tatlidede

Genelde ve Yerelde Referandum

Genelde ve Yerelde Referandum

       Referandum oylamasına siyasi olarak bakmadığımı ifade etmekle başlamak istiyorum.Bu ülkede yaşayan herkesin ülkenin yönetiminde söz hakkı olduğunu düşünüyorum.Elbette EVET ve HAYIR oyu kullanacak herkes belli bir siyasi fikre mensup ve belli siyasi partilere yakındırlar, ancak evet oyu verecek insanlarımız MHP’ li hayır oyu verecek insanlarımız da CHP’ li olmayacaklardır ,hangi oyu kullanırsa kullansın referandum sonrasında da bu ülkede kardeşçe yaşamak zorunda olduğumuzu unutmamamız gerekir.Bu ülkenin anayasası oylanırken de düşüncelerimizi yönetime katmak için oyumuzu  kullanmaktayız bu demokrasinin gereği ve nimetidir.

         Bir ülkenin siyasi sorumluluğunu ve yönetimini üstlenenler doğal olarak çalışmalarını halktan aldıkları güç çerçevesinde yürütürler. Ülkenin yönetim şekline karar verilecek bu referandumda anayasanın öngördüğü çoğunluk mecliste sağlanmasına rağmen halka başvurmak gerektiği kanaatindeydim şu anki referandum en doğru kararardır.Abdullah GÜL’ün Cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde yaşananları hatırlarsak,  bu parlamenter sistemde iktidar olup muktedir olamayan siyasi iktidar seçim kararı alıp halka başvurmak zorunda kalmış daha güçlü bir destek ile bu adaylık süreci sonuçlanabilmiş ve itiraz odakları susmak  zorunda kalmıştı. Tek adamlığa itiraz edeyoruz diyenler ne yazık ki o günde Abdullah GÜL’ e aynı itirazda bulunmuşlardı.

       Bugün de bir referandum sürecini yaşamaktayız , referanduma bakış açım bana şu soruyu sorduruyor. Bu parlamenter sistem mi, partili Cumhurbaşkanlığı sistemi mi bu ülkeyi ileriye taşıyıp kalkınmasına daha çok katkı sunar. Bu ülkedeki her insanın hareket ederken düşünmesi gereken şey ülkenin tek parça değerlendirilmesidir, İster iktidar ister muhalefet yanlısı olalım su alan bir gemiyi nasıl  daha düzgün, az masraf ve daha hızlı bir şekilde onarırız bunun derdinde olmalıyız ,geminin dümeni başkasının elinde diye gemiyi batırmak için uğraşırsak Suriye olmamamız için Allah korusun başkasına gerek kalmaz.

        Türkiye Cumhuriyeti Adnan MENDERES ile birlikte yüksek bir oy oranı ile parlamenter siteme geçti, peki  MENDERES ve sonrasında gelenler iktidar olduklarında muktedir olabildiler mi? kocaman bir hayır.Bu ülkenin parlamenter sisteminde  iktidar olanlar ilkokul ikinci sınıfta başlayıp üniversite son sınıfa kadar devam eden ingilizce eğitiminde öğrenilen ingilizce kadar muktedirlerdir. On dört yıllık ingilizce eğitimi boyunca öğrenebildiğimiz tek şey ingilizce adın ne? sorusu, iktidarlara da bu kadar iş yaptırılır , parlamenter sistemimizde iktidarlar seçilir ama dış güçler ve onların uzantıları olan vesayet odakları, medya gücü faiz lobisinin istemediği hiç bir işi yaptırmazlar.Yaptırılacak şey on dört yılda öğrenebildiğimiz ingilizce kadardır. Çizilen halkanın dışına çıkmak isteyen iktidarların başına gelenleri hepimiz görmekteyiz.

        Rahmetli Necmettin ERBAKAN bu ülkenin bütçesinde havuz sistemi oluşturup faiz lobisinden yüksek faizle para almak yerine bakanlık bütçeleri arası para transferini gerçekleştirdiği, D-8 oluşumuna ön ayak olduğu için düğmeye basıldı ve nasıl alt edildiğini gördük, biz de o dönem üniversite öğrencisi olarak saf dışı edilme sürecini 28 Şubat gibi acımasız bir darbe ile yaşadık.

        Bu ülkenin yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının bu ülke insanının hizmetinde ve korumasında olduğunu düşünen saf insanlardan değilim, bu sistemde bize düşen pay darbelerden ve kardeş kavgasından arta kalan fakirlik,işkence ve acılardan başka bir şey olmamıştır, kültürümüzle bütünleşmiş acı acı çalan bir zurna sesi ve uzun havalarımız olmuştur. Halayımız ve zeybeğimiz olmuştur , her biri acı ve tarihimizde bir daha yaşanmasını istemediğimiz hatıralardan esinlenerek.Kültürümüzü acıyla yoğurdular.

Her şey zaten kontrolünde daha ne isteniyor ki? sorusunu soranlar Yargıtay,Danıştay,Anayasa Mahkemesi, medya ve Silahlı Kuvvetler marifeti ile bu ülkede iktidarların nasıl alaşağı edildiğini görmezden geliyorlar, size bir halka çizilir ve o halkanın içerisinde oynamanıza izin verilir, halkanın dışına çıkmak istediğiniz zaman önünüz kesilir. On dört yıllık güçlü iktidar ve onca mücadeleye rağmen gecenin dokuzunda darbeye  tanıklık etmedik mi? gerçekten hükümetin bir cemaate yönelik baskılarına karşılık mı bu darbe yapıldı ve terör örgütüne dönüştüler.

        Bizim gibi ülkelerde yönetimlerle halk arasında her zaman düşünsel bazda uçurumlar vardır ve uygulamalarda da kendini açık açık göstermektedir.Yönetimler ve sözde demokratik kurumlar oluşturulurken bazı gizli eller sürekli iş başındadır, istediğiniz kadar refah-yol hükümeti kadar çoğunluk oluşturun DEMİREL gibi bir Cumhurbaşkanı azınlığı iktidara taşıyacaktır.Hükümetler oluşturulurken vekil transferleri,tehdit ,şantajlar ve vaatlerin önünü kesmenin ve halkın doğrudan yönetime katılmasının tek yolu başkanlık sistemidir.Tabi ki itiraz edilecek noktalar vardır ama teraziyi tutup ağır tarafına bakmakta fayda var.

       Eğer itiraz odakları başkanlık sistemindeki çekincelerini ortaya koyup daha güzel bir başkanlık sistemi önerselerdi  eyvallah, uzlaşının olması her zaman daha güzel olurdu mesela başkan ile birlikte başkan yardımcılarının  da belirlenip seçime katılmaları gibi, ama her zamanki gibi istemezük. Kendilerininde başkan olabilme ihtimaline rağmen istemezük dürüstlüklerinden olmasa gerek.

     Öncelikle güçlü bir iktidar ve kimin güç sahibi olacağına da halkın karar vermesi olduktan sonra ve bu güç halk sayesinde el değiştirebilecekken bu korku niye?
 15 Temmuz gecesi bu ülkeye karşı işgal hareketi gerçekleştirildiği zaman bankamatik kuyruklarına koşanların, bedenlerini tanklara siper edenleri Yunan gibi denize dökmekle tehdit edenler neyin kavgasındadırlar? Herkes şunun farkındadır ki partili cumhurbaşkanlığı sisteminde asla ve asla ramazan ayında halkının gözünün içine baka baka televizyonlarda suyunu yudumlayan bir Ahmet Necdet SEZER gelemeyecektir.Korku sanırım bu.Referandum sürecinde öyle güçlerin bir araya geldiğini görüyoruz ki insanlar şaşıp kalmaktadırlar,bence şaşılacak hiçbir durum yok,at izi it izine karışmış görünsede at izini de it izini de net bir şekilde görüyor ve analiz edebiliyoruz.

 

YERELDE REFERANDUM

Bölgemizde referandum sürecine bakışta tabi ki kürt sorunu ve MHP ile çıkılan yol penceresinden bakılmaktadır.Kürtler açısından ne değişecektir? Sorusu dillendirilen sorudur,bu parlamenter sistemde kürt sorununu çözmek için siyasi geleceğini tehlikeye atarak, baldıran zehiri içmeye ikna olmuş, kandil dahil onca görüşmeye rağmen Recep Tayyip ERDOĞAN’ı bu çalışmasından dolayı hastane odasında kelepçelemek isteyen ve bürokratlarını gözaltına aldırmak isteyen güçleri görmememek mümkün mü? Çözüm sürecinin olumlu sonuçlanmasını en çok arzulayan insanlardandım.Bu süreçte yapılan görüşmeleri içlerine sindiremeyen insanlara bu ülkenin huzuru için herkesle görüşülmesi ve uzlaşılması gerektiği konusunda fikir ifade ettik,bugün de aynı düşüncedeyim. Kürt kamuoyunun MHP ile çıkılan yolu rahatlıkla sindirebilmesi gerekir.İstemiyoruz yerine daha güzelini istememiz gerekirdi.

Yirmi beş yıldan beri Mardin de seçimleri takip etmekteyim.Bu kadar aktif ve programlı çalışmaya ilk defa şahit olmaktayım,tabi ki EVET cephesinde, hayır cephesinde şu ana kadar kayda değer bir çalışmaya şahit olmadım.Bir gazeteci gözü ile takip ettiğim EVET cephesi üç grup halinde Orhan MİROĞLU,Mehmet Ali DÜNDAR,Süleyman-Ceyda BÖLÜNMEZ ve ekipleri Mardini en ücra köşesine kadar gezip halk ile buluşmaktadırlar.Mehmet Ali DÜNDAR’ın özellikle köylerde halk ile samimi sohbetlerine şahit oldum.Süleyman-Ceyda BÖLÜNMEZ ikilisinin Mardin yerelinde EVET cephesine çok olumlu katkıları olacağı muhakkak,.Süleyman BÖLÜNMEZ’in mütevazi kişiliği hep konuşulagelen bir konudur,Milletvekili  kızı Ceyda BÖLÜNMEZ ‘ i yakından tanıyınca boynuz kulağı geçmiş dememek elde değil.

Mardin yerelinde son iki seçim ve referandumdaki sonucu karşılaştırırsak kesinlikle sahadakilerin ve yaptıkları çalışmanın ne denli etkili olduğu görülecektir.

 

16 Nisan referandum sonucunun ülkemizi barışa doğru bir yola koyması temennisi ile...

 

Yorumlar

Image
M öztürk ist
08.04.2017 / 19:19

Hayır'lı olsun gazeteçilik meslegin yazını begendim agzına saglık

Yorum Yaz