tatlidede

Seçim sonuçları; Hazan değil umut!

Seçim sonuçları; Hazan değil umut!

Demokrasilerde seçim olmazsa olmaz bir unsurdur. Ancak seçimlerin şeffaf, özgür ve hukuk güvencesi içerisinde yapılması da en az bunun kadar önemlidir.

Sandık güvenliği konusunda özellikle bölgemizde yoğun şikâyetler var. Seçmen iradesi sandığa gidilirken ve sandıkta ne kadar özgür iradeyle tecelli ediyor diye..

Seçim öncesinde toplum psikolojisinde yoğun bir sıkışma vardı. Korkular ve suçlamalar yanında endişeler ve kaygılar vardı; hükümet tarafından sandıklarda hile yapılacağı, trafolara kedilerin gireceği, elektriklerin kasden kesileceği, seçim sonuçlarının değiştirileceği propagandası yapılıyordu.

Seçimler yapıldı, sonuçlar açıklandı. Ancak söz konusu suçlamaların ve endişelerin aslında bir algı oluşturmaktan başka bir şey olmadığı da görülmüş oldu.

Son üç yıldır estirilen bir hava vardı hükümet aleyhinde. Bu hava amacına ulaştı. Ak Parti yalnız başına hükümeti kuramaz hale geldi. Peki sonrası… Sanırım koalisyon hükümetleri çok hatırlanmadı. 1991 ile 2002 iki yılları arasında tam dokuz koalisyon hükümeti kuruldu. Sonuçlarını hatırlamak bile ürpertici… Yüksek enflasyon, batık bankalar, faili meçhuller, IMF’ye mahkum olmak, iflaslar ve yasaklar..

Vatandaş, Ak Parti ve yöneticilerine bir çeki düzen vermek istiyordu; aday tespiti, teşkilat, üslup, bazı ilişkileri ve oluşturduğu tablo açısından. Ancak “çıkan sonuçlardan çok mu memnun olundu” diye sorulursa;  olumlu cevap verilemez.

Ülkemizde iki milyondan fazla Suriyeli sığınmacı var. Sadece Mardin’de üç kampın dışında 52.000 Suriyeli mevcuttur. Irak’lı sığınmacılar var. Mısır, Filistin halkıyla ilişkiler var.  Bunların da Ak Parti’den, Türkiye’den beklentileri ve umudu var. ..

Üç yıldır devam eden barış süreci var. Bunun devam etmesi gerekiyor.

Yeni Anayasa arayışları var..

Küresel ekonomik daralmaya karşı ekonomik istikrarı ve dengeleri korumak gerekiyor.

Dolayısıyla koalisyon içinde bunları karşılamak zor görünüyor.

Sınırlarımızın öbür tarafı, özellikle Irak ve Suriye adeta iç savaşla boğuşuyor. Küresel ekonomik daralma devam ediyor.

Temennimiz istikrar ve güven içinde kalarak geleceğe güvenle bakabilmektir.

AK Parti 13 yıl boyunca tek başına ülkeyi yönetti. Ekonomik, sosyal, siyasi ve uluslar arası ilişkilerde onüç yıl öncesine kıyasla büyük sıçramalar ve iyileştirmelerde bulundu.

Ekonomik ve siyasi istikrar oluştu. Halkın refah seviyesi yükseldi. Kişi başına GSMH yıllık 3500 dolardan 11.000 dolara çıktı.

Sosyal yardımlar onlarca kat arttı ve çeşitlendirildi. (Mardin’de sadece evdeki yaşlı-hasta bakımı için her ay yaklaşık altı trilyon para ödemesi yapılmaktadır.)

Ülkenin kangrenleşen siyasi ve toplumsal sorunlarına neşter vuruldu. Kürtçe üzerindeki negatif ayırımlar büyük ölçüde kalktı ve Kürtçe siyasi propagandadan basın, yayın ve eğitime (şimdilik özel okullarda) kadar bir dizi iyileştirmelerde bulunuldu. Demokratik siyaset yapma ve örgütlenmenin önü açıldı.

Anayasal değişikliklerle Memurlara Toplu Sözleşme hakkı verildi. Siyasi Partilerin kapatılması zorlaştırıldı. Milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığı güçlendi. Faili meçhuller ve darbe teşebbüsleri yargılandı. Ergenekon, Paralel Devlet ve vesayet odaklarıyla mücadele edildi…

Bir kısmını hatırlattığımız olumlu gelişmelerin yanı sıra hükümetin ve Ak Partinin yıpranmışlık, yorgunluk ve yanlışlıkları da oldu… Bunlar da derinlemesine tartışılmakta ve değerlendirilmektedir.

Seçmen, verdiği %41 oy oranıyla Ak Parti’yi 13 yıllık icraatlarından sonra tekrar birinci parti yapmış ancak, sağına-soluna bakması gerektiği ve hoyratlık yapma lüksü olmadığını da hatırlatmıştır. Seçim sonuçlarını doğru ve derinlemesine değerlendirip iç-muhasebe  yapan bir Ak Parti depar yapabilir. Sonuçları doğru okumaması ve iç-muhasebesini yapmaması halinde ise “Allah’ın değişmez toplumsal yasasına duçar olması kaçınılmaz olur.

CHP kısmen oy kaybetmiş, MHP konjoktürel oy artışında bulunmuş, HDP ise beklenenin üzerinde bir oranla seçimin aslında tek kazananı olarak seçimden çıkmıştır. Seçim barajının vicdani olmadığı ve temsilde adaleti örselediği inancıyla oluşan baskı karşılık buldu. HDP bu başarıyı ülkenin genel huzur, güven ve refahı için değerlendirdiği oranda kredisini de koruyabilecektir. Zira HDP Türkiye partisi olma iddiasının test edilmesiyle karşı karşıya bulunmaktadır.

Seçim sonuçlarının toplumsal ve siyasal sıkışmışlık halini ortadan kaldırması ve yeni umutların/ufukların oluşturulması gibi kazanımları da olmaktadır.

Milletvekillerinin yemin ederek yeni bir başlangıç yaptığı günün ertesinde daha çok umutlanmak için bir çok neden bulunmaktadır. Bunun için kaos ve provokasyonlardan uzak durulmalı ve herkes barış içinde birbirlerine saygı duyarak birbirlerini dinleyebilmeli; hatta işbirliği ve paylaşımda bulunmalıdır.

Cevabı aranması gereken sorumuz şu olmalıdır; Türkiye’de şiddete başvurmadan da demokratik hakları talep etmek ve elde etmek için şartlar oluşmuş mudur?  Özgürlükler ve demokrasi alanında pürüzlerimiz ve imkânlarımız nelerdir? 

Meşruiyetin dışında hak arama yöntem ve yolları savunmanın ahlaki ve sosyal karşılığı var mıdır?

Ve en önemlisi de, üretilen korku ve dezenformasyonlara karşı yeniden aşılanmış olduk… 

Yorumlar

Image
talha
18.09.2015 / 15:00

Barışı herkes ister arzular ama barışı istemeyen terör örgütüne bir çağrı yap sen zalimsin de bakalım sonra yazı yazınız

Image
rasim
18.09.2015 / 14:58

ilkin zalime zalim deyin,ilkin pkk yı kınayın zalimsin deyin,silahı bırakıp deyin bakalım

Image
yiğit
17.09.2015 / 10:33

1- Stk olarak mardin meydanında bir açıklama yapın ve çatışmazlık demeyin direk pkk ya seslenin şiddeti bırakın silahı bırakın, bölgeyi rahat bırakın diyebilirmisiniz? herkes barış huzur istiyor o laflarıda geçin zalime zalim deyin yeter

Image
Seyithan ışık
16.09.2015 / 21:10

Matara, bidon bey böyle güzel bir yazıya böyle çamur atıyorsun.Balçıkla güneş sıvanmaz haberin olsun.

Image
Takdir ediyorum
28.06.2015 / 10:59

Çok dengeli, gerçekçi, umut ve ufuk dolu bir yazı olmuş.. Takdir ediyorum..

Image
Öğrenci
26.06.2015 / 14:53

ahmet matara bu yazıdan böyle yorum çıkarmak...Tebrikler!!!

Image
murat
26.06.2015 / 02:59

Ahmet matara: okuma yazma öğrenmekle iş bitmiyor malesef.Bitseydi şayet sende burda yorum diye yazdığın saçmalıklar yerine gerçekten de yazıyı iyi okuyup iyi analiz eder ve eleştirebileceğin noktaları da ergen zihniyet ve üslübuyla değil bilgili bir birey gibi eleştirirdin.Mardinlife ise her okuma yazması olanların ağzından çıkanları yayınlamamalı bence.Bu demokrasi değildir.Eleştiri olur ama sokak ağzı tadındaki saçmalar da yayınlanmaz ki.

Image
M.Salih YEŞİLMEN
25.06.2015 / 13:51

Tesbit ve beklentilerinize katılmamak mümkün değil.Umulurki AK PARTİ ciddi ve sağlıklı bir şekilde teşkilatlarda değişime/donüşüme gider.(Mardin için il başkanını muaf tutuyorum). Teşkilatlardan onemlisi de;Soylemini,kuruluş yıllarındaki soylemiyle derhal değiştirmelidir.Bu Ülkenin Ak parti zihniyetine ihtiyacı hala devam etmektedir.Aksi halde , ALLAH (c.c) nun mazlumlara verdiği iktidarı heba etmenın karşılığı olarak ,dünyada da, Ahirete de mahcup kalınabılir.

Image
ahmet matara
24.06.2015 / 13:11

Mustafa bey güzel yazmışsın da yıllardır dilinde pelesenk ettiğin Kürdisten işte kuruluyo. Sevindin mi . Suriyede şimdlik kanton sahile ulaşırsa üç zararlı parça birleştirilecek. sonra sevdiğin kelime Kü.... ilan edilecek . Niye eleştirmiyorsun buna dikkat çekmiyorsun.Korktun mu yoksa içten içe seviniyorsun da bununla ilgili bi kelime bile bahsetmiyorsun

Yorum Yaz