tatlidede

Türkiye’nin Musul’da Ne İşi Var ? DİYENLERE

Türkiye’nin Musul’da Ne İşi Var ? DİYENLERE
 Bazen sorulan soru,sahibinin bilgeliğini gösterdiği gibi, bazen de abesle iştigal ettiğini  resmeder.Bir kaç gündür yaşananları,soruları,sorunları, yorumları ve cevapları ince ince takip ediyorum.Öyle boş,alakasız ve konuya hakimiyetsizliğin yanında  konudan uzak  ve sabit fikirler uçuruluyor ki, şaşırmamak elde değil.İnsanın biraz tarih bilgisi olması  yada birazcık halis niyetle bakması  durumunda her şeyi çok açık görecektir.Meydanda dolaşan  aktörlerin kim olduğuna bakın  Allah aşkına.Her şey ulu orta belli iken illaki farklı bir şey söylemek marifet değildir.Ortadoğu Coğrafyasının yapısı belli, özelliği ortada,yıllardır burada cirit atanlar  ve hala atmaya çalışanlar da belli.Ne amaç güttükleri de belli. Eeee o zaman niye bazı şeyler doğru okunmuyor.Okunmuyorsa burada kesin art niyet vardır  demektir.
            Bağımsız bir  ülke  gibi  görünen fakat, ne yazık ki uzun yıllardır  hem fiziksel  hem de psikolojik olarak işgal altında  olan Irak  devletini  hepimiz  biliriz. Ortadoğu ve İslam Coğrafyasında bu ülkeye son yıllarda Suriye’de eklenmişti.Buralarda yaşattırılan sorunların sebepleri derin olmakla  beraber, bu iki ülke üzerinde çizilen senaryolarla kafasını kaldırmaya,kımıldamaya çalışan diğer bazı ülkelere de ders  ve  yön verme çabası vardır.Suriye’yi şimdilik bir kenara bırakalım…
Yönetim,kültürel yapısı  ve yer altı zenginlik kaynağı bakımından her  zaman iştah kabartan Irak,tam anlamıyla geçmişte  olduğu  gibi,  gelecekte de bağımsız olabilmesi imkansız  gibi  görünüyor.Huzur  ve  barışın  bu ülkede  yaşanabilmesi  için tek yol, Türkiye’nin savunduğu  mezhepsel  çatışmalara  yönelmeden,  farklılıkların kardeşçe  beraber bir arada bulunularak, İslami  kuralların   hakim olduğu ve AB(D)nin hegemonyasından kurtulmuş adil bir yönetimdir.   
Çok uzağa gitmeden 15 yıl öncesinde  “Irak’ta Nükleer silah var”  diye başlayan Körfez savaşından beri  Irak dolaylı  olarak işgal altındadır. AB(D)  İkinci  bir işgali yapmak  ve varlıklarını buralarda  daha uzun yıllar sürdürmek amacıyla “Musul’u DAİŞ’ten  temizleyeceğiz” bahanesiyle buralara girdiler.Tabi buraya Türkiye’nin gelmesini istemezler.  Musul’u DAİŞ’e iki yıldır teslim eden onlar  değilmiş gibi,  esas  niyetlerini  saklamaktadırlar.Kim inanır,amaç  ve gayeleri  belli iken dünyanın gözünün kör olduğunu  zannediyorlar.Burada ABD –İran işbirliğine girmiyorum  bile….
           İki cümle ile amaç  ve hedeflerini yazmaya çalışayım.1-Yaşamlarını  ve  yok olmama garantisi olarak  gördükleri bu coğrafyanın yer altı kaynaklarına (petrole) ortak olmak,hakim olmak  ve yönetmektir.Bunun getirisiyle de, dünya halkının ekonomik refahına istedikleri  gibi  yön vermektir.2-Tabi  yine  buna  bağlı olarak ta (esas amaçları) İslam Coğrafyasında hakim olan İslami anlayışı-inancı  ve yaşam tarzını  değiştirerek  kendi inançlarını  benimsettirmektir.Esas sebebin bu olduğu farklı farklı örneklerle açıklayabilirim.Ama buna gerek olduğunu sanmıyorum.Belki başka bir  yazıda sadece o konuyu yazabilirim.
Hırsızın  ve  kötü niyetlinin amacı  bilinirse, ona karşı önlem almak,önüne  geçmek, onu  engellemek   kolaylaşır.Şimdi  bu hırsızların amacı öğrenildi,iç yüzleri belli oldu ve arkasında  saklandıkları  maskeleri  düştü.Bundan dolayıdır ki, hırçınlaşıyorlar,  sağa- sola saldırıyorlar.Tabi  en büyük hedefleri Türkiye’dir.Neden mi ? Çünkü Türkiye maskelerini düşürdü.
          Türkiye tarihi sorguluyor,bu coğrafyanın sahibinin Batılılar  değil, başta kendisi  ve  burada  bulunan diğer halkların olduğunu dinlendiriyor,söylüyor,uyarıyor,uyandırıyor  ve  mücadelesini  veriyor.Nitekim bugün “Yaklaşık 20 milyon km'den 780 bin km'ye geldik. Cumhuriyet bizim ilk değil son devletimizdir. Bu sınırları gönüllü olarak kabul etmedik diyen Türkiye’yi tabiî ki Musul’da istemeyeceklerdir. istedikleri gibi at oynatmalarına müsaade etmeyeceğini  söyleyen, mezhep çatışmalarına izin vermeyeceğini belirten,bende burada varım diyen Türkiye’yi,tabi ki aralarında istemeyecek,masada olmasını ellerinden gelse engelleyeceklerdir.Bu bölgede özgürlüğün, huzur  ve barışın hakim olmasını amaçlayan Türkiye’yi,  her yönden huzursuz  etmek için her yolu  deneyeceklerdir.
          Görüldüğü üzere,  farklı  mücadele  amacı güden güçlerin savaşı ( Politik,ekonomik,fiziksel,silah  ve akıl)  yaşanmaktadır.Musul’daki  savaş,  hesabını  ve   hareketlerini  iyi  ve  doğru  yapan kazanacaktır.Ortadoğuda, Türkiye tarafından ok yaydan çıkarılmıştır.Yayı yakalayan ve  benimseyenler de çoğalmıştır.Atalarının mirasını sorgulayan,hem haklı hem de doğru  hesapta olan Türkiye  başarılı olacaktır.
Bir  toplantı  vesilesiyle Türkiye’de bulunan,Irak Kürdistanı’ndan İmam Vaiz Nadir Raşit El Kurdi, Müslümanların birleşmesi durumda İslam ümmetini durdurabilecek hiçbir gücün olmadığını söylerken “Şu anda Ortadoğu’da devam etmekte olan bu savaş Yahudiler, Haçlılar ve Amerikalılar tarafından yıllar öncesinden planlanmış bir savaş olduğunu” dile getiriyordu. Fikri ve mezhepsel taassuptan uzak durmak ve öncüleri olduğumuz İslam ümmetinin eski izzetini elde etmesi için çalışmalıyız diyordu.
         Türkiye bu  hedefinde başarılı olursa önce bu Coğrafya ya sonra diğer Coğrafyalara İslam anlayışının hakim olacağı kesindir.
         Bundan dolayıdır ki, Türkiye Musul’da işi vardır ve olmalıdır.
        Hz Ebubekir “Allah  size  bir yol  açarsa,onu  kimse kapatamaz”  buyurmuştu.Yolun açık olsun Türkiye…

Yorum Yaz