matesis
dedas

Colm Toibin kimdir? Colm Toibin kitapları ve sözleri

İrlandalı Yazar Colm Toibin hayatı araştırılıyor. Peki Colm Toibin kimdir? Colm Toibin aslen nerelidir? Colm Toibin ne zaman, nerede doğdu? Colm Toibin hayatta mı? İşte Colm Toibin hayatı...
  • 10.05.2022 06:00
Colm Toibin kimdir? Colm Toibin kitapları ve sözleri
İrlandalı Yazar Colm Toibin edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Colm Toibin hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Colm Toibin hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Colm Toibin hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Colm Tóibín

Doğum Tarihi: 30 Mayıs 1955

Doğum Yeri: Enniscorthy, County Wexford, İrlanda

Colm Toibin kimdir?

Colm Tóibín, 1955 yılında Enniscorthy, County Wexford, İrlanda'da doğdu. Güney adlı ilk romanı The Irish Times/Aer Lingus Ödülü'nü kazandı. Ünlü yazar Henry James'in hayatını anlattığı Üstad (The Master) adlı romanı 2006 yılında Uluslararası Impac Dublin Ödülü'nü kazandı ve aynı yıl içinde New York Times'ın kitap eki tarafından yılın en iyi beş edebiyat yapıtından biri olarak gösterildi. Colm Toibin Dublin'de yaşamaktadır.

Colm Toibin Kitapları - Eserleri

  • Brooklyn
  • Solan Hayaller
  • Meryem'in Tanıklığı
  • Güney
  • The Blackwater Lightship
  • İsimler Evi
  • Nora Webster

Colm Toibin Alıntıları - Sözleri

  • Başarısızlık hiç kimsenin kaderi değildir. Bazen küllerinden doğanlar dünyayı değiştirirler. (Solan Hayaller)
  • Başarısızlık kimsenin kaderi değildir .Bazen küllerinden doğanlar dünyayı değiştirirler (Solan Hayaller)
  • Zaman ve sabır, bir salyangozu Amerika'ya götürür. (Brooklyn)
  • Bana hatıralarımla avunmamı söyledi ben bugünümü ve yarınımı seviyorum ve eğer formumdaysam, yarından sonraki günü de seviyorum. Geçen sene geçti Ve geçen sene kimin umurunda ki! (Solan Hayaller)
  • Yurdundan uzak bir insan olmanın, dünyayı tek başına bir pencereden izlemek olduğunu fark etti. (Solan Hayaller)
  • " Çok fazla şey hatırlıyorum, durgun günlerde kıpırtısız kalarak hiçbir şeyin kaçmasına izin vermeyen hava gibiyim aynı. " (Meryem'in Tanıklığı)
  • Yurdundan uzak bir insan olmanın, dünyayı tek başına bir pencereden izlemek olduğunu fark etti. (Solan Hayaller)
  • Belki ne rüya görmeye ihtiyacım vardır, ne de dinlenmeye. Belki gözlerim yakında sonsuza dek kapanacaklarını biliyorlardır. (Meryem'in Tanıklığı)
  • Minny'nin güçlü bir şekilde belleğinde yaşamasına ve yıllar içinde akıldan çıkmayacak çınlayan eski bir şarkının hüzünlü noktalarının, gittiği her yerde onu takip etmesine izin veren kişi kendisiydi. (Solan Hayaller)
  • "Toplanıp dedikodu yapan insanlar için, söylentilerin, taze haberlerin, doğru olmakla birlikte bire bin katılmış hikayelerin diz boyu olduğu makbul bir zamandı." (Meryem'in Tanıklığı)
  • Gerçi ruh halinin bir ışığın yanıp sönmesi kadar kolay değişebileceğini , kolayca kararıp aydınlanabilceğini biliyordu. (Solan Hayaller)
  • Artık daha sık geliyorlar, ikisi de; ve her gelişlerinde bana karşı, dünyaya karşı biraz daha tahammülsüzleşmiş oluyorlar. Aç ve kaba bir şey var içlerinde, kanlarında kaynayan bir gaddarlık, daha önce de gördüğüm, avcının önünden kaçan bir hayvan gibi kokusunu aldığım. Ama şimdi av değilim ben. Artık değilim. El üstünde tutuluyor, nazikçe sorgulanıyor, izleniyorum. Arzularının girift doğasını anlamadığımı düşünüyorlar. Oysa uykudan başka hiçbir şey kaçmıyor artık benden. Uyku kaçıyor ama. Belki gözümü uyku tutmayacak kadar yaşlanmışımdır. Belki uykudan sağlayabileceğim bir fayda kalmamıştır artık. Belki ne rüya görmeye ihtiyacım vardır, ne de dinlenmeye. Belki gözlerim yakında sonsuza dek kapanacaklarını biliyorlardır. Uyanık durmam gerekiyorsa duracağım. Şafak sökerken, günün ilk ışıkları odanın içine sızarken bu merdivenlerden aşağı ineceğim. İzlemek ve beklemek için kendime göre sebeplerim var. Bu uzun uyanışın sonunda huzur diyarı bekliyor beni. Bir gün biteceğini bilmem kâfi. Dünyada yavaş yavaş büyümekte olan şeyin ne olduğunu anlamıyorum, sorularının gayesini görmüyorum sanıyorlar, manasız sözler, aptalca laflar ettiğimde, bizi hiçbir yere götürmeyen şeyler söylediğimde, yüzlerinde örtülü, seslerinde saklı duran hiddetin korkunç gölgesini fark etmiyorum sanıyorlar. Ya da hatırlamam gerektiğini düşündükleri şeyleri hatırlamaz göründüğümde. O büyük, o doymak bilmez ihtiyaçlarına öyle kaptırmışlar ki kendilerini, o gün birlikte duyduğumuz korkunun kalıntıları o kadar kör etmiş ki gözlerini, her şeyi hatırladığımı fark edemiyorlar. Oysa bedenim kanla kemikle olduğu kadar hatıralarla da dolu benim. (Meryem'in Tanıklığı)
  • Gidişinden önceki günlerde ve gideceği sabah yapması gereken, gülümsemekti. Böylece, onu gülümserken anımsayacaklardı. (Brooklyn)
  • " Zamanın geçmekte olduğunu düşünmek, dünyanın çok büyük bir kısmının gizemini koruduğunu düşünmek beni tedirgin ediyor. " (Meryem'in Tanıklığı)
  • Oysa bedenim kanla kemikle olduğu kadar hatıralarla da dolu benim. (Meryem'in Tanıklığı)
  • Hayatın sana vurduğu darbeler, suratındaki şu sırıtışa mutsuz bir son verecek. (Brooklyn)
  • Oscar Wilde'in oyununda devam eden beğendiği bir replik vardı,"Londralıların mutsuzluğu mu sise neden oluyor,sis mi Londralıları mutsuz ediyor? (Solan Hayaller)
  • Bir şeylerden keyif alıyordu, ondan keyif alıyordu ve bunu açıkça ortaya koymaktan başka hiçbir şey yapmıyordu. Ama nedense bu keyif bir gölgeyle birlikte geliyordu sanki. (Brooklyn)
  • " Oysa bedenim kanla kemikle olduğu kadar hatıralarla da dolu benim. " (Meryem'in Tanıklığı)
  • Artık gözyaşlarına ihtiyaç duymuyor olmam içimi rahatlatmalı ama iç rahatlığı peşinde değilim ben, yalnızlık istiyorum sadece, doğru olmayan hiçbir sözün ağzımdan çıkmayacağından emin olmanın buruk hoşnutluğunu bir de. (Meryem'in Tanıklığı)

Yorum Yaz