Ağaçlar - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ağaçlar kimin eseri? Ağaçlar kitabının yazarı kimdir? Ağaçlar konusu ve anafikri nedir? Ağaçlar kitabı ne anlatıyor? Ağaçlar PDF indirme linki var mı? Ağaçlar kitabının yazarı Hermann Hesse kimdir? İşte Ağaçlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Hermann Hesse
Çevirmen: Zehra Yılmazer
Orijinal Adı: Bäume. Betrachtungen und Gedichte
Yayın Evi: Kolektif Kitap
İSBN: 9786052205259
Sayfa Sayısı: 104
Ağaçlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Üzgün olduğumuzda ve hayata katlanamadığımızda bir ağaç şöyle konuşabilir bizimle: Sus! Bak bana! Yaşamak kolay değil, yaşamak zor değil. Bunlar çocuksu düşünceler. Bırak konuşsun içindeki Tanrı, o zaman susacaklar. Yolun seni anandan ve yurdundan uzaklaştırdığı için endişelisin. Ama attığın her adım, her yeni gün seni anana yaklaştırır. Orası ya da şurası değildir yurdun. Yurt ya içindedir ya da hiçbir yerde.
Yollara düşme özlemiyle kederlenir yüreğim, akşamları rüzgârda uğuldayan ağaçları duyduğumda. Sessizce, uzun uzun dinlerseniz, bu özlemin esası da anlamı da çıkar ortaya. Sanıldığı gibi acıdan kaçıp gitme arzusu değildir bu. Yurda, ananın belleğine, hayatın yeni kıssalarına duyulan özlemdir. Eve götürür insanı. Her yol eve götürür, her adım doğumdur, her adım ölümdür, her mezar anadır.
Böyle uğuldar ağaç, çocuksu düşüncelerimizden ürktüğümüz akşam vakitlerinde. [...] Ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. Kendisi dışında başka bir şey olmayı arzulamaz. Yurt budur. Mutluluk budur.”
Ağaçlar Alıntıları - Sözleri
- “Hiçbir şey daha kutsal, hiçbir şey daha mükemmel değildir güzel, güçlü bir ağaçtan.”
- Yaptığım, okuduğum, düşündüğüm her şeyde bugünkü dünyanın tezatlıklarını görüyorum.
- Hep bir sağa bir sola Salınır çiçekli dal rüzgârda, Hep bir aşağı bir yukarı Salınır yüreğim çocuk gibi Arasında aydınlık, karanlık günlerin Arasında istemenin, vazgeçişin. Ta ki çiçekler uçuşuncaya Dal meyveyle doluncaya, Ta ki usanıp yüreğim çocukluktan Huzura erip sonunda İtiraf edinceye kadar: Zevkliydi, boşuna değildi Hayatın o huzursuz oyunu.
- Bazen resim yaparım ormanda, bazen otlara yatıp uyurum, bazen de uzanıp kitap okurum. (...)
- Oyna oyunlarını, savunma kendini, Bırak olsun ne olacaksa. Bırak, seni kıran rüzgârın esintisi, Uçursun seni yuvana.
- Ağaçlar hep en etkileyici vaizler olmuştur benim için. Ormanlar ve korularda halklar ve aileler halinde yaşayan ağaçlara hayranım ben.
- Bazen resim yaparım ormanda, bazen otlara yatıp uyurum, bazen de uzanıp kitap okurum.
- Orası ya da şurası değildir yurdun. Yurt ya içindedir ya da hiçbir yerde.
- Sabırla yeni yapraklar veririm Yüzlerce kez kırılmış dallarımdan Ve tüm acılara rağmen hala Aşığım ben bu divane dünyaya.
- Tek başına duran ağaçlara daha da hayranım. Yalnız insanlar gibidir onlar. Şu ya da bu zaaftan ötürü sıvışıp giden münzeviler gibi değil, yalnızlaşmış büyük insanlar gibi, Beethoven ve Nietzsche gibidirler. Tepelerinde uğuldar dünya, kökleri sonsuzluğa uzanır ama sonsuzlukta kaybolup gitmez, var güçleriyle tek bir şey için, onlara özgü, onlarda içkin yasayı yerine getirmek, büyüyüp serpilmek, varlıklarını ortaya koymak için çabalarlar. Hiçbir şey daha kutsal, hiçbir şey daha mükemmel değildir güzel, güçlü bir ağaçtan.
- Sıla hasretine, yokluğa ve güvensizliğe rağmen pek tatlıdır gezginlik.
- Her gün yanımızdan geçip gidiyor dünyanın bereketi; her gün açıyor çiçekler, parlıyor ışık, gülüyor sevinç.
- Tüm güzelliklerden bir torba dolusu olsun saklanabilse ve zor zamanlar için bir kenara koyulabilse keşke..
- … ve en önemlisi de küçük evimin duvarlarını kaplayan kitaplar; uyurken, uyanırken, yemek yerken, çalışırken, iyi günde, kötü günde hep yanımdalar; çok yakından tanıdığım bu simalar yurdumda ve evimde olduğuma dair o hoş yanılsama duygusunu yaratıyor bende.
Ağaçlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ağaçların neler fısıldadığını duyabiliyorum artık.: Ağaçlar aslında tanıklarıdır dünyanın diyebiliriz ancak onu duymak, dinlemek, ona bakmak, ondan huzur almak gerek. Bunları düşününce ağaçlara kulak vermeye değmez mi ne dersiniz? “Ağaçlar hep en etkileyici vaizler olmuştur benim için.” Böyle başlıyor Hermann Hesse’nin kitabı Ağaçlar. Varoluş yolculuğunda kendisine en büyük cümleleri ağaçların fısıldadığını söyleyen yazarın günlük niteliğinde okunabilecek bu kitabındaki satırlar, ağaçların öncülük ettiği bir ilham ormanı gibi âdeta. Yazar Hesse’nin çeşit çeşit ağaçlarla yaptığı içsel konuşmaları karşılıyor sizi. Kitabı anlamlı kılan sadece yazarın ağaçlarla konuşması veya onlara şiirler adaması, manalar yüklemesi de değil üstelik; evrendeki işleyişi ve hikmeti görme çabasıdır adeta tefekkürüdür. Hareket, dinginlik, uyum, mücadele, liderlik, güç, tutku, ölüm ve yeniden doğuş gibi başlıklarla ifade ettiği düşünceleri hikmet arayışındaki kararlılığını gösteriyor. Ağaçlardan aldığı derslerin yaşamda karşılığını bulduğunu da ifade eder, insanlardan uzakta ağaçlarla kurduğu yaşamının öğreticiliğine daha çok inanarak. Ağaçlar’ın dilinden anlıyor muyuz? Yazıldığı dili değil de gerçekten yani doğanın dilini. Peki ağaçların sesine kulak vermemize vesile olan şey nedir? Bir kitap. Hermann Hesse’nin bütün eserlerinden birer damlacık yer edinmiş bir deniz. Bizi huzurlu bir yolculuğa davet ediyor sihirli kelimeleriyle. Metinlerin yaprak, ağaç, orman konulu olmasının yanı sıra bunlar arasına serpiştirilen ağaç ve yaprak çizimleri yemyeşil bir ormanda yürüyormuş hissine kapı aralıyor. Kuş cıvıltıları eşliğinde. Masmavi gökyüzü altında mavi ile yeşilin dostluğu arasında.. Belirtmem gerek, kitabı okudukça, ağaçlara sıradan bir gözle bakamıyorsunuz. Her biri sanat eseri gibi uzanıyor gökyüzüne. Hesse diyor ki; “Bu ağaçlardan birini kaybetmek bir dostu kaybetmek demektir benim için.” Ağaçlardan bahsediyor yazar, hani artık insanın mülküymüş gibi satılmasında bir sakınca görülmeyen, her gün bir şekilde insan türü tarafından zarar verilen, yakılan, doğanın kıymetli varlıklarından. Sait Faik, çiçek ve balık adlarını bilmeyenlerin öykü yazamayacağını söyler ya hani. Peki ya ağaçlar ve onların isimleri? Nereden bileceğiz, memlekette ağaç mı kaldı? Son olarak kitap/agaclar--138207 kitabını okurken bana eşlik eden kitap arkadaşlarıma Bazarov_ ve jodata bir kez daha teşekkür ediyorum. Hayatınızda mavinin ve yeşilin daim olması dileğiyle.. Keyifli okumalar. (Mavi)
Hermann Hesse’nin okuduğum 4. kitabı “Ağaçlar” ismindeki bu eser oldu. Aslında bu kitaba Hermann Hesse’nin bir eseri demek ne kadar doğrudur bilemiyorum. Zira kitabın içerisinde yer alan metinler Hermann Hesse’nin tüm eserlerinin yer aldığı 20 ciltlik baskıdan derlenmiş. Dolayısıyla böyle bir eserin varlığından yazarın dahi haberi yok. Kitaba gelince, kitapta yazarın ağaçlarla ilgili her türlü düşüncesi ve hayranlığı yer alıyor. Hesse’ye göre ağaçlar onun için her zaman en etkileyici vaiz ve yol gösterici olmuştur. Ağaçların her cinsine hayranlık besleyen yazar, hiçbir şey daha kutsal ve mükemmel değildir güçlü bir ağaçtan, diyerek hayranlığını arşa çıkarmış. Akabinde ise ağaçların birer tapınak olduğunu dahi ifade etmiş… Evet, ağaçları ben de çok seviyorum. Yalnız bir ağacın mağrur duruşundan, yaşlı bir ağacın gövdesinden farklı anlamlar çıkarıyorum; ama Hesse bu konuda sanki ilginç bir seviyeye ulaşmış. Kitabı okuduğunuzda ne demek istediğimi rahatlıkla anlayacaksınız. Kısa süre içerisinde sıkılmadan okudum kitabı. İçerisinde yer alan şiirler, metinler ve resimler(illüstrasyon) yer yer ruhuma hitap etti. Fakat kitabın içerisinde boğucu bir ağaç bilgisi yer aldığını da hemen ifade etmek isterim. Zira okumaya karar verecekseniz ağaçlarla ilgili içinizde büyük bir sevgi beslemeniz bana göre şarttır. Aksi halde hiç bulaşmayın derim. Keyifli okumalar dilerim. (Semih Doğan)
Bu kitabı okuyunca, keşke ağaç olsaydım diyor insan: Son yıllarda okuduğum en güzel , doğa edebiyatı türündeki kitap diyerek söze başlıyorum. Hermann Hesse.... Metaforda çığır açmış bu kitapta, sanki başka bir çağ açmış kalemiyle. Nasıl anlatsam bilemiyorum , insana özgü özellikleri doğaya aktarmış yani deyim aktarmasını fazlaca kullanmış yazar. üzülen, kızan, aşık olan ,içine kapanan ağaçları betimlemiş. Yani mest oluyor insan okurken. Kitabın içeriği Hermann Hesse'nin farklı türdeki ağaçlara olan hisleri ,bakışı , onlarla dertleşmesi şeklinde ilerliyor. Birde bu kitap resimli roman şeklinde tasarlanmış, ara ara muhteşem doğa çizimleri , ağaç dallarının çizimleri var. (bkz. Profil sayfa kapağım) Yine kitabın muazzam yanlarından biride , her ağaç türünün edebi bir dille metaforlarla anlatımı sonrasında o ağaca yönelik bir şiirle bölümün son bulması. "Ve vakit elverirse, keyfim de yerindeyse, nemli çayıra uzanırım ya da ilk bulduğum sağlam ağaca tırmanırım, dallarda sallanır, tomurcukların rayihasını, taze reçinenin kokusunu içime çekerim, tepemdeki dalların ağını, yeşilin ve mavinin birbirine karıştığını görür, uyurgezer gibi sessizce adım atarım çocukluğumun kutsal bahçesine. " s.27 Bir gün kitap yazarsam adını "çocukluğum kayıp cennetim benim " şeklinde bir isim koyardım ve inanın ilk paragrafını da bu kitaptan yukarda paylaştığım alıntıyla yapardım. Ve de kitaptaki en beğendiğim şiiri paylaşmaya geldi sıra. " Solgun Yaprak Her çiçek meyve olmak ister, Her sabahın arzusu akşamdır, Her şey fanidir bu dünyada, Değişimden, kaçıştan başka. En güzel yaz bile ister Hissetmeyi sonbaharı ve solduğunu. Sessizce dur, yaprak, sabırla dur, Kaçırmak isterse rüzgâr seni. Oyna oyunlarını, savunma kendini, Bırak olsun ne olacaksa. Bırak, seni kıran rüzgârın esintisi, Uçursun seni yuvana." s.90 Şiir muhteşem değil mi? Şayet beğendiyseniz böyle her bölüm sonunda muhteşem şiirler var, bu yalnızca bir tanesi sadece. Kitabı Okurken buram buram toprak, ağaç, çiçek kokusu aldım , huzur kattı aciz ruhuma. Son olarak kitap içinden yalnızlığın metaforu olan bir alıntı paylaşarak sizlere keyifli okumalar diliyorum. "Tek başına duran ağaçlara daha da hayranım. Yalnız insanlar gibidir onlar. Şu ya da bu zaaftan ötürü sıvışıp giden münzeviler gibi değil, yalnızlaşmış büyük insanlar gibi, Beethoven ve Nietzsche gibidirler. " s.11 (Barış...)
Ağaçlar PDF indirme linki var mı?
Hermann Hesse - Ağaçlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ağaçlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Hermann Hesse Kimdir?
1877'de Almanya'nın Calw Kasabası'nda doğdu. 1962 yılında İsviçre'nin Montagnola Kasabası'nda yaşamını yitirdi. İlk şiirini yirmi beş yaşında yazdı. Ardından Peter Camenzind, Çarklar Arasında, Gertrud, Rosshalde, Demian ve diğer romanları geldi. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman militarizmini protesto etmek için İsviçre'ye yerleşti. İkinci Dünya Savaşı'nda hem Naziler, hem de antifaşistler tarafından sert şekilde eleştirildi. Bu eleştiriler, ayrıca sorunlu aile yaşamı ve savaş esirlerine yardım konusundaki yoğun çalışmasının sonucu ağır bir bunalım geçirdi. Jung'un öğrencisi Lang ona psikanaliz tedavisi uyguladı. Lang ile dostluğu ruhbilime ve Jung'a duyduğu ilgiyi körükleyerek şiirsel iç dünyasını zenginleştirdi. İnsancıllığı, barışseverliği ve insan yaşamını irdeleyen felsefesi, Bozkırkurdu, Narziss ve Goldmund ve Siddhartha adlı romanlarında özellikle belirgindir. Boncuk Oyunu adlı romanından sonra 1946'da Nobel Edebiyat Ödülü aldı. Doğu edebiyatına ve mistisizmine düşkünlüğü, ayrıca bireysel bunalımlara çözümü Doğu felsefesinde arayışı, 1960 yıllarında canlanan Budizm ve Zen Budizm akımlarının da yardımıyla özellikle Amerikan hippi gençliği arasında en çok okunan yazarlar arasına girmesini sağladı. Eserlerinin büyük bölümü Türkçe'ye çevrildi.
Hermann Hesse Kitapları - Eserleri
- Siddhartha
- Bozkırkurdu
- Masallar
- Gençlik Güzel Şey
- Peter Camenzind
- Demian
- Doğu Yolculuğu
- Kaplıcada Bir Konuk
- Çarklar Arasında
- Öldürmeyeceksin
- Boncuk Oyunu
- Gertrud
- Klingsor'un Son Yazı
- Knulp
- Rosshalde
- Narziss ve Goldmund
- Şeftali Ağacı
- Sevgi Üzerine
- Hermann Hesse'den Mektuplar
- Hermann Lauscher
- Küçük Dünyalar
- Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları
- Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler
- Klein ve Wagner
- Mektuplar
- Entelektüelin Kütüphanesi
- Seçilmiş Şiirler
- Görkemli Dünya
- İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez
- Ağaçlar
- Sevebilen Mutludur
- Wege nach innen: 25 Gedichte
- Gece Yarısından Sonra Bir Saat
- If the War Goes On
Hermann Hesse Alıntıları - Sözleri
- "Çiçeklerden örülmüş çelengi şen bir pervasızlıkla yuvarlak başlı kazıklardan çözüp aldım." (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
- Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağını zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanıdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptığının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. (Gençlik Güzel Şey)
- ... çocukluğumuzun geçtiği yerlerde her şey güzeldir, kutsaldır. (Gençlik Güzel Şey)
- "Her şeyden zor ele geçirilen şey , her şeyden çok sevilir." (Sevebilen Mutludur)
- Öyle ya, insan kötü bir şey yaptı mı, sonradan kendisi bilir kötü olduğunu, utanır yaptığından. Ama paylanıp azarlanırsa, o kadar utanmaz. (Rosshalde)
- Bir tez ne kadar sivri ve ödün vermez biçimde dile getirilirse, kendi antitezini davet edişi de o kadar kesinlik taşır. (Boncuk Oyunu)
- Her şeye bir 'anlam' veren tek yaratığın insan olduğunu bilmiyor musunuz? (Masallar)
- "gönlüm bu renksiz, sığ, belli normlara uydurulup sterilize edilmiş yaşama ateş püskürüyor." (Bozkırkurdu)
- Çoğu zaman böyleydi; birisi mutluluğu ya da erdemiyle övünüyor, böbürleniyorsa, onda bunun ikisi de yok demekti. (Knulp)
- "Yeniden inanç sahibi olacaksam, bu işi ancak, gelip beni buna inandıracak birisi başarabilir" Annem gülümsedi, yüzüme baktı; biraz düşündükten sonra dedi ki: "Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağînı zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanîdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptı- ğının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. Fakat insanın bir güvene, bir desteğe ihtiyacî vardır. Bir profesöre yahut Bismarck'a veya bir başka kimseye gitmektense, Hazreti isa'ya yönelmek her zaman için daha iyidir." "Neden?" diye sordum. "Hazreti İsa hakkında da da öyle fazla kesin bilgimiz yok ki!" 'Yoo, var pekâlâ. Hem sonra... Devirler boyunca orada burada tek tük insan çıkmıştır; kendilerinden emin ve korkusuz insanlar. Sokrates için, daha birkaç kişi için öyle derler; ama çok değildir sayıları; pek azdır hatta. Böyleleri rahat görülle ölebilmişlerse, bu onların zeki olmalarından değil, kalplerinin, vicdanlarının temizliğindendir. Diyeceğim, tek tüktür böyleleri; her biri ayrı ayrı hakkı olabilir. Ama hangşmiz onlar gibiyiz? Böyle pek az kimsenin karşısında, beri yanda binlerce, binlerce insan görüyorsun; zavallı, basit insanlar; Hazreti İsa'ya inandıkları için yine de uysal ve memnun ölebilmiş insanlar. Büyükbaban kurtuluncaya kadar ıstıraplar ve sefalet içinde tam on dört ay yattı da sızlanmadı; ıstırabına ve ölümüne adeta sevinçle katlandı, çünkü tesellisini Hazreti İsa'da bulmuştu." sözlerini şöyle bağladı annem: "Bunların seni inandıramayacağını iyi biliyorum. inancın yolu akıldan geçmez, aşk gibidir o da. Ama günün birinde, aklın her şeye yetmediğini göreceksin; O raddeye geldin de darda kaldın mı, bir teselli gibi görünen her ne varsa ona uzanacaksın. Bugün konuştuklarımızdan bazılarını belki hatırlarsın o vakit" (Gençlik Güzel Şey)
- "Yani hayatımı, ona yeniden anlam katarak kurtarmak istiyorum." (Doğu Yolculuğu)
- Saatler,sesleri işitilmeyen kanat hareketleriyle geçip gidiyor üstümüzden. (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
- Genelde yaşanmaya değmez, çünkü amaçsız bir yaşamın tadı tuzu yoktur, amaçlı yaşam ise baş belasıdır. (Hermann Lauscher)
- Sabır öğrenilmeye değer biricik şey, en zor şeydir. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
- Her ölüm olayından sonra yaşam daha narin, daha incelikli niteliğe bürünür. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
- Gel, ağla haydi! Ağlayabildiğimiz sürece işimiz bitik sayılmaz... Belki de bizim en değerli varlığımız, bizim şiirimiz, bizim yolunu gözlediğimiz büyük ezgi bu gözyaşlarının ardındadır. (Hermann Lauscher)
- “…mutluluğun içinde bile bir pürüz vardı.” (Knulp)
- İnsan yaşamı derin ve kasvetli bir gece gibi geliyor bana. (Gertrud)
- Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar... (Rosshalde)
- Sadece şunu biliyorum. Zaman zaman dış bir etki olmadan içimde karanlık bir etki oluşuyor. Dünyayı bir gölge sarıyor. Tıpkı bir bulutun gölgesi gibi. Sevinç yanlış ve müzik bitkin görünüyor. Can sıkıntısı her şeye yayılıyor. Ölmek yaşamaktan çok daha iyi. Bu melankoli, bir saldırı gibi zaman zaman geliyor başıma. Hangi aralıklarla olduğunu bilmiyorum. Gökyüzümü yavaşça kara bulutlar kaplıyor. Kalpte bir huzursuzluk başlıyor. Bunun nedeni bir kuruntunun uyarısı, muhtemelen de gece gördüğüm rüyalar oluyor. (Görkemli Dünya)