tatlidede

Devrimci İslam - İlich Ramirez Sanchez Carlos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Devrimci İslam kimin eseri? Devrimci İslam kitabının yazarı kimdir? Devrimci İslam konusu ve anafikri nedir? Devrimci İslam kitabı ne anlatıyor? Devrimci İslam PDF indirme linki var mı? Devrimci İslam kitabının yazarı İlich Ramirez Sanchez Carlos kimdir? İşte Devrimci İslam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 19.06.2022 11:00
Devrimci İslam - İlich Ramirez Sanchez Carlos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: İlich Ramirez Sanchez Carlos

Çevirmen: Simla Ongan

Yayın Evi: Elips Kitap

İSBN: 9789758651344

Sayfa Sayısı: 174

Devrimci İslam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Dünya, 70'lerde adını ilk kez duyduktan sonra bir daha hiç unutmadı... Yıllarca sadece siyah beyaz vesikalık bir fotoğrafıyla bilindi,.. Tüm dünyada aranmasına rağmen bir türlü yakalanamamasıyla, kıstırıldığı anlarda kaçmayı hep başarmasıyla, devlet başkanları ve gizli servislerle kurduğu "yakın ilişkilerle" ama en çok da arkasında bıraktığı yüzlerce ölüyle suç tarihinin en karanlık isimlerinden birisi oldu... llich Ramirez Sanchez, namı diğer "Çakal Carlos" hakkında yaygın olarak bilinmeyen bir gerçek 1975ten beri Müslüman olduğu. On dört yaşından beri hayatını "Marksist devrime" adadığını söyleyen, mesleğini "profesyonel devrimcilik" olarak açıklayan, Amerika'yı "baş düşman" ilan eden Carlos özellikle 11 Eylül saldırısından beri fanatik bir Usame bin Ladin hayranı; onu zamanımızın en karizmatik lideri olarak görecek kadar!

Eski karısı Magdalena Kopp'un deyimiyle "gözünü bile kırpmadan insan öldüren bir megolomanyak psikopafın ağzından, "Çakal Carlos"tan -ya da yeni kullanmaya başladığı ismiyle Salim Muhammed Nuri'den-yani uzmanından(!); söz konusu "terör" olunca birbirine ters ideolojilerin bile nasıl birleşebileceğine dair bir kitap... Neyle karşı karşıya olduğumuzu daha iyi kavrayabilmek için...

-Saddam Hüseyin hakkında ne düşünüyorsunuz?

-Çok ciddi stratejik hatalar yaptı. Yine de son "Arap Şövalyesi"dir. Emri altında, basit bir

asker olarak, ABD ve israil'e karşı savaşmaktan gurur duyardım.

-FranceSoir-

1991 baharında, İrak'ın uğradığı ağır bombardımanlar sonrasında, emperyalizm karşıtlarından oluşan bir toplantıya katıldım. Katılımcıların kökenleri ve ideolojileri çeşitliydi. Toplantıda şu karara varıldı: ABD bombalanacaktı.

Pakistan'dan, El-Zülfikar'ın Genel Sekreteri Murtaza Butto, New York'taki "Dünya Ticaret Merkezi"ne uçakla saldırma önerisini ifade etti.

-Al-Hayat, 11 Eylül 2001-

(Arka Kapak)

Devrimci İslam Alıntıları - Sözleri

  • Silahlı mücadeleye başvurulmasının gerçek nedeni ve haklılığı da buradadır işte. Gösteri toplumumun sanal uyuşukluğundan çıkabilmesi için şok görüntülere ihtiyacı var.
  • Siz şizofren misiniz?
  • Geçmişi incelemenin amacı geleceği öngörebilmektir.
  • O halde görevimiz bellidir; görevimiz karşı gelmektir. Bugün hiç kimseye şiddet yolunu seçmesini tavsiye edemem; şiddetin tekelini canı gönülden, gururunu ahlaksız kitle imha silahlarında arayan Amerika’ya bırakıyoruz.
  • Biri ya da bir dava hakkında bir kuşku yaratın, oyunu yarı yarıya kazanmış sayılırsınız!
  • Laik demokrasilerin saldırgan tanrıtanımazlıkları ve hoşgörüsüzlükleri nedeniyle miatlarının dolmak üzere olduğunu düşünüyorum.
  • Biri ya da bir dava hakkında bir kuşku yaratın; oyunu yarı yarıya kazanmış sayılırsınız.
  • İslamiyet size sorun çıkarıp duran omurganızı geri verecektir. Çünkü bugün ayakta durmak için elinizde sadece bencilliklerinizin zırhı kalmış durumda.
  • Ankara ile Telaviv arasındaki güç birliğinin devamlılığını sağlaması nedeniyle Amerikan-İsrail bakış açısından Türkiye'de gerçekten kabul edilebilir tek düzen olan Kemalist düzen sadece bir askeri darbe ile geri döndürülebilir.
  • Uyuşturucu, kural ihlalleri, suç ve AIDS olduğu gibi pornografi de aptallaştırdı. Müziklerden, bedeninizi ve ruhunuzu zehirleyen gıdasal ve kültürel yanlış beslenmeden de İslam sorumlu değildir. Bu sizin kültürünüz ve çılgınca ettiğinizi bulacaksınız, bedelini ödemek zorundasınız. Efendilerinizin size bir ahlaki düzen kurmasına izin verdiyseniz oh olsun size.
  • Büyük fahişe olan serbest piyasa..
  • Çocuklarınıza video oyunları hediye etmeden önce, tarih atlasları hediye etmeyi düşünmelisiniz. Belli bir ideolojik oluşumdan geçilmiş olsun ya da olmasın, bir haritaya tek bir bakış atarak pek çok şeyi bir anda anlamak mümkün olabiliyor.
  • Kapitalizm bir çıkmaz yoldur. Gezegen av ekonomisi yüzünden tükenmiş durumda. Alarm sirenleri çalıyor olmasına rağmen av devam ediyor. Kimse bunun nedenlerini bulmak istemiyor. Tek çıkış yolu görünmekte: Kapitalist mantığın demir halkasını kırıp insanoğlunun ruhani bir devrim yaşamasını sağlamak.
  • Binlerce insanı atomlarına ayırmak hiçbir şekilde terörist bir eylem değil elbette. Kim böyle bir düşünceyi aklına getirmeye cesaret edebilir ki. Özgürlüğün, demokratik idarenin iktidara gelişi söz konusu. İnsanlara nasıl yaşamaları gerektiğini öğretmek için bazen onları öldürmek faydalı, hatta gerekli olabiliyor. Bu konuda kimse ABD'nin eline su dökemez.
  • Şeriatı bir Ortaçağ kanun ve ceza derlemesi olarak değil, yararlanmaya ve gelişmeye açık kanunî bir derleme olarak görmek gerekir. Şeriat İslam toplumlarının hepsinde anayasal anlamda idari bir rol oynamalı ve cihad eylemini yönetmeli ve yönlendirmelidir.

Devrimci İslam İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Devrimi devirecek devrim; İslam.: . Biyografi: Ilich Ramirez Sanchez, nam-ı diğer Çakal Karlos Venezuela’da Marksist-Leninist görüşlü bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geliyor. Babası adını Ilich koymuş. Vladimir Ilıch Lenin’in Ilich’i. Kendisinden küçük olan iki kardeşinin adları da Vladimir ve Lenin. Böyle bir ortamda büyüyen Ilich daha lise çağında Komünist Partisi’ne üye oluyor. 75’te Filistin Halk Kurtuluş Cephesi saflarında işgalci Siyonist İsrail rejimine karşı savaşmaya başlar. Aynı yıl içinde tanıştığı Müslüman savaşçılar vesilesiyle İslam ile tanışır ve Müslüman olur. Salim Muhammed Nuri adını alır. Bu sırada tek başına, bir kişiyle, iki üç kişiyle veya çok kişiyle örgütlenmiş olarak pek çok faaliyette bulunur. Aklımıza hemen gelebilecek istihbarat teşkilatları tarafından aranan Karlos, 94 senesinde Sudan’da yakalandı. O gün bugündür Fransa’da tutuklu. Yazıları 2007 yılından bu yana Baran Dergisi’nde yayımlanmaktadır. Tavzih, tarif, tahlil: İşi yazmak olmayan, sadece yazmamış yazarların kitapları üzerine bir şeyler konuşmakta hep zorlanmışımdır. Kişinin doğumundan ölümüne kadar yaşadıkları, yazdıkları, sevdikleri, oldukları, öldükleri, hatta mesele Karlos olunca “öldürdükleri” parça parça hep bir şahsiyette toplanıyor ve bunlar kişiyi “o” yapan şeyler olarak bütünde bir pay sahibi oluyorlar. Ama bunların içinden bizim üzerinde söz söyleyeceğimiz alan sadece yazdıkları. Yazık ki kîlükâl şahsın altında ezilecek. Kitap belli bir metot izlenerek yazılmamış. Bazı odak noktaları var, İslam, şeriat, içtihat, siyaset, devrim, kadın, terör gibi. Esasen bütün kitap bu odaklar üzerine kurulu. Bunlarla ilgili başlıkların altında yazar fikirlerini serdediyor. Dolayısıyla ben de incelemeyi bu kavramlar üzerine kuracağım. Kitabın adı Devrimci İslam… Müellifin bu terkipten maksadı, “devrimci olmayan İslam”a alternatif olarak bir “devrimci İslam” icat etmek iddiası değil. Ona göre İslam din ve şeriatının Arap yarımadasından başlayarak yayılışı bir devrim ve belki de devrimciliğin doruk noktası ve benzeri bir daha yeryüzünde görülemeyecek olanıdır. Tabii bu durumda Hz. Peygamber (s) ve arkadaşları devrimcilerin öncüsü olarak bulunuyorlar. Müellif bu görüşü neye dayandırarak savunuyor? Devrimde de aydınlanmada da belirleyici olan şey “erk” yani “iktidar” sahibinin kim olacağı meselesidir. Siyasi iktidarı olmaması gereken yerden alıp olması gereken yere iade eden kişi veya kişiler Karlos’a göre devrim yapmış olur. Devrimin ocağı olan yere, Mekke örneğine gidelim. Mekke halkı bir aşkın tanrı inancına sahip olmakla beraber putlara tapıyordu. İsteyeceklerini onlardan istiyorlardı. Aynı zamanda bir kâhin, büyücü sınıfı da teşekkül etmişti. Karlos’ta “devrim” kavramını ilgilendirdiği için bu inancın Mekkelileri içine düşürdüğü bir vartadan bahsedeceğim: Bu inancın bir “Deus Otious” yani âtıl, iş görmez bir tanrı inancı meydana getirmesi. Muhatap sürekli putlar olursa “büyük tanrı”nın âtıl kalması doğaldır. Bu tanrı yeryüzünü imar, ıslah, teshir etmek için peygamber göndermez. İsteklerini peygamber aracılığıyla bildiren bir tanrı yoksa yeryüzü iktidar sahibi bir tanrıdan noksan olur. Kâinat boşluk kabul etmez, öyleyse iktidar başkaları tarafından bir nevi gasp edilmiş olur. Bu gasıplar Mekke hükümeti, kâhinler, büyücüler, bazı asiller gibi iktidar sahipleri idi. Peygamber Efendimiz (s) teşrif ettikten sonra doğru-yanlış, iyi-kötü, çirkin-güzel’in arasını Allah’ın ona bildirdiği gibi ayırınca bahsettiğim odakların iktidarları zaafa uğramaya başladı. İlk vahiyden Allah “din tamam oldu” buyuruncaya ve Hazret-i Peygamber Kâbe’deki son putu asasıyla devirinceye kadar geçen süreç “iktidarın iadesi” süreci ve öyleyse devrimdir. Devrim, o son putun devrilmesiyle ikmal edilmiştir. Devrimle alakalı aşağı yukarı söylemem gereken şeyler bunlar. Şimdi Karlos’un devrim kadar üzerinde durmasa da onunla alakalı olarak işlediği “aydınlanma”ya değineceğim. Ona göre devrim, asr-ı saadette peygamber ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. Bu dönem aynı zamanda aydınlanma kapılarının Müslümanlara açılmasına vesile olmuştur. Karlos’a göre aydınlanmanın Kant’la, Descartes’le, Locke ile alakası yoktur. Aydınlanmanın temeli Hira Mağarası’nda atılmıştır. Ondan sonra saadet asrını ve fütuhat çağını içine alan dönem aydınlanma dönemidir. Bu dönemde Müslümanlar yeni insanlar, yeni dinler, yeni felsefeler tanımaya başlıyorlar ve kendilerine Peygamber Efendimiz tarafından verilen “öz”lerden yola çıkarak mezhepler, felsefeler, önce ameli sonra nazari olmak üzere tasavvuflar teşkil etmiş oluyorlar. Müslümanlık Karlos’ta merkez alanı işgal ettiği için “aydınlanma” böyle bir vetireyi içine alan bir kavramdır. Bağlantıyı koparmamaya dikkat ederek ilgili bir kavramın izahıyla devam ediyorum: İçtihat. Sözlüklerin “kuvvetini tamamen kullanarak çalışmak, gayret etmek” manasını verdiği bu kelime esasında bir fıkıh ıstılahıdır. Istılah manası, belli ilimlerle mücehhez âlimlerin naslardan doğrudan anlaşılamayacak bazı hükümleri çıkarmalarıdır, kabaca. Maksadımı aşmış olacağım için “içtihat kapıları neden kapalıdır” sorusuna kadar gitmeden, Karlos’un “içtihat kapılarını ağzına kadar açmalıyız” dediğini naklederek devam edeyim. Ona göre içtihat muasır hocalara terk edilecek kadar tali ve hayatımızda olmasa da olur bir detay değildir. Karlos içtihadı bütün bir hayata yayarak yeniden canlandırma taraftarıdır. İçtihat ona göre bir entelektüel faaliyettir. Yani ictihad sadece falanca madde necis midir, filanca şey orucu bozar mı sorularıyla mukayyet bir çabanın ürünü değil, modern çağın karşımıza çıkardığı bütün sorunlarla beraber dünya meselelerinin tamamına karşı kuşanılması gereken zırhtır. Buna göre mesela bugün işletebileceğim bir iktisadi sistemim yoksa bunu teorisi ve pratiğiyle inşa ederken içtihattan başka bir şey yapmış olmayacağım. İçtihat bugünün dünyası için entelektüel bir faaliyet sayılabilir dedik. Öyleyse bunu yapması gerekenler dini de dünyayı da bir bütünlük içerisinde kavramış Müslüman entelektüeller olması lazım. Pekala medrese ilimlerini tahsil etmiş kişiler buna ehil değildir diye bir iddiası yok. Fakat medreselerle üniversiteler günümüzde ilmin iki farklı merkezde yer kapladığını gösteriyor. Biriyle alakalı olanların diğeriyle uzlaşamadığı, onu hep “diğer”i olarak gördüğü bir dünyada dünya meseleleri hakkında mollaların ne kadar vukufiyet sağladığı tartışılabilir bir problemdir. Tabii, madalyonun diğer yüzü; bir akademisyen dini bütün derinlikleriyle ne kadar bilebilir ve bilirse bildiği hangi dindir? Bu meseleyi de “ilim bir noktadır”a sevk ederek cümle âlemi techil ettikten sonra sıradaki konuya geçebiliriz. Devrim miladi 7. yüzyılın Mekke’siyle kayıtlı kalırsa ne din ne de devrim maksadına ulaşabilir. Kitapta şeriatın kendini zamanla yenilediği çok vurgulanan bir husus. Bunu sağlayan ictihad müessesesidir. “Neden devrim?” sorusu etrafında düşünürsek, kan emici kapitalist-emperyalist çağdaş medeniyete karşı savaş vermek diye bir derdimiz varsa sırtımızı asr-ı saadetteki devrimin ölçülerine dayayarak özünü bu dinin teşkil ettiği bir mücadelenin içinde bulunmak gerekiyor. Mazlum halkları birleştirecek yegâne güç Karlos’a göre İslamiyet’tir. Ama bu demek değildir ki, Müslüman olmayanlar bu mücadelede pasif rol oynar. Müslüman ve gayrimüslim çağdaş medeniyete maruz kalan halkların tamamının üstlenmesi gereken bir ihtilal misyonu vardır. Bunun gayrimüslimlerdeki tezahürü olarak Vietnam örneğini gösterebiliriz. Hiç kimse bu misyondan feragat edemez. Feragat edenler Karlos’a göre bir ihanetin içerisindedir. Bunlara örnek de Avrupa milletleridir. Ona göre Avrupalılar sosyalizmin başarısızlığa uğramasından sonra sarılacak tek ip olarak İslamiyet’i bulmalı ve bununla birleşip kapitalist medeniyetin barbarlıklarına göğüs germeliydi. Ama onlar bu medeniyetin içerisinde erimeyi ve ona gark olmayı tercih ederek bir ihanette bulundular. Çağdaş medeniyete direniş zaman zaman devletler, örgütler çapında tezahür edebilir. Örgüt çapında yürütülen mücadelelerin önüne daima meşruluk sorunu ihdas eden bir “terör” ithamı çıkacaktır. Bu itham, insanların tasavvurundaki terör kelimesinin mevcut anlamına aldırmadan bir anlam iyileştirmesiyle alt edilmelidir. Bu nasıl yapılır? Karlos terör kelimesinin sözlük anlamını saf haliyle alır, bunun üzerine bir terör tanımı ortaya koyar. Buna göre terör, düşmanı ne türlü olursa olsun korkutmak ve yıldırmaktan ibaret eylemlerin karakteri olarak karşımıza çıkar. Karlos bunu mazlum taraf için mecburi görür. Çünkü düşmanın politik ve mali gücü, zayıf tarafı daima tedhişe zorlar. Fakir silahıdır bu. Zihin bombası. Hani insan mesela bir uzvu yandığında acının etkisiyle refleks olarak o uzvunu geri çekmeye çalışır. Bu onun kendinde olarak yaptığı bir iş değildir. Ama bunu yapmaya mecburdur, çünkü yanığın acısı başka hiçbir şeyi dikkate almayacak kadar dayanılmaz haldedir. Bunun gibi, Karlos terör eylemlerinde hedefin acıyı gidermek, yani düşman odakların, siyasi ve mali gücü elinde bulunduran emperyalist çetelerin hedef alınması gerektiğini söyler. Ona göre terör mazlum üreten bir endüstri değildir; zalimleri kahreden bir usuldür. Nerede mazlum üreten bir terör eylemi varsa bunlar olması gerekeni yapıyor değildirler. Karlos emperyalist-kapitalist “politik erk”i değil masum halkı hedef alanları (IŞİD, DHKP-C, PKK vb.) “geri zekâlı ve şuursuz hayvanlar” olarak nitelendiriyor. Bunlardan teberri ettiğini açıkça ifade ediyor. Bu açıklama İsmet Özel’in terör hakkında görüşlerine aşina olanların dikkatini çekmiş olması lazım. Karlos’un teorik anlamda terörden anladığı şey İsmet Özel ile neredeyse aynı. Fakat Karlos’un tanımının pratikte bulduğu karşılık, onu Özel’den ayrı kılıyor. İkisi de “Müslüman teröristtir.” savını savunurken, insanlar Karlos’u terörist olarak anıyor, ama İsmet Özel sadece şair olarak bilinmeye devam ediyor. Korku vermek esasına dayalı bir terör tanımını kabul ettiğimizde, Karlos’un düşmanlarının Karlos’tan muhakkak korktuğunu, hatta korkması gerektiğini söyleyebiliriz; Özel’in düşmanları korkuyor mudur, bilmiyorum. Burada da fikirden sonra eylemin belirleyiciliği ayan oluyor. Karlos’a göre emperyalist karşıtı mücadele yürütenlerin yolundaki engellerden belki en büyüğü medyadır. Medya, işini bitirmek istediği bir liderin, din adamının, mütefekkirin, yazarın ayağını kaydırmak için onu halka iğrenç gösterir. Böylece halk nezdinde itibarını kaybeden farazi şahsa yakın duran kişiler ayrılmaya başlar, çünkü insanlar benzer bir operasyonla karşılaşmaktan korkarlar. Böylece bu kişi yalnız bırakılmış olur. Sonra işi kolayca bitirilebilir. Bu neredeyse medyanın zaferidir. Medya organlarını elinde bulunduran erk sahiplerinin bu süreçte ihtiyaç duydukları tek şey medya organlarının söylediği her söze Allah kelamına inanır gibi inanan kitlelerdir. Bu olmazsa medya vasıfsızdır, daha muhatap kitlesi yoktur ki vasfı ne olsun. Şimdi alın buraya örnek olarak Kaddafi’yi, Saddam’ı koyun. Cuk oturur. Ee işte öyle. Eminim İsmet Özel okuyanlar tekrar şaşırdı. Evet benziyor. Bu bahsi de onun sözüyle kapatalım madem: “Medyanın gücü yoktur, gücün medyası vardır.” (zülfikar)

Kitap, küçük yaşta hayatını 'Marksist devrime' adayan, bu uğurda eylemler yapan, namı diğer "Çakal Carlos" un İslam'ı seçmesiyle birlikte olaylara "müslüman" kimliğiyle bakmasını ve tecrübelerinin verdiği bilgeliğiyle, okurken farkedebileceğiniz dünya siyasetine dair analiz ve tespitlerinden oluşmakta. Amerika'nın dünya siyasetinde yaptıklarını ve yapmak istediklerini, 11 Eylül saldırısı kapsamında ele almış. Bu saldırıyı yapanlar ve yapılmasına sebebiyet verenler üzerinden, öğrenilmiş "terörist" ve "terörizm" kavramlarının sorgulanmasını amaçlamış. Bu minvalde ortadoğu merkezli dünya tarihi ve siyasetinden örneklerle, söylemlerini ikna edici bir üslupla anlatıyor. Dayatılan ve aslında "özgürlük" adı altında insanların yaptıklarından bahsederken okuyucuyu da düşünmeye sevk ediyor. Hayatı boyunca kendinde barındırdığı tüm kimliklerini "Devrimci İslam" başlığıyla okuyucuya aktarmış. Okurken her satırını çizmek istedim. Kelimelere dökemediklerimi okumak ve aynı düşünceyi paylaştığım birinin var olması, tek olmadığımı hissettirdi. Yolun yolumdur Çakal Carlos... (Naibe)

Devrimci İslam PDF indirme linki var mı?

İlich Ramirez Sanchez Carlos - Devrimci İslam kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Devrimci İslam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İlich Ramirez Sanchez Carlos Kimdir?

Ilich Ramirez Sanchez (İliç Ramirez Sançez) veya daha sık kullanılan lakabıyla Çakal Carlos, Venezuela doğumlu eylemci. Birçok yasadışı eylemde yer almış Sanchez, 2007 itibariyle Fransa'da Fleury Merogis Cezaevi'nde tutulmaktadır.

Sanchez 25 Mart 1949 yılında Marksist-leninist bir ailenin oğlu olarak Venezuela'nın Karakas şehrinde dünyaya geldi.

1966 yılında annesi ve kardeşleriyle birlikte Londra'ya gidip, İngiltere'de üniversite eğitimi gördü. Uzun bir dönem Marksist gençlik örgütlenmelerinin içinde yer alan Carlos, 1975 yılında Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) kamplarında eğitilerek İsrail'e karşı savaşmaya başladı. Daha sonraki yıllar İsrail hükümetine karşı verdiği mücadeleyi Batı'nın büyük şehirlerine taşıyan Carlos, İsrail'le ilişkisi olan birçok banka, dernek, gazete ve elçiliğe bombalı saldırıda bulundu. 1980 yılında dünyanın en çok aranan adamı olarak ilan edilen Carlos, CIA, Mossad, Interpol ve Fransız istihbaratını birçok kez atlattı.

Özellikle 1980'li yılllarda yaptığı eylemlerle adını duyuran Ilich Ramirez Sanchez hakkında birçok kitap yazılırken, hayatı da defalarca kez filmlere konu oldu.

Binbirsurat olarak da tanınan Carlos'un en önemli eylemlerinden birisi de Viyana'daki OPEC toplantısında, aralarında 10 petrol bakanının da bulunduğu 70 kişiyi rehin alması ve olay sonrası rehineleri Cezayir'e kaçırmasıydı. Carlos, 25 yıllık bir kovalamacanın ardından 1994 yılında Fransız ve Sudan istihbarat örgütlerinin ortaklaşa düzenledikleri bir operasyonla yakalandı. Mahkeme sonrası müebbet hapis cezasına çarptırılan Carlos, yargılanma esnasında tanıştığı avukat Isabella Coutant Peyre ile evlendi. Fransa'da Fleury Merogis Cezaevi'nde bir hücrede tutulmaktayken Clairvaux'da çok sıkı korunan bir hapishaneye nakledidi.Eşi sağlık merkezlerinden uzaklığı sebebiyle bu nakle karşı çıkıyordu.Şu anda Paris'te La Santé cezaevinde kurbağa lakaplı gizli fransız polislerinin suikast girişiminden yeni kurtulmuş halde bulunuyor.İzolasyon şartları ağırlaştığı gibi vatandaşı olduğu Venezuella'nın Fransa elçiliği tarafindan iadesine dair hiçbir esaslı teşebbüste bulunulmamasindan yakınmaktadır. 1975'de müslüman olan Çakal Carlos, Salim Muhammed Nuri adını almıştır.

Çakal Carlos 2012 yılında Paris ceza evinden telekonferans yöntemi ile röportaj vermiştir.

İlich Ramirez Sanchez Carlos Kitapları - Eserleri

  • Devrimci İslam
  • Söz Çakal Carlos'ta

İlich Ramirez Sanchez Carlos Alıntıları - Sözleri

  • Binlerce insanı atomlarına ayırmak hiçbir şekilde terörist bir eylem değil elbette. Kim böyle bir düşünceyi aklına getirmeye cesaret edebilir ki. Özgürlüğün, demokratik idarenin iktidara gelişi söz konusu. İnsanlara nasıl yaşamaları gerektiğini öğretmek için bazen onları öldürmek faydalı, hatta gerekli olabiliyor. Bu konuda kimse ABD'nin eline su dökemez. (Devrimci İslam)
  • O halde görevimiz bellidir; görevimiz karşı gelmektir. Bugün hiç kimseye şiddet yolunu seçmesini tavsiye edemem; şiddetin tekelini canı gönülden, gururunu ahlaksız kitle imha silahlarında arayan Amerika’ya bırakıyoruz. (Devrimci İslam)
  • "Ellerinde (emperyalistlerin) esir olmamıza rağmen, cezaevinde olmamıza rağmen, nasıl da korkuyorlar hâlâ bizden. Bizden korkuları, başımızı eğmemiş olmamızdandır. Yoksa, maddî neticeleri bakımından biz ne yaptık ki? Örnek olarak ortaya koyduklarımızdır onların korkusunu böyle azdıran. Savaşı hâlâ sürdürüyor olmamızdır onları en çok ürküten. Eğer doğru yolda olmasaydık, bizden ne korkar ne de umursarlardı. Onlar için hakiki tehlike, bizim eylem kapasitemiz falan değil, bizlerin başkalarına örnek olmamız, neyin nasıl yapılacağını bilfiil göstermemiz ve öncülük etmemizdir. " (Söz Çakal Carlos'ta)
  • Şeriatı bir Ortaçağ kanun ve ceza derlemesi olarak değil, yararlanmaya ve gelişmeye açık kanunî bir derleme olarak görmek gerekir. Şeriat İslam toplumlarının hepsinde anayasal anlamda idari bir rol oynamalı ve cihad eylemini yönetmeli ve yönlendirmelidir. (Devrimci İslam)
  • İslamiyet size sorun çıkarıp duran omurganızı geri verecektir. Çünkü bugün ayakta durmak için elinizde sadece bencilliklerinizin zırhı kalmış durumda. (Devrimci İslam)
  • Uyuşturucu, kural ihlalleri, suç ve AIDS olduğu gibi pornografi de aptallaştırdı. Müziklerden, bedeninizi ve ruhunuzu zehirleyen gıdasal ve kültürel yanlış beslenmeden de İslam sorumlu değildir. Bu sizin kültürünüz ve çılgınca ettiğinizi bulacaksınız, bedelini ödemek zorundasınız. Efendilerinizin size bir ahlaki düzen kurmasına izin verdiyseniz oh olsun size. (Devrimci İslam)
  • Ankara ile Telaviv arasındaki güç birliğinin devamlılığını sağlaması nedeniyle Amerikan-İsrail bakış açısından Türkiye'de gerçekten kabul edilebilir tek düzen olan Kemalist düzen sadece bir askeri darbe ile geri döndürülebilir. (Devrimci İslam)
  • Laik demokrasilerin saldırgan tanrıtanımazlıkları ve hoşgörüsüzlükleri nedeniyle miatlarının dolmak üzere olduğunu düşünüyorum. (Devrimci İslam)
  • "Eğer gerçek bir müslümansanız, sizin lehinize işleyecek hiçbir milletlerarası kanun yoktur." Kumandan CARLOS (Söz Çakal Carlos'ta)
  • Çocuklarınıza video oyunları hediye etmeden önce, tarih atlasları hediye etmeyi düşünmelisiniz. Belli bir ideolojik oluşumdan geçilmiş olsun ya da olmasın, bir haritaya tek bir bakış atarak pek çok şeyi bir anda anlamak mümkün olabiliyor. (Devrimci İslam)
  • Biri ya da bir dava hakkında bir kuşku yaratın; oyunu yarı yarıya kazanmış sayılırsınız. (Devrimci İslam)
  • Geçmişi incelemenin amacı geleceği öngörebilmektir. (Devrimci İslam)
  • Silahlı mücadeleye başvurulmasının gerçek nedeni ve haklılığı da buradadır işte. Gösteri toplumumun sanal uyuşukluğundan çıkabilmesi için şok görüntülere ihtiyacı var. (Devrimci İslam)
  • Batılı istihbarat servislerini ve Mossad’ı tam 25 yıl peşinde koşturan ve tam yakalandı denirken her seferinde dahice atlattı (Söz Çakal Carlos'ta)
  • Eğer gerçek bir Müslümansanız, sizin lehinize işleyecek hiçbir milletlerarası kanun yoktur (Söz Çakal Carlos'ta)
  • Siz şizofren misiniz? (Devrimci İslam)
  • Biri ya da bir dava hakkında bir kuşku yaratın, oyunu yarı yarıya kazanmış sayılırsınız! (Devrimci İslam)
  • Kapitalizm bir çıkmaz yoldur. Gezegen av ekonomisi yüzünden tükenmiş durumda. Alarm sirenleri çalıyor olmasına rağmen av devam ediyor. Kimse bunun nedenlerini bulmak istemiyor. Tek çıkış yolu görünmekte: Kapitalist mantığın demir halkasını kırıp insanoğlunun ruhani bir devrim yaşamasını sağlamak. (Devrimci İslam)
  • Büyük fahişe olan serbest piyasa.. (Devrimci İslam)
  • Bizden korkuları, başımızı eğmemiş olmamızdandır (Söz Çakal Carlos'ta)

Yorum Yaz