tatlidede

Barbaros Hayreddin Paşa - Ahmet Şimşirgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Barbaros Hayreddin Paşa kimin eseri? Barbaros Hayreddin Paşa kitabının yazarı kimdir? Barbaros Hayreddin Paşa konusu ve anafikri nedir? Barbaros Hayreddin Paşa kitabı ne anlatıyor? Barbaros Hayreddin Paşa PDF indirme linki var mı? Barbaros Hayreddin Paşa kitabının yazarı Ahmet Şimşirgil kimdir? İşte Barbaros Hayreddin Paşa kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 27.06.2022 06:00
Barbaros Hayreddin Paşa - Ahmet Şimşirgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Şimşirgil

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9786050835366

Sayfa Sayısı: 240

Barbaros Hayreddin Paşa Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Barbaros Hayreddin Hızır Reis, Cezayir’in sultanı idi. Kanuni Sultan Süleyman’ın bir işareti üzerine sultanlığın tapusunu padişahın önüne koydu. Birlik ve beraberliğin sembol ismi oldu. Osmanlı armadasının başında Akdeniz’e açılan Barbaros Hayreddin Paşa, 1538’te Avrupalı devletlerin bir araya getirdiği en büyük Haçlı donanmasını Preveze’de ağır bir hezimete uğrattı. Akdeniz, bir Türk gölüne dönüşürken, Avrupalılar Akdeniz’de tahta parçası yüzdüremez hâle geldiler.

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Türk denizcilik tarihinin bu en önemli simasının neslini, ağabeyi Oruç ve mücahid yoldaşlarıyla hem korsan gemilerine hem İspanyollara karşı verdiği akıl almaz mücadeleyi, Cezayir’e hâkim olarak idare ve siyaset alanında gösterdiği başarıyı, Endülüs Müslümanları için çektiği çileleri, İspanyolların Mağrip’te yerleşmelerinin önünü kesen efsanevi kahramanlığını ve nihayet Osmanlı kaptan-ı deryası olduktan sonraki serüvenini kitapta çarpıcı detaylarıyla anlatıyor.

Tarihi Sevdiren Adam, bu eseriyle Türk denizciliğinin yüz akı olan Barbaros Hayreddin Paşa’nın destansı hayatını okuyucuların gözleri önüne seriyor.

Barbaros Hayreddin Paşa Alıntıları - Sözleri

  • "Kurt; puslu havayı sever." demişler.
  • " Öyle bir nesil, öyle bir zaman ki, her şeyin fiyatını biliyor, fakat değerini bilmiyor."
  • Barbaros Hayreddin Paşa donanması ile Cenova önüne geldiğinde şehir 9 şiddetinde deprem olmuş gibi sallandı. Grand Türk Kanuni Sultan Süleyman'ın yüz kadırgalık muhteşem armadası şehri sarmış durumdaydı. Baştarde'de Preveze'nin şanlı kahramanı Barbaros Hayreddin Paşa'nın sancağı dalgalanıyordu.
  • Biz Âli Osman Duası aldık Kılıcımız arşı âlaya asıldı Her kim Âli Osmana göz diker Yüreğinin üzerine tersten yumruk yer Dünyada iksir dedikleri şey Âli Osman Duasıdır. Biz o Duaya kavuştuk Cenabı Hakk'a Şükürler olsun.. Barbaros Hayreddin Paşa
  • Mate reisü'l-bahr 953/1546 (Denizin reisi öldü)
  • Sakın sanma ki hain berhudâr olur Akıbet ya boynu vurulur ya berdâr olur
  • " Eğer Hakk Teâlâ hazretleri sizlere ne kısmet etmiş ise o yabaha gitmez. Size takdir edilen rızık ve mal yine sizi bulur."
  • "Osmanlı kronikleri başta olmak üzere; Türk kaynaklarında ve günümüze kadar ulaşan iki Arap kitabe ile bir Türkçe vakfiyede 'Barbaros Kardeşlerin' Türk soyundan geldiğinin hiçbir şüpheye yer vermeyecek biçimde kaydedildiği görülmektedir."

Barbaros Hayreddin Paşa İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa: Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa Cezayir ve Tunusun Fatihi Preveze deniz savaşının galibi Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa.. Kanuni Sultan Süleyman Han mektup yazarak çağırdığı zaman Barbaros Hayreddin Paşa şöyle söyler. "Bir Hayreddin kulun geldi sen ol şahı Süleymâne sana layık nemiz vardır kabul eyle fakirhâne.." Cezayirde 15-20 parçalık gemiyle gezerken Osmanlının Kaptan-ı Deryası olunca 150 - 200 parçalık donanmanın başına geçti ve 600 parçalık haçlı donanmasını Akdenize Gömdü..! Haçlılar Barbaros Hayreddin Paşa ve Piyale Paşa döneminde tahta parçası yüzdüremez hale geldiler..! Fatih Sultan Mehmed Han Midilli adasını feth ettiği zaman 1462 de Sipahi erlerinden olan Yakup ağayı hem egede üs kurarak hemde muhafız olarak görevlendirdi ve usulünce İslamiyete uygun evlenmelerini ferman buyurmuştur. Yakup ağa evlenerek adaya yerleşince İshak, Oruç, Hızır ve İlyas adında dört oğlu olmuştur. Şehirler arası gemilerle ticaretle uğraşan Oruç reis kardeşi ilyasıda yanına almıştır; yolda rodos korsanları önünü kesmiş aralarında çıkan şiddetli çarpişma sonucu ilyas Şehit düşmüştür. Oruç reis de esir alınarak rodos'a götürülüp hapsedilmiştir. Osmanlı Devletinin 8. Padişahı Sultan II. Bayezid Han oğlu Şehzade Korkut rodos şovalyelerine hersene fidye ödüyerek kurtardığı esirler arasında bulunacaktı ki korsanlar kürekçi olarak yanlarına aldılar çıkan bir fırtına sonucu alabora olan gemiden yüzerek kurtuldu. Bu olaylar sonucunda Oruç ve Hızır reis Gaza yoluna girişerek Allah yolunda Cihad etmeye murad etmişlerdir.. Dünya ve Türk tarihi açısından son derece önemli Zaferler kazanmış dönemi ve ismini ta rihe altın harflerle yazdırmıştır. Hayatı ve şahsiyeti çok önem arz eder. Osmanlı Devletine makam ve mevki sahibiyken bile bağlı kalması, sadakati taktire şayandır. İspanya Endülüs müslümanlarına yardım edip zulümden kurtarmaya çalışması ayrıca bahse değer. Roma önlerine gelerek nice küffar gemilerini zapt etmesi nasıl cesur ve korkusuz olduğunun kanıtlarındandır. Allah onlardan razı olsun.. (yusuf1453)

Barbaros Hayreddin Paşa: Adaleti inceliği devletine bağlılığı Allah aşkı ve cömertliğiyle nam salmış ömrünü devlete adamış deryalar sultanının hayatını kaynaklarıyla birlikte anlatan güzel bir yapıt. (KİTAP AVCISI)

Herkes her konuda kitap yazmasın.: 20 sayfada İskender Pala'nın Barbaros romanı eleştirilmiş. Sonra da bakın doğru Barbaros nasıl anlatılır göstereyim tarzındaki söylem ile yer yer Barbaros'a evliya/ermiş/gaipten haber alan kişi profili çizilmiş. Akademik değil, roman desek amatörce kalır. Barbaros hakkında ayrıntılı bir bilgi yok. Dipnota hiç yer verilmemiş, bu yüzden kitap içindeki Barbaros'un söyledikleri gerçek mi yoksa yazarın ilhamından kaynaklı mı bilinemiyor. Yazar kendi dünya görüşüne göre bir portre çizmiş. Barbaros'un hatasız bir kul oluşu, asla bir korsan olmadığı aksine gaza uğrunda savaşan biri olduğu sürekli vurgulanmış. Şahsi görüşüm: Kitap sıkıcı, bilgilendirici yönü yok denecek kadar az. (Ömür Berat ÇALIK)

Barbaros Hayreddin Paşa PDF indirme linki var mı?

Ahmet Şimşirgil - Barbaros Hayreddin Paşa kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Barbaros Hayreddin Paşa PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Şimşirgil Kimdir?

1959'da Boyabat'ta doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini aynı yerde tamamladı. 1978'de girdiği Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü'nden 1982'de mezun oldu. 1983'te aynı bölümdeki Yeniçağ Anabilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olarak vazifeye başladı. 1985'te Yüksek Lisansı'nı tamamladı. 1989'da Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü'ne naklen geçiş yaptı.

 

1990'da "Osmanlı Taşra Teşkilatı'nda Tokat (1455-1574)" isimli çalışmasıyla Tarih Doktoru ünvanını aldı. 1997'de "Uyvar'ın Osmanlılar Tarafından Fethi ve İdaresi" isimli takdim teziyle Doçent oldu. Seyyid Muradi'nin kaleme aldığı Barbaros Hayreddin Paşa'nın gazalarını "Kaptan Paşa'nın Seyir Defteri" ismiyle sadeleştirerek, ayrıca Osmanlı tarihi ile ilgili "Kayı I", "Kayı II", "Kayı III", Kayı IV,  “Taşa Yazılan Tarih Topkapı Sarayı” ve “Ahmed Cevdet Paşa ve Mecelle” ile “Slovakya’da Osmanlılar” adlı eserlerini yayınladı. 2003'te Profesör kadrosuna atanan Şimşirgil'in Osmanlı şehir tarihi, siyasi hayatı ve teşkilatı ile ilgili çeşitli dergilerde yayınlanmış çok sayıda ilmi makalesi bulunmaktadır.

 

Halen Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Öğretim Üyesi görevine devam etmektedir.

Evli ve üç çocuk babasıdır.

Ahmet Şimşirgil Kitapları - Eserleri

  • Kayı 1: Ertuğrul'un Ocağı
  • Kayı 2: Cihan Devleti
  • Kayı 3: Haremeyn Hizmetinde
  • Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni
  • Kayı 5: Kudret ve Azamet Yılları
  • Kayı 6: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş
  • Otağ 1 / Büyük Doğuş
  • Kayı 10: II. Abdülhamid Han
  • Osmanlı Gerçekleri
  • Kayı 7: Kutsal İttifaka Karşı
  • Otağ 2 / Emir Timur
  • Kayı 8: Islahat, Darbe ve Devlet
  • Valide Sultanlar ve Harem
  • Kayı 9: Sonun Başlangıcı
  • Kayı 11
  • En Sevgili Efendimiz ve Sevdalıları
  • Otağ - 3 Sultan Alparslan
  • Devr-i Gül Sohbetleri
  • Mızraklı Hakikat
  • Osmanlı Gerçekleri 2
  • Eşrefoğlu Rumi
  • Barbaros Hayreddin Paşa
  • Sultan 2. Kılıçarslan ve Aksaray
  • İstanbul: Fetih ve Fatih
  • Edep Yâ Hû
  • Denizler Fatihi Piyale Paşa
  • Yavuz Sultan Selim
  • Slovakya'da Osmanlılar 1663 - 1685
  • Topkapı Sarayı
  • Fatih Sultan Mehmet
  • Fethin Kahramanları
  • Bir Müstakil Dünya: Topkapı Sarayı
  • Birincil Kaynaklardan Osmanlı Tarihi Kayı 1
  • İstanbul Fetih ve Fatih
  • Hakimiyet Sembolü Ayasofya Camii
  • Asırlara Hitabeden Alim Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi
  • Osmanlı Gerçekleri 3

Ahmet Şimşirgil Alıntıları - Sözleri

  • "Ey Muhibbî bağlamak dünyaya dil layık degül Çünki senden olısardur akıbet âlem cüda" Bu dünyanın gönül bağlanacak yanı yoktur; zira nasılsa insan bir gün onu bırakacaktır.. [Kanunî Sultan Süleyman Han] (Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni)
  • Hayali mihmandır daima bu çeşm-i pür-nemde Onunçündür kesilmez eşk-i hasret hiç bir demde Firakıyla nola hep böyle ebyat olsa hamemde “Görenler seyl-i eşki diyeler sahra-yı sinemde Bahar eyyamıdır güya ki ırmaklar bulanmıştır” (Bu sürekli ağlayan gözde sevgilinin hayali misafirdir. Bu yüzden de hiç bir zaman hasret gözyaşları durmaz. Onun ayrılığı yüzünden kalemim hep böyle beyitler yazsa buna şaşılmamalı. “Göğüs düzlüğünde gözyaşı selini görenler sanırlar ki güya bahar zamanıdır ve nehirler bol yağış yüzünden bulanmıştır.”) (III.SELİM HAN) (Kayı 8: Islahat, Darbe ve Devlet)
  • "Osmanlı padişahları içinde Halvetiliğe ilk intisap eden II.Bayezid Han'dır. Onun intisabı Çelebi Halife namıyla meşhur Cemal-i Halveti vasıtasıyla olmuştur." (Osmanlı Gerçekleri 3)
  • Okuma bilmeyip yazan Odur dünyayı bozan (Osmanlı Gerçekleri)
  • "İttihatçılar, Sultan II. Abdülhamid Han'dan o kadar nefret ediyorlardı ki, Sultanın cenaze namazını kendilerinin Şeyhülislam yaptıkları Mason Musa Kâzım Efendiye kıldırttılar.." Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil (Kayı 10: II. Abdülhamid Han)
  • "Edirne'yi vermemek üzere iktidara gelenler bırakın Edirne'yi kurtarmayı devletin bütün bekasını Avrupalı büyük devletlerin inisiyatifine bırakmaktan rahatsız olmamışlardı. " (Kayı 11)
  • "Evet, ben bir askerim ama her şeyden önce Türk'üm ve Müslümanım! Burası benim mukaddes mâbedimdir. en büyük âmir olan vicdânımdan aldığım emirle buraya sizi sokmayacağım! Eğer cebren girmeye çalışırsanız buradaki askerlerim ve ben hepimiz ölünceye kadar çarpışacağız ve bu ihtimâli de düşünerek camiin sütunlarına yerleştirdiğim tahrip kalıplarıyla koca mâbed, taburumuzun üzerine çökecek ve yine buraya giremeyeceksiniz!” (Hakimiyet Sembolü Ayasofya Camii)
  • Emir Timur’un bir diğer önemli lakabı da dünyaya Hükmeden manasına gelen sahipkırandır. Gökyüzündeki gezegen satürün ve Jüpiter’in birbirlerine en yaklaştığı zamanda dünyaya gelen erkek çocuklar bu ünvanı almaya aday olurlardı. Bu iki gezegenin birbirlerine yaklaşması sekiz yüzyılda bir tekrarlanmaktadır. Bu gün doğan çocuklar bahtlı olurlar. Bu şekilde dünyaya üç kişi gelmiştir. İskender-i Zülkarneyn -ki ona Oğuz Han da denilmektedir-, Peygamber efendimiz ve Emir Timur. (Otağ 2 / Emir Timur)
  • Ana başa tâc imiş Her derde ilaç imiş Bir evlat pîr olsa da Anaya muhtaç imiş (Valide Sultanlar ve Harem)
  • İnsan ilimle yaşar. Cahil ise ölü gibidir. (Osmanlı Gerçekleri)
  • Osmanlı devleti Fazıl Ahmet Paşa ile Avrupa’da en haşmetli son 15 yılını geçirmiş ve bir kez daha dünyanın tek kutuplu devlet olduğunu göstermişti. O 15 seneye Yaklaşan sadrazamlığının neredeyse dokuz yılını cephelerde geçirmişti. Fatih, yavuz ve kanuni sultan Süleyman zamanlarında olduğu gibi seferlerinde kısa sürede netice alıyordu. Devletin demir yumruğu Avusturya. Venedik ve Lehistan‘a bir kez daha iniyor dünya bu muazzam gücü gücün karşısında eriyordu. Osmanlı tuğlarını 15 sene Avrupa’da Haşmet ve kudretle gezdirmişti. (Kayı 6: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş)
  • Ya Rabbi! Dinine yardım edenlere yardım eyle. Müslümanlar arasında fitne çıkaranları kahreyle. (Kayı 3: Haremeyn Hizmetinde)
  • "gayret bizden, tevfik Allah'tan" (Otağ 1 / Büyük Doğuş)
  • 1949'dan itibaren açılmaya başlanan İlâhiyat Fakülteleri'nde tamamen pozitivist bir din yerine koyan bir zihniyet ortaya çıkmaya başlamıştır ve bilim dinin yerini almıştır. Neticede ilahiyatlarımızda önce müctehid alimler, mezhep imamları ve tasavvuf erbabı hafife alındı hatta aşağılandı. Sonra hadisler tartışılmaya ve ayıklanmaya başlandı. İşlerine gelmeyen yaşantılarına uymayan her hadis "mevzu" uydurma denerek atıldı. (Mızraklı Hakikat)
  • Osmanlı-Rus savaşında Hristiyan ordularıyla işbirliği yapılmasını mahzurlu görenler de az değildi.Bu dedikodular üzerine fetva alınmak zarureti doğdu. “Avrupalı askerleri kendi ordumuzda kullanmak caiz midir? “ sorusuna “El Cevab; Madem ki avcılar av tutmak için köpekleri kullanıyorlar biz de onları kullanabiliriz, “ diye teşbihli bir cevaz verilmişti. (Kayı 9: Sonun Başlangıcı)
  • "Allah, peygamber korkusu bilmez alçaklar! Unutmayın ki, intikam gecikir ama asla yaşlanmaz!" (4.MURAD HAN) (Kayı 6: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş)
  • Çünkü denildi ona “Ve’ş-Şems” dahi “Ve’d-Duhâ” Rûyuna alnına mihr ü mâhı benzetsem nola Kur’ân-ı Kerîmdeki sûrelerden biri Şems suresidir. Onun ilk ayetinde geçen “Veşşemsi veduhâ” ifadesi Türkçe anlam olarak “Güneş’e ve onun parıltısı” anlamına gelir. Kanuni sonraki beytinde Resulullah Efendimizi “Güneş’e” benzeterek anlatır. Güneş, nasıl dünyayı aydınlatmışsa Hazreti Peygamber de insanlığı aydınlatan bir güneş hükmündedir. Ay da aynı şekilde aydınlatıcı bir gezegendir. (En Sevgili Efendimiz ve Sevdalıları)
  • Sakarya Meydan Savaşı, Türkler için bir ölüm - kalım mücadelesi oldu. Nitekim Sakarya 'da Türk milleti kadınlı erkekli, vatanlarına saldıran düşman kuvvetlerine kahramanca karşı koyma kudretini gösterdi. Türk ve Yunan kuvvetleri, Sakarya kıyılarında 100 kilometrelik bir sahada 22 gün ve gece süren bir meydan savaşı yaptılar. Meydana gelen kanlı muharebelerde bazen Yunan kuvvetleri, bazen Türk kuvvetleri başarılı oldu. Nihayet Türk hatlarını yaramayan yunan birliklerinde moral çöküntüsü oluştu. Türk ordusu 10 Eylül'de genel taarruza geçti. Beylikköprü, Duatepe ve Kartaltepe muhrebelerinde ağır kayıplar veren yunan ordusu Sakarya'nın batısına çekildi. (Kayı 11)
  • Tarih nostalji demek değildir.Dünü anlatırken bugüne neler miras kaldı,neleri yitirdik görmek gerekir. (Devr-i Gül Sohbetleri)
  • " Öyle bir nesil, öyle bir zaman ki, her şeyin fiyatını biliyor, fakat değerini bilmiyor." (Barbaros Hayreddin Paşa)

Yorum Yaz