tatlidede

Mahkemelerle Susturamazsınız

Mahkemelerle Susturamazsınız
Geçen gün bir telefon geldi… Muş Jandarma’dan… “Allah! Allah! Benim Jandarma ile ne işim olabilir?” diye düşünürken telefondaki komutan: “Cahit Bey! Hakkınızda suç duyurusu var, buraya gelip ifade vermeniz gerekiyor” dedi… “Neden, hayırdır ne suç işlemişim?” dedim… “Bir yazınızdan dolayı Adnan Oktar tarafından hakkınızda dava açılmış” karşılığını verdi… Teşekkür edip bir iki gün sonra ifade vermeye gittim… Birkaç ay önce “Adana Oktar Kim?” başlıklı bir yazı kaleme almış ve yayınlamıştım… Adnan Oktar, internet ortamını tarayan adamları sayesinde yazımdan haberdar olmuş... Zaten yazımı gizli köşelerde yazmış ve gizli mahfillerde yayınlamış değildim… Yazıyı sadece Facebook ortamında değil köşe yazarlığı yaptığım site ve gazetelerde de yayınlamıştım… Bu yazımdan dolayı bir mahkeme açılmasını bekliyordum ama bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştim… Oktar’ın avukatı benim hakkımda geniş bir suç dosyası oluşturmuş ve savcıya göndermiş… Adnan Oktar hakkında yazdığım yazı ile birlikte özellikle birçok yazımın içinden seçilen iki yazım da dosyama konmuş… Savcının yanlış kanaat sahibi olması için seçilen bu iki yazımın başlıklarını okuyup içeriğine göz atmayan kişi hakkımda yanlış kanaat sahibi olacaktır… Sayın Savcının yoğun iş mesaisi içinde yazılarımın sadece başlıkları ile yetineceği, yazılarımı sonuna kadar okumayacağı kuvvetle muhtemel… İki yazımın ilki “Kaçak Elektrik Seçim Döneminde Mubah mı?” diğeri ise “Böyle Meal Olmaz Olsun” başlıklı yazılarımdı… Avukatın seçtiği yazıların içeriği ile başlıkları farklıdır. Kaçak elektrik ile ilgili yazım “Elektrik kaçağı günahtır, yanlıştır…” cümlesi ile biterken mealle ilgili yazım ise “1000 ayeti yanlış çeviren mealin hataları” ile ilgilidir... Oktar’la ilgili yazımı okuyanlar bilir, ben yazımda meydana gelen bir olayı aktarmış ve kimseye hakaret etmeden Adnan Oktar hakkındaki düşüncelerimi söylemiştim… Ama anlama seviyesi düşük olduğu yazdığı iddiadan belli olan avukat ise bana ait olmayan, olayda zikri geçen şahıslara ait olan hakaretleri bana aitmiş gibi göstermiştir… Yazımdaki kişilerin kimlik bilgilerini bende bilmiyorum… Beni uzlaşmaya davet ettiler reddettim, bana haksızlık edildiği, bana iftira atıldığı gerekçesi ile Adnan Oktar’dan şikâyetçi oldum… Yakın zamanda da “dini tezyif, ahlakı tahrip, dini değerlerle alay etme” gibi suçlardan dolayı hakkında suç duyurusunda bulunacağım… Bu yazımı okuyan tüm kardeşlerim Adnan Oktar hakkında dediğim suçlardan dolayı suç duyurusunda bulunsun ve ona ait olan A9 televizyonu hakkında RTÜK’e şikâyette bulunalım… Dinimize sahip çıkma, Ahlaksız davranış sahiplerine adli mercilerde hesap sorma kampanyası başlatalım… Sayın hükümet yetkililerinden, A9 TV de yayın yapan ve Sayın Bülent Arınç ‘ın “…Çevresindekilerle haha hihi, İnşallah, maşallah. Başka bir şey yok. Kedicikler bilmem necikler. İslam adına, iman adına, Kuran, edep, fazilet, namus, ar, hayâ adına hiçbir şey bulamıyorsunuz…” sözleri ile tepki gösterdiği Adnan Oktar hakkında gerekli işlemleri yapmalarını bekliyoruz… Dindar bir hükümetin dini değerlerimizle alay edilmesine seyirci kalmayacağını umuyoruz.. Bülent Arınç’ın bu sözlerine Adnan Oktar terbiye sınırlarını aşan cevaplar vermişti. Dini sahipsiz zanneden din kisvesine bürünmüş din düşmanlarına karşı susmak bize yakışmaz… Din düşmanları cesur davranıyor, arsız yüzlerini dinle süslüyorlarsa bizim yapmamız gereken onlara karşı ürkek ve korkak davranmamaktır… Bu dava Allah’ındır ve Allah’ın davasında yenilgiler zafer, kayıplar kazançtır. Ey şeytanı aratmayan, nifak tohumlarından biten saplar! Aleyhinize dönecek tüm sapıklıklar… Bu dine değil siz, meşhur kefere önderleriniz, Yahudi atalarınız zarar veremedi siz mi vereceksiniz? Mücadelem yalancı mehdiler, sahte resuller, alim kılıklı tahrifçiler, ihanet şebekeleri, vatan düşmanları, kardeşlik pazarcıları ile ile’l-ebed devam edecektir. Ne mahkemeler ne de tehditler bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır. Yarını cennet olacak bir hayata adım atmaktan korkana yazıklar olsun… Ben yazdığım her satırın hesabını vermeye her zaman ve her yerde hazırım… İslam uğruna bedel ödenecekse buna dünden razıyım… Adnan Oktar gibi din bozguncularına asla aldırış etmiyorum… Onlar dinimi bozmada, insanıma yobaz demede güçlü, kararlı ve cesur olacaklar ben ise hak davamda korkak ve pısırık olacağım öyle mi? Ey Oktar! Hangi davayı açarsan aç, ne yaparsan yap asla ve asla bozmaya çalıştığın hakikati gölgeleyemezsin… Sen ve seni savunan avukatların dünyada kurtulsanız dahi adli ilahi de hesap vereceksiniz… Adnan Oktar’ın bu ülkede icra ettiği bir misyon vardır ve bu misyon ile “dine giren sapıtır, karı kızdan uzak durmaz, dindarlar karı-kıza düşkün olurlar…” mesajını vermektedir… Adnan Oktar’ın TV programları bu ülke halkı için bir ahlak tehdidi ve din tazyifidir… HAK BATILDAN, CESARET KORKAKLIKTAN, ŞEREF ZİLLETTEN ÜSTÜNDÜR… ZALİMLER KAYBETMEYE MAHKÛMDUR… 27. 10. 2014

Yorum Yaz