matesis
dedas

Çöküş - Ian Kershaw Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çöküş kimin eseri? Çöküş kitabının yazarı kimdir? Çöküş konusu ve anafikri nedir? Çöküş kitabı ne anlatıyor? Çöküş PDF indirme linki var mı? Çöküş kitabının yazarı Ian Kershaw kimdir? İşte Çöküş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.12.2022 16:00
Çöküş - Ian Kershaw Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ian Kershaw

Çevirmen: Selçuk Uygur

Orijinal Adı: The End: The Defiance and Destruction of Hitler’s Germany

Yayın Evi: Kronik Kitap

İSBN: 9786257631556

Sayfa Sayısı: 592

Çöküş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Nazi Almanyası’nın mücadeleyi topyekûn özyıkıma kadar niçin sürdürdüğünü açıklamaya yönelik şimdiye kadarki en iyi çaba.”

Antony Beevor

“Bir özyıkım destanı… Berlin düşer, Naziler fareler gibi kaçar ve Hitler ile yakın çevresi intihar mermileri, zehir, tutuklama ve yargısız infaz cehenneminde mahvolurken Çöküş âdeta soluk soluğa okunuyor.”

David Laskin

Çöküş Alıntıları - Sözleri

  • "Gerçek bilmece, hayatta kalmak isteyen insanların savaşın neredeyse son anlarına değin böylesine umutsuz ve yırtıcı bir şekilde neden savaştıkları ve öldürdükleridir."
  • “Gerçek bilmece, hayatta kalmak isteven insanların savaşın neredeyse son anlarına değin böylesine umutsuz ve yırtıcı bir şekilde neden savaştıkları ve öldürdükleridir”
  • "Her şeylerini yitirmiş olanlar, korkularını da yitirdiler."
  • Almanya, harbin tamamı boyunca en yüksek silah üretimine 1944 temmuz’unda ulaştı. Ancak ulaşılan seviye yanıltıcıydı. Bu, yerinde bir teşbihle bir maraton koşucusunun enerjisinin tükenip de nefesi kesilmeden önceki son deparına benzetilmiştir.
  • "Şerefli bir ölümden korkanlar, şerefsiz bir ölüme katlanacaklar."
  • "Sonu olmayan bir dehşettense, dehşetli bir sonun umudu içindeyim."
  • “Sonu olmayan bir dehşettense, dehşetli bir sonun umudu içindeyim.”
  • “Hiçbir ağaç onu asacak kadar uzun değil.”
  • Bizi Fareli Köyün Kavalcısı öyküsündeki çocuklar gibi Hitler'in ardından uçuruma gitmeye sevk eden şey aslında neydi? Bilmece Adolf Hitler değil, bilmece biziz.
  • Sonraları, Hitler'in cepheler çökerken etrafındakilere "Bana zafersiz bir barıştan söz eden herkes kellesini kaybedecek, kim yahut hangi makamda olduğunun önemi yok," dediği iddia dildi.

Çöküş İncelemesi - Şahsi Yorumlar

2. Dünya Savaşının kaybedildiği artık ortada olmasına rağmen son ana kadar Almanya'nın devlet kurumlarının ve askeri gücünün savaşa devam etmesinin nedenleri detaylı şekilde okuyucuya aktarmayı amaçlayan bir kitap elimizdeki. Hitler'e düzenlenen suikast girişimi sonrası ordunun tasfiyesi, ordunun parti tarafından ele geçirilmesi, halkın militarizasyonu ve terör seviyesindeki iç güvenlik uygulamalarıyla halkın sindirilmesi aktarılırken tek kişiye bağlı bir sistemin nasıl akıl ve mantıktan uzaklaşabileceği de anlatılıyor. Rus işgali altına giren Alman topraklarında yaşananlar ve bunların etkileri de etkili bir şekilde yansıtılmış. 2. Dünya savaşında Almanya'yı ve alman halkını anlamak için okunması erken bir kitap olduğunu düşünüyorum. (Ahmet Serdar Erenler)

Hacimli bir Hitler biyografisine imza atmasıyla tanıdığımız tarihçi Ian Kershaw'ın yaklaşık 600 sayfalık kitabı 20 Temmuz '44'teki Stauffenberg darbe girişiminin sonrasında savaşın bitimine kadar geçen yaklaşık bir yıllık süreçte yenilginin apaçık olduğu halde Alman idaresinin ve ordusunun neden teslim olmadığını en dipteki detaylarına varana kadar inceleyip tek cümlelik ama doğru ve geçerli bir sonuca ulaşarak ele alıyor. Adolf Hitler'in kişisel karizması, Nazi kodamanlarının makamlarından kopamayışı, ordu generallerinin askeri sadakati, halkın terörize edilmesi, Sovyet işgalcilerinin yarattığı dehşet, Müttefiklerin "koşulsuz teslim" şartına yönelik inadı gibi sebepler tek bir adamın delice bir inatla Almanya'yı perişan etmesinin tek tek sonuçları mı yoksa tüm bunların bir araya gelmesiyle yegane bir neticeye mi ulaşılıyor? Okurun merakını bir kurgu kitap okur gibi kamçılayan ve diri tutan da tam olarak bu soru. Bir diktatörün, tek bir kişinin, ortadan kaldırılmasıyla milyonlarca insanın canı kurtarılabilecekken o son dehşet yılında en ufak bir girişimin olmaması da bize diktatörlük teriminin asla akıldan çıkartılmaması gereken en mühim özelliğini hatırlatıyor: Dikta rejimi bir kişi değil sistem rejimidir. Sistem tüm çarklarıyla birbirine zincirlenmiştir ve zincirin son halkası diktatörün özgür ellerindedir. Kolektif tutumdan uzak bırakılan bir tek adam sisteminde kişi kültü Adolf Hitler gibi psikopati abidesi bir liderin elinde kendi zaferini ilan eder. Baskıcı her liderin eninde sonunda kolektif karar alma mekanizmalarını lağvedip tüm yetkiyi kendisine bağlaması ve mutlu azınlığı para, yetki ve ortak suçlulukla bağlaması dikta rejiminin ta kendisidir. Bu rejimlerde olan çoğunlukla dikta rejimini alkışlayan, onu bağrına basan ve işler yolunda gitmediğinde de onu devirmek için çok geç kalan halka olur. Bu kitabı okurken göz göre göre yapılan faiz indirimi sonrasında sert bir şekilde fakirliğimize fakirlik eklenmesi tarihin yalnızca tarih olmadığını ve her zaman bugüne yansıyabildiğini bana bir kez daha kanıtladı. (Muhammed Tiryaki)

Çöken bir rejimin son ayları.: İngiliz tarihçi Ian Kershaw, Nazi rejiminin son aylarında yaşananları aktarırken bu kadar vahşi bir rejimin son ana kadar nasıl ayakta kalabildiğini anlatmaya çalışıyor. Kitapta; Temmuz 1944'te Hitler'e yapılan başarısız suikast girişiminden başlayarak savaşın sonuna kadar Almanya'da yaşanan askeri, siyasi ve toplumsal olaylar kaynaklara dayanarak yansıtılmış. Bu süre içerisinde cephedeki askeri durum, Nazi partisinin kaybedilmesi neredeyse kesin olan bir savaşa rağmen rejimi ayakta tutmak için Alman halkı ve savaş esirlerinin üzerine estirdiği terör ve kendi aralarındaki güç mücadeleleri, Alman ordusunda görevli generallerin çabaları ve Alman halkının savaşın kaybedilmesinden duyduğu korku (özellikle doğuda), Müttefik bombardımanlarının yaşattığı dehşet, Kızıl Ordu'nun işgal ettiği bölgelerde işlediği cinayet ve kadınlarla çocuklara yönelik sistematik tecavüzler ve uyguladığı baskı ve terörle tamamen çekilmez hale gelen Nazi rejimi arasında sıkışıp kalması örneklerle anlatılmış. Bu haliyle askeri tarih kitabı olmadığını söylemek mümkün. Yazar Ian Kershaw, İngiliz olmasına rağmen kitabı tarafsız bir bakış açısıyla yazmış ancak gerek generallerin gerekse de halkın savaşın gidişatına göre değişen tutumunu eleştirel bir şekilde ele almaktan kaçınmamış. Yararlandığı kaynaklar hem kitap sonunda hem de sayfaların altında dipnot olarak verilmiş. Kitabın tercümesini, bu alanda yaptığı çevirilerle tanınan Selçuk Uygur yapmış ve ortaya kolay okunup rahatça anlaşılan akıcı bir metin çıkmış. Kitap, Kronik Kitap'tan çıkmış. Kapak tasarımı, yazı boyutu gayet başarılı ancak tashih problemleri var. Yeni baskıda metin gözden geçirilip hatalar giderilirse harika olur. Çöküş, konunun ve dönemin meraklıları tarafından mutlaka okunması gereken fevkalade öğretici bir kitap. (Semih)

Çöküş PDF indirme linki var mı?

Ian Kershaw - Çöküş kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Çöküş PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ian Kershaw Kimdir?

Ian Kershaw Kitapları - Eserleri

  • Çöküş
  • Hitler 1.Cilt
  • Hitler 2. Cilt
  • Nazi Diktatörlüğü

Ian Kershaw Alıntıları - Sözleri

  • “Gerçek bilmece, hayatta kalmak isteven insanların savaşın neredeyse son anlarına değin böylesine umutsuz ve yırtıcı bir şekilde neden savaştıkları ve öldürdükleridir” (Çöküş)
  • "Şerefli bir ölümden korkanlar, şerefsiz bir ölüme katlanacaklar." (Çöküş)
  • 1919 ve 1920 yıllarında Hitler’in konuşmalarına üşüşmeye başlayan kalabalığı motive eden şey saf ve incelikli teoriler değildi. Onları harekete geçiren, kızgınlığı, küskünlüğü ve nefreti alevlendiren basit sloganlardı (Hitler 1.Cilt)
  • "Her şeylerini yitirmiş olanlar, korkularını da yitirdiler." (Çöküş)
  • Hitler açısından siyaset propaganda demekti ve özünde hep böyle kalacaktı: onun için siyaset “akla uygun ve mümkün olanın sanatı” değil, körcesine izlenecek bir dava için kitlelerin sürekli dürtülüp, harekete geçirilmesiydi. (Hitler 1.Cilt)
  • Savaş sonrasının değişen koşullarında Hitler’in en açıkça suiistimal edebildiği şey, çoğulculuğun bir toplum için doğal olmayan, sağlıksız bir şey, zayıflık işareti olduğu; iç bölünmenin ve uyumsuzluğun, yerlerine milli topluluğun birliği fikrini geçirmek suretiyle bastırılıp, yok edilebileceği inancıydı, iç uyuşmazlığın yerine milli birlik arzusunu koyarak bölünmenin ve fikir ayrılıklarının üstesinden gelme nosyonu, İmparatorluk Almanyası’ndaki milliyetçi duygunun bütün tonlarına damgasını vuran bir unsurdu. (Hitler 1.Cilt)
  • İki savaş arasındaki dönemde, yüksek seviyede bir siyasi şiddetin kabulü Alman politik kültürüne damgasını vurmuş önemli bir niteliktir. Yaşanan savaş ve arkasından gelen -neredeyse- iç savaş, devrimin yarattığı kargaşa ve ayaklanmayla birlikte toplumun gaddarlaşmasına yol açmış; bu da, paradoksal biçimde, asayişin ve normalliğin geri dönüşüne hizmet ettiği düşünülen şiddete yönelik bir hoşgörü zemini oluşturmuştu. Bu zihniyet yalnızca Nasyonal Sosyalizm’in yükselişine hizmet etmekle kalmamış, aynı zamanda Üçüncü Reich boyunca her yerde yaygın olan şiddete karşı ahlaki bir kayıtsızlığın gelişmesine de katkıda bulunmuştu (Hitler 1.Cilt)
  • “Sonu olmayan bir dehşettense, dehşetli bir sonun umudu içindeyim.” (Çöküş)
  • "Gerçek bilmece, hayatta kalmak isteyen insanların savaşın neredeyse son anlarına değin böylesine umutsuz ve yırtıcı bir şekilde neden savaştıkları ve öldürdükleridir." (Çöküş)
  • Nasyonal Sosyalizm eşittir Hitler denklemi, yani Nasyonal Sosyalizm’in Hitlerizm’den başka bir şey olmadığı kanısı yaygın bir iddia olmakla birlikte, bizi yanlış yollara sürükleyen bir indirgemecilik içerir.Nasyonal Sosyalizm’in gücünün artmasında ve bu gücün kullanılmasında Hitler’in vazgeçilmez bir rolü olduğu elbette ki doğrudur. Fakat kavramın kendisi Hitler’den önce de mevcuttu ve Hitler “Viyana’da adsız sansız biri” olarak kalsaydı da bu kavram varlığını sürdürecekti. (Hitler 1.Cilt)
  • "Sonu olmayan bir dehşettense, dehşetli bir sonun umudu içindeyim." (Çöküş)
  • “Hiçbir ağaç onu asacak kadar uzun değil.” (Çöküş)
  • Neumann şöyle demektedir: “Karizmatik yönetim uzun süre reddedildi ve alay konusu yapıldı, fakat köklerinin derinlerde olduğu ve uygun psikolojik ve sosyal koşullar bir araya geldiğinde çok güçlü bir uyancı olduğu aşikardır. Liderin karizmatik gücü bir hayalden ibaret değildir; milyonların inandığı bir şeyden kimse şüphe edemez.” (Hitler 1.Cilt)
  • Nasyonal Sosyalizm’in gücünün artmasında ve bu gücün kullanılmasında Hitler’in vazgeçilmez bir rolü olduğu elbette ki doğrudur. Fakat kavramın kendisi Hitler’den önce de mevcuttu ve Hitler “Viyana’da adsız sansız biri” olarak kalsaydı da bu kavram varlığını sürdürecekti.7 Entelektüel önermelerden oluşan tutarlı bir bütün olmaktan çok önyargıların, fobilerin ve ütopik sosyal beklentilerin bir karışımı olan Nazi ideolojisini oluşturan fikirler karmasının büyük kısmı. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce de farklı yoğunluklarda ve farklı biçimlerde karşımıza çıkmaktadır; ve aynı fikirler savaştan sonra pek çok Avrupa ülkesindeki faşist partilerin manifestolarında ve programlarında yerlerini almışlardır. (Hitler 1.Cilt)
  • Kader büyük önem taşıyan faaliyetler aracılığıyla temel bir karakteri öne çıkardığında, onun varlıktan yoksun olduğunu ortaya koyar (Hitler 1.Cilt)
  • Bizi Fareli Köyün Kavalcısı öyküsündeki çocuklar gibi Hitler'in ardından uçuruma gitmeye sevk eden şey aslında neydi? Bilmece Adolf Hitler değil, bilmece biziz. (Çöküş)
  • Almanya, harbin tamamı boyunca en yüksek silah üretimine 1944 temmuz’unda ulaştı. Ancak ulaşılan seviye yanıltıcıydı. Bu, yerinde bir teşbihle bir maraton koşucusunun enerjisinin tükenip de nefesi kesilmeden önceki son deparına benzetilmiştir. (Çöküş)
  • Sonraları, Hitler'in cepheler çökerken etrafındakilere "Bana zafersiz bir barıştan söz eden herkes kellesini kaybedecek, kim yahut hangi makamda olduğunun önemi yok," dediği iddia dildi. (Çöküş)

Yorum Yaz