matesis
dedas

Shooting an Elephant - George Orwell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Shooting an Elephant kimin eseri? Shooting an Elephant kitabının yazarı kimdir? Shooting an Elephant konusu ve anafikri nedir? Shooting an Elephant kitabı ne anlatıyor? Shooting an Elephant kitabının yazarı George Orwell kimdir? İşte Shooting an Elephant kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 05.02.2022 00:37
Shooting an Elephant - George Orwell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: George Orwell

Yayın Evi: Secker and Warburg

İSBN:

Sayfa Sayısı: 212

Shooting an Elephant Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

The essay describes the experience of the English narrator, possibly Orwell himself, called upon to shoot an aggressive elephant while working as a police officer in Burma. Because the locals expect him to do the job, he does so against his better judgment, his anguish increased by the elephant's slow and painful death. The story is regarded as a metaphor for British imperialism, and for Orwell's view that "when the white man turns tyrant it is his own freedom that he destroys."

Shooting an Elephant Alıntıları - Sözleri

  • Ülkede bu hayvanı zapt edebilecek tek kişi olan seyisi peşine düşmüş ancak ters yöne gitmişti.
  • Doğunun değişmez halidir bu: Uzaktan kulağa çok açık ve net gelen bir hikâye, olayın geçtiği yerlere yaklaştıkça belirsizleşir.
  • Bu arada kimse bana ölülerin huzurlu göründüğünü söylemesin. Karşılaştığım cesetlerin çoğu şeytani görünümlüydü.
  • Fil, evlerini yıkıp geçerken bu kadar ilgilenmemişlerdi ama şimdi durum farklıydı, çünkü fil vurulacaktı. Onlara eğlence çıkmıştı.
  • O anda fark ettim ki, önünde sonunda fili vurmak zorunda kalacaktım. İnsanlar bunu istiyordu, ben de yapmalıydım.
  • Fili vurmak zorundaydım.
  • Fakat fili vurmak istemiyordum. Çimen demetini, fillere özgü endişeli büyükanne havasıyla, dizlerine vurmasını izledim. Onu vurmak cinayet işlemek olacaktı. O yaşlarda, hayvanları öldürmek konusunda hassas değildim ama daha önce hiç fil vurmamış veya böyle bir istek duymamıştım. (Nedense büyük bir hayvanı öldürmek hep daha kötü görünür.)
  • Acaba diğer insanlar, fili sadece aptal gibi görünmemek için vurduğumu anlamışlar mıdır?
  • Aklımın bir yanı, perişan halkların vesayeti üzerindeki İngiliz egemenliğinin sonsuza dek aman vermeden ve yıkılmadan sürecek bir tiranlık olduğuna, diğer yanı ise Budist bir rahibin bağırsaklarını süngü ile deşmenin bu dünyadaki en büyük zevk olabileceğine inanıyordu. Bu tip düşünceler, emperyalizmin normal yan etkileriydi -Hindistan’da yaşayan İngilizlerden hangisine sorsanız söyler- tabii meşgul olmadığı bir an yakalayabilirseniz!
  • Acaba diğer insanlar, fili sadece aptal gibi görünmemek için vurduğumu anlamışlar mıdır?
  • "Pek çok kişi hayattan belirli ölçüde zevk almayı başarır ama hayat temelde acıdır; sadece çok genç olanlar ve çok aptal olanlar aksini düşünürler."

Shooting an Elephant İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Orwell'ın meşhur denemesini internette türkçe çevirisiyle bulabilirsiniz. Ben kalem kahve klavye'den okudum, çevirisi başarılıydı. Orwell'ın Hindistan'da polislik yaptığı zamanlardaki sömürge memurlarının psikolojisini anlatan bir deneme. http://kalemkahveklavye.com/2018/07/bir-fil-vurmak-george-orwell-ceviri-bihter-guzey-vardar.html (Sophie)

I perceived in this moment that when the white man turns tyrant it is his own freedom that he destroys. He becomes a sort of hollow, posing dummy, the conventionalized figure of a sahib (Murmur)

I think this is a story that happened to him in real life. He did serve as police in Burma. And the last parts were so heartbreaking I almost cried for the elephant. I didn't know it actually was a symbol for The British Empire. I just imagined an elephant. A very great short story full of symbols. (Başak)

Kitabın Yazarı George Orwell Kimdir?

1903'te Hindistan'ın Bengal eyaletinin Montihari kentinde doğdu. Ailesiyle birlikte İngiltere'ye döndükten sonra, öğrenimini Eton College'de tamamladı. Gerçek adı Eric Arthur olan Orwell, 1922-27 yılları arasında Hindistan İmparatorluk Polisi olarak görev yaptı. Ancak, İmparatorluk yönetiminin içyüzünü görünce istifa etti. 1950'de yayımladığı Bir Fili Vurmak adlı kitabı, sömürge memurlarının davranışlarını eleştiren makalelerin derlemesidir. İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru yazdığı Hayvan Çiftliği, Stalin rejimine karşı sert bir taşlamadır. Orwell'in en çok tanınan yapıtlarından Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, bilim-kurgu türünün klasik örneklerinden biri olmanın yanı sıra, modern dünyayı protesto eden bir romandır. Burma Günleri ise, Orwell'in Burma'daki (bugünkü Myanmar) İngiliz sömürgeciliğini dile getirdiği ilk kitabıdır. Orwell, 1950'de Londra'da öldü.

George Orwell Kitapları - Eserleri

  • 1984
  • Katalonya’ya Selam
  • Aspidistra
  • Burma Günleri
  • Wigan İskelesi Yolu
  • Paris ve Londra'da Beş Parasız

  • Papazın Kızı
  • Kitaplar ve Sigaralar
  • Neden Yazıyorum
  • Boğulmamak İçin
  • Balinanın Karnında
  • Faşizm Kehanetleri
  • Aslan ve Unicorn

  • Savaş Günlükleri 1
  • Edebiyat Üzerine
  • Politics and the English Language
  • Savaş Öncesi Günlükleri 2
  • Qeydlər
  • All Art is Propaganda
  • Shooting an Elephant

  • Savaş Sonrası Günlükleri
  • Essays
  • Bir İdam
  • Beyaz Adamın Laneti
  • Hayvan Çiftliği (Çizgi Roman)
  • Karakurbağası Üzerine Kuruntular
  • Totalitarizm Üzerine

  • Kısa Kısa Sevinçlerdi
  • Notes on Nationalism
  • 1984
  • Aforizmalar
  • Seçme Yazılar 1
  • Seçme Yazılar 2
  • Хорошие плохие книги

  • Hayvan Çiftliği
  • 1984

George Orwell Alıntıları - Sözleri

  • Sizin, annenizin evin baş köşesinde tuttuğu fotoğraftaki beş yaşındaki çocukla ne gibi bir ortak yanınız var? Hiç, sadece aynı kişisiniz. (Bir İdam)
  • Zihnine ölümcül bir karanlık çökmüştü. (Papazın Kızı)
  • "Bu müharibə arabir ölüm hallarının baş verdiyi komik operadan başqa bir şey deyil" (Katalonya’ya Selam)
  • Herkes zengin ile yoksula iki ayrı yasa uygulandığını bilir. Ama bunun ne anlama geldiğini kimse kabullenmez. (Bir İdam)
  • “Savaş bütün kötülüklerine rağmen bir hadde kadar cevaplandırılamayan bir güç sınamasıdır, bir gücünü dene makinesi gibi. Büyük güç paraya döner ve sonucu öngörmenin de hiç bir yoku yoktur.” (Aslan ve Unicorn)
  • Tarih, yenilene vah yazık der ama ne değiştirebilir ne de yardım eder. (Aslan ve Unicorn)

  • Büyük klasiklerin hepsi günceldile çevrilecek, geridildeki asılları yok edilecek düşüncenin imkanı olmadığından, suçun da imkanı olmayacak artık. (1984)
  • Dışarı çıkıyorm, sokakları ev basmış… (Edebiyat Üzerine)
  • Hepimizi satın almışlar, hem de kendi paramızla. (Boğulmamak İçin)
  • Mutluluğu tarif etmenin zorluğu aşikâr. Adil, düzenli bir toplum imgesi de insana çekici ya da ikna edici gelmez. Ama iyi ütopyalar yazanların çoğu, daha dolu dolu yaşasaydık hayatın nasıl olacağını göstermek isterler. (Faşizm Kehanetleri)
  • Gerçeği göremeyecek kadar uygarlaştık. (Karakurbağası Üzerine Kuruntular)
  • Düşünen kimse siyasetten uzak duramaz, durmaz. (Faşizm Kehanetleri)
  • “Makineleşmeye ve standartlaşmaya karşıyım; o yüzden sosyalizme de karşıyım ,” dediğinizde aslında “İstersem makineler olmadan da yaşamayı tercih etmekte özgürüm. ” demiş olursunuz ama bu saçmalıktır.Hepimiz makinelere bağımlıyız ve makineler çalışmayı bıraktığı anda çoğumuz ölürüz. (Wigan İskelesi Yolu)

  • Diktiğim bütün küçük bitkiler; hercaimenekşeler, acı baklalar, pembe karanfiller ve lahanalar belli ki tavşanlar yüzünden tamamen kaybolmuş. Hâlâ toprakta olan birkaç şalgamı da eşeleyerek çıkarıp yemiş ama havuçlara dokunmamışlar. Daha kötüsü ise çileklerin çoğunu mahvetmiş olmaları. Bir kaçı iyi durumda ama çoğu yok olmuş; kök boğazları hâlâ duruyorsa baharda canlanabilirler. (Savaş Sonrası Günlükleri)
  • Onun çirkinliği özüne aittir ve kurbanının yüzüne karşı dalga geçen zorba gibi «Evet, ben çirkinim, ve sen bana gülmeye cesaret edemezsin» demek içindir. (Aslan ve Unicorn)
  • Birini seviyorsan gerçekten severdin, verecek başka hiçbir şeyin yoksa bile sevgin yeterdi. (1984)
  • Kısacası; Her şeyin kendiliğinden olanı güzeldir... (Edebiyat Üzerine)
  • Bu sabah bir yılan daha bulmuşlar, ama bu seferki kesinlikle çayır yılanı. Olayı gören adam hayvanı boynundan bağlayıp dilini kesmeye çalıştıklarını anlattı, böylece kimseyi "sokamayacağını" düşünüyorlar. (Savaş Öncesi Günlükleri 2)
  • Artık cepheyi görmüş ve ondan fena halde tiksinmiştim. (Katalonya’ya Selam)
  • Tabii ki, bir romancı doğrudan içinde yaşadığı çağdaş tarih hakkında yazmakla yükümlü değildir. Ama halkı ilgilendiren büyük olaylara aldırmayan bir romancı ya aylak ya da düpedüz aptal biridir. (Balinanın Karnında)

Yorum Yaz