tatlidede

Kahrolsun Dostoyevski - Atiq Rahimi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kahrolsun Dostoyevski kimin eseri? Kahrolsun Dostoyevski kitabının yazarı kimdir? Kahrolsun Dostoyevski konusu ve anafikri nedir? Kahrolsun Dostoyevski kitabı ne anlatıyor? Kahrolsun Dostoyevski PDF indirme linki var mı? Kahrolsun Dostoyevski kitabının yazarı Atiq Rahimi kimdir? İşte Kahrolsun Dostoyevski kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 27.06.2022 22:00
Kahrolsun Dostoyevski - Atiq Rahimi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Atiq Rahimi

Çevirmen: Ebru Erbaş

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750714801

Sayfa Sayısı: 224

Kahrolsun Dostoyevski Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kahrolsun Dostoyevski, daha önce Sabır Taşı kitabıyla büyük ilgi gören Rahimi'nin, ölümün kol gezdiği vatanı Afganistan'ı, suçu, vicdanı azabını ve cezayı sorgulandığı bir tür Afgan Suç ve Ceza'sı. Roman, aklın terk ettiği, tanrının çok fazla hissedilen varlığının bir süre sonra tanrısızlığa dönüştüğü çağdaş Afganistan'ı da, iyilik ve kötülük kavramlarını da sorgulayan ve Rus edebiyatından izler taşıyan bir yapıt.

Dostoyevski, evet, bu oydu! Suç ve Ceza'sıyla beni çarptı, felç etti. Bana kahramanı Raskolnikov'un kaderini izlemeyi yasakladı: İkinci bir kadını öldürmek bu kez masum birini; bana suçumu hatırlatacak olan parayı ve mücevherleri almak... Kendi pişmanlıklarıma yem olmak, bir suçluluk çukurunda kararmak ve sonunda zindanlara düşmek...

O zaman? Kaçmak daha iyi, zavallı bir enayi, aptal bir suçlu gibi. Kanlı eller ve boş ceplerle.

Ne saçmalık!

Kahrolsun bu Dostoyevski!

Kahrolsun Dostoyevski Alıntıları - Sözleri

  • Yaşamak için öldürmek tüm katliamların anafikridir…
  • Hoca bir gün eve pür neşe dönmüş. Karısı bu halinin sebebini sormuş. Hoca da, ‘Eşeğimi kaybettim’ diye yanıtlamış. Karısı da ‘ Buna mı seviniyorsun yani?’ deyince Hoca, ‘ Tabi ki,’ diye karşılık vermiş, ‘ İyi ki kaybolurken üzerinde değildim, yoksa ben de onunla birlikte kaybolacaktım!…’ Fıkra anlatmanın sırası değil, biliyorum. Ama hikâyen bana bunu hatırlattı. Siz eşek kaybolduğu için kaybolmuşsunuz. Şimdi de ölüme mahkûm edilmek istiyorsun, çünkü bunu sana eşek öğretmiş!
  • Ona diyecek çok şeyim olduğunu ama savaşın bize zaman bırakmadığını söyleyeceğim ve onu öpeceğim.
  • İhanet suçtan beterdir.
  • Hiçbir şeyden haberdar olmamak ermişliktir.
  • İntihar ,ruhu minnetsiz teslim etmektir .
  • İntiharımın artık bana hitap etmeyen, artık beni şaşırtmayan bu dünyaya karşı son ah edişim olduğu anlaşılacak.
  • Senin dediklerini sikime sallamıyormuş gibi gözükmeye çalıştığımı zannediyorsun.Ne mutlu ki sessizliğe mahkum olduğumu bilmiyorsun,yoksa devam ederdin.Eski aşağılanmalarımla şişmiş yüreğini boşaltırdın; senin inayetini istemediğimi , senin insancıl düşüncelerinin bitpazarından haz etmediğimi, cömertliklerinden bahsedilmesini bekleyen eli açıklardan nefret ettiğimi, cesetlerimizin üzerinde dönenen bu akbabalardan, ölmüş ineğin göt deliğinde vızıldayan bu sineklerden nefret ettiğimi duymadan .
  • Farkına varıyordu; haysiyetin ne gülünç bir erkeksi gurur ne de saçma bir kabile ahlakı olduğunu, haysiyetin sadece bir varlığın kendi güçsüzlüğünü kabullenen ve kabul ettiren iradesinde olduğunu.
  • ' Yasımı tutun,intikamımı almayın ! '
  • "Bana her şeyi sen öğrettin..." "Ama bir şeyi öğretememişim." "Neyi?" "Ahlak dersi vermenin korkunçluğunu." "Ahlak dersi vermek için değil. Sana bir ayna tutuyorum." "Ayna mı? Hayır, bu üzerinde senin resmin olan ve diğerlerine 'Benim gibi olun' demek için tuttuğun bir cam sadece!"
  • Savaş insanın onurunu kırar.
  • İşte boşluk bu: Kimsenin bana ihtiyacı olmadığında, verecek hiçbir şeyim kalmadığında. Varlığım, yokluğum onlar için farketmez.
  • "Resul Can, sen çok fazla okuyorsun. Bu iyi. Ama bir şeyi bilmelisin: Kaderin ancak tek bir kitapta yazılı, Levh-i Mahfuz'da, O'nun yazdığı saklı kitapta..." işaret parmağıyla gösterdiği tavanda birkaç sinek uçuşuyordu. "Diğer kitaplar ne dünyada ne de birinin hayatında bir şeyi değiştirebilirler. Bir bak. Acaba Dostoyevski kendi ülkesinde bir şeyi değiştirebildi mi? Stalin gibi bir adamı etkileyebildi mi?"
  • Açken,kimsenin günahı takacak hali olmaz!

Kahrolsun Dostoyevski İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Afganistan, ölümün dünyada en değersizleştiği insanların sayıdan başka bir anlam ifade etmediği, kadınların sadece cümlelerde var olabildiği simsar ülkelerin yalnız bırakmadığı ve hallaç pamuğu gibi karıştırdığı ülke. Evet, bir insan bir insan tarafından boğularak öldürüldüğünde kendini öldürdü denmez. Bugün de bu coğrafyada kim ne yapıyorsa failleri kendileri deyip suçu üzerlerine atmak aynı durumu özetliyor. Şeriatın ve kaderin şahısların kişisel görüşlerine hapsedildiğini anlatan eserde doğruların yanlışlarla girift yaşayışı insanı ürkütüyor. Dostoyevski üzerinden verilen doğruluğu yaşama kaygısı roman boyu bizle ilerliyor. İnişli çıkışlı ilerleyen eser oldukça akıcı, kendini sonuna kadar okutan cinsten. (Hasan Gök)

Afganistan'daki olaylar yüreğimi dağladığından oralı bir yazar okumak istedim. Atiq Rahimi'yi Sabır Taşı adlı eseri ile tanıyıp çok beğenmiştim.Yeniden basılınca da bu eseri ile devam ettim.Kitap Suç ve Ceza'ya bir nazire niteliğinde.Nisanlısına fuhuş yaptıran Alya Ana'yı öldüren Resul'ün hikâyesini okurken arka planda Afganistan tarihi film şeridi gibi gözümüzün önünden geçiyor.Sessizliğe gömülen Resul'ün kalbinden ve beyninden geçenleri okurken vicdan, suç,adalet gibi kavramları sorguluyorsunuz.Bir erkeği öldürmek ile bir kadını öldürmek arasındaki fark beni kahretti.Ayrıca devamlı duyulan bomba sesleri,çatışmalar Afgan halkının içinde bulunduğu koşulları iliğinize kadar hissetmenizi sağlıyor.Sürekli ölüme,savaşa ve acıya sürgün edilmiş bir halkın ızdırabı içinize işliyor.Adalet sistemindeki keyfilik,boşluk,insan hayatının değersizliği,ölüme bu kadar alışık bir toplum,şeriat kanunlarının sertliği kanımı dondurdu.Eser Resul karakterinin iç dünyasını çok başarılı vermiş .Yaşadığı hezeyanlar, hisleri çok etkileyici.Nitekim güzel kitap,çok güzel kitap.Bu kadar ruhsal çözümlemeyi içinde barındırmasına rağmen oldukça akıcı da... (Devrim Özgür)

Çok güzel bir misafir daha ağırlamış bulunuyorum. Vicdan üzerine neredeyse Dostoyevski samimiyetine erişebilecek bir eser olmuş... Ayrıca Müslüman coğrafyada şeri hukukun kötüye kullanımından tutun, sefalet, açlık, çaresizlik, ihanet, iftira gibi konulara mercek tutulmuş... Olanlar karşısında kendini esrara teslim etmiş güruhlar... İnsanın içindeki iyiliğin ve kötülüğün coğrafyası olmadığının vurgusu... Kesinlikle okunası... (Dr Dormicum)

Kahrolsun Dostoyevski PDF indirme linki var mı?

Atiq Rahimi - Kahrolsun Dostoyevski kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kahrolsun Dostoyevski PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Atiq Rahimi Kimdir?

Atik Rahimi (1962); günümüz Afgan sanatının en önemli temsilcilerinden biridir. Fransa'da sürdürdüğü roman, fotoğraf ve belgesel film çalışmalarıyla ülkesinde yaşananları dile getirmektir. Yirmi iki ülkede yayımlanan ilk romanı Toprak ve Küller'in (1999) ardından Düş ve Dehşet Evleri (2002) adlı romanı da coşkuyla karşılanan Rahimi, şu sıralar üçüncü romanına çalışmakta.

Atiq Rahimi Kitapları - Eserleri

  • Sabır Taşı
  • Kahrolsun Dostoyevski
  • Toprak ve Küller

Atiq Rahimi Alıntıları - Sözleri

  • "Ama sen de şahitsin. Se­nin yanında, senin nefesinle, yalnızca senin için yaşadığımı biliyorsun!" (Sabır Taşı)
  • Hoca bir gün eve pür neşe dönmüş. Karısı bu halinin sebebini sormuş. Hoca da, ‘Eşeğimi kaybettim’ diye yanıtlamış. Karısı da ‘ Buna mı seviniyorsun yani?’ deyince Hoca, ‘ Tabi ki,’ diye karşılık vermiş, ‘ İyi ki kaybolurken üzerinde değildim, yoksa ben de onunla birlikte kaybolacaktım!…’ Fıkra anlatmanın sırası değil, biliyorum. Ama hikâyen bana bunu hatırlattı. Siz eşek kaybolduğu için kaybolmuşsunuz. Şimdi de ölüme mahkûm edilmek istiyorsun, çünkü bunu sana eşek öğretmiş! (Kahrolsun Dostoyevski)
  • İşin aslı , hala doğru dürüst çalışan bir yerin varsa , o da dişlerin. (Toprak ve Küller)
  • Senin derdin gözyaşlarına dönüştü mü peki? Hayır , öyle olsa ağlardın. Hançer mi oldu? O da değil. Daha hiç kimseyi yaralamadın. Bomba mı oldu? Hala hayattasın. Kendi derdini tarif edemiyorsun : Henüz bir şekil almadı çünkü. Daha çok erken. Bir şekil almaya fırsat bulamadan dağılıp gidebilseydi , yol olabilseydi keşke... Yok olacak , orası kesin , evet... (Toprak ve Küller)
  • Gırtlağın düğümleniyor. Gözyaşları istila ediyor gözlerini. Hayır , gözyaşı değil bunlar , eriyen ve akan ıstırabın... Bırak aksın. (Toprak ve Küller)
  • - Biliyorsun baba , ıstırap ya erir ve gözlerden akıp gider , ya da bıçak gibi bir dil olup , ağzından fışkırır insanın veyahut içinde bir bombaya dönüşür , sonra günü gelir patlar bu bomba ve seni de patlatır... (Toprak ve Küller)
  • Savaş insanın onurunu kırar. (Kahrolsun Dostoyevski)
  • Açken,kimsenin günahı takacak hali olmaz! (Kahrolsun Dostoyevski)
  • Farkına varıyordu; haysiyetin ne gülünç bir erkeksi gurur ne de saçma bir kabile ahlakı olduğunu, haysiyetin sadece bir varlığın kendi güçsüzlüğünü kabullenen ve kabul ettiren iradesinde olduğunu. (Kahrolsun Dostoyevski)
  • Nasıl bir suç işledim ki bana böyle bir kaderi reva gördün , diye soruyorsun içinden. (Toprak ve Küller)
  • İhanet suçtan beterdir. (Kahrolsun Dostoyevski)
  • Kendi düşüncelerine dalmış o. Kendi düşünceleriyle kolkola. Yalnızlığının içine gömülmüş. Rahat bırak adamı. (Toprak ve Küller)
  • ' Yasımı tutun,intikamımı almayın ! ' (Kahrolsun Dostoyevski)
  • Ah siz erkek­ler! Elinize silah geçtiğinde kadınlarınızı unutursunuz.. (Sabır Taşı)
  • Ne yazık ki ya da ne mutlu ki, yaşamda olsun, bir masalda olsun, herkesin mutluluğa ulaşması mümkün değildir . Birilerinin mut­luluğu diğerlerinin mutsuzluğuna neden olur. Acı olsa da böyledir.. (Sabır Taşı)
  • Her son mümkündür ama hangisinin iyi ve adil olduğunu bilmek ... İşte gizem oradadır . (Sabır Taşı)
  • Büyük bir yüreği var hüznü kadar büyük. (Toprak ve Küller)
  • Onun gibi erkekler oruspulardan korkarlar. Neden biliyor musun? Sana anlatacağım seng-i saburum. Bir oruspuyu becerirken onun bedenine hakim olamazsınız. Ortada bir alışveriş vardır. Siz ona para verirsiniz, o da size haz. Ve sana şunu söyleyebilirim ki çoğunlukla oruspu size hakim olur. Aslında o sizi becerir. Yani bir oruspuyu becermek ırza geçmek değildir. Ama bir kızın bekaretini bozmak, bir kadının onurunu lekelemek! İşte sizin amentünüz. (Sabır Taşı)
  • "... anılarım beklemediğim bir anda, beklemediğim bir yerde zihnime hücum eder... Ne yaparsam yapayım üstüme çullanırlar." (Sabır Taşı)
  • Yaşamak için öldürmek tüm katliamların anafikridir… (Kahrolsun Dostoyevski)

Yorum Yaz