tatlidede

Balkon Sefası - İsmail Saymaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Balkon Sefası kimin eseri? Balkon Sefası kitabının yazarı kimdir? Balkon Sefası konusu ve anafikri nedir? Balkon Sefası kitabı ne anlatıyor? Balkon Sefası PDF indirme linki var mı? Balkon Sefası kitabının yazarı İsmail Saymaz kimdir? İşte Balkon Sefası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 21.06.2022 18:00
Balkon Sefası - İsmail Saymaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: İsmail Saymaz

Editör: Necdet Dümelli

Editör: Emre Bayın

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750529146

Sayfa Sayısı: 124

Balkon Sefası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sarı telefon bir gün olsun çalmadığı halde sehpadaki varlığını senelerce korudu. Zamanla ahizesi kırıldı, sonra tuşları çıktı, ardından kablosu koptu. Bir sabah annem sarı telefonu kömür sobasına attı. İçimde, sivilceli ve çilli bir çocuğun “Alo!” sesini duydum. Açsaydın, “Seni seviyorum,” diyecektim.

İsmail Saymaz, bazen bir Erzurum türküsünün soluğunu ya da Karadeniz’in yerinde duramayan rüzgârını İstanbul’un baş köşesine getiriyor; bazen de İstanbul’un hovardalıklarını, neşesini ve rengini tutup memleketin dört bir yanına salıveriyor. Ruhunu Kore Dağları’nda yaralayanların, ürkek gözlerle sinema perdesine bakanların, ilkokul günlerini hiç unutamayanların, büyük şehri görünce sudan çıkmış balığa dönenlerin, aşktan uykusu kaçanların, nabzı devrim hayaliyle atanların ve ömrünü bir fıkra gibi yaşayıp bir ağıtla bitirmek zorunda kalan insanların hikâyeleri…

Balkon Sefası , memlekete sevdalı kelimelerle yazılmış öyküler…

Balkon Sefası Alıntıları - Sözleri

  • Buluşabilseydik, gökyüzünde ipleri birbirine dolanan iki uçurtma olmayı önerecektim…
  • Buluşabilseydik, gökyüzünde ipleri birbirine dolanan iki uçurtma olmayı önerecektim.
  • "Neylersin ki İstanbul'da ilişilmedik kız bulmak, semt pazarında dokunulmamış domates bulmaktan daha zor,"
  • "zaten devir, adaleti sağlayan kabadayıların değil, yumruğunu düzenden yana indiren mafyanın devriydi."
  • Ben Hazreti Mehdi'yi bekler gibi PTT'cileri beklerken,çağrı cihazı çıktı.Hani şu,binbir cakayla bele takılanlardan... Sana, "Ziraat'te çay içelim mi?" diye mesaj bırakmayı ne çok istemiştim.Buluşabilseydik,gökyüzünde ipleri birbirine dolanan iki uçurtma olmayı önerecektim.Uçacak ve birlikte çaylıklara düşecektik....
  • Buluşabilseydik, gökyüzünde ipleri birbirine dolanan iki uçurtma olmayı önerecektim.
  • Bizim evde siyah beyaz Grunding'in konduğu demir sehpanın rafında, dantelanın altında, senelerce çalmadan bekledi sarı telefon.
  • “Seni seviyorum,” diyecektim.
  • Sarı telefon bir gün olsun çalmadığı halde sehpadaki varlığını senelerce korudu. Zamanla ahizesi kırıldı, sonra tuşları çıktı, ardından kablosu koptu. Bir sabah annem sarı telefonu kömür sobasına attı..
  • Toza bulanmış siyah önlüğümün eteğini çeke çeke karatahtaya çıktım. Beyaz yakalığımı düzelttim. Gözlerimi kapadım ve tiz bir sesle söylemeye başladım: ....
  • Eskişehir'de okuma hayalleri kurarken kısmetime Konya Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi düşmüştü. Rize Otogarı’ndan kalkan Ankara aktarmalı otobüs, beni adın yalnizca haritadan bildiğim uçsuz bucaksız bir bozkıra bırakmıştı. Rize, dağa çıkan yeşil yokuşların ve denize varan masmavi inişlerin şehriydi. Konya ise içinde kaybolduğum, kaybola kaybola öğrendiğim pürüzsüz bir düzlük ...
  • Aylardan eylüldü. Sımsıcaktı. Ilık bir rüzgar esiyordu. Güneş, sevgilisine işmar eden bir çapkın gibi gözlerimi kamaştırıyordu.Konya Gan'ndan kalkan tren on iki saatte Istanbul'a vardı.Ayaklarımın ucunda menevişlenen Marmara Denizi, bir vapurdumanı çiçeği bahçesini andırıyordu. Eminönü vapuru, öksü rüğe tutulmuş bir ihtiyar gibi öksürerek Haydarpaşa İskelesi'ne yanaştı. Naylon valizimi omzuma asıp vapura bindim. Içimde, Cennet'ten firar etmenin hüznü vardı, dilimde ise“ Ayrılıktan kaçılmaz bazen” sözleri ...
  • Değil mi ki, "Ayrılıktan kaçılmaz bazen..."
  • Çaydan rakı, karayemişten şarap, kividen likör üretme fikri bana cazip görünse de Rize'ye biraz ağır gelmişti.
  • Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlatmaya Gülten Akın

Balkon Sefası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çağdaş Türk yazarların öykülerini okumayı çok seven bir okur olarak bu kez İsmail Saymaz’ın Balkon Sefası kitabı ile tanıştım. Kitap oldukça akıcı, bir çırpıda bitiyor. Kitapta 28 adet öykü mevcut.Bu öykülerde bazen Erzurum bazen Rize bazen de İstanbul’a denk geliyorsunuz. Kitapta yer alan çoğu öykü yazarın kendi anılarından derlenmiş. Özellikle 90’larda yaşadıklarını dinlemek keyifliydi. Kitapta yer alan öyküler genelde birkaç sayfa olmasına rağmen kitapta hem mizahı hem de hüznü hissediyorsunuz. Kitabın genelinde bir bağlantı mevcut değil ancak birkaç öykü devam niteliğinde. Çağdaş öykü sevenler kitaba şans verebilirler. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar diliyorum. (Merve Büker)

Dokunaklı öyküler diye bir kategori oluşması gerekiyor artık. Sayısı hiç de azımsanmayacak ölçüde öykü kitabı çıkıyor. Başka bir türe konumlandıramıyorum. Bu kitap da tam bu türün içinde yaşıyor. Birkaç sayfadan oluşan 28 adet öykü barındırıyor. Gündelik yaşamdan verilen örnekler kimi zaman Karadeniz komedisi taşırken, kimi zaman da Karadeniz hüznü taşıyor. Ben Karadeniz kültüründen pek hoşlanmadığım için beni çok içine çekmedi, ancak anlatımı akıcıydı ve ikinci kitap olarak eşzamanlı başka kitaplarla okunabilir tarzda olduğunu söyleyebilirim. (Evren Erarslan)

Balkon Sefası: İsmail saymazı gazeteci olarak da yazar olarak da çok severim. Çay güzeli kitabı da çok güzeldi bu da çok güzel olmuş kısa kısa öykülerden oluşuyor hepsini çok beğendim en çok sağdıç ve ah Yasemin öykülerini beğendim dram severim :)) hemencecik bitiyor zaten öykü severseniz tavsiyedir. Duygudan kitap/balkon-sefasi--222783 yazar/Ismail-Saymaz (Books and Cats)

Balkon Sefası PDF indirme linki var mı?

İsmail Saymaz - Balkon Sefası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Balkon Sefası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmail Saymaz Kimdir?

Rize’de, 11 Temmuz 1980’de doğdu. Halen gazetecilik üzerine yüksek lisans eğitimini sürdürdüğü Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi. Gazeteciliğe Rize’de başladı. Konya ve İstanbul’da yerel gazetecilik yaptı. Mayıs 2002’den beri Radikal gazetesinde muhabir olarak çalışıyor. İnsan hakkı ihlalleri, düşünce ve ifade hürriyeti üzerine haberlere imza atıyor. Saymaz, başta Erzincan Davası olmak üzere, haberleri nedeniyle yirmiye yakın davada yüz yılı aşkın hapis cezası istemiyle yargılandı.

Kitapları:

Postmodern Cihad / Tarikat, Siyaset, Adalet Üçgeninde Erzincan Davası (Kalkedon), Hanefi Yoldaş / Gizli Örgüt Nasıl Çökertilir? (Kalkedon), Nefret / Malatya: Bir Milli Mutabakat Cinayeti (Kalkedon), Oğlumu Öldürdünüz Arz Ederim / 12 Eylül’ün Beş Öyküsü (Postacı Yayınları)

Ödülleri:

İstanbul Tabipler Odası Basında Sağlık Ödülü (2009), Metin Göktepe Jüri Özel Ödülü (2010), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü (2010), İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Ayşenur Zarakolu Basın Özgürlüğü Ödülü (2011)i Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yılın Söyleşisi Ödülü (2012), Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü (2012).

İsmail Saymaz Kitapları - Eserleri

  • Şehvetiye Tarikatı
  • Kimsesizler Cumhuriyeti
  • Çay Güzeli
  • Tosun Bank
  • Fıtrat
  • Ali İsmail
  • Türkiye'de IŞİD
  • Balkon Sefası
  • Esas Duruşta Cinayet
  • Sözde Terörist
  • Oğlumu Öldürdünüz Arz Ederim
  • Sıfır Tolerans
  • Postmodern Cihad
  • Hanefi Yoldaş
  • Nefret

İsmail Saymaz Alıntıları - Sözleri

  • Sarı telefon bir gün olsun çalmadığı halde sehpadaki varlığını senelerce korudu. Zamanla ahizesi kırıldı, sonra tuşları çıktı, ardından kablosu koptu. Bir sabah annem sarı telefonu kömür sobasına attı.. (Balkon Sefası)
  • Aşk, satır aralarımda gizlenmişti ve belki bir imadan ibaretti. (Çay Güzeli)
  • Holdingleşen tarikat ve cemaatler dini bir sektör ve piyasa oluşturuyor: Dini ritüellerin etrafında gelişen pazardan daha fazla pay alma hırsı olmadık dinî suiistimallere yol açmaktadır. Vaaz ve hutbeler, televizyon programları ve sair araçlarla yapılan cemaat propagandalarında artık gizleme ihtiyacı duyulmadan suiistimaller yapılmaktadır . Bu aşamada, bireyin kurtuluşunun cemaat yoluyla gerçekleşeceğine dair güçlü bir inanç aşılanıyor. Tabanı, eğitimsiz ve ekonomik açıdan güçsüz müritlerden oluşan topluluklar hurafeciliğe başvuruyor. (Şehvetiye Tarikatı)
  • Üye sayısına baktık. Tatmin edici miktardaydı. Bu kadar insanın aptal olamayacağını düşündük. Katılmaya karar verdik. (Tosun Bank)
  • Banka yönetim kurulu üyesinin güreşçilerden seçildiği liyakaysiz bürokrasinin, kamu ihaleleriyle semirtilmiş işadamlarının ve partizanlaşmış memurların elinde kalan Türkiye'nin Tosuncuk Mehmetler üretmesi kaçınılmazdır. Gelir adaletsizliği, işsizlik ve yoksulluk var oldukça bir Tosuncuk gidecek, bir başka umut taciri gelecektir. (Tosun Bank)
  • Önce tarikat kıydı, sonra adalet. (Kimsesizler Cumhuriyeti)
  • “Rakamlar, bu zayiatın toplu kıyıma dönüştüğüne işaret ediyor.” (Esas Duruşta Cinayet)
  • Üye olan kullanıcılara bir tane tavuk veriyoruz. (Tosun Bank)
  • “İşkence yapıyor. Vicdan olsa, bunu bana emanet etmişler diye, elini kaldıramaz.” (Esas Duruşta Cinayet)
  • Bazen şöyle diyorlar : işçiler cahildir. öyle midir? Bu işçiler dünya güzeli gemileri yapıyor, denizde yüzdürüyor, boyasını yapıyor, elektriğini yapıyor, mobilyasını yapıyor; cahil değil. Kağıdın üstüne çizdiğin Resmi canlı hale getirip sana teslim ediyor; cahil değil. Ama elektriğe bastığında cahil! Oysa önlem almadığından, kârından vazgeçemediğinden , üç kuruş daha fazla kazanasın diye beş kuruşu harcamadığından bu cinayet oluyor. (Fıtrat)
  • Devir, toplumsal kurtuluşun değil, bireysel zaferlerin devriydi. (Tosun Bank)
  • Gölgesinde yetmiş yıl dinlendiği koca çınarın devrildiği gün, o da bu dünyadan yüz çevirdi. Kırdığı odunda, tutuşturduğu sobada ve yıkayıp soba demirine astığı çamaşırda bile dedem vardı. Onlar bir cümlenin öznesi ve yüklemiydiler. Özne düştükten sonra yüklem tüm anlamını yitirmişti. (Çay Güzeli)
  • Şimdi yaşayan bir ölüyüm. (Kimsesizler Cumhuriyeti)
  • Buluşabilseydik, gökyüzünde ipleri birbirine dolanan iki uçurtma olmayı önerecektim. (Balkon Sefası)
  • Azzam, 1989'da bombalı saldırıda ölünce *Ladin doğal lidere dönüştü. Esasen ne kahraman bir savaşçı, ne fetva makamında bir ideologdu; yetenekli bir finansördü., o kadar. (Türkiye'de IŞİD)
  • Şuan ülkemiz üzerine oynanan bazı oyunlar var. (Tosun Bank)
  • Emniyetteki gözaltı işlemi sırasında çekilen fotoğraflarının birkaç yıl sonra İnterpol'ün "en çok arananlar" sayfasında yayınlanacağını kim tahmin edebilirdi? (Tosun Bank)
  • Çünkü devrimler bir düzene karşı oluşmakta ve düzeni konuşarak, tartışarak ve nihayetinde anlaşarak değiştiren olmamıştır. Örnek olarak bir devletin rejiminden memnun değilsiniz ve fikrinizi ortaya koyup, destekçilerinizle toplanıp bunu sistemin başındakilere sunarsanız, fırtınadaki ıslık kadar etkisiz olursunuz. Sistem, düşüncelere bu kadar duyarsız kalıyorken, bir hareketlenme kaçınılmazdır. Bu durumda devrim, fiili olarak başlar.Ne bir fikrin başkanlığının ne bir düzenin ne devletin ne de hiçbir dayatma, zorbalık, mecbur kılmanın destekleyicisiyimdir. Anlattıklarım, bu görüşümün kaynağıdır. (Ali İsmail)
  • İlk yankı, Fenerbahçe taraftarlarından geldi. Ali İsmail'in Fenerbahçe formasıyla çekilmiş fotoğrafını gören Fenerbahçeli "Vamos Bien" adlı taraftar grubu, 31 Ağustos 2013 akşamında Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan Fenerbahçe-Sivasspor maçı sonrasında polisleri görür görmez hep bir ağızdan aynı marşı söylemeye başladı: “Daha 19 yaşında Düşlerinde özgür dünyada Öptüğün çubuklu forma Yaşayacak anısında Ali Ismail Korkmaz Fenerbahçe yıkılmaz!" (Ali İsmail)
  • Raflarda fason ürünler sergilendi. (Tosun Bank)

Yorum Yaz