matesis
dedas

Ali İsmail - İsmail Saymaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ali İsmail kimin eseri? Ali İsmail kitabının yazarı kimdir? Ali İsmail konusu ve anafikri nedir? Ali İsmail kitabı ne anlatıyor? Ali İsmail PDF indirme linki var mı? Ali İsmail kitabının yazarı İsmail Saymaz kimdir? İşte Ali İsmail kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 21.06.2022 18:00
Ali İsmail - İsmail Saymaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: İsmail Saymaz

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789750517594

Sayfa Sayısı: 195

Ali İsmail Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ali İsmail Korkmaz, dört polis ve dört sivilin tesadüfi saldırısının değil, Eskişehir'de 31 Mayıs 2013'de başlayıp 3 Haziran'da son bulan örgütlü bir şiddetin kurbanı oldu. Sanıkların savunmalarından muhafazakâr ve milliyetçi oldukları görülüyordu. Ama daha önemlisi, dönemin başbakanından ilham almış, onun koruması ve teşviki altında çalışmışlardı. Bu nedenle, sanık polis Mevlüt Saldoğan, mahkemede "Gezi darbe ise, ben darbeyi bastırdım" demek cüretini gösteriyordu. Ali İsmail'e tuzak kuran siviller ise Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yüzde elliyi evde zor tutuyoruz" dediği kitlenin parçasıydılar. Türkiye'nin en başarılı gazetecilerinden biri olan İsmail Saymaz bu kitabında, tek "suçu" polis şiddetinden kaçmak olan Ali İsmail'in ölümüne neden olan olaylar zincirini ve bu cinayeti örtmek için oluşturulan örgütlenmeyi bir detektif titizliğiyle, en ince detayına kadar inceliyor. "Emri kim verdi?" sorusunun yanıtını "düşman ceza hukuku"nu yürürlüğe koyan güç ve zihniyette aramamız gerektiğini gösteriyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Ali İsmail Alıntıları - Sözleri

  • “Ali’nin canı bu kadar ucuz olmamalıydı! 19 yaşındaki bir çocuğu döve döve öldürüyorlar ve on yıl hapis cezası veriyorlar! Bu mu bu ülkenin adaleti? Bu ülkedeki adalet bu mu? Bu mu ya! Bütün dünya gördü Ali’nin nasıl katledildiğini, bütün dünya şahit oldu. Ben bakamadım, bugüne kadar bakamadım. Bu kadar ucuz olmamalıydı oğlumun canı...”
  • Ali İsmail’i öldürenlere on, kararı protesto edenlere 13 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
  • “Ali İsmail beni örnek aldığı için Eskişehir’e gitti. Eskişehir’e giden avukat olur, doktor olur, hâkim olur, savcı olur, sevgili olur, ama Eskişehir’e giden kefenle evine dönmez. (…)”
  • Karşımızda, polisler, siviller, ve bürokratlardan oluşan bir suç örgütü var.
  • Kapı önlerinde ve araç arkasında pusu kuran polisler ve siviller, Ali İsmail Korkmaz, Doğukan Bilir ve adı belirlenemeyen başkaca gençleri bu tuzağa çekerek, cop, sopa ve tekmelerle dövmüştür.
  • Daha 19 yaşında Düşlerinde özgür dünyada Öptüğün çubuklu forma Yaşayacak anısında Ali İsmail Korkmaz Fenerbahçe yıkılmaz!
  • Biliyorum, yerin altında Ali İsmail var. Bu ülkenin karanlık bir sokağında zorbaca öldürülmüş bir çocuk yatıyor, yerin altında.O yüzden soruyorum. Verdiğim ‘rahatsızlıktan’ ötürü çok huzurluyum.”
  • İnsan tektir, hürdür. Dizginlenmemelidir.
  • Dövüşecek kadar cesareti olmayanlar bu güzelim ülkenin gençlerini kendi adlarına dövüştürmek için sokağa döken asıl katillerdi.
  • Ali İsmail'i öldürenlere on, kararı protesto edenlere 13 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
  • Çünkü devrimler bir düzene karşı oluşmakta ve düzeni konuşarak, tartışarak ve nihayetinde anlaşarak değiştiren olmamıştır. Örnek olarak bir devletin rejiminden memnun değilsiniz ve fikrinizi ortaya koyup, destekçilerinizle toplanıp bunu sistemin başındakilere sunarsanız, fırtınadaki ıslık kadar etkisiz olursunuz. Sistem, düşüncelere bu kadar duyarsız kalıyorken, bir hareketlenme kaçınılmazdır. Bu durumda devrim, fiili olarak başlar.Ne bir fikrin başkanlığının ne bir düzenin ne devletin ne de hiçbir dayatma, zorbalık, mecbur kılmanın destekleyicisiyimdir. Anlattıklarım, bu görüşümün kaynağıdır.
  • İlk yankı, Fenerbahçe taraftarlarından geldi. Ali İsmail'in Fenerbahçe formasıyla çekilmiş fotoğrafını gören Fenerbahçeli "Vamos Bien" adlı taraftar grubu, 31 Ağustos 2013 akşamında Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan Fenerbahçe-Sivasspor maçı sonrasında polisleri görür görmez hep bir ağızdan aynı marşı söylemeye başladı: “Daha 19 yaşında Düşlerinde özgür dünyada Öptüğün çubuklu forma Yaşayacak anısında Ali Ismail Korkmaz Fenerbahçe yıkılmaz!"
  • “...onu vurdular, gözümle gördüm onu ak bir zambağa binmiş gidiyordu zambak dur sana da bulaştı kan...”
  • Polis adeta öldürmek için vuruyor, önlem almak için değil.
  • Her zaman düzenden memnun olmayan kesim vardır. Ve korkarım düzen çoğu zaman bu yollarla değiştirilmekte. Tüm sebeplerden ötürü, ben her türlü düzene karşıyım. İnsan tektir, hürdür. Dizginlenmemelidir.

Ali İsmail İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Düşlerinde özgür dünya...: Ali’m, canımın canı, hiç görmediğim, tanımadığım kardeşim! 2013’te doğrudan ve dolaylı devlet terörüne kurban giden gencecik fidan... Hayalleri yarım kaldı. Düşlerinde kurduğu özgür dünya bizlere emanet kaldı. *** Dünya görüşünüz ne olursa olsun; hiçbir can, canice katledilecek kadar değersiz değildir. Ne kadar muhafazakar ya da ne kadar milliyetçi olursanız olun, Gezi eylemlerinde gördük ki sen-ben diye bir şey yoktu. Mesele üç beş ağaç meselesi de değildi. Mesele yaşam şekline müdahale edilen, düşüncelerinden ötürü ötekileştirilen, dindar, ateist, milliyetçi, liberal, sağcı, solcu herkesin isyan ateşinin doruğa çıkmasıydı. Türkiye tarihinde hiçbir olay yoktur ki o kadar kozmopolit yapıyı bir arada bulundurmuş olsun... *** Ali İsmail de diğer herkes gibi isyan ateşine dahil olmak istedi. Ama kimseye zarar vermeden, kırıp dökmeden... O gün yapmak istediği tek şey polis teröründen uzaklaşıp evine gitmekti... Gidemedi... Emri verenler, emri alanlar, siviller, esnaflar Ali İsmail’in yaşama tutunmasına izin vermediler. İnananlar bilir ki Allah’ın verdiği canı ondan başkası alamaz; günahtır. Ama gözü dönmüş caniler ne Allah dinlediler ne kitap dinlediler. Kılıf uydurdular, başkalarını suçladılar, kendileriyle çeliştiler. *** Sonuçta ne oldu? Kimse hakettiği cezayı almadı. Adalet bizim vicdanımız mıdır yoksa kitapta yazan mıdır bilemiyorum. Öyle de böyle de tecelli etmedi. Bu lanet zihniyetin kurbanı oldu Ali İsmail. Ama Ali İsmailler hiçbir zaman ölmez; beden ölür fikir kalır. (Immanuel Gürkant)

"Daha 19 yaşında Düşlerinde özgür dünya Öptüğü çubuklu forma yaşayacak anısıyla Ali İsmail Korkmaz FENERBAHÇE YIKILMAZ!" İsmail Saymaz başarılı bir gazetecilik yaparak Ali İsmail Korkmaz'ın katledilmesini tüm hatlarıyla incelemiş. (Mehmet S.)

KATİLİMİ TANIYORSUNUZ !: #vurmayınöldüm #ohep19yaşında "...ölümcül tekmeleri savuran polis Mevlüt Saldoğan’ın “Gezi Parkı darbe ise ben darbeyi bastırdım,” diye savunma yapması !!  (kitaptan alıntı) Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yüzde elliyi evde zor tutuyoruz,” (kitaptan alıntı) Ne zaman Selda Bağcan'dan Mağusa Limanı'nı dinlesem aklıma gelen iki isim Ali İsmail ve Aybüke Öğretmen oluyor. "Beni öldürende yoktur din iman..." Uyan Ali'm uyan ! Uyanmaz oldun ! Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun ! Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten, olmazsa insan değilim! - Ahmed Arif Gezi Parkı konusunda yazarla aynı düşüncede değilim. Berkin Elvan ve Ethem Sarısülük konusunda da. Bu insanların az biraz geçmişlerini araştıran meselenin sadece eylem,direniş olmadığını anlar. Fakat yine de bir insanın ölmesi haklıdır denilemez. Ve hiçbir insan siyasi düşüncesi nedeniyle öldürülemez. Ali İsmail'i nicedir okumak istiyordum. Bugüne kısmetmiş. Saymaz'ın çok dürüst bir gazeteci olduğuna inanıyorum yıllardır ve bu kitapta da yanlı bir anlatım pek fazla göremedim. Solcu kimliğinden azade tamamen masum yere öldürülen bir çocuğu savunmak adına yazılmış bir kitap. Açıkçası bazı olaylar arkasındaki karın ağrısı neyse onu bastırmak için tezahür eder. Bu hep böyledir. Gezi Parkı da bu olaylardan biriydi. Solun tercih ettiği eylem. Sağın tercih ettiği anarşiyi bastırmak.  Bu uyuşmazlık daha çok kaos yaratıyor haliyle ve bu sonuçlar kaçınılmaz oluyor. Türk Polisi kimliği çok şerefli bir kimliktir. Yazık ki bu şerefli kimliği devlet emir veriyor ayağından kullanıp katilliğe çevirenlere. Hani #Susamam'da diyor ya ! ÇÜNKÜ ÇOCUK ÖLDÜ, VURAN MEMURDU DİYE SES ÇIKARMADIN! YANİ SUÇLUSUN! Solculuğu provakatörlüğe, yakıp yıkmaya, militanlığa,anarşizme, fraksiyon yaratacak kaos,eylem ve söylemlere çevirmek de o polisin şerefsizliği kadar suçtur. Düşünceler asla bir savaşa dönüşmemelidir. Siyasi düşünceler bu ülkeyi daha iyi kalkındırmak için geliştirilen yol ve metodlardır. Eğer yakıp yıkarsak esnafın  camlarını yere indirirsek ilerleme ve kalkınma sağlayabilir miyiz? Evet mesele sadece bir ağaç meselesi değildi... ••• Ali İsmail'in annesi bir tv programına çıktı. Cüneyt Özdemir şu soruyu sordu? - Hukuk hakkında ne düşünüyorsunuz? Ali İsmail'in annesi şu cevabı verdi: + Hukuk,adalet diye bir şey kalmadı ülkemizde. Zaten adalet olsaydı Bu görüntüleri silene bile ceza verilirdi. Oğluma saldıran 8 katile göz yumana, onları cesaretlendiren herkes ceza alırdı. Cüneyt Özdemir tekrar soruyor: Peki bu duruşmada adaletin yerini bulacağına inanıyor musunuz? Annesi : "İnşallah.  Sonucu ne olursa olsun Ali İsmail geri gelmeyecek ama başka Ali İsmail'ler ölmesin! ve sözlerine şöyle devam etti: O duruşma salonunda bir anne oturuyor. Karşısında oğlunun katili var. Anne oturmuş o katillerin oğlunu nasıl katlettiklerini dinliyor. Hangi anne bu acıya dayanır??? Ama ben dimdik duracağım ta ki adalet yerini bulana kadar... Başka söze gerek var mı?? Son sözlerimi de şu şekilde bitirmek istiyorum: Devletimiz umarım artık sırf dışarıya üniversite fazlalığı göstermek için " İşsiz " mezun eden fakülte, bölüm açıp durmaz. Her köşe başına dikilen apartman binasını üniversiteye  çevirmek yerine adam akıllı disiplini eline alır.  Okulda görüş ayrılıkları yüzünden olacak çatışmaların önüne geçer. Umarım artık bu üniversitelerde öğrencilerin güvenliği biraz daha kontrollü hâle gelir. Yoksa biz bu ölümlerle yanmaya devam edeceğiz. Lütfen artık çocukları sadece okumaya gönderelim! Mezuniyet elbiseleriyle,kepleriyle dönsünler, kefenle değil!!!! (Radikalizmin Mistik Önderi)

Ali İsmail PDF indirme linki var mı?

İsmail Saymaz - Ali İsmail kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ali İsmail PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmail Saymaz Kimdir?

Rize’de, 11 Temmuz 1980’de doğdu. Halen gazetecilik üzerine yüksek lisans eğitimini sürdürdüğü Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi. Gazeteciliğe Rize’de başladı. Konya ve İstanbul’da yerel gazetecilik yaptı. Mayıs 2002’den beri Radikal gazetesinde muhabir olarak çalışıyor. İnsan hakkı ihlalleri, düşünce ve ifade hürriyeti üzerine haberlere imza atıyor. Saymaz, başta Erzincan Davası olmak üzere, haberleri nedeniyle yirmiye yakın davada yüz yılı aşkın hapis cezası istemiyle yargılandı.

Kitapları:

Postmodern Cihad / Tarikat, Siyaset, Adalet Üçgeninde Erzincan Davası (Kalkedon), Hanefi Yoldaş / Gizli Örgüt Nasıl Çökertilir? (Kalkedon), Nefret / Malatya: Bir Milli Mutabakat Cinayeti (Kalkedon), Oğlumu Öldürdünüz Arz Ederim / 12 Eylül’ün Beş Öyküsü (Postacı Yayınları)

Ödülleri:

İstanbul Tabipler Odası Basında Sağlık Ödülü (2009), Metin Göktepe Jüri Özel Ödülü (2010), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü (2010), İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Ayşenur Zarakolu Basın Özgürlüğü Ödülü (2011)i Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yılın Söyleşisi Ödülü (2012), Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü (2012).

İsmail Saymaz Kitapları - Eserleri

  • Şehvetiye Tarikatı
  • Kimsesizler Cumhuriyeti
  • Çay Güzeli
  • Tosun Bank
  • Fıtrat
  • Ali İsmail
  • Türkiye'de IŞİD
  • Balkon Sefası
  • Esas Duruşta Cinayet
  • Sözde Terörist
  • Oğlumu Öldürdünüz Arz Ederim
  • Sıfır Tolerans
  • Postmodern Cihad
  • Hanefi Yoldaş
  • Nefret

İsmail Saymaz Alıntıları - Sözleri

  • Sarı telefon bir gün olsun çalmadığı halde sehpadaki varlığını senelerce korudu. Zamanla ahizesi kırıldı, sonra tuşları çıktı, ardından kablosu koptu. Bir sabah annem sarı telefonu kömür sobasına attı.. (Balkon Sefası)
  • Aşk, satır aralarımda gizlenmişti ve belki bir imadan ibaretti. (Çay Güzeli)
  • Holdingleşen tarikat ve cemaatler dini bir sektör ve piyasa oluşturuyor: Dini ritüellerin etrafında gelişen pazardan daha fazla pay alma hırsı olmadık dinî suiistimallere yol açmaktadır. Vaaz ve hutbeler, televizyon programları ve sair araçlarla yapılan cemaat propagandalarında artık gizleme ihtiyacı duyulmadan suiistimaller yapılmaktadır . Bu aşamada, bireyin kurtuluşunun cemaat yoluyla gerçekleşeceğine dair güçlü bir inanç aşılanıyor. Tabanı, eğitimsiz ve ekonomik açıdan güçsüz müritlerden oluşan topluluklar hurafeciliğe başvuruyor. (Şehvetiye Tarikatı)
  • Üye sayısına baktık. Tatmin edici miktardaydı. Bu kadar insanın aptal olamayacağını düşündük. Katılmaya karar verdik. (Tosun Bank)
  • Banka yönetim kurulu üyesinin güreşçilerden seçildiği liyakaysiz bürokrasinin, kamu ihaleleriyle semirtilmiş işadamlarının ve partizanlaşmış memurların elinde kalan Türkiye'nin Tosuncuk Mehmetler üretmesi kaçınılmazdır. Gelir adaletsizliği, işsizlik ve yoksulluk var oldukça bir Tosuncuk gidecek, bir başka umut taciri gelecektir. (Tosun Bank)
  • Önce tarikat kıydı, sonra adalet. (Kimsesizler Cumhuriyeti)
  • “Rakamlar, bu zayiatın toplu kıyıma dönüştüğüne işaret ediyor.” (Esas Duruşta Cinayet)
  • Üye olan kullanıcılara bir tane tavuk veriyoruz. (Tosun Bank)
  • “İşkence yapıyor. Vicdan olsa, bunu bana emanet etmişler diye, elini kaldıramaz.” (Esas Duruşta Cinayet)
  • Bazen şöyle diyorlar : işçiler cahildir. öyle midir? Bu işçiler dünya güzeli gemileri yapıyor, denizde yüzdürüyor, boyasını yapıyor, elektriğini yapıyor, mobilyasını yapıyor; cahil değil. Kağıdın üstüne çizdiğin Resmi canlı hale getirip sana teslim ediyor; cahil değil. Ama elektriğe bastığında cahil! Oysa önlem almadığından, kârından vazgeçemediğinden , üç kuruş daha fazla kazanasın diye beş kuruşu harcamadığından bu cinayet oluyor. (Fıtrat)
  • Devir, toplumsal kurtuluşun değil, bireysel zaferlerin devriydi. (Tosun Bank)
  • Gölgesinde yetmiş yıl dinlendiği koca çınarın devrildiği gün, o da bu dünyadan yüz çevirdi. Kırdığı odunda, tutuşturduğu sobada ve yıkayıp soba demirine astığı çamaşırda bile dedem vardı. Onlar bir cümlenin öznesi ve yüklemiydiler. Özne düştükten sonra yüklem tüm anlamını yitirmişti. (Çay Güzeli)
  • Şimdi yaşayan bir ölüyüm. (Kimsesizler Cumhuriyeti)
  • Buluşabilseydik, gökyüzünde ipleri birbirine dolanan iki uçurtma olmayı önerecektim. (Balkon Sefası)
  • Azzam, 1989'da bombalı saldırıda ölünce *Ladin doğal lidere dönüştü. Esasen ne kahraman bir savaşçı, ne fetva makamında bir ideologdu; yetenekli bir finansördü., o kadar. (Türkiye'de IŞİD)
  • Şuan ülkemiz üzerine oynanan bazı oyunlar var. (Tosun Bank)
  • Emniyetteki gözaltı işlemi sırasında çekilen fotoğraflarının birkaç yıl sonra İnterpol'ün "en çok arananlar" sayfasında yayınlanacağını kim tahmin edebilirdi? (Tosun Bank)
  • Çünkü devrimler bir düzene karşı oluşmakta ve düzeni konuşarak, tartışarak ve nihayetinde anlaşarak değiştiren olmamıştır. Örnek olarak bir devletin rejiminden memnun değilsiniz ve fikrinizi ortaya koyup, destekçilerinizle toplanıp bunu sistemin başındakilere sunarsanız, fırtınadaki ıslık kadar etkisiz olursunuz. Sistem, düşüncelere bu kadar duyarsız kalıyorken, bir hareketlenme kaçınılmazdır. Bu durumda devrim, fiili olarak başlar.Ne bir fikrin başkanlığının ne bir düzenin ne devletin ne de hiçbir dayatma, zorbalık, mecbur kılmanın destekleyicisiyimdir. Anlattıklarım, bu görüşümün kaynağıdır. (Ali İsmail)
  • İlk yankı, Fenerbahçe taraftarlarından geldi. Ali İsmail'in Fenerbahçe formasıyla çekilmiş fotoğrafını gören Fenerbahçeli "Vamos Bien" adlı taraftar grubu, 31 Ağustos 2013 akşamında Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan Fenerbahçe-Sivasspor maçı sonrasında polisleri görür görmez hep bir ağızdan aynı marşı söylemeye başladı: “Daha 19 yaşında Düşlerinde özgür dünyada Öptüğün çubuklu forma Yaşayacak anısında Ali Ismail Korkmaz Fenerbahçe yıkılmaz!" (Ali İsmail)
  • Raflarda fason ürünler sergilendi. (Tosun Bank)

Yorum Yaz