matesis
dedas

Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği - Jorge Luis Borges Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği kimin eseri? Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği kitabının yazarı kimdir? Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği konusu ve anafikri nedir? Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği kitabı ne anlatıyor? Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği PDF indirme linki var mı? Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği kitabının yazarı Jorge Luis Borges kimdir? İşte Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 27.05.2022 00:00
Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği - Jorge Luis Borges Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Jorge Luis Borges

Çevirmen: Peral Bayaz

Yayın Evi: İletişim Yayınevi

İSBN: 9789750514517

Sayfa Sayısı: 111

Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Arjantinli yazar Jorge Luis Borges, bu kitapta okuru Dante'den Goethe'ye, Dostoyevski'den Shakespeare'e edebiyat tarihinde bir yolculuğa çıkarıyor. Elinizdeki kitap, Jorge Luis Borges'in yaşamının sonuna doğru yayımlanan iki kitapçıktan oluşuyor. Dantevari Denemeler, Borges'in İlahi Komedya üstüne yaptığı bir "derin okuma" olarak tanımlanabilir. Edebiyatı farklı kültürlerden beslenen küçük evrenlerin buluşması olarak gören yazar, Dante'nin metninde tespit ettiği zamana dirençli bölümleri yeniden ortaya çıkartıyor. Shakespeare´in Belleği ise Borges'in ölümünden birkaç yıl önce, 1983'te yazdığı üç öyküyü bir araya getiriyor. Borges bir kez daha, büyük bir yaratıcılıkla yazı, edebiyat, bellek, sonsuzluk gibi konulara yoğunlaşıyor.

"Borges, yazdıklarının hem karesini alan hem de kare kökünü çıkartan bir edebiyat yarattı."

-ITALO CALVINO-

"Borges'i okumak, benzersiz bir şekilde aydınlatıcı ve orijinal."

-ALBERTO MANGUEL-

Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği Alıntıları - Sözleri

  • Dante kitabının genel kurgusuna karar verdikten sonra eğer günahkâr ruhların itiraflarını daha çekici bir dille anlatmazsa kitabın bir adlar kataloğuna ya da bir topografya betimlemesine dönüşebileceğini düşünüyor. Bu nedenle Cehennem’in her dairesine ilginç bir öykü anlatacak ve çok eskilere gitmeyen bir günahkârı konuk ediyor..... İkinci varsayım,  Jung’un öğretilerinden yola çıkarak, yazında yaratılanlarla düşleri bir tutuyor. Bugün bizim düşümüzdeki Dante Francesca’nın çektiği acıları ve ona duyduğu merhameti düşünde görüyor. Schopenhauer düşlerde gördüklerimizin ve duyduklarımızın, her ne kadar kökleri benliğimizde olsa da, bizi şaşırtabileceklerini söylüyor, o zaman Dante de düşünde gördüklerini her ne kadar imgeleminde yaratmış olsa da gördüklerinden acı duyabilir.... Aslında cehennemde geziye çıkan Dante de yazar Dante’nin yansıması.
  • Dünyada ün denilen, tıpkı bir esinti, bir o yandan eser, bir bu yandan gelir, yönü değiştikçe adı da değişir.
  • Sanırım yapacak bir şeyim olmadan yaşayabiliyorum. İnsanlarla konuşmam ya da bir şey yapmam gerekli değil...
  • ... tu ne vestisti queste misere cami, e tu le spoglia. [ ... bu sefil bedeni sen vermiştin bize geri al şimdi]
  • Sanatlarını icra etmede ustalar ama cehenneme gitmekten kurtulamamışlar çünkü Beatrice onları unutmuş.
  • (Poscia, piu che'l dolor, poteil digiuno/ ... Acının yapamadığını açlık başardı sonunda)
  • "Ne tuhaf" [...] "iki kişiyiz ama aynı insanız. Doğru, düşlerde hiçbir şey tuhaf değildir."
  • Gerçek yaşamda tam anlamıyla katiller diye şey yoktur; anlatılarda beceriksizce aynı gruba sokulan bireyler vardır. Bir başka deyişle Dostoyevski’nin romanını okuyanlar, bir anlamda, kendilerini Raskolnikov’un yerine koyarlar ve “işlediği cinayeti” kendi özgür istemiyle işlemediğini, önleyemediği bir dizi olayın onu cinayeti işlemeye zorladığını bilirler. Öldüren adam katil değil, çalan adam hırsız değil, yalan söyleyen adam sahtekâr değildir, hüküm giyenler bunu bilirler (daha doğrusu hissederler)...
  • Komedya’nın acılar dolu kırallığı korkunç bir yer değildir, korkunç olaylara sahne olan bir yerdir. Bu ayrımı yapmak çok önemli.
  • "Sanatını kullanarak gülü yakıp küllerinden yeni bir gül yaratmakla ün kazanmışsın. Bu mucizeyi bana da göster. Senden bunu istiyorum, sonra bütün yaşamımı sana adayacağım."
  • "Çünkü çok benziyoruz birbirimize; yüzün canımı sıkıyor, çünkü sanki kendi yüzümün karikatürü; sesin canımı sıkıyor, çünkü sanki sesimin yankısı; kullandığın acıklı tümceler canımı sıkıyor, çünkü sanki benim tümcelerim."
  • Görünen gökyüzündeki her şey, her yerdedir. Herhangi bir şey de her şeydir. Güneş tüm yıldızlar, her yıldız yıldızların tümü ve her yıldız tüm yıldızlar artı güneştir.
  • "Dante, bir tanrı bilimci, inançlı, erdemli bir insan olarak günahkarları mahkûm ediyor ama duygusal olarak ne mahkûm ediyor ne de bağışlıyor" (La poesia di Dante, 78)
  • Non e il mondan romore altro ch'un fiato Di vento, ch'or vien quinci e or vien quindi, E muta nome perche muta lato [Dünyada un denilen, tıpkı bir esinti, bir o yandan eser, bir bu yandan gelir, yönü değiştikçe adı da değişir]
  • Cehennem'de sonsuza dek birlikte olacak Francesca ve Paolo'yu düşünüyorum (Questi, che mai da me non fia diviso...) (yanımdan hiç ayrılmayacak sevgilimi de). Korkunç bir sevgiyle, kuşkulu bir sıkıntıyla, hayranlıkla, imrenerek...

Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Şimdiye dek elimden geldiğince fazla Borges kitabı okudum. Genel anlamda birbirine benzer öykü ve deneme seçkilerinden oluştuğu için açıkçası bir Borges kitabını diğerinden ayırmanın her zaman bir hayli zor olduğunu düşünmüşümdür. İkinci kısmındaki birkaç "genel" Borges öyküsünü bir kenara bırakırsak, "Dantevari Denemeler Shakespeare'in Belleği, belirgin bazı izlekler çerçevesinde seyreden, tanımlanma-ayrışma anlamında şanslı Borges yapıtlarından biri. Elime aldığım karton arası "kitap"lar arasında en beğendiğim Borges yapıtının "Yaratan" olduğunu her zaman söylerim. Sanırım iyi öyküden anladığım, "Tavuk Suyuna Çorba" tarzı, sonu şaşırtmacayla biten, hayat dersi yüklü metinler değil, en azından doğrudan değil, böyle bir şeyi imge yoğunluğuyla sağlayan metinler olduğu içindir. Dantevari Denemeler Shakespeare'in Belleği, metnini Dante, Shakespeare gibi okuyucunun her anlamda ilgisini çekebilecek edebiyat büyüklerinin çevresinde kursa da bu anlamdaki isteğimi yeteri kadar karşılayabildiğinden emin değilim. Örneğin, Dante'nin günahkarlara bakışı, Dante-Beatrice aşkı gibi olgulara dair ilgi çekici tespitlere yer verilen çeşitli deneme parçalarının ayrıntılı çözümlemede Borges estetiğini layığıyla yansıtabildiğinden! Borges'in metafizikle ilişkisi bilimkurguyu dahi içine alacak bir genişlikte, realist gelenek için her zaman tartışmalı olmuştur. Borges'in metafiziği ve çoklanan-geçişen gerçekliği edebiyat alanında en iyi, en olgun, en önemlisi en "dengeli" biçimde kullanan yazarlardan biri olduğunu ben yadsımıyorum. Metafiziğin ne kadar inanç, ne kadar gerçeklik, ne kadar metaforla bağlantılandırılabileceği bence Borges yazınındaki en önemli mesele ve bu kitaptaki bir öykü (Paracelsus'un Gülü), özellikle denge konusunda beni o tartışmaya yeniden götürdü. Dante'nin edebiyatı büyük edebiyattır ama acaba ideal edebiyat mıdır, Borges'in edebiyatı da büyüktür ama acaba ideal edebiyat mıdır? Ya Joyce'unki, Proust'unki? Ya da şunu soralım: bir ideal edebiyat var mıdır? Kibirli bir postmodern içgüdüyle "yok" diyeceksek, bir ideal fikrinin olmadığı yerde edebiyat var mıdır? Daha fazla uzatmadan, kitabın öteki okuyucu adaylarına yardımcı olmaktan mütevellit tavsiyeler kısmına geçeyim: eğer ilk Borges kitabınızı okumak istiyorsanız, bu kitaptan başlamayın, ikincisini, üçüncüsünü okuyacaksanız da gerek yok. Edebiyat tarihinin belki de en büyük ismi olan Dante, Borges'le beraber ilginizi çekiyorsa elbette bu kitabı öne alın. Bir aşıksanız ve Dante-Beatrice aşkı ilginizi çekiyorsa elbette öne. Kitapta Shakespeare ağırlığı yok, Shakespeare hayranları Borges sıralamalarını değiştirmek zorunda değil. Son cümlem: sıralamanın ötesinde bir Borges kitabını son kertede birine tavsiye etme ve etmeme işi bana ancak komik gelir. (Burak Çap)

Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği PDF indirme linki var mı?

Jorge Luis Borges - Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jorge Luis Borges Kimdir?

Jorge Francisco Isidoro Luis Borges Acevedo veya bilinen adıyla Jorge Luis Borges (d. 24 Ağustos 1899 - ö. 14 Haziran 1986), Arjantinli öykü ve deneme yazarı, şair ve çevirmen. Büyülü gerçekçilik akımının önde gelen isimlerindendir ve gerçeküstücülük konusunda yazdığı denemeleri ile ünlüdür.

Borges, 24 Ağustos 1899 tarihinde Buenos Aires'te doğdu. Babasının annesi İngiliz olduğu ve evde iki lisan birden konuşulduğu için daha çocukken her iki lisanı da çok güzel konuşabiliyordu. Oğluna satranç tahtasında Zeno'nun paradoksunu öğreten Jorge Guillermo Borges avukat ve psikoloji öğretmeniydi. Evlerinde Borges'in muhayyilesini sürekli olarak işgal edecek bir bahçe ve kütüphane vardı.

Babasının görme yetisinin azalması üzerine, aile tedavi için I. Dünya Savaşı'ndan önce (1914) Cenevre'ye taşındı. Burada kaldıkları süre boyunca Borges Calvin Koleji'ne devam ederek, Lâtince, Fransızca ve Almanca öğrendi. Sembolizm akımının örneklerinden Verlaine, Rimbaud ve Mallarmé'in eserleriyle bu sırada tanıştı. Schopenhauer'a olan sevgisi ve Walt Whitman'ı keşfetmesi de Cenevre'deyken başladı.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ailesiyle birlikte İspanya'ya taşındı. Borges artık yazar olmaya karar vermişti, babasına 1870'lerde geçen bir roman yazmaya yardım ediyordu. Birkaç edebi gruba girme çalışmasından sonra, kendine akıl hocası buldu: Endülüslü şair Rafael Cansinos-Asséns. Onun etkisiyle kendisini "ultraistler" grubundan saymaya başladı ama kısa zamanda aidiyet hissinden sıkılarak kimseye bağlı olmadan birşeyler yapmaya çalıştı. Denemelerle ve şiirle pasifizm, anarşi, Rus devrimi gibi bâzı şeyleri övdüğü, genel düşüncelerini dile getirdiği iki kitap yazdı. Ama sonra yazdıklarından utanarak, her iki kitabı da İspanya'dan ayrılmadan önce imha etti.

1921'de ailesiyle Buenos Aires'e geri dönmesinden sonra, babasının arkadaşı Macedonio Fernandéz'in düşüncelerinden etkilenmesi, düşüncenin yeni yollarına yönelmesine neden oldu. Fernandez'in düşünceleri Schopenhauer, Berkeley ve Hume'ün bir yansıması idi. Edebi stili ekzantrik ve düşünce tarzı karmaşıktı. Borges'e en büyük etkisi her şeye kuşkuculukla bakmasını sağlamasıdır.

1923'te ilk kitabı olan Buenos Aires Tutkusu (Ferver de Buenos Aires)'i çıkardı. 1924-1933 arası Borges için oldukça heyecan verici bir zamandı. Bu dönemde pek çok yazısı ve şiiri basıldı. Luna de Enfrente 1925'te, San Martin Defteri (Cuaderno San Martin) 1929'da basıldı. 1933-1934 yıllarında Critica'da Alçaklığın Evrensel Tarihi (Historia universal de la infamia) yayımlandı. Bu öykü dizisi, önceden basılmış bâzı hikâyelerden alınan karakterler ve fikirler üzerine yeniden hikâye yazmakla oluşmuştu. Gerçeği ve hikâyeyi harmanladığı bu hikâyeler gerçeküstü bir otantizm taşıyorlardı. Daha sonraları bu tarz "büyülü gerçekçilik"in ilk örneklerinden sayılacaktı. Ama onun asıl kariyeri 1935'te yazdığı "Borges stili"nin ilk örneği denilen, hayâli bir romanı eleştirdiği Al-Motasim'e Bir Bakış isimli öyküsüdür. 1936'da denemelerini topladığı "Sonsuzluğun Tarihi Historia de la Eternidad" basıldı. Bu sırada maddi sıkıntılar çekiyordu, bu nedenle 1937'de Belediye Kütüphânesi'nde çalışmaya başladı. Kütüphânedeki işi hafif olan yazar, iş günlerinin kalanını klâsikleri okuyarak ve modern edebiyatın uluslar arası örneklerini İspanyolca'ya çevirerek geçirmiştir. Virginia Woolf'un ve William Faulkner'ın kitapları İspanyolcaya ilk kez bu dönemde Borges tarafından kazandırılmıştır. Yaratıcılığını kaybetmekten korkan Borges, eşşiz bir eser yazmak istedi ve Pierre Menard, Don Quixote'un Yazarı'nı kaleme aldı. Ardından da Tlön, Uqbar, Orbis Tertius geldi. Her iki hikâye Victoria Ocampo'nun Sur edebiyat dergisinde yayınlandı. Bunların başarısının verdiği motivasyonla Babil Kütüphanesi'nin çalışmalarına başladı. 1941'de bu öykülerin toplandığı Yolları Çatallanan Bahçe basıldı. Aynı hikâyeler toparlanarak Artifices'e eklendi ve ve 1944'de Ficciones adıyla yeniden basıldı. 1942'de "Bustos Domecq" takma adı altında Adolfo Bioy Casares ile birlikte polisiye hikâyeler dizisi olan Don İsidro İçin Altı Problem'i yazdılar. Felsefe, gerçekler, fantazi ve gizemleri harmanladığı bu yeni öykülerin yanında, El Hogar'da anti-semitizmi, faşizmi ve nazizmi eşeltiren politik makaleler de yazıyordu. Bu makalelerle oldukça tanındı. 1946'da Juan Peron'un iktidara gelişiyle, kütüphânedeki işinden atıldı. Bu işten atılma onun için bir tür kurtuluş olmuştu, çünkü hem Arjantin'den Uruguay'a kadar pek çok yeri gezip, Budizm'den Blake'e kadar pek çok konuda seminerler veriyor, hem de iyi para kazanıyordu. Ama ailesi Peron'un baskıcı rejiminde zor günler geçirdi, annesi ve kız kardeşi hapse girdi. 1949'da ikinci önemli kısa hikâyeler kitabı Alef (El Alef)basıldı.

1955'de Peron devrilince Borges hayâlindeki meslek olan Arjantin Ulusal Kütüphânesi Müdürlüğü'ne getirildi. Ailesinden gelen hastalık nedeniyle görme bozukluğu çeken Borges bu dönemde görme yetisini tamamen kaybetti. "Bana aynı anda hem 800,000 kitabı hem de karanlığı veren Tanrı'nın muhteşem ironisi" diyerek bu gerçeği kabullenmiştir. (Umberto Eco unutulmaz romanı Gülün Adı'nda yer alan ana karakterlerden kör kütüphaneciyi Borges'ten esinlenerek oluşturmuştur.) 1956'da Buenos Aires Üniversitesi'nde İngiliz ve Amerikan edebiyatı profesörlüğüne atandı ve 12 yıl bu görevi yürüttü. 1961'de Samuel Beckett'le birlikte Uluslararası Yayımcılar Ödülü'nü (Formentor Ödülü) kazandı. Bu ödül ona gecikmiş bir uluslararası ün kazandırdı. Gözlerinin görmeyişini şiire yönelerek telâfi etmeye çalıştı. 1970'li yıllarda ABD'de çeşitli üniversitelerde dersler verdi. 1973'te Peron geri dönünce, görevinden istifa etti. Ders vererek ve yolculuk yaparak geçirdiği zamanın meyvesi 1975'te basılan toplama hikâyelerin olduğu Kum Kitabı (El libro de arena) oldu. Dünya gezilerinin sonucu ona eşlik eden Maria Kodama'nın resimlerini çektiği yazılarını ise kendi yazdığı Atlas(1984)'la sonuçlandı.

Zannedilenin aksine, Nobel ödülünü alamadan 87 yaşında, 14 Haziran 1986'da Cenevre'de karaciğer kanserinden hayatını kaybetti.

Jorge Luis Borges Kitapları - Eserleri

  • Kum Kitabı
  • Alçaklığın Evrensel Tarihi
  • Sonsuz Gül
  • Alef
  • Ficciones
  • 25 Ağustos 1983 ve Diğer Öyküler
  • Ölüm ve Pusula
  • Brodie Raporu
  • Yedi Gece
  • Atlas
  • Düşsel Varlıklar Kitabı
  • Yolları Çatallanan Bahçe
  • Sonsuzluğun Tarihi
  • Yaratan
  • Şifre
  • Rüyalar Kitabı
  • Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği
  • Olağanüstü Masallar
  • Borges Sekseninde - Sohbetler
  • Öteki Soruşturmalar
  • Borges ve Ben
  • Şu Şiir İşçiliği
  • İngiliz Edebiyatına Giriş
  • Gölgeye Övgü
  • Tartışmalar
  • Evaristo Carriego
  • Don Isidro Parodi'ye Altı Bilmece
  • Altın ve Gölge
  • Xewn ü Xeyal
  • Bustos Domecq Vakayinameleri
  • The Story from Rosendo Juarez
  • The South
  • Alef

Jorge Luis Borges Alıntıları - Sözleri

  • Hayat ölümsüz olmayacak kadar fakirdir aslında. (Sonsuzluğun Tarihi)
  • Xew dûrketina ji dinyayê bû. (Xewn ü Xeyal)
  • mantık denen şey bir deliliktir.. (25 Ağustos 1983 ve Diğer Öyküler)
  • ... beni derinden ilgilendiriyor, ama -nasıl söyleyeyim?- vazgeçilmez gelmiyor bana. (Ficciones)
  • ...Sonsuzluk daha bereketli 1icattır. Akla mantığa sığmaz oluşu doğrudur ancak sıradan zamanın akışı da öyle değil midir zaten? Sonsuzluğu inkar etmek, şehirlerle, nehirlerle, şenliklerle yüklenmiş yılların topyekün ortadan kalktığını farz etmek, onların topyekûn kurtarıldığını hayal etmek kadar, hatta ondan daha az inandırıcıdır... (Sonsuzluğun Tarihi)
  • Müslüman inanışına göre, Allah akıl melekesine sahip üç tür varlık yarattı: Nurdan yaratılmış Melekler; ateşten yaratılmış Cinler (tekil hali 'Jinnee' ya da 'Genie') ve topraktan yaratılmış İnsanlar. Cinler, Adem'den binlerce yıl önce, siyah, dumansız bir ateşten yaratıldılar; beş sınıfa ayrılırlar. Bunların arasında iyi ve kötü Cinler ile erkek ve dişi Cinler'i görüyoruz. Evrenbilimci El-Kasvini, "cinler şeffaf bedenli hava hayvanlarıdır, kılıktan kılığa girebilirler" diyor. Kendilerini ilk önce bulut ya da kocaman sütunlar olarak gösterebilirler; ama biçimleri yoğunlaştığında, belki bir insan, bir çakal, bir kurt, bir aslan, bir akrep ya da bir yılan biçiminde görünür olurlar. Bazıları gerçek mümin, diğerleriyse sapkın ya da dinsizdirler. (Düşsel Varlıklar Kitabı)
  • Biri dedi ki: Sen uyanıklığa değil, önceki bir düşe uyanmışsın. O düş, bir başka düşle sarmallıdır, o da bir başkasıyla ve bu böyle sonsuza kadar gider, sonsuz da kum tanelerinin sayısıdır. Geriye dönerken izlemen gereken yolun sonu yoktur ve sen bir daha gerçekten uyanmadan öleceksin. (Ölüm ve Pusula)
  • Yalnızlık bana acı vermiyor, insanın kendisine ve kendi huylarına katlanmasıyla hayat zaten yeterince zor. (Kum Kitabı)
  • "Hiç aklımda olmadan, böyle bir şeyin başıma geleceğini hiç düşünmeden, inzivaya çekildim. Bir tutukluya dönüştüm, bir hücreye kapandım, ve şimdi anahtarı bulamıyorum; kapı açık da olsa çıkmaya korkacağım." (Öteki Soruşturmalar)
  • Belki de yoksul, ilkel yaşamlarının tek serveti kindi ve bu yüzden kinlerini biriktiriyorlardı. Hiç farkında olmadan birbirlerinin kölesi olup çıktılar (Brodie Raporu)
  • . Şimdi istediğim şey barış, düşüncenin ve dostluğun hazzı. Ve çok hırslı görünse de sevme ve sevilme duygusu. ... (Borges ve Ben)
  • ... ne bir söz, ne bir özlem, ne de bir anı, hiçbir şey bize dokunmadığında biz çoktan ölmüşüzdür. Ben ölü olmadığımı biliyorum. (Altın ve Gölge)
  • Oscar Wilde, insanın, hayatının her anında, olmuş olduğu her şey ve olacağı her şey olduğunu yazar. (Atlas)
  • . Bir kitap, fiziksel nesneler dünyasında fiziksel bir nesnedir. Bu bir dizi ölü semboldür. Ve sonra doğru okuyucu gelir ve kelimeler daha doğrusu kelimelerin ardındaki şiir, çünkü kelimelerin kendisi sadece semboldür, canlanır ve kelimenin yeniden dirilişini yaşarız. ... (Şu Şiir İşçiliği)
  • ...ilahi iyilik kötülüğü tüketti, sonsuz hayat ölümü, güzellik sefaleti eritti içinde... (Sonsuzluğun Tarihi)
  • "Dante, bir tanrı bilimci, inançlı, erdemli bir insan olarak günahkarları mahkûm ediyor ama duygusal olarak ne mahkûm ediyor ne de bağışlıyor" (La poesia di Dante, 78) (Dantevari Denemeler - Shakespeare'in Belleği)
  • Kipling'in yazdığı herhangi bir sayfada ki onun eserlerinde tüm Hindistan ve bir şekilde tüm yerküresinin özeti bulunduğundan... (25 Ağustos 1983 ve Diğer Öyküler)
  • Bradley, şimdiki anın, bize doğru akmakta olan geleceğin, geçmişin bağrında parçalanıp dağıldığı an olduğuna inanır; başka bir deyişle, var olmak, yok olup gitmekte olan bir var oluştur; ya da Boileau’nun özleme kapılmadan dediği gibi: ‘Le moment où je parle est deja loin de moi.’ [Konuşmaya başladığım an, daha şimdiden uzak benden.] (Atlas)
  • "Yaşadığımız dünya bir yanılgı, gülünç bir yanılsamaydı." (Alçaklığın Evrensel Tarihi)
  • Geçmişimin maskelerinden kurtulacağım, ölüp tamamen unutulunca. (Atlas)

Yorum Yaz