Hasırcı Kız - Guy de Maupassant Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hasırcı Kız kimin eseri? Hasırcı Kız kitabının yazarı kimdir? Hasırcı Kız konusu ve anafikri nedir? Hasırcı Kız kitabı ne anlatıyor? Hasırcı Kız PDF indirme linki var mı? Hasırcı Kız kitabının yazarı Guy de Maupassant kimdir? İşte Hasırcı Kız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Guy de Maupassant
Çevirmen: Bertan Onaran
Orijinal Adı: Contes Et Nouvelles
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789944888400
Sayfa Sayısı: 64
Hasırcı Kız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“İki tahta kulübe, küçük bir kaplıca kentinde yan yanaydı. İki köylü, çocuklarını büyütmek için verimsiz topraklarında var güçleriyle çalışıyorlardı. Her evde dört çocuk vardı. İki komşu kapının önü de sabahtan akşama çocuk kaynıyordu. İki büyükler yaklaşık altı yaşında, küçüklerse aşağı yukarı on beş aylıktı; iki evde de, önce evlilikler, sonra çocukların doğumu hemen hemen aynı zamanda gerçekleşmişti. İki anne, o çocuk yığını içinde kendi yavrularını zor seçiyordu, iki babaysa hepten karıştırıyordu.”
Ünlü romancı L. N. Tolstoy’un, “... sayıları az olmakla birlikte, Maupassant gibi bir başka tür insan daha vardır ki, bunlar her şeyi kendi gözleriyle, içerdiği önemi ve anlamıyla, olduğu gibi görürler,” sözleriyle andığı yazar 43 yaşında öldüğünde ardında pek çok roman, öykü, deneme ve tiyatro oyunu bıraktı. Kimi zaman güldüren, çoğu kez acıyla gülümseten, kimi zaman yürek burkan öyküleri en yalın, en çarpıcı anlatımla dile getiriyor.
Hasırcı Kız Alıntıları - Sözleri
- "Ne garip ve değişken şu yaşam! Kurtulmanız ya da batmanız için ne kadar küçük bir şey yetiyor?"
- "-Doğru ya, yalnız kadınlar bilir sevmeyi!"
- Kimi zaman en sıradan, çarpıcı olmayan şeyler bizi çok daha derinden yaralar.
- O, yazgısal bir kaza sonucu,kamu görevlisi bir ailede doğmuş o güzel,sevimli kızlardan biriydi. Çeyizi yoktu dolayısıyla varlıklı ve seçkin bir adam tarafından tanınma anlaşılma eş edinilme umudu da.. Bu yüzden Eğitim Bakanlığı’nda çalışan küçük bir görevli ile evlenmeye razı oldu.
- Bir neçə dəfə, həm də ürəkdən sevmək mümkündür. Siz məhəbbət naminə özünü öldürmüş adamları misal gətirirsiniz. Guya ki, ikinci bir məhəbbət mümkün deyilmiş. Mən sizi inandırıram, əgər onlar səfehlik edib özlərini öldürməsəydilər, sağala bilərdilər, ölüm onların bütün imkanlarını əllərindən alır...
Hasırcı Kız İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hasırcı Kız!: İçerisinde 7 öykü bulunan, İş Bankası Yayınlarının orjinal dilinden kısaltılmamış çevirisi ile "Hascı Kız". Maupassant, ünlü romancı L.N. Tolstoy'un, "...sayıları az olmakla birlikte, Maupassant gibi bir başka tür insan daha vardır ki, bunlar her şeyi kendi gözleriyle, içerdiği önemi ve anlamıyla, olduğu gibi görürler," sözleriyle andığı yazardır. Gerçekten de bana kalırsaTolstoy'un dediği gibi yaşamı tüm çıplaklığı ile gözler önüne seren bir yazar. Yazarla tanışma kitabım oldu,öyküleriyle başlamak istedim onu daha iyi tanıyabilmek için. Kimi öykülerinde dramı tattım kimilerinde yüreğim burkuldu. Sayfa sayısı az olduğundan öyküler de kısa kısa aktarılmış çocuklar için belki başta anlaşılması zor olabilir fakat içerdiği mesajlarla yaşama bakışlarını değiştirebilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. (Raide Morte)
Hasırcı Kız PDF indirme linki var mı?
Guy de Maupassant - Hasırcı Kız kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hasırcı Kız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Guy de Maupassant Kimdir?
Doğalcılık akımına bağlı Fransız öykü ve roman yazarıdır. Öykü alanında Fransa'nın en büyüklerindendir. Parisli bir borsa oyuncusunun oğlu olarak 5 ağustos 1850'de Dieppe kenti yakınlarındaki Miromesnil şatosunda dünyaya geldi. Guy de Maupassant, burada Normandiya bölgesini ve köylülerinin yaşamını yakından tanımak fırsatını buldu. İlk eğitimini Kilise'den aldı. 13 yaşında gönderildiği İlahiyat okulundaki yaşama ısınamadığı için kurallara aykırı davrandı. Böylece kendisini okuldan kovdurdu. Öğrenimini Rouen lisesinde tamamladı.
1869'da Paris'te hukuk okumaya başladı. Fransa ile Almanya arasında savaş çıkması üzerine öğrenimine ara verdi. Gönüllü olarak savaşa katıldı. 1870'de seyyar jandarma birliğinde asker oldu. Maupassant, o dönemde tanığı olduğu olayları, yaşadıklarını, gözlemlediklerini daha sonra kaleme aldığı birçok öyküsünde anlattı. 1871'de terhis olduktan sonra Paris'te hukuk öğrenimini sürdürdü.Babasını yardımıyla Donanma Bakanlığı'nda bir iş buldu. Atlet yapılıydı, iyi yüzer ve kürek çekerdi; yalnız aklı denizcilikte değildi; yazar olmak istiyordu. 1879'da da Eğitim Bakanlığı'na geçti. Canlı ve taşkın bir kişiliği olan Maupassant, hayatın zevklerine ve çalışmaya aynı coşkuyla sarılmıştı. Şair Louis Bouilhet, onun ilk şiir denemelerini teşvik etti. Yaşamını kazanmak için çalışmaya başladığı Bakanlıklarda bürokrasi dünyasını tanıdı. Böylece bürokratların bulunduğu ortamı gözlemlemek fırsatını buldu.
Maupassant'ın yazarlık hayatı, 1871'den sonra başladı. Şiirler yazdı (Le Mur, Au Bord de l'Eau). 1871 ile 1880 arasında, özellikle, annesinin çocukluk arkadaşı romancı Gustave Flaubert'in etkisinde kaldı. Flaubert, Maupassant'ı iyi bir yazar olarak yetiştirmek için çok çalıştı. Ona gerçeği değişik bir bakışla gözlemlemeyi, yalnız gördüklerini ve duyduklarını yazmayı öğretti. İlk yazdıklarını okuyup düzeltti. Flaubert, onu Emile Zola, Ivan Turgenyev, Edmond de Goncurt ve Henry James gibi ünlü yazarlarla tanıştırdı. Flaubert'in 1880'de beklenmedik ölümü, Maupassant'ı çok derinden etkiledi.
1880'de, Flaubert'in ölümünden bir ay önce, aralarında Emile Zola'nın da bulunduğu natüralist (doğalcı) bazı yazarların öykülerinin toplandığı "Les Soirées de Médan" (Médan Akşamları) adlı kitapta Maupassant'ın da bir öyküsü yer aldı (Boule de Suif - Kartopu - İs Yumağı). Bu öykü, Maupassant'a ilk büyük başarısını getirdi ve onun öykü yazarlığına olan eğilimini ortaya çıkardı.
Maupassant, 1880'den 1891'e kadar, 18 kitapta toplanan yaklaşık 300 öykü ile 6 roman yayımladı. Romanları şunlardır: Bir kadının yaşamı boyunca uğradığı hayal kırıklıklarını anlatan ve ilk romanı olan "Une Vie" (Bir Hayat - 1883), "Bel Ami" (Güzel Dost - 1885), "Mont Oriol" (Oriol Dağı - 1887), "Pierre et Jean" (Pierre ile Jean - 1888), "Fort Comme la Mort" (Ölüm Gibi Kuvvetli - 1889) ve "Notre Coeur" (Kalbimiz - 1890).
Maupassant, en güzel öykülerini, 1881 ile 1886 arasında yazdı. Elde ettiği başarılar, ona yüksek sosyetenin kapılarını açtı. Son romanlarında, yüksek sosyeteye ilişkin yaşantılarını anlattı. Bu romanlar, doğrudan doğruya, Maupassant'ın karşı cinsle olan ilişkilerinin verdiği sıkıntılardan esinlendi. Öykü kitaplarından elde ettiği gelirle "Bel Ami" adlı bir yata sahip oldu. Maupassant, bu yatla Akdeniz'de geziler yaptı ve yolculuk izlenimlerini 1884'te yayımlanan "Au Soleil" (Güneşte), "Sur l'Eau" (Denizde - 1888) ve "La Vie Errante" (Serseri Hayat - 1890) adlı öykülerinde anlattı.
Maupassant, genç yaşında baş ağrılarından şikayet etmeye başladı. Hastalığı, 1884'ten itibaren, zihin yorgunluğunun ve gördüğü hallüsinasyonların etkisiyle gittikçe artıyordu. Sağlık durumu günden güne bozuluyordu. Ne olduğunu bilmediği ve kendisine düşman bellediği bir varlığı hep yanı başında hissediyor ve ölüm düşüncesi sürekli olarak aklını kurcalayıp duruyordu.
Guy de Maupassant, 1887 yılında yayımlanan "Le Horla" adlı öyküsünde, delilik belirtilerinin nasıl başladığını ve insan üzerinde ne gibi değişiklikler meydana getirdiğini anlattı. Bu kitap yayımlandıktan sonra, iyileşmek ümidiyle, uzunca bir deniz yolculuğuna çıktı. Yolculuktan döndükten sonra "Pierre et Jean" adlı romanını tamamladı. Daha sonra "Notre Coeur" adlı romanı kaleme aldı. 1890'da yayımlanan "La Vie Errante" adındaki yapıtından sonra da pek bir şey yazamadı. Sağlık durumu da adamakıllı bozulmuştu. Fazla ilâç almak yüzünden o iriyarı bedeni ve zihni yıpranmıştı. 1892'nin Ocak ayında kendini öldürmeye kalkıştı. Ağır hasta olarak Paris'e getirildi ve bir sağlık yurduna yatırıldı. Maupassant, 1893 yılında iyileşemeden öldü. Paris'teki Montparnasse mezarlığına gömüldü.
Guy de Maupassant Kitapları - Eserleri
- Mutluluk
- Aşk Başkadır
- Güzel Dost
- Hasırcı Kız
- Gezgin Satıcı
- Seçilmiş Hikayeler
- Ölümden Acı
- Ay Işığı
- Gündüz ve Gece Hikayeleri
- Bir Hayat
- Serseri Aşklar
- Küçük Asker
- Sol El
- Le Horla
- Yağ Tulumu
- Madam Tellier'nin Evi
- Pierre ve Jean
- Tombalak
- Öyküler
- Aşklarımız
- Horla ve Karanlık Öyküler
- Otel
- Gönül Öyküleri
- Jules Amcam
- Seçme Öyküler
- Bir Mucizedir Yaşamak
- La Parure
- Dönüş
- Gerdanlık ve Diğer Öyküler
- Lanetli El
- Seçme Hikayeler
- Parisli Bir Burjuvanın Pazar Gezintileri
- Seçilmiş Hikayeler Cilt 1
- İnci Hanım
- Takı
- Mücevherler
- The Diamond Necklace
- İşte Geldim
- At Üstünde
- Yasak Aşk
- Horla / Miras
- A Dead Womans Secret The Vendetta- Alexandre-A Duel
- Matmazel Fifi
- Kazazede
- Toparlak
- Sicim
- Seçilmiş Hikayeler 2. Cilt
- Femme Fatale
- Sevgi Dalanları
Guy de Maupassant Alıntıları - Sözleri
- “Neredesin mantık, ahlak ve sağduyu” (Küçük Asker)
- "Sevgili özgürlük tutsana elimizi, sahip çıksana kendi davana!" (Yağ Tulumu)
- "İnsan gerçekten kendisi için yaratıldığını sandığı bir varlığa rastladığı için mi sever, yoksa yalnızca sevme yeteneğiyle doğduğu için mi?" (Aşklarımız)
- Yoksul insanların birbirlerine yardım etmeleri gerek... Savaşı kodamanlar yapıyor. (Toparlak)
- Gerçekten de ister Prusyalı, ister İngiliz, ister Polonyalı, ister Fransız olsunlar, insanları öldürmek iğrenç değil mi? Size kötülük etmiş birinden öç almanız kötü bir şey adamı hapse tıkmaları da bunu gösterir; ama yavrularımızı tüfeklerle av hayvanları gibi öldürmeleri iyi bir şey mi ki en çok öldürenlere nişanlar veriyorlar? Hayır, bunu hiçbir zaman anlamayacağım! (Ay Işığı)
- Savaş başka, barış başka. (Toparlak)
- Sadece, gerçekte anlamlandıramadıklarımızdan korkarız. (Horla ve Karanlık Öyküler)
- Janna fikirləşməyə başladı; qəlbinin dərin ümidsizliyində nəşənin, eşqbazlığın nəticə etibarilə aldadıcı olduğunu düşündü. (Bir Hayat)
- (…) şu neşe saçan günün doğuşuna bakarken, böyle şafakların söktüğü şu yeryüzünde ne sevincin, ne de mutluluğun bulunmayışının nedenini düşünüyordu. (Bir Hayat)
- Çocuklar bilmezler ki...Yaşanacak günler ne kadar az! (Jules Amcam)
- Hasta düşünceler, bedeni humma ateşinden yada veremden daha çok yer bitirir (Le Horla)
- Yasallık kazanmış aşk, vurdumduymaz aşk üzerinde her zaman üstünlük havaları takınır.. (Le Horla)
- Karanlıkta korkunç dramlar olur. (İşte Geldim)
- Ben yaşamımı onlardan almıştım. Fakat yaşam, verilen bir armağan mıdır? Herhalde benimki bir ezinç yükünden başka bir şey değildi. (Seçme Öyküler)
- Kimseyle görüşmemek,dirsek dirseğe gelmemek ,çarpışmamaktan dolayı derisi, manevi derisi pek duyarlı ve nazik bir duruma gelmişti. (Bir Mucizedir Yaşamak)
- "Yavrum, sevgili yavrum! Zavallı yaratıklara karşı daha yumuşak ol. Yaşam yeterince hoyrat ve yırtıcı..." (Gezgin Satıcı)
- Ölümün karşısında ne yapabilir ki insan ? (Güzel Dost)
- "What would you have? It is only Nature!" "Yes, but I say that Nature is our enemy, that we must always fight against Nature, for she is continually bringing us back to an animal state.” (The Diamond Necklace)
- “Anılar beni böyle yapıyor. Zamanı geçen şeyleri sevsen de yok et! İnsan tamamen unuttuğu insanlarla beklemediği anlarda tekrar karşılaşıyor yoksa! Onları bir kez daha gördüğünü, seslerini işittiğini sanıyorsun, bu da korkunç bir etki bırakıyor. (Bir Hayat)
- Ömrümüzün büyük azabı ebediyen yalnız olmamızdan doğuyor. Bütün gayretlerimiz, bütün hareketlerimiz sadece bu yalnızlıktan kaçmak içindir. Şunlar, şu çatısız sıra aşıkları da bizim gibi, bütün mahluklar gibi bir dakikacık olsun yalnızlıklarını dindirmeye çalışıyorlar. Fakat daima yalnızdırlar, daima yalnız kalacaklardır. Biz de öyle. (Seçme Hikayeler)