matesis
dedas

Bitmeyen Aşk - Pınar Kür Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bitmeyen Aşk kimin eseri? Bitmeyen Aşk kitabının yazarı kimdir? Bitmeyen Aşk konusu ve anafikri nedir? Bitmeyen Aşk kitabı ne anlatıyor? Bitmeyen Aşk kitabının yazarı Pınar Kür kimdir? İşte Bitmeyen Aşk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 19.02.2022 16:00
Bitmeyen Aşk - Pınar Kür Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Pınar Kür

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752895485

Sayfa Sayısı: 475

Bitmeyen Aşk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Nedir aşk? Bir mucize mi, aklın kişiye bir oyunu mu?.. Nasıl bir afyondur ki insan, mantığın kalelerini bir anda yerle bir edip âşık olunanın ardından sersem ve serseri bir yaprak gibi savrulur? Bir kara büyü müdür?... Yoksa yalnızca bir ihtiyaç mı?

Nilgün'e göre, Sinan'a göre ve tarafsız, üçüncü bir göz olarak, yazara göre aşk bambaşka... Türün alışıldık örneklerine hiç benzemiyor Bitmeyen Aşk. Hem şiddetli duygu fırtınalarını hem de yarattığı sarsıntıların insan yaşamını nasıl yapılandırdığını bir potada eritiyor. Türk edebiyatının usta kalemi Pınar Kür, bu ruh durumunu bütün boyutlarıyla ele alırken, okuru da bir dördüncü göz olarak işin içine katıyor.

İnce işlenmiş ayrıntılarla kurgulanan Bitmeyen Aşk, okuru duygu-mantık ekseninde olağanüstü bir gezintiye çıkarıyor.

(Arka Kapak)

Bitmeyen Aşk Alıntıları - Sözleri

  • Sanki bütün bir yaşamı yaşarmış gibi / yeniden/ yaşayacakmış gibi /ilk kez/ koştum sana doğru.
  • “Dudaktan öpmek değil de, yanaktan öpmek, sevmektir. Biliyor muydun bunu?”
  • "İnsan kendisi olmaktan vazgeçerek sevemez ki... Kendini feda ettiğin anda neyinle seveceksin?"
  • Her türlü özlemden arınmış, özlemeyi özleyen...ben...?Sonunda özlem dindi galiba...
  • Nasıl mı geçiyor ömrüm? Sensiz ama seni özleyerek...
  • "Sevmek, her şeyi feda etmek değil. Tam tersine. Feda etmemek! İnsan kendisi olmaktan vazgeçerek sevemez ki... Kendini feda ettiğin anda neyinle seveceksin?"
  • Sonra ne oldu, nasıl oldu hala bilemiyorum, bu akla uzak mutluluğun içine düştüm.
  • Yaşadıkça öğreniyor insan yaşamadıklarının güzelliğini...Yaşadıkça...Yaşadıkça...Ve ben bunu sana borçluyum.
  • Sevmek her şeyi feda etmek değil.Tam tersine...Feda etmemek!İnsan kendisi olmaktan vazgeçerek sevemez ki...Kendini feda ettiğin anda neyinle seveceksin?
  • Yetişmenin suçu değil bu hayır, hayır.Yaradılış hatası seninki.Beynin donuk, yüreğin donuk...
  • İçimde en ufak bir sevgi kıpırtısı var mı diye yokluyorum kendimi.Yok, hayır.İlginç olan nefret bile duymuyorum.O derece hissizleşmişim ona, öylesine silmiş bende kendini.
  • “Ne kadar güzelsin güldüğünde, bilebilir misin? Benim seni gördüğüm gibi görebilir misin kendini hiç?”
  • Gene de her şey, bilmekle bilmemek arasındaki korkunç derin ve uzak, bir o kadar da parmak boyu yakınlıktaki ulaşılabilir anda düğümleniyor.
  • Burnumda tütüyordun yaşam! Meğer yanı başımdaymışsın...Her yanım gelincik tarlası!
  • Seni imgelemek birlikte olamadığımız şu zaman parçasında yüreğimde ve kafamın içinde yaşatmak....Bu ne türlü bir işkencedir?

Bitmeyen Aşk İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kolay kolay bunu demem bir kitap için ama gerçekten kötü aslında sayfam da böyle bir kitap olacağı için üzgünüm o yüzden bu incelemeyi silmeyi düşünüyorum bir süre sonra size tavsiye olsun pek okumayı düşünmeyin ayrıca işin daha kötü yanı benim bunu sırf Nilgün için ve yazarın anlatımı için 100 sayfa okumuş olmam şöyle kalan sayfalara bir baktım da içime fenalıklar geldi desem yeridir sinan denen herifi verseler elime boğarım ve hiç acımam eski dönem romanlarında da çok rastlarız böyle basiretsiz kendini bir halt sanan saçma sapan triplere giren bir bok olmayan erkeklik gururu denen şeye sahip olanlara ve ben onlara da tahammül edemem böyle toksiklikten öte ilişkileri o kadar öldürücü bir şey haline gelmiş ki tahammül edemedim ah Nilgün ah saf misin sen yani hele ki sonu o kadar ağrıma gitti ki ben tabi ki ilk sonu tercih ederim ama yazarın sırf genç kızlara örnek vermek için mi yazdı bunu ne yaptı bilmiyorum da yok yani çok rahatsız etti beni hele adının aşk olması ne aşkı be (Mine Atmaca)

Pınar Kür'ün okuduğum ya da inatla okumaya çalışıp, nihayetinde bitirmeyi başardığım ilk kitabı olup büyük bir karar değişikliği yaşamazsam son kitabı olacak. İsmi ile müsemma olan kitap bitemiyor bir türlü. Sinan adlı zengin ve orta yaşlı ünlü bir şairin, 17 yaşındaki bir lise öğrencisi olan Nilgün'ü, yaşının ve ününün sayesinde baştan çıkarıp, daha sonra, kaçırıp götürdüğü bir taşra kasabasının otel odasında hiç de gerçekçi olmayan nedenlerle terk etmesi ile başlıyor. 17 yıl sonra ise artık ünlü bir oyuncu olan Nilgün ile bir sergide karşılaşıp tekrar birleşiyorlar. Onca sene Sinan evlenip üç çocuk yapmış, finansal bir evlilik sürdürmektedir, Nilgün ise Sinan'ın hainliğini sayısız erkeğin kollarında unutma çabasında acı çekmektedir. Kitap boyu kâh kavga kâh birleşme insana cidden bıkkınlık veriyor. Melodram bir Türk filmine konu olacak bir senaryonun entel (entelektüel değil kesinlikle) bir kalemde biteviye uzatılmasından ibaret maalesef. (Chilekesh)

Pınar kür un okuduğum ilk kitabı Asılacak Kadın i ne kadar sevdiysem, bu kitabı bitirebilmek için de o kadar yoğun çaba sarf ettim. Kitapta anlatılan Nilgün ve Sinan aşkı pespaye bir aşktı. 600 sayfa okuyup ya ana tema ne acaba, yazar ne demek ne anlatmak istemiş diye düşündüm. Çok amaçsız yazılmış gibi geldi bana. Hatta bir yerden sonra yazarinda acaba ben ne yazıyorum demis olabileceğini düşündüm. Benim asla kitap yarım birakma huyum yoktur ama bu kitapta bı şeytan durter gibi oldu. Pınar kür okumaya başlayacaklar için doğru bir kitap değil kesinlikle. (Z. bozkurt)

Kitabın Yazarı Pınar Kür Kimdir?

Pınar Kür (d. 15 Nisan 1945, Bursa) Türk yazarı. Lisans eğitimini Queens College ve Boğaziçi Üniversitesinde tamamladıktan sonra Sorbonne Üniversitesinde Karşılaştırmalı Edebiyat üzerine doktora yaptı. "Bitmeyen Aşk" adlı romanı "müstehcenlik" gerekçesiyle toplatıldı. İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller okulunda ingilizce okutmanı oldu. Şu anda Bilgi Üniversitesinde Medya ve İletişim Sistemleri bölümünde öğretim görevlisidir.

Pınar Kür Kitapları - Eserleri

  • Asılacak Kadın
  • Sadık Bey
  • Bir Cinayet Romanı
  • Akışı Olmayan Sular
  • Bitmeyen Aşk
  • Yarın Yarın

  • Bir Deli Ağaç
  • Cinayet Fakültesi
  • Küçük Oyuncu
  • Sonuncu Sonbahar
  • Hayalet Hikayeleri

Pınar Kür Alıntıları - Sözleri

  • Paydos saati diye bir şey kalmamıştı- hele hele son yıllarda. İşinde ilerlemek isteyen herkes gereğinden fazla çalışması, en azından öyle görünmesi gerektiğini biliyor, gözü saatte, beklediğini çaktırmıyordu. (Sadık Bey)
  • ... Sevinç değildi aradıkları. Sevinç nedir biliyorlar mıydı? Kendi çocukluğunu anımsadı uzaktan - özlem - siz, acısız bir anımsama. Tüm başka bir çocukluk ama hep aynı sevinçsizlik. Mutluluğu bilmediği için mutsuz olmayan, ama gene de gülemeyen bir çocukluk. (Yarın Yarın)
  • Düşünce özgürlüğünü bir kavram olarak bile ortadan kaldırmanın en iyi yolu, düşünmeyi bilmeyen kuşaklar yetiştirmektir. (Asılacak Kadın)
  • İçimde en ufak bir sevgi kıpırtısı var mı diye yokluyorum kendimi.Yok, hayır.İlginç olan nefret bile duymuyorum.O derece hissizleşmişim ona, öylesine silmiş bende kendini. (Bitmeyen Aşk)
  • Tüm bildiklerini ağaca anlattı kız . Ağaç delirdi . Yıllar var uğraşıyor güneşe tırmanacağım diye . Çevresini saran duvarları yeneceğini sanıyor. Deli bir ağaç bu . (Bir Deli Ağaç)
  • Kızı en içten, en derin iç dökmelerindr bile ancak kendi kendine bağışlattığı şeyleri açıklar. (Küçük Oyuncu)

  • Aynı evde oturan insanların birbirlerini öldürmeleri o kadar kolay ki... (Bir Cinayet Romanı)
  • Gözlerini şu maviden ayırabilse dönüp gidecekti. Ama bu kez martılara takılmıştı. Bir de çok uzaklarda, tıpkı martılar gibi su yüzünde bir yükselip bir konan ufak motora. İçindekini ya da içindekileri seçemiyordu durduğu yerden. Her an iki yanında meydana geliverip yiten sudan tepecikler gerçekten göz alıcıydı. (Yarın Yarın)
  • Bütün mesele hayatı elden geçirebilmek... (Sonuncu Sonbahar)
  • “Geçmişinden gururu , geleceğinden umudu olmayan bir adam tek başına rakı masasında otururken hangi şarkıdan medet umar?” (Sadık Bey)
  • “Korkmuyorum artık. Yani kızmıyorum. Yani kızıyorum ama o ilk günkü gibi delice degil. Akıllıca. Ne yapacağını bilenlerin sabırlı kızgınlığı var içimde.” (Asılacak Kadın)
  • İlk kez zeki bir kızla karşılaşmış olmanın kıvancı içinde ama aslında kızın zekasına değil, hatta o zekanın aynası olduğuna inandığı acayip yeşil gözlerine bile değil, minicik memelerini düşünerek gülmüştü. Ceviz gibi, derdi o zamanlar. Ceviz gibi memelerin nesi güzeldi acaba? Şimdi sorsalar bilemezdi. (Yarın Yarın)
  • Bazı şeyler öyle plansız oluyor - ya da bizim bilmediğimiz, ilerde irdemeye çalışsak da çözemeyeceğimiz başka bir plana uygun olarak gelişiyor. (Cinayet Fakültesi)

  • Bu adam, ortaokulda mazur görülebilecek bir tutkuyu nerdeyse hayat boyu sürdürerek kendi çapında üstün bir salaklık mertebesine ulaşmış, hepsi bu. (Sonuncu Sonbahar)
  • Ben hamalsam sen de mi hamalsın. Onlar aptalsa sen de mi aptalsın? (Küçük Oyuncu)
  • " Yeryüzünde benden başka canlı yoktu sanki . Çakmağımı çakmak , derin bir soluk almak bile yersiz , gereksiz , belki de sakıncalı bir gürültü çıkarmak olacaktı ." (Bir Deli Ağaç)
  • "Sevmek, her şeyi feda etmek değil. Tam tersine. Feda etmemek! İnsan kendisi olmaktan vazgeçerek sevemez ki... Kendini feda ettiğin anda neyinle seveceksin?" (Bitmeyen Aşk)
  • Nasıl mı geçiyor ömrüm? Sensiz ama seni özleyerek... (Bitmeyen Aşk)
  • “Dudaktan öpmek değil de, yanaktan öpmek, sevmektir. Biliyor muydun bunu?” (Bitmeyen Aşk)
  • Bazı erkekler vardır, bilirsiniz, size en derin aşk sözcükleri söylerken bile gidicidirler... Kalıcılıkları yalnız üstünüzde bıraktıkları izlerdir... (Cinayet Fakültesi)

Yorum Yaz