmesi işine giriştiler (Kızıl Cennet Masalı)
  • Nihal Atsız Atsız: Askerî Tıbbiye’de üç sene okudum. Sonra 4 Mart 1925’te ihraç oldum. Hakim: Ne sebeple? Atsız: Resmî kayıtlara göre serkeşlikten, kendi kanaatime göre Türk milliyetçisi olduğum için. (1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri)
  • Stalin'in bu şekildeki ilk cinayeti 1923'te Tatar Halk Komiserleri Konseyi Başkanı Sultan Galiyev'e karşıdır... Suçlarını itiraf ettiği için öldürüldü. (Kızıl Cennet Masalı)
  • Türkiye’miz, birçok fikirlerin ve inançların birbirleriyle kıyasıya çarpıştığı bir meydan haline gelmiş bulunuyor. Birbirleriyle mücadele eden bu kuvvetler arasında vatanımızın bir parçasını devletimizden koparmak veya Türkiye’yi bütünü ile en büyük düşmanımızın pençesine teslim etmek isteyenler bulunduğu gibi, şahsi temeller üzerine oturtulmuş bir nevi menfaat ortaklıkları şeklindeki, siyasi veya siyasi olmayan, teşekküller de vardır. Maddi ve manevi güçleri birbirlerinden bu çeşitli yıkıcı veya zararlı kuvvetler karşısında ise, Türklüğü ayakta tutacak tek bir fikir olarak sadece Türkçülük bulunuyor. (Türkçülük Üzerine Makaleler)
  • Efendim, milletlerin üç ülkü merhalesi vardır. Birinci merhale istiklaldir. İkincisi milli birlik kurmak, yani hainler dışındaki ırkdaşlarını kurtarmaktır. Üçüncüsü cihanı istiladır. Eğer şimdiye kadar hiçbir millet cihanı işgal edememişse, bu aynı ülküyle yaşayan başka milletlerin mukavemetiyle karşılaşmasındandır. Bu zaten biyolojik bir hadisedir. Bütün nebatlar ve hayvanlar bunu yapmak için çalışırlar. (1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri)
  • Ve İnönü'nün inandırmaya çalıştığı gibi Türkçülük sadece genç çocuklarla saf vatandaşları değil bütün Türkiye'yi saran bir fikir olmuştur. Hatta en İnönü'nün kendisine en sadık kulllardan meydana geldiğine inandığı muhakkak olan Millet Meclisi'ne kadar girmiştir. (İsmet İnönü ile Hesaplaşma)
  • En büyük iftiharım Türk yaratıldığımdır. (İsmet İnönü ile Hesaplaşma)
  • Sembollerle sembolü benimseyen milletler arasında bazı uygunluklar olduğu muhakkaktır. Sembol ile milletin birbirine en uygun düşeni ise, şüphesiz kurt ile Türk’tür. Çünkü kurt, hayvanlar dünyasının pençesi en sert olanı; Türk ise, insanlık aleminin yiğitlikte en önde bulunanıdır. (Türkçülük Üzerine Makaleler)
  • Türk destanlarını, diğer milletlerin destanlarından ayıran en mühim husus, onların, başka milletlerin destanları ile kıyaslanamayacak derecede tarihe yakınlığıdır. (Türk ve Yabancı Milli Destanlarından Örnekler)
  • Mısralarında ruhları okşayan bir hava seziliyordu. Bu sebepten kendisine, gelecek için çok şeyler vadeden bir kabiliyet olarak bakılıyordu.Yaralı hayalet adlı manzumesinden alınan bu şiirler bu ümide hak verdirecek örneklerden birisidir: Bir gece bir odada dört arkadaş toplandık Bir uzak rüya olan-geçmiş günleri andık. Gözlerimiz yaşlıydı, gönüllerimiz mahzun, Hepimiz memleketten konuştuk uzun uzun. Dördümüzden ikisi aydın uşaklarından, Elelerin kanıydı damarlarındaki kan .... Onlardı en ziyade ağlayan için için ... Bu hali nihayete erdirebilmek için Bir sedefli tanbura vererek küçüğüne Dedim ki: «Kımıldanın, bu küskün haliniz ne? Bir çal da dinleyelim, haydi, Sarı Zeybeği, Canlansın gözümüzde yalçın dağların beği .. » (Nazım Hikmet Masalı)
  • Ülkü ateşi ve hakikat sevgisi her şeye hakimdir. (Türklük Sevgisi)
  • Müddei Umûmi; Maznun nereye gidecekmiş? - Türkistan’a... Müddei Umûmi; Neresi burası? - Şarkî Türkistan! (1944 Irkçılık Turancılık Davası-Mahkeme Günlükleri)
  • Ömür boyunca yorulan Hoyrat hayaller gelecek; Bizi, gecelerden öte, Kendimizi unutturan Bir ülkeye götürecek. (Gültekin Samanoğlu) (Nazım Hikmet Masalı)
  • Tethiş, cebir ve şiddet olmadan bir proleterya diktatörlüğü düşünülemezl„ Bu söz Lenin'indir. Bolşevik ihtilâlinden çok önce söylenmiş olan bu tek cümleye, komünizm denilen İptidaî sistemin ruhuna ait bir formül diye bakmak Filhakika yirminci yüzyılın birinci yarısını dolduran komünist vahşetlerinin sırrı, sanki bu tek cümlede gizli gibidir. (Kızıl Cennet Masalı)
  • İnsan yetişmiş, iyi niyetli, vatansever ve milliyetçi olmadıkça; toplumuna hizmet aşkıyla dolup taşmadıkça, onun eline teslim edilecek silah da, sistem de kısır ve yavan kalmaya mahkûmdur. (Makaleler 1)
  • Safevi İsmail, karşısındakinin ne yavuz bir asker olduğunu bildiğinden çekiliyor. Türkiye ordusunu hareket yerinden uzaklaştırarak gücünden düşürmek istiyordu. Fakat bu çekilme devam etmedi. Yavuz, birden Çaldıran'da düşmanının karşısına dikildi. Çaldıran iki Türk kahramanının buyruk verdiği iki Türk ordusunun pek yaman vuruşmasına sahne oldu. (Irkımızın Kahramanları)

Yorum Yaz