tatlidede

Chimamanda Ngozi Adichie kimdir? Chimamanda Ngozi Adichie kitapları ve sözleri

Nijeryalı Yazar Chimamanda Ngozi Adichie hayatı araştırılıyor. Peki Chimamanda Ngozi Adichie kimdir? Chimamanda Ngozi Adichie aslen nerelidir? Chimamanda Ngozi Adichie ne zaman, nerede doğdu? Chimamanda Ngozi Adichie hayatta mı? İşte Chimamanda Ngozi Adichie hayatı...
  • 04.05.2022 11:00
Chimamanda Ngozi Adichie kimdir? Chimamanda Ngozi Adichie kitapları ve sözleri
Nijeryalı Yazar Chimamanda Ngozi Adichie edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Chimamanda Ngozi Adichie hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Chimamanda Ngozi Adichie hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Chimamanda Ngozi Adichie hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1977

Doğum Yeri: Enugu

Chimamanda Ngozi Adichie kimdir?

Chimamanda Ngozi Adichie 1977’de Nijerya’da doğdu, çocukluğunu bu ülkede geçirdi. Üniversiteye devam etmek için gittiği ABD’de iletişim ve siyasal bilimler diploması aldı. İlk romanı "Mor Amber", 2003’te yayımlandı ve bugüne kadar 28 dile çevrilerek bütün dünyada bestseller listelerinde yer aldı. Orange ve Booker ödüllerine aday gösterilen Adichie, Caine Afrika Edebiyatı Ödülü, İngiliz Uluslar Topluluğu Yazarları En İyi İlk Roman Ödülü ile BBC ve O. Henry öykü ödüllerinin de sahibidir.

Chimamanda Ngozi Adichie Kitapları - Eserleri

  • Feminist Manifesto
  • Mor Amber
  • Amerikana
  • We Should All Be Feminists
  • Boynunun Etrafındaki Şey
  • Yükselen Güneşin Ülkesinde
  • Notes on Grief

Chimamanda Ngozi Adichie Alıntıları - Sözleri

  • Bir kuşun neydii yem gibi, küçük miktarlarda konuşurdu. (Mor Amber)
  • …onlar politikacıydı. Onlarla ilgili yazılar okumuştu -hasımlarına para yedirmek için haydutlara para verir, devletin parasıyla kendilerine toprak ve ev alır, uzun Amerikan arabalarından filolarca ithal eder, bluzlarını sahte oylarla doldurup hamile numarası yapsınlar diye kadınlara para öderlerdi. Ne zaman fasulyenin haşlama suyunu süzse, tiksindirici hale gelen lavaboyu politikacı olarak düşünüyordu. (Yükselen Güneşin Ülkesinde)
  • Nnedi'nin kakao kahvesi gözlerinin ışıldadığını , dudaklarını hızlıca oynatarak ayaklanmaların uzay boşluğunda oluşmadığını , din ve etnik kökenin sıklıkla siyasileştirildiğini, çünkü yönetilen açlar birbirini öldürdüğü sürece , yönetenin güvende olduğunu anlattığını hayal ediyor . (Boynunun Etrafındaki Şey)
  • Şimdi ruha kendimize özgü kelimelerle dua edeceğiz,çünkü ruh,Tanrı'nın iradesi uyarınca bize aracılık edecektir. (Mor Amber)
  • “Feminist olmak hamile olmak gibidir. Ya öylesindir ya değilsindir. Erkeklerle kadınların tamamen eşit olduğuna ya inanırsın ya inanmazsın.” (Feminist Manifesto)
  • Şu anda okuyorum (Boynunun Etrafındaki Şey)
  • İşte siyah olmakla ilgili dikkat edeceklerin: Ne hakkında konuşulduğuna dair hiçbir fikrin olmasa bile şakalarda karpuz ya da katran bebek sözcükleri kullanılırsa alınacaksın - ve Amerikalı olmayan siyah olarak ne hakkında konuşulduğunu muhtemelen bilmeyeceksin. (Üniversitede beyaz bir sınıf arkadaşım karpuz sevip sevmediğimi sorduğunda, ben de evet dediğimde, bir başka sınıf arkadaşım, "Tanrım, nasıl da ırkçısın," dedi; ben de kalakaldım. "Nasıl yani?") Beyazların yoğun olduğu bir yerde siyah bir kişi sana başıyla selam verdiğinde, sen de ona başınla selam vermelisin. Buna siyah selam deniyor. Siyahlar arasında, "Yalnız değilsin, ben de buradayım," demenin bir yolu. Beğendiğin bir siyah kadını tarif ederken her zaman GÜÇLÜ sözcüğünü kullan çünkü Amerika' da siyah kadınlar güçlü olarak bilinir. Kadınsan, aklından geçenleri kendi ülkendeki gibi söyleme. Çünkü Amerika'da kararlı siyah kadınlar KORKUTUCU'dur. Erkeksen de çok yumuşak başlı ol, asla çok heyecanlı davranma yoksa insanlar seni silah çekmeye hazır zanneder. Televizyon izlerken "ırkçı bir hakaret"in kullanıldığını işittiğinde hemen alınmalısın. "Tam olarak neyin hakaret sayıldığını bana söylemeyecekler mi?" diye düşünsen bile. Ne kadar alınacağına ya da bundan alınıp alınmayacağına kendin karar vermek istesen bile her koşulda alınmalısın. Bir suç işlendiği bildirildiğinde, bunun bir siyah tarafından işlenmiş olmaması için dua et ve bu suçu bir siyah işlediyse suç bölgesinden haftalarca uzak dur; yoksa suçlu profiline uyduğun gerekçesiyle durdurulabilirsin. Siyah bir kasiyer önünde bekleyen siyah olmayan müşteriye kötü hizmet verdiyse, bu kötü hizmeti telafi etmek için o müşterinin ayakkabısına ya da başka bir şeyine övgüler düz çünkü kasiyerin hatasından sen de onun kadar sorumlusun. lvy League üniversitelerinden birine gidiyorsan ve genç bir Cumhuriyetçi sana üniversiteye kabul edilmeni pozitif ayrımcılık uygulamasına borçlu olduğuna söylerse, lisedeki mükemmel notlarını ortaya döküverme. Onun yerine kibarca, pozitif ayrımcılıktan en fazla faydalanan kesimin beyaz kadınlar olduğunu söyle. Restorana yemek yemeye gidersen lütfen bolca bahşiş bırak. Yoksa senden sonra restorana giren siyah çok kötü bir servise maruz kalacaktır çünkü garsonlar kendilerine siyah masa düştüğünde homurdanmaya başlar. Anlıyorsun ya, siyahların bahşiş bırakmalarına engel olan bir geni var; lütfen o geni bastır. Siyah olmayan birine sana yapılan ırkçı bir muameleden söz ediyorsan kindar konuşma. Şikayet etme. Affedici ol. Mümkünse bunu eğlenceli bir şeye dönüştür. Her şeyden önemlisi, öfkelenme. Siyahların ırkçılık karşısında öfkelenmemesi gerekir. Yoksa anlayış göremezsin. Bu söylediğim sadece beyaz liberallerle yapılan konuşmalar için geçerli bu arada. Beyaz bir muhafazakara sana yapılan ırkçı muameleyi anlatma bile. Çünkü muhafazakar sana gerçek ırkçının SEN olduğunu söyleyecektir; senin de şaşkınlık içinde ağzın açık kalacaktır. (Amerikana)
  • ... bazen hayat evliliğin bittiği yerden başlar. (Mor Amber)
  • Belki de, halkımın birisinin hayalet olup olmadığını anlamak için yaptığı gibi eğilip bir avuç dolusu kum alıp ona atmalıydım. (Boynunun Etrafındaki Şey)
  • ...kendilerine hizmet edenlerin insan olduğunu kabul etmek çok basit bir şeydi. (Yükselen Güneşin Ülkesinde)
  • "Ben babamın kızıyım. Bu bir direnme ve reddetme eylemidir: Keder sana bittiğini, kalbin bitmediğini söylüyor." (Notes on Grief)
  • Facebook başta onu heyecanlandırmıştı; eski arkadaşların hayaletleri bir anda karıları, kocalan, çocuklarıyla ete kemiğe bürünüyor, fotoğrafların altına yorumlar diziliyordu. Ama gerçekdışı havası, paralel yaşamlar yaratmak için resimlerle dikkatle oynanması ona itici gelmeye başladı; insanların Facebook'u düşünerek çektiği, arka plana gurur duydukları şeyleri yerleştirdikleri fotoğraflar. (Amerikana)
  • Kederin en büyük işkencelerinin bir parçası da önemli şeyleri hatırlamanızı engellenmesidir. (Notes on Grief)
  • Münasibət iki nəfər arasında baş verir, buna baxmayaraq, nəsə problem yarananda, onun əziyyətini bir nəfər təkbaşına çəkməli olur. (Amerikana)
  • . Postkolonyal dünyamızın gerçek trajedisi, insanların çoğunluğunun bu yeni dünyayı isteyip istemedikleri konusunda hiçbir söz hakkına sahip olmaması değil; daha ziyade çoğunluğa bu yeni dünyayı müzakere edecek araçlar verilmemiş olmasıdır. ... (Yükselen Güneşin Ülkesinde)
  • ''Erkekler dünyayı yönetmektedir.'' önermesi bir gerçekti ve mantıklıydı. Tabi bin yıl önce. Çünkü insanlar o zamanlar hayatta kalmak için en önemli özelliğin fiziksel güç olduğu bir dünyada yaşıyorlardı; fiziksel açıdan daha güçlü olan kişinin önderlik etmesi daha olasıydı ve erkekler genellikle fiziksel açıdan daha güçlüdür. Bugün bambaşka bir dünyada yaşıyoruz. Önderlik etmeye daha uygun kişiler fiziksel açıdan daha kuvvetli olanlar değil. Daha zeki, daha bilgili, daha yaratıcı, daha yenilikçi insanlar. Bu özelliklerin hormonlarla ilgisi yok. Bir erkek de bir kadın kadar zeki, yenilikçi, yaratıcı olabilir. Evrildik çünkü. Fakat toplumsal cinsiyetle ilgili görüşlerimiz aynı ölçüde evrilmedi. (We Should All Be Feminists)
  • "Bu kız neden böyle bir baş belası olmak zorunda? Bu davranışlarına baktıkça keşke erkek olsaydı, diyorum." (Amerikana)
  • ... hayat güç ama daha ölmedik. Bütün bunları karşımdaki sen olduğun için anlatıyorum. Başkası olsa, aç suratıma parlayıncaya kadar vazelin sürerdim. (Mor Amber)
  • “If we do something over and over again, it becomes normal. If we see the same thing over and over again, it becomes normal. If only boys are made class monitor, then at some point we will all think, even if unconsciously, that the class monitor has to be a boy. If we keep seeing only men as heads of corporations, it starts to seem ‘natural’ that only men should be heads of corporations” (We Should All Be Feminists)
  • We don’t teach boys to care about being likeable. We spend too much time telling girls that they cannot be angry or aggressive or tough, which is bad enough, but then we turn around and either praise or excuse men for the same reasons. All over the world, there are so many magazine articles and books telling women what to do, how to be and not to be, in order to attract or please men. There are far fewer guides for men about pleasing women. ''Erkek çocuklara sevimli olmayı, önemsemeyi öğretmiyoruz. Kızlara kızgın, saldırgan veya sert olamayacaklarını söyleyerek çok fazla zaman harcıyoruz, ki bu yeterince kötü, ancak sonra geri dönüp, aynı nedenlerle erkekleri övüyor veya mazur görüyoruz. Dünyanın her yerinde kadınlara erkekleri cezbetmek veya memnun etmek için ne yapacaklarını, nasıl olunacaklarını ve olmayacaklarını anlatan pek çok dergi makalesi ve kitabı var.'' (We Should All Be Feminists)

Yorum Yaz