matesis
dedas

Franny ve Zooey - J. D. Salinger Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Franny ve Zooey kimin eseri? Franny ve Zooey kitabının yazarı kimdir? Franny ve Zooey konusu ve anafikri nedir? Franny ve Zooey kitabı ne anlatıyor? Franny ve Zooey PDF indirme linki var mı? Franny ve Zooey kitabının yazarı J. D. Salinger kimdir? İşte Franny ve Zooey kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 14.03.2022 06:00
Franny ve Zooey - J. D. Salinger Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: J. D. Salinger

Çevirmen: Ömer Madra

Orijinal Adı: Franny and Zooey

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789753631204

Sayfa Sayısı: 134

Franny ve Zooey Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Glass’lar; öncesi, savaş ve sonrası ile 2. Dünya Savaşı’nın “yaralanmış” kuşağının yedi “tuhaf” kardeşli “tipik” bir ailesi… Ölümler, intiharlar, güvence aranan mistik savruluşlar ve aşklar arasında, hayatla yaşanan yüksek voltajlı ve suskun uyumsuzluklar, sessiz çıldırma eşikleri… “Biz dördümüz, birbirimize yakın kan bağıyla bağlıyız ve bir tür deruni aile diliyle, iki nokta arasındaki en kısa mesafenin neredeyse tam bir daire olduğu bir çeşit romantik geometri ile konuşuruz. Son bir uyarı sözü: Aile soyadımız Glass. Bir dakika sonra, Glass erkeklerinden en genci, yaşayan büyük ağabeyi Buddy Glass’ın kendisine gönderdiği aşırı derecede uzun mektubu okurken görülecek (…) Bana söylediğine göre, mektubun üslubu, bu anlatıcının üslubuna ya da yazılı üslupçuluğuna, rastgeleliğin adamakıllı ötesinde bir benzerlik gösteriyormuş; genel okur da hiç şüphesiz, mektubun yazarı ile bendenizin aynı kişi olduğu sonucuna balıklama atlayacaktır. Atlayacaktır ve maalesef atlamalıdır da”… Nicedir, bir 20. yüzyıl “modern-klasik”i olarak anılan “kırk yıllık suskun” J. D. Salinger’dan, hayat üstüne, sanki kendi geleceğini de okuduğu tedirgin, derin, acı iki uzun “hikaye”.

Franny ve Zooey Alıntıları - Sözleri

  • Hayatta bir özelliğim varsa o da ağzımı asla bozmamamdır.
  • Olup bitenleri fazlasıyla içimizde tutuyoruz.
  • İki dakkada birinden hoşlanmadın mı, tamam, onu ömür boyu silersin artık defterden.
  • Bir muhalif görüş, ne kadar ustalıkla dile getirilmiş olursa olsun, ancak uygulanabilir olduğu sürece geçerlidir.
  • Sinemaya gidiyordum, ya da kapanış saatine kadar kütüphanede oturuyordum, ya da Restorasyon Dönemi Komedisi falan gibi şeyler üzerine tezler hazırlıyordum deliler gibi. Ama hiç olmazsa bir süre kendi sesimi duymamanın keyfini yaşadım.
  • ''Ego ego ego. Bıktım usandım. Kendiminkinden de, başkalarınınkinden de.
  • "Bencilce bir sebebi yoksa kimse kimseyi aramaz" "On vak'adan dokuzu böyledir."
  • Geri kalanlar olarak biz, demişti, dıştan buruklaşmamış, içten de bağışlamamış durumdayız.
  • Kimin ne dediği umurumda bile değil.
  • Dürüst bir düzenbazı her zaman tercih ederim
  • Bak, bir insani hemen hatirlamadim diye benden nefret etme, olur mu. Ozellikle de bu insanlar butun oteki insanlara benziyorlarsa, butun oteki insanlar gibi konusuyor, giyiniyor, davraniyorlarsa.
  • İnsanları beğenmekten bıktım usandım. Allahım, saygı duyacağım birine rastlasam n'olurdu sanki...
  • Bu ailenin bütün sorunu bu işte: Olup bitenleri fazlasıyla içimizde tutuyoruz.
  • Ego ego ego. Bıktım usandım. Kendiminkinden de, başkalarınınkinden de.
  • …öyle ki, bu delikanlılardan her biri, kendi tiz ve keskin sohbet sırası geldiğinde, dışarıdaki, üniversite-dışı dünyanın yüzyıllardır, ister kışkırtıcı biçimde ister başka şekilde boğuşup yüzüne gözüne bulaştırdığı hayli tartışmalı bir konuyu tek bir kerede açıklığa kavuşturuyormuş gibiydi.

Franny ve Zooey İncelemesi - Şahsi Yorumlar

şu sıralar salinger adamına kafayı takmış durumdayım. çavdar tarlasında çocuklar için dünyanın sonuna kadar savunma yapacak ve reread döngüsünde hayatını geçirecek biriyim. hakkında söylenen her klişeye katılıyorum: hayatımı değiştirdi, yazma isteği uyandırdı, kendi gençlik kaygımı doğruladı, gençlerin konuşmalarını inanılmaz derecede iyi yakalıyor, holden caulfield dünyanın en iyi roman karakteri ve bir tanrı, vb. neyse ki franny ve zooeyi konuşmalıyım. salinger övgüler bültenini burada kapatıyorum. bu kitabı okuduktan sonra gerçek anlamda salinger dilini kavramış olduğumu hissettim. bir yandan da çok iyi ve kısacık bir sayfa sayısından alabileceğim en yüksek zevki aldım geriye de elimde bir sürü soru işaretli cümleler kaldı. okuduktan sonra sizi kısa mı pek bilinmez ama bir süreliğine dumur hali bekliyor. elimde kalan soru işaretli cümleleri buraya sıralamak istiyorum. bu kitap ne hakkındaydı? dinsel coşkunun tehlikeleri ya da belki de tuhaf çekiciliği mi? garip, alışılmadık bir çocuk yetiştirme tarzının o çocuğun üzerindeki etkisi mi? hepimizin her yerde hazır ve nazır şişman leydi için kendini aşma ve üzerine düşeni yapma ihtiyacı mı? varoluşsal kaygı ve insanlık durumu üzerine derin düşünceler mi? yoksa sadece yararsızlığını tartışarak bir insanı içinden çıkaramayacağınız derin bir depresyon hakkında mı? akademik değerlerin içindeki katlanılmaz tek kalıpçılık mı? salinger kendi yaşantısından izler bıraktı mı karakterlere? franny hamile mi? glass ailesinin babası neden geçmişte yaşayarak gününün sorunlarına gözlerini kapatıyor? zooey beni de kendisine aşık etti mi? buddy bu hikayeni masum karakteri mi? ben ne okuduğumu çözemesem bile kitaba bayıldıysam salinger adamını çok mu seviyorum? (ceren)

Glass ailesinin iki ferdinin anlatildigi, Franny ve Zooey adli iki bolumden olusan Salinger kitabi. Biri intihar edip olen, digeri uzakta yasayan ve yilda bir iki kez gorebildikleri abileri tarafindan yetistirildikleri icin hala onlarin hayaletleriyle yasayan ama bir o kadar da bunun farkinda olup bundan nefret eden, ergenlik ile yetiskinlik arasindaki iki gencin, varolussal acmazlarla, ruhsal cokuntulerle ve zihinsel sorgulamalarla dolu uzun oykusu. Okurken zaman zaman durup dusunmeye sevk eden, Salinger dehasini sonuna kadar hissedecegiz bir kitap. (Nur)

Bitirmekte zorlandığım bir kitap oldu. Sorunun bende olduğunu düşündüğüm anlar da oldu. Ancak yazarın dilini çok sevmediğimi daha iyi anladığım bir kitaptı. Varoluşsal sancılar çeken Glass ailesinin iki genç ferdinin felsefik konuşmaları arasındaki geçişler beni yoran kısımlardı. Bazı yerleri atladım diyebilirim. En çok önerilen kitaplarından biriydi. Sanırım Salinger dili bana uygun değildi desem daha doğru olur. (Tüge)

Franny ve Zooey PDF indirme linki var mı?

J. D. Salinger - Franny ve Zooey kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Franny ve Zooey PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı J. D. Salinger Kimdir?

Jerome David Salinger 1 Ocak 1919'da New York'ta doğdu. 1934-36 arası Valley Forge Askeri Akademisi'ne, 1937-38 arası Ursinus College ve New York Üniversitesi'ne gitti. 1941-48 arasında Colliers, Esquire ve Cosmopolitan gibi dergilerde yirmi öykü yayımladı. 

Salinger, Zen-Budizm öğretisinden etkilendi ve bunu yazdıklarına da yansıttı. Yeni Dönem öykülerinden oluşan Nine Stories (İngiltere'de For Esme – With Love and Squalor (Esme için – Sevgi ve Sefaletle)) 1953'te yayımlandı. 

Salinger, 1950'lerin ikinci yarısından itibaren New Yorker'da yedi tuhaf kardeşli Glass Ailesi'nin birbirine bağlı uzun öykülerini yayımlamaya başladı. Bu dizi öykülerin ilk ikisini Franny and Zooey adıyla 1961'de, sonraki ikiliyi ise Raise High the Roof Beam, Carpenters and Seymour: An Introduction adıyla 1963'te kitaplaştırdı. Glass Ailesi'ne ait yayımlanan son öykü olan Hapworth 16, 1924 ise New Yorker'ın 16 Haziran 1965 tarihli sayfalarında kaldı. 

Salinger, 1963'ten beri yeni bir kitabı çıkmamasına ve neredeyse efsane haline gelmiş bir gizlilik içinde yaşamasına karşın, dünya edebiyat gündemindeki yerini hep koruyor.

J. D. Salinger Kitapları - Eserleri

  • Çavdar Tarlasında Çocuklar
  • Franny ve Zooey
  • Dokuz Öykü
  • Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar - Seymour Bir Giriş
  • Üç Öykü
  • Titrek Bacanak
  • 16 Hapworth, 1924

J. D. Salinger Alıntıları - Sözleri

  • Tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan “ Tanıştığıma memnun oldum ” demek beni öldürüyor. Ama, hayatta kalmak istiyorsanız, ille de bu zırvaları söylemek zorundasınız. (Çavdar Tarlasında Çocuklar)
  • Bizi birazcık değiştirmezlerse sevemiyorlar. (Dokuz Öykü)
  • Kendi iyiliğin için beni gurur nedeniyle uyanık tutma. Sanırım söylemek istediğim tam da bu. Keşke artık asla beni gurur nedeniyle uyanık tutmasan. Bana beni mantıksız bir şekilde tetikte tutacak bir hikaye ver. Beni sadece bütün yıldızların çıktığı için 5’e kadar ayakta tut. Başka hiçbir nedenle değil. (Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar - Seymour Bir Giriş)
  • “Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.” (Çavdar Tarlasında Çocuklar)
  • "Hayat, tabii ki bir oyundur, evladım. Hayat, kurallara göre oynanması gereken bir oyundur." (Çavdar Tarlasında Çocuklar)
  • En az bin yıldır tanımadığım insanların canını sıkamam. Ana insanları uzaktan da olsa artık eleştirmeyeceğim. Bu dediğime gözü kapalı inanabilirsiniz. (Dokuz Öykü)
  • "Hayat, tabii ki bir oyundur, evladım. Hayat kurallara göre oynanması gereken bir oyundur." (Çavdar Tarlasında Çocuklar)
  • Kedi yavrusunu sevmişti ve benim de sevmemi istiyordu. Karanlıkta bile, onun sevdiği şeyleri ben de otomatik olarak sevmediğimde hissettiği o olağan yabancılaşmayı duyumsuyorum. (Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar - Seymour Bir Giriş)
  • Bizi olduğumuz gibi sevemiyorlar. Bizi birazcık olsun değiştirmeyi başaramazlarsa sevemiyorlar. Bizi sevme nedenlerini, en az bizi sevdikleri kadar, hatta çoğu kez daha da fazla seviyorlar. (Titrek Bacanak)
  • …öyle ki, bu delikanlılardan her biri, kendi tiz ve keskin sohbet sırası geldiğinde, dışarıdaki, üniversite-dışı dünyanın yüzyıllardır, ister kışkırtıcı biçimde ister başka şekilde boğuşup yüzüne gözüne bulaştırdığı hayli tartışmalı bir konuyu tek bir kerede açıklığa kavuşturuyormuş gibiydi. (Franny ve Zooey)
  • Hemen hemen daima ne olduysam, temelde hep o kaldığıma inanıyorum; bir anlatıcı, ama son derece baskın kişisel ihtiyaçları olan bir anlatıcı. Sunmak istiyorum, tanımlamak istiyorum, yadigârlar, muskalar dağıtmak istiyorum, cüzdanımı çıkarıp herkese enstantane fotoğraflar vermek istiyorum, burnumun doğrusuna gitmek istiyorum. Bu ruh halinde, kısa hikâye biçiminin civarına yaklaşmaya bile cesaret edemem. Benim gibi tarafsızlıktan uzak şişko küçük yazarları bir lokmada yutar. (Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar - Seymour Bir Giriş)
  • gözlerimle ölçebileceğim büyük suçlamalara kaygılanıyorum. sanırım senin zıplayarak benim görüş alanımdan çıkma cüretini göstereceğini hayal ediyorum. bağışla beni. artık çok hızlı yazıyorum. (Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar - Seymour Bir Giriş)
  • Kimin ne dediği umurumda bile değil. (Franny ve Zooey)
  • Bana gülümsemeyi öğretmeye çalıştı, ağzımın çevresindeki kasları gevşetmek için parmaklarıyla dokundu bana. Ne harika onu gülerken seyretmek. Tanrım, nasıl mutluyum onunla. Keşke o da benimle daha mutlu olabilseydi. (Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar - Seymour Bir Giriş)
  • Bir muhalif görüş, ne kadar ustalıkla dile getirilmiş olursa olsun, ancak uygulanabilir olduğu sürece geçerlidir. (Franny ve Zooey)
  • yeryüzünde amatör okuyucu -yani okuyup geçen biri- kalmışsa eğer, tarifsiz sevgi ve minnetle, rica ediyorum ondan, bu kitabın ithafını dörde bölsün, karım ve çocuklarımla paylaşsın. (Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar - Seymour Bir Giriş)
  • Bizi birazcık değiştirmezlerse sevemiyorlar. Bizi sevme nedenlerini neredeyse bizi sevdikleri kadar, hatta çoğu zaman bizden fazla seviyorlar. Herkes diğerini sevdiği ölçüde, onu sevme nedenini seviyor, hatta çoğu zaman bu nedeni daha da çok seviyorlar. (Dokuz Öykü)
  • "Phoebe'yi koydukları beşiğin içine baktığında sevgiden deli olmuyor musun?...'' (Üç Öykü)
  • "İnsanlara isim takmayın." (Üç Öykü)
  • Aslında yapardım ama onu sevmiyorum. Sürekli insanın yüzüne gülüyor ama ne zaman eline bir fırsat geçse kötülük yapıyor. (Üç Öykü)

Yorum Yaz