Son Direnişçi - Vedat Sağlam Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Son Direnişçi kimin eseri? Son Direnişçi kitabının yazarı kimdir? Son Direnişçi konusu ve anafikri nedir? Son Direnişçi kitabı ne anlatıyor? Son Direnişçi PDF indirme linki var mı? Son Direnişçi kitabının yazarı Vedat Sağlam kimdir? İşte Son Direnişçi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Vedat Sağlam

Yayın Evi: Nar Yayınları

İSBN: 9786053702030

Sayfa Sayısı: 378

Son Direnişçi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Elinde silahı, parmak tetikte; ama silahı asla patlatmadan direnen son büyük muhafız... Son adanın, son büyük kalecisidir Sultan Abdülhamit. Ve onun gerçek Çanakkale'miz olduğunu ne zaman hakkıyla idrak edeceğiz?

-Mustafa Armağan, Tarihçi-Yazar-

Sultan Abdülhamit'i tarihimizin büyük bir devlet adamı ve şahsiyeti olarak saygıyla anıyor, onun hakkında kültür hayatımıza elinizdeki değerli kitabı kazandırdığı için sevgili Vedat Sağlam'ı tebrik ediyoruz.

-Süleyman Kocabaş, Tarihçi-Yazar-

Bugünü anlamak için dün olanları bilmek gerekir. Dün Abdülhamit Han'ı darbe ile indirenler ile bugünkü darbeciler aynı mahfillerden. Sultan Abdülhamit Han'ın tahttan indirilmesi ilk Ergenekon darbesiydi. Tarihi bilmek ne kadar önemli. Mason, Yahudi, Ermeni komitecilerin içimizdeki beyni satılmışlarla işbirliği yaparak nasıl darbe yaptıklarını Vedat Sağlam o velut kalemiyle ne güzel anlatmış. Ergenekon davasında yargılanıp mahkûm olanlar içindeki Tuğgeneral Veli Küçük Ermeni, Doğu Perinçek hem Ermeni hem mason, Prof. Mehmet Haberal ve Tuğgeneral Levent Ersöz Hür ve Kabul Edilmiş Mason Locasına kayıtlı... Bir delikten iki kere ısırılmamak ve ibret almak adına Abdülhamit Han'ın biyografisini anlatan Son Direnişçi romanı okunmaya değer.

-Ali Erkan Kavaklı, Edebiyatçı-Yazar-

(Tanıtım Bülteninden)

Son Direnişçi Alıntıları - Sözleri

• "Herkes bedenin ölümünü düşünür, oysa asıl korkulması gereken ruhun, kalbin ölmesidir..."
• Gökyüzünün kirini temizleyerek inen kar, acaba insanların içini de temizleyebilir mi?
• Siz de bilirsiniz ki bu dünyada haklının hukuku değil, güçlünün hukuku geçerlidir.
• Biliyordu ki hiçbir kelime, kavram, insanın hissiyatını, duygularını anlatmaya kâfi gelmezdi. Susmak, konuşmamak da bir anlatım tarzıydı. Anlayan bir gönül için bütün duygularını ortaya dökülmesi, Pek çok güzelliğin anlatılması değil miydi susmak?
• "Kirkyor Odyan Bey, Mithat Paşa bitirince söze girdi; "Bence Abdülhamid acele etmeyecektir. Hiçbir Sultan gücün paylaşımını içine sindiremez. Abdülhamid de öyledir, göreceksiniz. Şimdiye kadar tahta uzak bir isimdi. Sessiz, sakin bir hayat yaşadı. Dikkat çekmedi. Onu tanıma imkanımız olmadı, hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Nasıl bir insandır, kişiliği karakteri nedir, olaylara nasıl tepki verir, nelerden hoşlanır, savaşçı biri midir, despot mudur bilmiyoruz. Bana Sultan Murat'ı ya da Reşat'ı sorsanız size pek çok şey söyleyebilirim. Lâkin Abdülhamid hakkında maalesef. Ben, acele etmeden biraz bekleyelim derim. İzleyelim, neler yapabileceğimizi görelim. "Bu arada Avrupalı dostlarımızla da aramızı sıkı tutmaya devam edelim, onlar bizim sigortamız, biliyorsunuz."
• "...Dünyadaki en büyük sır, insandır."
• "Başkasının kurduğu bir oyunda başrol oynamaktansa, kendi kurduğum oyunda figüran olmak daha iyi..."
• Bırakayım tarihi eser diye petrol arasınlar, hatta bulsunlar da. Nihayetinde ceplerine koyup görüşecek değiller ya, nasıl olsa haberimiz olacak,işte o zaman petrolle ilgili anlaşmamız yok, izinsiz aradınız hadi güle güle der el koyarız.
• "Savaşı icat edenlerin gözü kör olsun. Kör olsun bu kadar cana kıyan, insanlığa ahlar yaşatanlara."
• "Konuklar Mithat Paşa'nın artan gücünü konuşuyor, yeni devirde Sultandan ziyade Mithat Paşa'ya yakın olmanın daha çok statü getireceğini vurguluyorlardı. Zira Abdülhamid'e tahtı hediye edenin "Mithat Paşa" olduğunu duymuşlardı. Sonra, Sultan Murat'ı da tahta oturtan Mithat Paşa ve ekibi değil miydi? Sultan Abdülaziz'in "zorla" tahttan indirilmesinde yine paşa başrol oynuyordu. Birbirlerine söylemekten çekinseler bile bu çirkin gerçeği kim inkar edebilirdi ki? Aynı Mithat Paşa, eğer gözü tutmazsa bir bahaneyle Sultan Abdülhamid'i de tahttan uzaklaştırabilirdi. Bütün bu gerçekler, Mithat Paşa'ya yakın durmayı, onun en iyi adamı olmayı zorunlu kılıyordu. Hem ilerleyen dönemde devlet kademesinde iyi bir statü kazanma, hem de bu tür eğlencelerin vazgeçilmez bir müdavimi olmak için bu şarttı."

Son Direnişçi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Abdülhamit Han... Alman Birliği kurucusu Bismarc onun için "Dünyada 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamit 'te, 5 gramı bende, 5 gramıda diğer siyasetçilerdedir" der. Yıkılmakta olan Osmanlıya yüz sene daha hediye etmiş bir imparatordur o... Cumhuriyeti kuran kadroyu, açmış olduğu okullarda yetiştiren devlet adamıdır.. Sadece Osmanlı coğrafyasını değil, tüm ezilmiş, sömürülmüşlerin ümidi bir padişahtır.. Aynı zamanda Türk-İslam düşmanlarının nefretini kazanmış bir mazlumdur.. Kimilerine göre "Ulu Hakan "dır o, kimilerine göre ise "Zalim Sultan ". Kimileri "Kızıl Sultan" diye tanımlarken, kimileri ise "Son Kalenin Son Bekçisi" diye anlatır Abdülhamit 'i.. Kimileri için bir istibdatçıdır, özgürlük düşmanıdır o; kimileri için ise Çanakkale 'nın bile gerçek kahramanıdır, Osmanlıyı ayakta tutan yegane güçtür.. (bibliyofilin kitaplari)

Bu gün bile Abdulhamithan'ı anlayamamız ne yazık...: "Dünyada 100 gram akıl varsa bunun 90 gramı Abdulhamit'te, 5 gramı bende, 5 gramı da diğer siyasetçilerdedir." Bismarc'a ait olan bu sözü kitabı okuduktan sonra çok iyi anladım. Abdulhamithan benim şahsi fikrime göre Osmanlının hatta dünyanın en zeki siyasetçileri arasında birinci sırayı zorlar. Belki de birincisidir. Abdulhamihan'ın bu gün bile tam manası ile anlaşılmaması çok yazık. Hem içeride ki hainlerle hem de dışarıdaki düşmanlarla tek başına savaşan ve ikisini de çok iyi bir şekilde idare eden bir lider kendisi. Ama ne yazık ki en yakının da ki elinden ekmek yiyen ahmaklar da kendisini desteklemeyince tahttan inmek zorunda kalıyor. Abdulhamithan'ın tahttan inmesi de Osmanlı'nın bence yıkılmasının en temel sebeplerindendir. Kitabı okurken bir şey fark ettim ki Albuldamithan'ı zorlayanlar dışarıdaki düşmanlar hiçbir zaman değil, Abdulhamithan'ı zorlayan içimizdeki hainler ve aydınım diye gezinen aptallar. Bu kitabı okuduğum için çok mutluyum lakin tek sorun böyle bir kitaba sınav haftasında başlamak gibi bir hata yapmam. Bu yüzden bir hafta da bitti. İlerleyen yıllarda tekrar okumayı düşündüğüm çok güzel bir kitap. Kitabın en güzel yanı ise Abdulhamithan'ın yapmış olduğu zekice hamleleri okumaktı. Her biri gözümün önünde canlandı. Gerçekten inanılmaz bir kitap... (Oğuzhan Güneş)

SelamunAleyküm son dirilişçi, 2. Abdülhamit ve onun dönemini ele alan bir kitap. dili çok sade ve akıcı. Olaylar roman şeklinde aktarılıyor fakat olaylar tüm gerçekleğiyle bizi karşılıyor. Abdülhamid'in o karışık ve zorlu dönemi çok güzel biçimde biz okuyuculara aktarıyor yazar. o dönemi ve Abdülhamid'i anlamak isteyenler gönül rahatlığıyla okuyabilir. Abdülhamit'i anlamak,her şeyi anlamaktır. (Esma)

Son Direnişçi PDF indirme linki var mı?

Vedat Sağlam - Son Direnişçi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Son Direnişçi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Vedat Sağlam Kimdir?

1968 yılında Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinin bir köyünde doğdu. 1978 Yılında Kayseri’ye göç etmeleri nedeniyle ilk, orta, lise ve üniversite tahsilini bu şehirde tamamladı. 1990 yılında eğitimcilik hayatına başlayan yazar, sırasıyla Bayburt, Kayseri ve Sinop’ta öğretmenlik yaptı. Halen Kayseri’de öğretmenlik yapan yazar, evli ve iki erkek çocuğu babasıdır.

Tam bir sivil toplum aşığı olan yazar, birçok şehirlerde dernekler, vakıflar ve sendikalarda aktif görevlerde bulundu, teşkilatlanma çalışmalarına katıldı. Şu anda yerel bir Kayseri gazetesinde günlük yazılar yazmaya devam ediyor. Aynı zamanda ulusal bazda yayın yapan bir radyoda da haftalık programlar yapıyor.

Vedat Sağlam Kitapları - Eserleri

• Son Direnişçi
• Dedem Necip Fazıl
• Anne Babam Döndü
• İçimdeki Ben
• Ne Menem Menemen
• Özgürlüğü Satın Alanlar
• Yalnız Adam
• Çanakkale Dirilişin Destanı
• Savaş Ümit Özlem
• Broken Hill Savaşı
• Kahraman Kadınlar
• Bir Direniş Hikayesi
• Batı'da İslam İmajı
• Bir Direniş Hikayesi
• Eğitim, Siyaset ve Din
• Eğitim ve Kültür

Vedat Sağlam Alıntıları - Sözleri

• ~ Yokuşlar kaybolur çıkarız düze, Kavuşuruz sonu gelmez gündüze. ... (Dedem Necip Fazıl)
• ... Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ... (Dedem Necip Fazıl)
• "Başkasının kurduğu bir oyunda başrol oynamaktansa, kendi kurduğum oyunda figüran olmak daha iyi..." (Son Direnişçi)
• Ve hayatı, aramakla mana bulur insanın, aramakla son bulur... (İçimdeki Ben)
• “Benim geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri de sadece köpekler kurcalar” Necip Fazıl Kısakürek (Dedem Necip Fazıl)
• Vatanımız için savaşalım... (Broken Hill Savaşı)
• "Konuklar Mithat Paşa'nın artan gücünü konuşuyor, yeni devirde Sultandan ziyade Mithat Paşa'ya yakın olmanın daha çok statü getireceğini vurguluyorlardı. Zira Abdülhamid'e tahtı hediye edenin "Mithat Paşa" olduğunu duymuşlardı. Sonra, Sultan Murat'ı da tahta oturtan Mithat Paşa ve ekibi değil miydi? Sultan Abdülaziz'in "zorla" tahttan indirilmesinde yine paşa başrol oynuyordu. Birbirlerine söylemekten çekinseler bile bu çirkin gerçeği kim inkar edebilirdi ki? Aynı Mithat Paşa, eğer gözü tutmazsa bir bahaneyle Sultan Abdülhamid'i de tahttan uzaklaştırabilirdi. Bütün bu gerçekler, Mithat Paşa'ya yakın durmayı, onun en iyi adamı olmayı zorunlu kılıyordu. Hem ilerleyen dönemde devlet kademesinde iyi bir statü kazanma, hem de bu tür eğlencelerin vazgeçilmez bir müdavimi olmak için bu şarttı." (Son Direnişçi)
• Sabrın sonu selâmet, Sabır hayra alâmet. Belâ sana kahretsin; Sen belâya selâm et! Felâh mı, onda felâh, Silah mı, onda silah. Sen de kim oluyorsun? Asıl sabreden Allah. (Dedem Necip Fazıl)
• Kıyamet savaşını biz başlatacağız! Köle değil efendi olacağız. Orta doğuyu kan gölüne çevirip, önümüze çıkan herkesi öldüreceğiz. Unutmayın; Orta doğu da önemli bir yemeğin davetli listesinde adınız yoksa bir de menüye bakın, adınız orada olabilir ! (Yalnız Adam)
• "Kirkyor Odyan Bey, Mithat Paşa bitirince söze girdi; "Bence Abdülhamid acele etmeyecektir. Hiçbir Sultan gücün paylaşımını içine sindiremez. Abdülhamid de öyledir, göreceksiniz. Şimdiye kadar tahta uzak bir isimdi. Sessiz, sakin bir hayat yaşadı. Dikkat çekmedi. Onu tanıma imkanımız olmadı, hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Nasıl bir insandır, kişiliği karakteri nedir, olaylara nasıl tepki verir, nelerden hoşlanır, savaşçı biri midir, despot mudur bilmiyoruz. Bana Sultan Murat'ı ya da Reşat'ı sorsanız size pek çok şey söyleyebilirim. Lâkin Abdülhamid hakkında maalesef. Ben, acele etmeden biraz bekleyelim derim. İzleyelim, neler yapabileceğimizi görelim. "Bu arada Avrupalı dostlarımızla da aramızı sıkı tutmaya devam edelim, onlar bizim sigortamız, biliyorsunuz." (Son Direnişçi)
• Biliyordu ki hiçbir kelime, kavram, insanın hissiyatını, duygularını anlatmaya kâfi gelmezdi. Susmak, konuşmamak da bir anlatım tarzıydı. Anlayan bir gönül için bütün duygularını ortaya dökülmesi, Pek çok güzelliğin anlatılması değil miydi susmak? (Son Direnişçi)
• Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar... (Dedem Necip Fazıl)
• Gökyüzünün kirini temizleyerek inen kar, acaba insanların içini de temizleyebilir mi? (Son Direnişçi)
• ~ "Kavuşmak mı? Belki... Daha ölmedim! " ~ (Dedem Necip Fazıl)
• "...Dünyadaki en büyük sır, insandır." (Son Direnişçi)
• Bırakayım tarihi eser diye petrol arasınlar, hatta bulsunlar da. Nihayetinde ceplerine koyup görüşecek değiller ya, nasıl olsa haberimiz olacak,işte o zaman petrolle ilgili anlaşmamız yok, izinsiz aradınız hadi güle güle der el koyarız. (Son Direnişçi)
• Dost Kime Denir? Kardeşe mi, aynı değerleri paylaştığı arkadaşa mı? (Broken Hill Savaşı)
• "Herkes bedenin ölümünü düşünür, oysa asıl korkulması gereken ruhun, kalbin ölmesidir..." (Son Direnişçi)
• "Ne yaptığımı hiç düşünmeden rüzgara kapılmış gidiyordum." (Kahraman Kadınlar)
• ~ Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. ~ (Dedem Necip Fazıl)