matesis
dedas

Halil İbrahim Özcan kimdir? Halil İbrahim Özcan kitapları ve sözleri

Türk şair ve yazar Halil İbrahim Özcan hayatı araştırılıyor. Peki Halil İbrahim Özcan kimdir? Halil İbrahim Özcan aslen nerelidir? Halil İbrahim Özcan ne zaman, nerede doğdu? Halil İbrahim Özcan hayatta mı? İşte Halil İbrahim Özcan hayatı...
  • 17.07.2022 08:00
Halil İbrahim Özcan kimdir? Halil İbrahim Özcan kitapları ve sözleri
Türk şair ve yazar Halil İbrahim Özcan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Halil İbrahim Özcan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Halil İbrahim Özcan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Halil İbrahim Özcan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1 Ocak 1957

Doğum Yeri: Kayseri, Talas'ın Ardıç Köyü

Halil İbrahim Özcan kimdir?

Halil İbrahim Özcan; Yazar, Şair, Uluslararası PEN Türkiye Merkezi, Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanı.

Halil İbrahim Özcan Kayseri, Talas'ın Ardıç köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, orta ve yüksek öğrenimini Kayseri'de tamamladı.

Kayseri Eğitim Enstitüsü'nden mezun olduktan sonra Giresun ve Kayseri'de üç yıl öğretmenlik yaptı. 12 Eylül Darbesi'yle birlikte yurtdışına çıkmak zorunda kaldı.

Bir süre Suriye ve Lübnan'da yaşadı. Ülkeye yeniden döndüğünde yakalandı ve 1981 - 1991 yılları arasında siyasal nedenlerden ötürü cezaevlerinde tutuldu.

1980 - 1990 yılları arasında "Cezaevi Şiir Antolojisi"ni hazırladı. Bu kitap daha matbaadayken toplatıldı. Ardından Metis Yayınları'nda ilk öykü kitabı olan ve adından çok söz ettiren "Randevu Hazırlığı" adlı kitabını yayımladı. 1997 yılında Orhon Murat Arıburnu Ödülü'nü aldığı "Kırık Zar" adlı şiir kitabı yayımlandı. 2000 yılında "Yüzünü Temiz Tut Ecel Her An Gelebilir" adlı şiir kitabını yayımladı.

Bu iki şiir kitabının ikinci baskıları da "Nokta Kitap" tarafından yeniden basıldı. "Ejderha Yılları" adlı romanı ise Gendaş Yayınları arasında 2001 yılında yayımlandı. Bu kitabın ikinci baskısı da Nokta Kitap'ta yeniden basıldı. "Kavgalı Küçük Fener "adlı şiir kitabı ise 2005 yılında yayımlandı. "Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye" kitabı ise Mayıs 2007 yılında yayımlandı ve çok kısa bir sürede 15. baskıya ulaştı.

Şiirleri, İngilizce, Arapça ve Farsça'ya çevrilmiştir. Hikayelerinden de İngilizce ve Arapça'ya çevrilenleri vardır. Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye adlı belgesel romanı ise Arapça'ya çevrilme aşamasındadır. Çeşitli edebiyat örgütlenmelerinde görevler alan yazar; halen Uluslararası PEN Türkiye Merkezi, Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanlığı'nı yürütüyor.

Halil İbrahim Özcan Kitapları - Eserleri

  • Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye
  • Nazım Hikmet
  • Randevu Hazırlığı
  • Tarlabaşı - Renklere Son Veda
  • Küller Arasında

Halil İbrahim Özcan Alıntıları - Sözleri

  • " Gençler gibi yaşamını yeniden kurmaya vakti yoktu önünde. " (Randevu Hazırlığı)
  • Kış gelmek üzere, oysaki gönül kışa girmeye hazır değil.. (Nazım Hikmet)
  • Vaktinde gelmeyen hiçbir şeyin önemi yok. Ben öldükten sonra getireceğiniz çiçeği, çöpe atın. Mezar taşları çiçekten anlamaz. (Nazım Hikmet)
  • Asla beraber olamayacağız aynı evi aynı teni paylaşamayacağız aynı masada oturamayacağız hatta aynı şehirde bile oturamayacağız Belki bir gün son kez görüşeceğiz ikimizde bunun son olduğundan habersiz son kez el ele gezeceğiz belki de son kez söyleyeceğiz birbirimizi sevdiğimizi, yine beraber planlar yapıp tutamayacağımız son sözleri vereceğiz birbirimize ve elbette yollarımız yine ayrılacak bir gün sonra aramıza şehirler girecek hiç karşılaşmayacağız tesadüfler bile bir araya getiremeyecek sonra da belki birimiz öleceğiz diğerimiz hiç bilmeyecek.. (Nazım Hikmet)
  • Bir semti sevmeye ömrümüz yetmezmiş, insan yaşadıkça öğreniyormuş. (Tarlabaşı - Renklere Son Veda)
  • Ben sensiz de yaşarım ama seninle bir başka yaşarım.. (Nazım Hikmet)
  • Ne alemdesin yaşama sevincim benim… (Nazım Hikmet)
  • Bizler bugünün adamları değiliz.Bizler geleceği kucaklayacak bir neslin çocuklarıyız. (Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye)
  • Şu dünya nasıl karışık bir şey. Bir yanda geride bıraktıkların bir yanda yaşadıkların. İnsan geride bıraktıklarına karşı mı yoksa yaşadıklarına karşı mı zayıf düşüyor? (Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye)
  • Görüyorsun Salih'im , görüyorsun. Aşk bir yanda , dert bir yanda! (Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye)
  • Cellatlar, işkenceler, sürgünler tarihin hiçbir döneminde haklıların mücadelesinin önüne geçemedi, geçemez de. (Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye)
  • Güçlüler her zaman yeni fikirlerin karşısında zalim olurlar. (Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye)
  • Küçük bir mutluluk istiyorum. O kadar küçük olsun ki , İstemesin kimse onu benden.. (Nazım Hikmet)
  • Yahu şu dünya nasıl karışık bir şey. Bir yanda geride bıraktıkların, bir yanda yaşadıkların. İnsan geride bıraktıklarına karşı mı yoksa yaşadıklarına karşı mı zayıf düşüyor? (Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye)
  • Konuşmuyordum. Kimse beni konuşmaya zorlayamazdı. Konuşarak tükenmek istemiyordum. (Randevu Hazırlığı)
  • Tarihin her aşamasında gerek dinler,gerek ideolojiler ortaya ilk atıldıklarında bunları ortaya atanlar şiddetle karşılaşmışlardır.Kimileri öldürülmüş,kimileri ağır işkencelere maruz kalmış,kimileri de sürülmüştür.Güçlüler her zaman yeni fikirlerin karşısında zalim olurlar.Bunu asla unutmayın.Ve yeni eskinin içinde filizlenip büyüyecekse,bu çok kolay olmayacaktır. (Çankaya'nın Duvaksız Gelini Fikriye)
  • Gençliğinde sessiz sakin bir yaşam sürmüştü. (Randevu Hazırlığı)
  • "Çok küçük bir mutluluk istiyorum , okadar küçük olsun ki , kimse istemesin benden..." (Nazım Hikmet)
  • Lades tutuşalım seninle diye Dün gece yalvardım şen sevgiliye İmalı bir eda verip sesine, Sevgili dedi ki: “Söyle nesine?” Dedim: “Aldatırsam eğer ben seni, Bir kere öpeyim beyaz enseni; Aldanırsam üç gün yüzüme bakma! Saçını önümde çözüp bırakma!…” Görelim yenecek diye kim kimi, Güldü, kabul etti bu teklifimi. Artık her sözümden bir hile seçti… Dakikalar geçti….Saatler geçti… Ne onu aldattım, ne de aldandım, Bu böyle senelerce sürecek sandım… Onun dalgınlığı benden de derin, Eski bir şark işi ipek minderin Bir ucunda kendi, bir ucunda ben, Gözlerimiz yerde düşünüyorken Ne hile bulalım diye yarına, Birden o saçını omuzlarına Tel tel dağıtarak başımda durdu. Sonra dizlerime düşüp oturdu Dedi ki: “Yakınlaş! Yakınlaş! Eğil’” Artık ben ladesi cezayı değil Bütün varlığımı unuttum bir an… Bu beklenmeyen iltifatından Binlerce ihtimal gelirken akla. Dedi: “Şu fildişi ince tarakla Saçlarımı tara hiç incitmeden!” Daha tarağa elim gitmeden Güldü “lades” diye yerinden kalkarak Düştü parçalandı yerlerde tarak…. (Nazım Hikmet)
  • Tutunacak başka dal bırakmadılar ki insana. Her şey birbirine karışıyor. (Randevu Hazırlığı)

Yorum Yaz