tatlidede

Seçilmiş olmak terör örgütlerine hizmet etme hakkı vermez!

Seçilmiş olmak terör örgütlerine hizmet etme hakkı vermez!

       Avrupa ülkeleri, konu Türkiye olunca bir kez daha ikiyüzlü yüzünü göstermeye başladı. 

       Bir kez daha ‘’kaygı ile izliyoruz’’ açıklamaları gelmeye başlandı. Evet, bizde ülke olarak Avrupa’yı kaygı ile izliyoruz. 

       Örneğin, Fransa da OHAL var biz bu durumu endişeli bir şekilde takip ediyoruz. 28 Şubat post modern darbesi olunca ses çıkmadı bunlardan. 28 Şubat mağdurları ile ilgili ‘’endişeliyiz’’ açıklamaları yapılmadı kanaatimce. Burdaki amaç farklı aslında Türkiye düşmanlığı üzerinden siyaset yapılıyor. Türkiye aleyhine söyleyecek sözü olan herkes bunlar için ilgi odağıdır. Bu kişilere inanılmaz bir şekilde sahiplenilir, aslında defalarca bunu gördük. Şimdiler de ise Can DÜNDAR’a sahipleniyorlar. Bu ilgi elbette ki Can DÜNDAR’IN boyuna, göz rengine ve Kişiliği’ne münhasır bir durum değildir. Türkiye aleyhtarlığı adına ağzından çıkacak sözler bunlar için önemli. Batı Ülkelerinin ülke gündemimizle ile ilgili bu denli alakadar olmalarının sebepleri için kısa bir giriş yapma gereği duydum.

          Gelelim ülkemizde ki gündem konusuna;

       HDP milletvekilleri hakkında teröre verdikleri destekten dolayı gözaltı süreci ve bazıları hakkında tutuklama kararı çıkınca ünlü düşünür Kılıçdaroğlu çıkıverdi karşımıza. Kılıçdaroğlu bir düşünür ve siyaset adamı edası ile bir söylem attı ortaya; ’’Seçimle gelen seçimle gider.’’

         Bu söylem ilk bakışta hemen hemen herkese hoş gelen, toplumun ortak aklını ortaya koyan ve mana itibari ile bir derinliğe sahip bir söylemdi. Seçimin öneminden dolayı söylenmedi elbette. Belki de bir yerlere mesaj vermekti. Kılıçdaroğlu seçimle gelen merhum Necmettin Erbakan’ı ve görevde olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan döneminde yaşamamış olmalı ki bu söylemi yeni hatırladı.

        Evet, bu konuda kimsenin itirazı yoktur. Peki, seçilmişler Terör örgütlerine yardım, yataklık ve lojistik destek sağlar iseler durum ne olacak? Buna ifade özgürlüğü deyip geçecek miyiz? Yoksa seçim ile iş başına geldi diye suç işleme özgürlüğü var mı diyeceğiz? Aslında her şey açık ve net bir şekilde ortada belki birileri görmek istemiyor. Millete ait Belediye araçları ile bomba taşımalardan mı bahsedelim yoksa 6/7 Ekim vahşetine davetiye çıkaran, halkı sokaklara davet edenlerden mi bahsedelim. Yâda ‘’pkk sizi tükürüğünde boğar’’diye tehdit edenlerdin mi? Hani bir eş başkan çıkıp sırtını bir yerlere dayamıştı. Hepimiz hatırladık o sözde eş başkanı değil mi? Bu tehdit söylemleri çok eski söylemler değil. Hafızamızda halen canlılığını korumaktadır. Terörün yanında duran terör ile dirsek teması içinde olanlar, talimatları kandilden alanları şimdi görmezden mi geleceğiz? Kılıçdaroğlu ‘nun orataya attığı söylem aslında tam da buna işaret etmektedir.

    Demokrasiye sahip çıkıyoruz adına Terör ve terör örgütlerine hizmet edenleri meşrulaştırmaya kimsenin hakkı değildir. Buna zemin hazırlamaya çalışanlar ve algı operasyonları ile halkın zihin dünyasını bulandırmaya çalışanların demokrasiden dem vurmaya hakları da olmasa gerek. Ayrıştırma, parçalama ve şiddet siyaseti yapanların seçilmişliğin arkasına sığınmaya hakları yoktur.

Selam ve dua ile…

     

 

Yorumlar

Image
mamoste
18.11.2016 / 13:13

Güzel bir yazı olmuş keşke herkes bunları dile getire bilse

Yorum Yaz